Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/959 E. 2021/845 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/959
KARAR NO : 2021/845

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır dünya çapında nakliye ve bilgi lojistik hizmetleri vermekte olan bir firmanın Türkiye iştiraki olduğunu, davalılardan ……. firmasının ise müvekkilinin faaliyet gösterdiği lojistik sektöründe faaliyet gösteren ve müvekkilinin doğrudan rakibi bir firma olup müvekkilinin eski çalışanları olan … ve …’e çeşitli teklifler sunarak müvekkili ile olan sözleşmelerini ihlal etmeye ve sonlandırmaya teşvik ettiğini, davalılardan … ile …’ün müvekkilinin eski çalışanları olup işbu dava için arabuluculuğa başvurulduğu tarih itibarı ile diğer davalı şirketin çalışanları olduklarını davalı …’ın davacı firmada 01/12/2019 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını ancak 19/04/2020 tarihinde iş sözleşmesini (kendisi) sonlandırarak akabinde derhal müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren ve ticari rakibi konumundaki İstanbul’da kain davalı ……. Nezdinde işe başladığını, davalı …’ün ise davacı firmada 06.05.2019 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını ve 04.09.2020 tarihinde 3. davalının da işten ayrıldığını ve akabinde onun da ……. şirketinde çalışmaya başladığını, davalının işten ayrıldıktan sonra müvekkilinin çeşitli müşterilerine -davacı şirkette çalışırken edindiği müşteri ve fiyat bilgilerinden faydalanarak- davalı ile birlikte çalışmaları için teklif ve yönlendirmelerde bulunduğunu, Davalı … ve …’e 08.05.2020 tarihinde Beyoğlu …… Noterliğinden ……. Yevmiye Nolu İhtarname keşide edilerek … ve …’e haksız rekabete son verilmesi ihtar edildiğini, söz konusu bu ihtarda Davalının müvekkil ile akdetmiş olduğu iş sözleşmesinin 10. Maddesinde iş sözleşmesi sona erdikten 60 gün süreyle müvekkilin faaliyet gösterdiği iş sahasında Marmara Ege Akdeniz bölgelerinde başkalarına veya kendisine ait bir işletmede çalışmayacağını (doğrudan veya dolaylı yardımda dahi bulunmayacağını) kabul ve taahhüt etmiş olduğu ve taahhüdün ihlali durumunda 60 günlük brüt maaşı tutarında cezai şart ödemeyi kabul ettiği ayrıca aynı sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca müvekkilin müşteri bilgileri dahil iş bilgilerini sözleşme boyunca ve sözleşme süresi sonrasında başkaları ile paylaşmamayı taahhüt ettiği hatırlatılarak uyarıldığını, bu ihtarın … ve … tarafından dikkate alınmayarak ihlallerin devam ettiğini, davalı ……… aleyhine 5.000 TL Manevi Tazminata, davalı … aleyhine 53.947,32 TL cezai şart ödemesine, davalı … aleyhine 13.482,84 TL cezai şart ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili şirketin, davacı şirketi zarara uğratıp, bundan pay kapma gibi bir kaygısının söz konusu olmadığını, davalı beyaz yakalı işçilerin, sektör dar olduğu için sektörsel bazda tanındığını, özellikle de yıllarını bu mesleğe vermiş çalışanların sektörün öncü firmaları tarafından da bilindiğini, bu tarz personellerle yapılacak iş görüşmelerinde defalarca yapılacak mülakatlara ihtiyaç olmadığını, iddia konusu eylemle müvekkili şirketin nasıl bir ticari avantaj sağladığını,……. ‘un sadece 4 ay davacı şirkette çalıştığını, müvekkili şirketin işçi alımlarında işçinin hangi şirketle ne sözleşme yaptığını inceleyecek ve buna göre işe alım yapmak ya da yapmamak konusunda bir karar vermediğini beyanla kötü niyetli iddialardan öteye gidemeyen, deliller ve yasa maddeleri ile desteklenmeyen, işbu mesnetsiz davanın reddine, dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun olmadığını, müvekkili ile davacı şirket arasında geçerli bir rekabet yasağı olmadığını, müvekkilinin iş sözleşmesini imzalarken inceleme fırsatının bulunmadığını, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu mail yazışmaların hukuka aykırı şekilde elde edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, üvekkilinin çalışma hayatına davacı ve diğer davalı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren birçok firmada çalıştığını, davacı şirkette sadece 4 ay şube müdürü olarak çalıştığını, hali hazırda davalı şirkette hava kargo müdürü olarak çalıştığını, iş yaşamı boyunca sadece lojistik firmalarının hava kargo ve ilgili birimlerinde çalıştığını, rekabet yasağını düzenleyen sözleşme maddelerinin hem hukuken hem de fiilen geçersiz olduğunu, sözleşmenin içeriği ile ilgili çalışanlarla herhangi bir müzakere yapılmadığını, matbu bir metnin davacı tarafından çalışanlara imzalamak zorunda bırakıldığını, müvekkiinin bu sözleşmeyi apar topar imzalatıldığını, müvekkilinin üst düzey yönetici ve davacı şirket genel müdürü olan …… ile daha önce başka bir firmada 2 yıl birlikte çalıştıklarından dolayı zorla imzalatılan sözleşme metnini okumasına dahi izin verilmeden imzalatıldığını, müvekkilinin davacı şirkette sadece 4 ay çalışmış olup bu 4 aylık çalışmasının 1 aydan fazla kısmı pandemi dönemine denk geldiğini, müvekkilinin hem konumu hem de 3 ay gibi kısa bir intibak süresi içinde davacı tarafı zarara uğratabilecek bilgilere ulaşabilmesinin hayatın ve iş yaşamının olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili açısından dava konusu rekabet yasağı müvekkilini işsiz ve işlevsiz bırakacak, ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak bir yana yok edecek şekilde düzenlendiğini beyanla yasa ve usule aykırı davanın esastan reddedilmesine karar verilmesini, yargılama masraflarının davacı taraf üzerinde bırakılması ile lehine avukatlık ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, iş sözleşmesinden kaynaklanan rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şart talebine ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’nin …… E. ……. K.,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’nin …… E ……. K. ilamlarında da belirtildiği üzere;
7036 Sayılı, 25/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesinde, İş mahkemelerinin 5953 sayılı kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı kanuna tabi gemi adamları, 4857 sayılı iş kanununa veya 6098 sayılı TBK’nun ikinci kısmının altıncı bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelere tabi işçiler ile işveren veya işveren vekiller arasında iş ilişkisi nedeni ile sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakacağı düzenlenmiştir. Ticaret Mahkemelerinin görevini düzenleyen 6102 s.k.nun 5. Maddesinde, “Aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresine yer verilmiştir. 7036 s.k.nun 5. Maddesindeki hüküm; yeni ve TTK.nun 4/1-c maddesindeki eski hükmün aksini düzenleyen bir hükümdür. 7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır. Dolaysıyla, davacı tarafın iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) uygulanma imkanı bulunmadığı ve yine somut uyuşmazlıkta davalı şirket ile davacı arasında bir iş sözleşmesi ilişkisi olmamasına karşın anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, davalı şirket ile gerçek kişi olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gerektiği hususu da gözetilerek, görevli Mahkemenin İş Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy İş Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır