Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/93 E. 2020/113 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/93
KARAR NO : 2020/113

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı-borçlu tarafından, Müteveffa ….. ‘ya 350.000 EURO bedelli ve 25.03.2018 vadeli Senet verildiğini, borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle Bakırköy …… İcra Müd. ….. esas sayılı İcra Müdürlüğü dosyası ile Davalı-Borçlu aleyhine Kambiyo senetleri hakkındaki hususi icra takibi yapıldığını, Davalı tarafın borca ve imzaya itiraz ettiğini, Bakırköy …… İcra Mahkemesi’nde (…. E.) görülen davada, senet üzerindeki imzanın Davalı-Borçluya ait olmadığı gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve Müvekkili Davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiğini, Hükmedilen İcra inkar tazminatının tahsili için davalı-Borçlu tarafından Bakırköy …. İcra Müd. …… E. sayılı İcra dosyası ile Müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, Bakırköy …… İcra Mahkemesi (…… E.) tarafından verilen karar ve kararın dayandığı Bilirkişi raporu açıkça hukuka olduğunu, bu nedenle karar ile ilgili istinaf başvurusu yaptıklarını, dava konusu senet borcu ve senet üzerindeki imzanın Davalı …’a ait olduğunu, Dilekçe ekinde ibraz edeceğimiz Grafolog Bilirkişi Dr. ….. tarafından düzenlenen Bilirkişi raporunda da, Senet üzerindeki imzanın Davalı-Borçlu …’a ait olduğu tespit edildiğini, icra Mahkemesi tarafından bu konuda yeterli inceleme yapılmadığı gibi, inceleme konusundaki taleplerimiz de reddedilmiştir. Bu nedenle sair konularla birlikte, senet üzerindeki imza ile ilgili inceleme yapılmasını ve Davalının Borçlu olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Kanunda davanın tarafları bakımından açılacak dava ile ilgili herhangi bir ayırım ve sınırlama da yer almamıştır.
Dava türü ne olursa olsun “dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, davacı ve davalı açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Elbetteki menfi tespit talebi ile alacak talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda verilecek hükümler de farklıdır. Ancak dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Dava şartının sadece alacak ve tazminat davalarında getirildiğini kabul sınırlı bir uygulamaya yol açacak olup, bu sonucun da kanunun amaçsal yorumuna uzak olacağı ve menfi tesbit davalarının her zaman istirdada dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Başkanlığının 26/12/2019 gün ve 2019/2292 esas 2019/1643 karar sayılı ilamı)
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; Davanın 31/01/2020 tarihinde maktu harç yatırılarak açıldığı, dava dilekçe içeriğinde arabulucuya başvurulduğuna dair ifadenin yer almadığı, 7155 Sayılı Kanun ile 6102 TTK.’nın 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/a maddesi uyarınca bu kanunun 4. Maddesinde belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın alacak ve tazminatları hakkında dava açılmadan önce arabuluculağa başvurmuş olması dava şartıdır. Davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usülden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın arabulucuk dava şartının yokluğu nedeni usulden REDDİNE,
2-Peşin harç yeterli olduğundan tekrardan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dosya Kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 04/02/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)