Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/918 Esas
KARAR NO : 2023/699
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2023
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı yetkisizlik kararı ve Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas, … karar sayılı birleştirme kararı üzerine mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava yönünden davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Yapı firmasının sahibi ve yetkilisi olduğunu, müvekkili ile davalı … şirketi arasında 04/09/2018 tarihli Distribütor yetkili bayi sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin 31/03/2020 tarihinde sona erdiğini, sözleşme hükümleri gereği gerekli tanıtım, pazar ve satış faaliyetlerine başladığını, bu konuda gerekli yatırımları yaptığını, müvekkilinin davalı … şirketinden talep ettiği 19 adet 1.353.000,00 TL tutarındaki çeki firmaya teslim ettiğini, sözleşme hükümleri gereği davalı … şirketinden sipariş edilen ve müvekkili firma tarafından Sinop … için 05.11.2018- 02.01.2019 ve 22.02.2019 tarihlerinde sipariş formu geçilen ürünlerden teslimi yapılan 40.504,03-TL’lik ürünün, 26.09.2018 tarihinde sipariş formu geçilen ve Samsun … ilçesine teslimi yapılan 2.415,86-TL’lik ürün, 02.03.2019 tarihinde sipariş formu geçilen ve …. alışveriş merkezine teslimi yapılan 2.148,42-TL’lik ürünün, 07.05.2019-15.05.2019 ve 22.05.2019 tarihlerinde sipariş formu geçilen ve … firmasına teslimi yapılan ürünlerden 46.993,50-TL’lik ürünün, ayıplı çıktığını ve bedellerinin müvekkili tarafından karşılandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 13. maddesinin son fıkrasında sözleşme hükümlerine aykırılıkları halinde karşı tarafa hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmadan 130.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt eder hükmü gereğince müvekkile cezai şart ödenmesinin talep hakkı doğduğunu, davalıya bunun ihtarname ile bildirildiğini, davalılarca sözleşmeye uygun hareket edildiğinin ve ayıplı ürünlerin kendilerine geri teslim edilmediğinin ileri sürüldüğünü, ihtarname ve içeriğini kabul etmediklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak ayıplı ürün bedeli olarak 500,00 TL ile 500 TL cezai şart alacağının avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Asıl dava yönünden davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülmekte olan davanın sözleşmeden kaynaklı bir dava olduğunu, taraflar arasında imzalanan bayi sözleşmesinde yetki sözleşmesinin yapıldığını, Samsun Mahkemelerinin yetkili olmadığını bu nedenle dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafça ödendiği iddia edilen ayıplı mal bedelleri ve ceza şart bedelinin belirli olduğunu, bedel belli iken kısmi dava açılmasını kabul etmeyeceklerini, davacı tarafından iddia edilen ayıplı ürünlerin neler olduğu, niteliği ve miktarı konusunda bir bilgi mevcut olmadığını, sözleşmenin davacının haksız davranışları nedeniyle sona erdiğini belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası 03/06/2021 tarihinde Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Birleşen Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından ticari satıma konu olan fatura alacağından bahisle davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından 50.300,56 TL asıl alacak olmak üzere icra harç ve masrafları, vekalet ücreti ile birlikte toplam; 58.813,70 TL bedelli icra takibi başlatıldığını, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Birleşen Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tümden reddini, haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, mahkeme dosyasının Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında birleştirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı ile davalı … arasında düzenlenen 04/09/2018 tarihli sözleşmenin feshi ile cezai şart ve ayıplı ürün teslimine ilişkin maddi tazminat ile birleşen dava, fatura alacağına dayalı başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi … Talimat sayılı dosyası ile anılan … tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, ticari defterlere göre ilk işlemin … tarih ve 160 yevmiye maddesinde, son işlemin 20/12/2019 tarih ve … numaralı yevmiye maddesinde gerçekleştiğini, davacı ticari defterlerine göre; davacının davalıya 2018 yılı sonu itibariyle 127.816.68 TL borcu bulunduğunu, 2019 ve 2020 sonu itibariyle cari hesap bakiyesi sıfır olduğunu, dava tarihi olan 24/01/2020 tarlhi itibariyle taraflar araşında borç alacak bakiyesi bulunmadığını, davacı tarafça, 2018, 2019 ve 2020 yılı yevmiye defterlerinin ibraz edilmiş olduğunu, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığını, defterlerin, yürürlükteki mevzuata, genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine ve tek düzen hesap planına uygun olarak tutululduğunu, sahibi lehine delil teşkil etme niteliğine haiz olduğunu bildirmiştir.
