Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/929 E. 2022/1018 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/929 Esas
KARAR NO : 2022/1018

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin arasında Büyükçekmece ….Noterliğinin 29 Nisan 2008 tarih ve …. yevmiye numarasına kayıtlı bulunan Adi Ortaklık Sözleşmesi ile …. ili …. ilçesi … köyünde kain …. ada …. parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine yapılacak inşaat hususunda 50:50 hisse ile bir adi ortaklık kurulduğunu, söz konusu adi ortaklığın inşaatın tamamlanmasıyla sona erdiğini, bu adi ortaklık çerçevesinde yapılan inşaatta bir dönem …. İnşaat- …. İnşaat Adi Ortaklık işçisi olarak çalışan … tarafından sadece müvekkili şirkete yönelik, …. Karar sayılı 10.01.2020 tarihli kararı gereği İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün olarak açılan iş davası sonucunda Bakırköy …İş Mahkemesinin …. Esas …. Esas sayılı icra takip dosyasına mahkeme ilamında belirtilen işçilik tazminat, hak ve alacaklarına mahsuben müvekkil şirket tarafından 09.03.2020 tarihinde 85.150,00 TL ödeme yapıldığını, adı geçen işçinin bir dönem … İnşaat-…. İnşaat Adi Ortaklık çalışanı olması sebebiyle, müvekkil şirketçe ödenen işçilik alacak ve tazminatlarının ortaklık hissesi nispetinde yarısının davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu ihtilafın çözümü için dava şartı olarak arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk sürecinde taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket tarafından 09.03.2020 tarihinde ödenen 85.150,00 TL işçilik tazminat, hak ve alacaklarının, adi ortaklık hissesi nispetinde davalı şirketçe ödenmesi gereken miktarına mahsuben şimdilik 1.000,00 TL’nin, belirsiz alacak hükümlerine göre alacağın tamamının tespit ve hesabı yapıldıktan sonra iddianın genişletilmesi yasağına ve zamanaşımına tabi olmaksızın talebimizi artırmak kaydı şartıyla, davalı şirketten rücuen tazmin ve tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, …. Inşaat-…. İnşaat Adi Ortaklığı bünyesinde çalıştığını iddia ettiği işçinin müvekkili şirket nezdinde herhangi bir çalışması bulunmadığını, iş bu nedenle de davanın müvekkili yönünden husumetten reddini talep ettiklerini, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere davacının adi ortaklık bünyesinde çalıştığını iddia ettiği işçinin müvekkil şirket nezdinde çalışmasının bulunmadığı dönemler açısından herhangi bir sorumluluğu olmayacağını, bu nedenle SGK kayıtlarının incelenerek bu durumun tespit edilmesini talep ettiklerini, söz konusu tespit neticesinde de görüleceği üzere davacının adi ortaklık bünyesinde çalıştığını iddia ettiği işçinin hangi süreçlerde adi ortaklık bünyesinde çalıştığı ve varsa bir çalışmasının bu şekilde tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın, …. İnşaat-…. İnşaat Adi Ortaklığı bünyesinde çalıştığını iddia ettiği işçinin çalışma dönemlerindeki işçilik alacaklarından ortaklık hissesi nispetinde yarısından müvekkil şirketin sorumlu olduğunu iddia ettiğini, davalı şirketlerin her biri farklı şirket olup davacının hangi şirket nezdinde ne kadar süreyle çalıştığı SGK dökümlerinden anlaşılabilir olduğunu, bu nedenle hesaplama yapılırken şirketlerin varsa sorumlu oldukları meblağların ilgili şirketteki çalışma süreleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, aksi takdirde toplam miktarın yarısından doğrudan müvekkil şirketi sorumlu tutmak hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağını, bu nedenle de davacının iddialarının soyut ve haksız nitelikte olduğunu, SGK kayıtlarında da görüleceği üzere tüm şirketlerin proje kapsamında kendi işçilerini istihdam ettiklerini, müvekkili şirketin işveren sıfatına haiz olmadığı dönemlerden bu hali ile sorumlu tutulmasının da hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağını, arz ve izah edilen nedenlerle; davacı tarafın delilerinin tebliği ile delillerinin toplanmasını, tanıklarının ve davacı tanıklarının dinlenmesinden sonra davetiye ile çağrılarak dinlenilmelerine, davacının eksik harcın tamamlatılması için kesin süre verilmesine aksi halde davanın usulden reddi ile davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle müvekkil şirket yönünden husumetten reddine karar verilmesini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddi ile yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …İş Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası, Bakırköy …. iş Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu incelemesi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Bakırköy … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda hükmedilen alacağın davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına yatırmış olması ve taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu iddiası ile dava dışı personelin adi ortaklıkta çalışmış olduğu dönem itibariyle davalı üzerine düşen miktarın tahsili talepli tazminat davasıdır.
