Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/857 E. 2021/825 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/857 Esas
KARAR NO : 2021/825

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten cari hesap kaynaklı 169.393,97 TL alacağı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafça borca yapılan itirazın yerinde olmadığını, davalının müvekkiline vermiş olduğu 30.000,00 TL bedelli bononun vadesinde ödenmemesi üzerine İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasında icra takibi yapılmış olup, dosya borcunun ödendiğini, davalının itirazının yerinde olmadığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalarda kendini vekille temsil ettirmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; tebligatın TK35’e göre yapıldığını belirterek süre talebinde bulunmuş ise de, tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle ve davacı tarafça muvafakat edilmediğinden davalının tekrardan beyanda bulunmak için süre talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, davacının, cari hesaba dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 199.393,97 TL asıl alacak, 2.019,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 201.413,86 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 28/07/2021 tarihli raporunda; davacının defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğunu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacının cari hesap incelemesinde davalı firmadan 199.612,23 TL alacağı göründüğünü, takip devam ederken davalı hakkındaki İstanbul …… İcra Dairesi’nin …… sayılı dosyasında 30.218,26 TL tahsilat yapıldığını, davalının geriye 169.393,97 TL borcu kaldığını, davacının 2018, 2019 ve 2020 yılında vermiş olduğu BS formları ile davalının aynı tarihlerde vermiş olduğu BA formlarındaki bildirimlerin küçük bir fark dışında uyumlu olduğu, 9.529,00 TL tutarlı 1 adet belge için 2019 yılında fark bulunduğu, bunun dışında 2020 yılına ilişkin bildirimlerde de mutabakat olduğunu bildirmiştir.
Davacı, faturadan kaynaklı cari hesap alacağı olduğundan bahisle iddiada bulunmuş olup, faturalara konu mal/hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükü davacı üzerindedir.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
Sonuç olarak, incelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 2018, 2019 ve 2020 yıllarında devam eden cari hesap ilişkisi bulunmakta olup, bu kapsamda davalı tarafça ödemeler yapıldığı da görülmüştür. 2018 ve 2020 yılına ilişkin davacı BA ve BS bildirimleri tamamen birbiriyle uyumlu olup, 2019 yılında 9.529,00 TL tutarlı bir adet belge dışında 2019 yılındaki bildirimlerinde birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu miktar ve 2020 yılındaki ticaret hacmi dikkate alındığında düzenlenen faturaların büyük kısmının 2020 yılında düzenlendiği ve bunlarında taraflarca karşılıklı mutabakat şeklinde bildirimlerinin yapıldığı, bu haliyle davacının davasını ispat ettiği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 169.393,97 TL asıl alacak yönünden davalının İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 33.878,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 11.571,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.841,17 TL harcın mahsubuyla bakiye 9.730,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.841,17 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.895,57‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 986,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 20.042,43 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Katip …

Hakim …