Mahkememiz tarafından alınan 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; huzurdaki dava taraflar arasında kurulu olan ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağına ilişkin olmadığını, davanın davalı tarafından satışı yapılan ürünlerin ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak davacının ödemek zorunda kaldığı tutarların ve sözleşmenin 13. Maddesindeki cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkin olması sebebiyle, talimat ile alınan bilirkişi raporunda, incelemenin cari hesap bazında yapılmış olması, özellikle ayıplı olduğu ürünler nedeniyle davacının üçüncü kişilere yapmış olduğu ödemeler noktasında defter, kayıt ve belge incelemesinin yapılmamış olması sebebiyle, bu konudaki noksanlığın giderilmesi gerektiği, bunun için de; davacı defter, kayıt ve belgeleri üzerinde,… Müdürlüğü ( … Müdürlüğü) arasındaki cari ilişkinin, … Mim. Müh. İnş. Tur. Ve Tic. Şti. İle arasındaki cari ilişkinin ve diğer ayıba konu ödemelerin olduğu kişi/kuruluşlara ait cari ilişkilerin, davacının ödeme listesinde belirtmiş olduğu malzemelere ve işçilere yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belgelerin incelenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından 11/01/2023 tarihli ek raporunda; ihtilafa konu izolasyon malzemelerinde mevcut olduğu iddia edilen ayıpla ilgili yapılmış teknik bir tespit olmamakla beraber, … Müdürlüğünün yazıları ve ekleri, … firmasının dilekçesi ve ekleri, tanık olarak dinlenen … ‘ın beyanı dikkate alındığında, anılan işlerde kullanılan boyaların (….’ın beyanına göre 2.000 m2 ) ayıplı çıktığının düşünülebileceği, davacının boyaların ayıplı çıkması nedeniyle oluşan kaybının garantiden vazgeçilerek iade edilmek zorunda kalınan çek nedeniyle 22.230,00 TL olduğu, tadilatlar için katlanılmak zorunda kalındığı iddia olunan 11.840,00 TL + 5.790,00 TL = 17.630,00 TL kısma ilişkin fatura, makbuz vb belgenin mevcut olmadığı, söz konusu giderin kadrimaruf olup olmadığı hususunun ise teknik nitelik arz ettiği ve ayrı branşın alanına girdiği, Sayın Mahkemece davalı şirket tarafından satışı yapılan ürünlerin ayıplı olduğu yönünde olması durumunda, davacının sözleşmenin feshinde haklı olduğunun ve dolayısıyla sözleşmenin 13. Maddesi kapsamındaki 130.000,00 TL cezai şart bedelinin tahsil hususlarının hukuki nitelik arz etmesi sebebiyle Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, ayıp ihbar süresi yönünden, dosyaya giren belgelerden izolasyon malzemelerinde mevcut ayıbın kullanım sonrası ortaya çıktığı dikkate alındığında, gizli ayıp olduğunun düşünülebileceği, bu durumda TTK md. 21 hükmünün değil, TBK 223. maddesinin dikkate alınabileceğinin düşünüldüğü, ayıp ihbarına, sözleşmenin bu sebeple feshine, sözleşme kapsamındaki cezai şart bedelinin ve zararların tazminine ilişkin Samsun … Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin 27.8.2019 tarihinde gönderildiği, bu ihtarnameye ilişkin teslim belgesinde imzadan imtina edildiği beyan edilmişse de, davalı ve birleşen davalı şirket tarafından anılan ihtarnameye cevabi ihtarname gönderildiği, bu itibarla, Sayın Mahkemece yapılacak hukuki değerlendirme neticesinde, ayıpların mevcudiyetinin kabul edilmesi ve ayıp ihbarının da yukarıda belirtilen ihtarname ile yapıldığı dikkate alınarak, feshin haklı sebebe dayandığının kabul edilmesi durumunda; Garantiden vazgeçilmesi nedeniyle iade edilmek zorunda kalınan çek nedeniyle 22.230,00 TL, 130.000,00 TL cezai şart bedelinin talep konusu olabileceği, belgesi olmayan 17.630,00 TL ayıp nedeniyle yapılan tadilat giderlerinin kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, ayıplar nedeniyle davalı birleşen davacının icra takibinde talep etmiş olduğu 50.300,56 TL fatura alacağının tahsilinin veya bu faturalar davacı tarafından kabul edilmeyerek deftere kaydedilmediği dikkate alınarak, TBK md. 203 hükmü uyarınca ayıp ihbarında bulunduğu dikkate alınarak tahsilinin istenemeyeceği noktasında nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 24/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; ayıplı ürün bedellerine ilişkin 22.230 TL, cezai şarta ilişkin 130.000 TL olarak davasını ıslah etmiştir.