4857 sayılı İş Kanunu 2/6 maddesinde “bir işverenden iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet ürün üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerine sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenenin işçilerine karşı o iş yeriyle ilgili olarak bu kanun da iş sözleşmesinde veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur bulunmaktadır.” hükmüne yer verilmiştir.
“… Dava konusu olayda da, davacı ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rucüen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.” T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. Karar
Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlar. Dış ilişkide Kanundan doğan teselsül gereği borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun ödediği miktarı iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsil edebilir. Bu durumda 6098 sayılı TBK’nın 167. maddesi gereğince yarı oranında indirim yapılmaz, diğer bir değişle anılan madde hükmü uygulanmaz.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 13/12/2021 havale tarihli raporunda; Davacının, Bakırköy …İş Mahkemesi 10.01.2020 tarih …. Esas, …. Karar sayılı gerekçeli kararı ile İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya borcu olarak alacaklı … adına 06.03.2020 tarihinde …bank T.A.Ş. İnternet Bankacılığı aracılığıyla İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü hesabına 85.150,00 TL EFT gönderdiğini, işbu ödemenin davacının ticari defterlerinde 06.03.2020 tarih …. numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı olduğunu, Davalı defterlerinde, uyuşmazlık konusu ile ilgili hiçbir kayıt içermediği yönündeki tespitlerimizle; Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davalı şirketin 85.150,00 TL’nin %50’si olan 42.575,00 TL’den sorumlu olduğu yönündeki nihai değerlendirme ve takdir yetkisi sayın mahkemeye ait olmak üzere görüş ve kanaatini belirtmiştir.
Bilirkişi heyeti 07/07/2022 havale tarihli ek raporunda; Davalı vekilinin itiraz ve beyanlarının her hukuki tavsif ve nihai kararın takdiri Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere; bu bağlamda tekrardan dosya ve ekleri üzerinden yapılan evrak incelemesinde: kök raporda yapılan tespitler dışında herhangi bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre; Davacı taraf, Bakırköy …İş Mahkemesi 10.01.2020 tarih …. Esas, …. Karar sayılı kararı gereği, İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takip dosyasına davacı şirket tarafından dava dışı işçinin işçilik tazminatı hak ve alacakları için 85.150,00-TL yatırıldığı, dava dışı işçinin SGK kayıtlarına göre davalı ve davacı şirketlerce oluşturulan 50-50 adi ortaklığın çalışanı olması nedeniyle bu döneme tekabül eden ve davacı şirketçe ödenen miktarın davalı tarafından isabet eden kısmın ödenmesini talep etmiştir.
Dava dışı çalışan …’in dosya kapsamında bulunan SGK kayıtlarından 31/04/2009 – 01/11/2011 tarihleri arasında …. A.Ş adi ortaklığında çalıştığı sabittir. Davacının talep edebileceği miktarın belirlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden davacı şirketin adi ortaklıkta çalışan işçi nedeniyle ödemiş olduğu meblağın, ilgili dönemine isabet eden kısmının % 50’sini rücu edebileceği, rücu edilebilecek miktarın İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasının kapsamında dava dışı işçinin adi ortaklık bünyesinde çalıştığı süreye düşen işçilik alacakları toplamı olan 85.150,00 TL’nin yarısına tekabül eden 42.575,00-TL’yi davalı şirketten rücu edebileceğinin tespit edildiği davacının bu miktar üzerinden ıslah talebinde bulunduğu ve ıslah dilekçesinin usulüne uygun davalı taraf tebliğ edildiği anlaşılmakla, davacının davasını ispatladığı bu nedenle açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, taleple bağlı olarak 42.575,00-TL’nin ödeme tarihi olan 09.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
2-Alınması gerekli 2.908,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harç, 710,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 764,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.143,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ,710,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 818,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.662,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)

Tashih Şerhi

Davacı vekili tarafından verilen 03/11/2022 tarihli tashih talepli dilekçe üzerine dosya ve eki belgeler incelenmekle;
Her ne kadar mahkememizden verilen 03/11/2022 tarih ve …. Esas … karar sayılı kararın hüküm kısmında “… işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine…” denmiş ise de, davanın kabulüne karar verildiği ve sehven davalı yerine davacı yazıldığı anlaşılmakla davacı vekilinin talebi yerinde görülmekle;
Mahkememizin 03/11/2022 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kararın hüküm kısmı 1. bölümünde “… işleyecek olan avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine…” şeklinde sehven yazılan kısmın “… işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde tashihine,
İş bu tashih şerhinin mahkememiz kararının eki sayılmasına dair karar verildi. 03/11/2022

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)