Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/98 E. 2021/467 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/98 Esas
KARAR NO : 2021/467

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2015
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Silivri ……. Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhinde Silivri …… İcra Müdürlüğünün …… E.sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, müvekkilinin davalıya icra takibine konu olan miktar kadar borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında 2009 yılında bir alacak verecek ilişkisinin doğduğunu, davalının yurtdışında yaşadığı için müvekkilinin borucunun büyük bir kısmını davalının tanıdığı olan …… ‘nın hesabına gönderdiğini, müvekkilinin, davalıya toplamda 47.500 borcuna mukabil davalının tanıdığı ……’ya 23/07/2009 tarihinde 14.000 TL, 11/08/2009 tarihinde 10.000 TL, 31/08/2009 tarihinde 12.000 TL, gönderdiğini ayrıca müvekkilinin, davalı takip alacaklısı …..’e aynı köylü olmaları sebebiyle 4.000 TL daha verdiğini, ancak davalının, borcun ödenmesine rağmen 15/10/2009 tarihinde kötü niyetli olarak icra takibi yaptığını belirterek, müvekkilinin Silivri …. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyada müvekkili yönünden borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Dava devam ederken davacı tarafın vefat etmesi nedeniyle mirasçıları tarafından davaya devam olunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, takibin 2009 yılında yapıldığını, aradan 4 yıl geçtiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakatlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerineYargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. karar sayılı ilamında “davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde, davalının Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasında 30/11/2017 tarihli celsede, davalı ……’ün tanık sıfatı ile verdiği beyanın bir örneğini dava dosyasına sunmuştur. Davalının bu beyanının doğru olduğunun anlaşılması halinde borcun ibrası anlamına gelebileceği ve hukuki bir sonuç ortaya çıkması ihtimali olduğundan bu belgenin temyiz aşamasında ileri sürülmesi mümkündür. Esasen mahkemenin temyize konu kararı 02/03/2016 tarihli olup davalı ……’ün bu beyanı 30/11/2017 tarihinde verdiği için davacının bunu duruşma safhasında dosyaya sunulması mümkün değildir. Bu sebeple Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasının getirtilerek, bu beyan çerçevesinde gerekli tahkikat yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulduğu, mahkememizce tekrardan yapılan yargılamada, Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyası celbedilmiş, dosyanın incelenmesinde davacısının …, davalıların …… ve …… olduğu, haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talepli davada, davacının davalılar ile para ilişkisinin olmadığı, dava dışı ……. ile hayvan alışverişi yapıldığı, icra takibine konu alacağın davalılarla ilişkili olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği görüldü. Bu dosya içerisinde tanık sıfatıyla …… ün 30/11/2017 tarihli celsede beyanına başvurulmuş olup, ….., …’le arasında 87.500,00TL’lik bir borç ilişkisi olduğunu ve bu borcun 40.000,00 TL’sini bayramdan sonra peşin vereceğini, 47.500,00 TL’sinin senet yapıldığını, kendisinin …….’e kurbanlık 50 tane hayvan verdiğini, çiftini 3.500,00 TL’den 50 tane büyükbaş hayvan verdiğini ve buna istinaden 47.500,00 TL’lik senet aldığını ve bayramdan 10 gün sonrada 40.000,00 TL’sinin nakit olarak verileceğini, senedi …..’a verdiğini, ……’ya 40.000,00 TL ver dediğini, 5’şer, 10.000’er TL olarak 34-36.000,00 TL ……’ın kendisine para gönderdiğini, senedin ödenmediğini, senedin yurtdışında olduğu için ……. ‘a verildiğini, senedi ödenmediği için icraya koyduğunu, daha sonra aralarında ibraname düzenlediklerini, …… İcra müdürlüğü dosyasında ibra ettiklerini, 4.000,00 TL peşinat, 47.500,00 TL paranın alınmadığını, ana parayı verin avukat masrafından anlaşalım dediğini, tüm paraların aldığını, faiz istemediğini, ibra sözleşmesinin ikinci bendinde dosya numarasının yanlış yazıldığını, Konya Adliyesi’nde sadece bu dosyanın bulunduğunu beyan etmiş, yine aynı dosyada veteriner bilirkişi tarafından aldırılan 20/04/2017 tarihli raporda 50 adet 1 yaşındaki dişi hayvanın 2008 tarihinde en düşük bedel ile 22.598,25 TL; yerli ırk hesaplaması ile 30.131,00 TL ve en yüksek bedel olarak 44.223,00 TL edeceğini bildirmiştir.