Davacı teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu iddia etmişse de buna ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığı, taraflar arasındaki yazışmalardan da hatalı uygulama mı yapıldığı yoksa ürünlere ilişkin bir ayıbın mı bulunduğunun belirlenemediği, uyuşmazlığa konu izolasyon malzemesinin kullanılarak 3. kişilere karşı yapılan işlemlerin tamamlandığı, malzemeden numune ayrıldığına ilişkin bir iddianın olmadığı, bu şekilde tamamlanmış işlerde ayıbın üründen mi yoksa işçilik uygulamasından da mı oluştuğunun tespit edilemeyeceği, … Yapı ile … arasında 04/09/2018 tarihinde imzalanan distribütör – yetkili bayii sözleşmesinin 8. Maddesinde “Yetkili Bayiye teslim edilen ürünler içerisinde imalat hatası olanlar, ancak … yetkililerince incelenerek tespit edilip imalat hatası onaylandıktan sonra iade kabul edilecektir. İadenin … tarafından yazılı olarak kabul edilmesi halinde ürünler, yetkili bayinin sevk irsaliyesi ve iade fatura düzenlemesiyle kabul edilir ” şeklinde hüküm bulunduğu, somut olaydaki şekliyle ileri sürülen ayıp iddiasının ispatlanamadığı değerlendirilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; … ‘nın faaliyetlerine son verileceğinin ve sonraki işlemlerin … Yalıtım şirketi ile devam edileceğinin kendilerine bildirilmesi nedeniyle … Yapı ile … arasında 04/09/2018 tarihinde imzalanan distribütör – yetkili bayii sözleşmesinin sözleşmenin feshi başlıklı 13. maddesinin son fıkrasında belirtilen ” tarafların işbu sözleşme hükümlerine aykırılıkları halinde karşı tarafa hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmadan 130.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt eder” hükmü uyarınca cezai şart talep etmişse de sözleşme kapsamında verilen 19 adet çekin 07/12/2018 tarihinde davalı …’ye iade edildiği, cevaba cevap dilekçesinde; … nın araç bedellerini karşılayamayacaklarını, malzeme üretemediklerini, sözleşmedeki belirtilen şartları sağlayamayacaklarını belirterek çekleri iade etmek istediğini, bunun için fabrika müdürü … ile bölge müdürü …’ın Samsun’a geldiklerini beyan etmiş bu süreçten sonra da dava konusu edilen ürünlerin ayıplı olduğunun ortaya çıktığını iddia etmiştir. … Yapı ile … arasındaki bayilik sözleşmesinin karşılıklı olarak tasfiye edildiği iddia ve savunmalardan anlaşılmakla, diğer davalı ve birleşen davacı … ile … Yapı arasındaki ticari ilişkinin de devam ettiği gözetildiğinde cezai şart koşullarının oluşmadığı kabul edilmiştir.
Davalı … bölge müdürü … ‘ın talimat mahkemesince alınan tanık beyanınında; tarih belirtmeksizin, satmış oldukları iki bin metre karelik alana ilişkin poliüretan malzemenin gönderildiğini, iki hafta sonra yağan yağmurlarda malzemenin su yalıtım malzemesi olmasına rağmen çöktüğünün ve işe yaramadığının kendilerine bildirildiğini, şirket sahibi … Bey ile inceleme yapmak üzere gittiklerini, uygulanan malzemenin ayıplı olduğunu yerinde gördüklerini ve buna ilişkin fotoğrafların çekildiğini, beyan etmişse de tanık anlatımlarının iddia ve savunmalarda vakıa olarak yer almadığı, cevaba cevap dilekçesinde …. ile bölge müdürü …’ın çek teslimi için geldiklerini ve bu süreçten sonra ayıpların çıktığı iddia edildiğinden ve tanık ile davalılar arasında Ankara …. İş. Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasıyla husumetin de bulunduğu dikkate alındığında, tanık beyanına itibar edilemeyeceği, tanık beyanın soyut nitelikte olduğu, iddia ve savunmalarla örtüşmediği ve ayıp iddiasını ispatlar mahiyette olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; tanık olarak dinlenen …’ın beyanlarına itibar edilmesi ve ayıp iddiasının ispatlanmış olması ihtimaline dayalı olarak dava dışı şirketlerden gelen yazı cevapları doğrultusunda hesap edilen zarar miktarı ve cezai şarta ilişkin değerlendirmeler mahkememizce dikkate alınmamış, belirtilen hususlar hukuki nitelik taşıdığından rapora itirazlar da reddedilmiştir.
Birleşen dava yönünden faturaya dayalı alacak iddiasında bulunulmuşsa da delil olarak dayanılan ticari defterlerin incelenmesinde tarafların borç alacak bakiyelerinin sıfır olduğunun tespit edildiği, birleşen davacının alacak iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna göre; davacının teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamadığı, davacı ile … arasındaki sözleşmesinin karşılıklı olarak tasfiye edildiği ve davacının vermiş olduğu çekleri geri aldığı, sonrasında diğer davalı birleşen davacı ile ticari ilişkinin devam ettiği, bu nedenle cezai şart koşullarının oluşmadığı, birleşen dava yönünden tarafların ticari defterlerinde borç alacak bakiyelerinin bulunmadığı, birleşen davadaki alacak iddiasının ispatlanamadığı, birleşen davacının icra takibini kötü niyetle yaptığına dair de bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA … ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN
Davanın reddine,
Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin ve 2.583,00 TL tamamlama harcından mahsubuyla bakiye 2.457,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 23.834,50 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA … ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN
Davanın reddine,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.004,82 TL harçtan mahsubuyla bakiye 824,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 9.414,16 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2023
Katip …
e-imzalıdır.
Hakim …
e-imzalıdır.