Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/841 E. 2022/627 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/841
KARAR NO : 2022/627

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraftan 145.000,00 TL+ Kdv toplam 210.000,00 TL tutarında ……… taşlama makinesine ait konveyör sistemlerini satın aldığını, 210.000,00 TL ödeme yapıldığını, 38.900,00 TL tutarın sehven yapıldığını ve 38,900,00 TL tutarın iade edilmediğini beyan ederek, davalı tarafa sehven ödenen 38.900,00 TL’nin 9019,50 ticari faizi ile birlikte toplam 40.842,82 TL olarak geri ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını ve davacı tarafın yaptığı fazla bir ödemenin tespit edilemediğini beyan ederek davanın reddine, takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 24/05/2021 havale tarihli raporunda; Davacı ……. Döküm San. A.Ş. vekilinin inceleme günü geldiği fakat ticari defterlerin sunulmadığı, davalı şirketin Türkiye ticaret sicil gazetesinin 09.03.2020 tarik ve ……. Sayısında, 05.03.2020 tarihinde tescil edildiği, kurucu ortağının …,….. (tek ortak) olduğu, müdür olarak …,…..’nin seçildiği, ………’a ait 2019 yah defter ve kayıtlarının davalı taraf vekilinden talep edildiği, davalı vekilinin 30.04.2021 tarihli e-posta ile “dava dışı ………’ a ait defter ve kayıtlar tarafımızda mevcut olmadığından eklemedik.” diye bildirdiği dekontlar, …….. Bankasına ait olan 10.04,2019 tarihli 50.000,00 TL tutarlı, 19.04.2019 tarihli 50.000,00 TL tutarlı, 28.05.2019 tarihli 50.000,00 TL tutartı, 18.06.2019 tarihli 60.000,00 TL tutarlı dekontların, gönderen kısmında davacı tarafın, alıcı kısmında …… Konveyör yazıldığı, EFT olarak gönderilen tutarlarının toplamının 210,000,00 TL olduğu, satın alma sipariş belgesinde, ……… Taşlama Makinası Konveyörü açıklamalı siparişin 1 adet olduğu, sipariş humarasının ……, sipariş tarihinin 08/04/2019, birim fiyatının 145.000,00 TL olduğu, belge üzerinde davacı tarafın ve …… Konveyör- ………’ın bilgilerinin yer aldığı, belgede herhangi bir imza olmadığı, ……… Başlıklı Belgede, konveyör tüpi ve özelliklerinin belirtildiği, onay kısmının davacı taraf kaşesi ile imzalandığı, ……. Sanayi …,….. diye yazıldığı, e-posta adres ve telefonun numaralarının belirtildiği, iban numarası ve hesap adı olarak ……… ismini yazıldığı, dekontlar üzerinde bulunan iban numarası ile bu belge üzerinde bulunan iban numarasının aynı olduğunu, ihtarname, davacı tarafından Beyoğlu ……. Noterliğinin 17.01.2020 tarihli 00862 yevmiye numaralı ihtarnamesinde ‘ sayın muhatap ……… Taşlama Makinesine ait Konveyör sistemleri satın alımı için 145.000,00 TL+Kdv karşılığında tarafınıza 210.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Tarafınıza sehven yapılan 38.900,00 TL tutarındaki ödemenin iade edilmesinin vekaleten ihtar etmekteyiz’ denildiği, 38.900,00 TL ödemenin ihtarname tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde gönderilmesinin talep edildiği, davacı tarafın 2019 yılında ………’a ait 2 adet faturayı Kdv hariç 221.340,00 TL üzerinden beyan ettiği, sadece davalı ….. San. Tic. Ltd. Şti’nin 2020 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelenebildiği ve davacı taraf ile ilgili herhangi bir cari hesap hareketinin veya borç-alacak kaydının bulunmadığı, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi 30/03/2022 tarihli talimat raporunda özetle; Davacının ticari defterlerini e-defter olarak tuttuğu, defter beratlarını süresi içinde oluşturduğu ve davacının ticari defterleri delil niteliğine sahip olduğu, davacının davalıya 210.000,00 TL ödeme yaptığı, davalının da davacıya (145.000,00+26.100,00) 171.100,00 TL fatura kestiği, davacının davalıya 38.900,00 TL fazla ödeme yaptığı ve davalının davacıya 38.900,00 TL borçlu olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında fazla ödeme yaptığı iddiası ile sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca fazla ödenen bedelin iadesi talepli alacak davasıdır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre;
Somut olay bakımından öncelikle dava şartları incelenmiş olup 6100 sayılı HMK’nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Davada taraf sıfatı (husumet) dava konusu yapılan, maddi hukuktan doğan (subjektif) hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Başka bir ifadeyle sıfat, dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilenlerin, maddi hukuk açısından, gerçekte bu niteliği taşıyıp taşımadığıyla ilişkilidir ve esas hakkında verilecek olan kararın içeriğinin belirlenmesi bakımından önem taşır.