Davalı tarafça, davacı aleyhine başlatılan Silivri ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyasının incelenmesinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine keşidecisinin … olduğu, lehtarın …… olduğu, 01/07/2009 ödeme tarihli, 47.500,00 TL bedelli senede dayalı takip başlatıldığı, senedin arkasında, senedin ….. ‘e verili olduğunun yazıldığı, gerek Konya…..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin……esas sayılı dosyasında, davalının tanık sıfatıyla sunmuş olduğu beyanları, gerekse bu dosyada alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde ve keşide tarihi de dikkate alındığında takibe konu senedin taraflar arasındaki büyükbaş hayvan alımı nedeniyle verilen senet olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin Konya ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası aldırılan bilirkişi incelemesinde tespit edildiği üzere en yüksek bedel üzerinden hesaplanması halinde dahil 44.223,00 TL olacağı dikkate alındığında senedin Büyükbaş hayvan alım satımı nedeniyle verilmiş olduğu sabit olup, bu husus davalının ikrarında da sübut bulmuştur. Davalı, satımı 87.500,00 TL’ye yapıldığını beyan etmiş ise de, bu iddiasını ispat ile mükellef olup, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda emsal alınan değer ile senet değerinin orantılı olduğu anlaşıldığından ve bu senet bedelininde 36.000,00 TL’lik kısmının ödendiği, gerek davalı ikrarı, gerekse ödemeye ilişkin dekontlardan anlaşılmakta ise de, elden verildiği iddia olunan 4.000,00 TL’nin verildiğine ilişkin davacı iddiasını ispat edememiş olup, senet bedeli olan 47.500,00 TL’den ödendiği sabit olan 36.000,00 TL düşüldüğünde bakiye 11.500,00 TL yönünden davacı davalıya borçlu olmadığını ispat edememiştir. Senet nedeniyle başlatılan takipte, davacı tarafça, 81.000,00 TL ödendiği davalı vekilinin icra dosyasına sunduğu haricen tahsil beyanı ile sabit olup, bundan borçlu olunmadığı ispat olunamayan 11.500,00 TL mahsup edildiğinde bakiye 69.500,00 TL’nin borçlu olunmadığı halde ödenen bir para olduğu anlaşıldığından ödeme tarihi olan 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, bakiye 11.500,00 TL yönünden istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı, yukarıda açıklandığı üzere, senet bedeli üzerinden yapılan ödemenin kendi ikrarı ile belirtmiş olmasına rağmen senet bedelinin tamamı üzerinden takip yaptığı, 36.000,00 TL yönünden takip yapmakta kötü niyetli bulunduğu kanaatine varıldığından, İİK 72/5 maddesi gereğince takip konusu alacağın 36.000,00 TL’sinin %20’si üzerinden davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmolunmuş, davalının reddolan miktar yönünden kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 69.500,00 TL’nin, 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak hisseleri oranında davacılara ödenmesine,
Bakiye 11.500,00 TL yönünden istirdat talebinin reddine,
İİK 72/5 maddesi gereğince takip konusu alacağın 36.000,00 TL’sinin %20’si olan 7.200,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine
Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 4.747,54 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 811,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.936,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 811,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 836,40 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 733,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 629,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 9.835,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021

Katip …

Hakim …