Uygulamada sıfat için ”husumet” terimi kullanılmaktadır. Fakat, husumet (özellikle Husumet Ehliyeti) teriminin, Taraf Ehliyeti ve Dava Ehliyeti (ve hatta Dava Takip Yetkisi) terimleri için de kullanıldığı görülmektedir. Böylece, bugün uygulamada kullanılan ”husumet” teriminin belirli bir anlamı yoktur. Bu terim ile neyin kastedildiğini anlayabilmek için her olayın ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, husumet terimi yerine, daha açık olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve taraf sıfatı terimlerinin kullanılması doğru olur. Yukarıda da belirtildiği gibi, sıfat, dava konusu yapılan ve maddi hukuktan doğan hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası bakımından bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez ve dava sıfat yokluğundan (husumetten), esastan reddedilir. Taraf sıfatının (davacı bakımından Aktif Husumet Ehliyetinin; davalı bakımından, Pasif Husumet Ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (def’i değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi sıfat yokluğu da ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir. Sıfat yokluğu, bir davada dava şartlarından sonra, yani tahkikat aşamasında incelenir. Sıfat yokluğunun, mümkünse diğer itirazlardan önce incelenmesi gerekir. Çünkü, taraflardan birinin taraf sıfatı yoksa, diğer itiraz ve def’ilerin incelenmesine gerek kalmaz (HMK’nın madde 143). (Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Prof. Dr. Sema Taşpınar Ayvaz; Medeni Usul Hukuku 1. Baskı Ankara 2016 S. 258-261).
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay bakımından; her ne kadar davacı dava dilekçesinde ….. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.- ………’ ı davalı olarak göstererek husumet yöneltmiş ise de, davacı tarafından ticari ilişki kapsamında fazlanan ödediğini iddia ettiği satın alma bedellerini gösterir davanın dayanağı olan dekontların ve sözleşmenin ……… adına olduğu, davacının dava konusu ettiği fazla ödemelerin iadesine dair davalıya gönderdiği ihtarnamenin de yine …….. adına keşide edildiği, yine ihtarnamede muhattap adresi ile dava dilekçesinde davalının adreslerinin de aynı olmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre ………’ ın gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı ve ……. unvan kaydının da bulunmadığı yalnızca davalı şirketin kaydının bulunduğu görülmekle, dava konusu edilen fazla ödeme yapıldığı iddiasına konu ödemelerin ,…….. adına yapıldığı ve ancak davalı olarak …… Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti-………’ ın gösterildiği anlaşılmakla, davalının bir limited şirket olarak tüzel kişiliğinin bulunduğu, şirket yetkilisinin …,….. olduğu ve dava dışı ……..’ ın ise bu tüzel kişilik ile arasında organik bir bağ bulunmadığı anlaşılmış olup dosya kapsamına göre davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 697,50 TL harcın mahsubuyla bakiye 616,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 5.835,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip ……..
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır