Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/838 E. 2022/873 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/838
KARAR NO : 2022/873

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı ……… A.Ş.’nin Tuzla ve Florya bayiliğini yapan …….. Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen araç teklif formuna göre davalı şirketin Florya bayinden 29/05/2020 tarihinde …… model ……… şasi numaralı ticari aracın 405.000,00 TL bedel karşılığında Tuzla bayinden 12/06/2020 tarihinde …….. model …….. sipariş numaralı ticari aracın 415.000,00 TL bedel mukabilinde satışı hususunda tarafların anlaştığını, müvekkilinin davalı şirketin kurumsal kimliğine duyduğu güven nedeniyle araç teklif formunun düzenlendiği gün davalının muhtelif banka hesaplarına EFT yapmak suretiyle satışa konu araçların peşinat tutarlarını ödediğini,(29.05.2020 tarihinde 60.000,00 TL.,12.06.2020 tarihinde 15.000,00 TL.) ayrıca peşinattan çok kısa bir süre sonra 18/06/2020 tarihinde 290.000,00 TL tutarında ödeme yaparak bir araç bedelinin toplam satış tutarının neredeyse tamamına yakın kısmını ödediğini, aracın şasi numarasından Türkiye’ye hangi tarihte giriş yaptığı ve tescil edildiği sabit olmasına karşın aradan geçen uzun süre zarfına rağmen satışa konu aracı teslim etmeyen davalı yanın müvekkiline verdiği şifahi yanıt aracın üretiminin durduğu, bu nedenle tesliminin yapılmayacağı yönünde olduğunu, sözleşmeden doğan edimi yerine getirmesi için davalıya yaptığı şifahi başvurunun sonuçsuz kalması üzerine müvekkilinin Yomra ……. Noterliği’nin 29/06/2020 tarih, …….. ve ……. yevmiye numarasıyla çekilen ihtarname ile aracın teslimi ile gecikmeden doğan zararın tazminini talep etmişse de davalı yanın ihtara cevap vermediği gibi peşinat olarak aldığı satış bedellerini müvekkilinin hesabına iade ettiğini, davalı tarafından edimin zamanında ve hiçbir zaman ifa edilmemesi nedeniyle müvekkilinin iş yerinde ihtiyaç duyduğu dava konusu aracı başka bir bayiden satın almak istemişse de döviz kurundaki artış nedeniyle aracın şimdilerdeki rayiç piyasa değerinin araç teklif formundaki satış fiyatının iki katı oranında artış göstererek 800.000,00 TL civarına ulaştığını, müvekkilinin sözleşmeye konu aracı davalıdan başka birinden alma fırsatı varken bu fırsatı davalıyla arasındaki sözleşmeye güvenerek kaçırdığını, şimdi aynı aracı almak için teklif formundaki satış fiyatının iki katı tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek davanın kabulüne, sözleşme konusu edimin davalı tarafından zamanında ve hiçbir zaman ifa edilmemesi nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL’nin ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın aracın Türkiye’ye geldiği ve kendilerine teslim edilmediği yönünde iddiada bulunduğunu ancak iş bu aracın üretimi durdurulduğundan dolayı ülkeye girişi yapılamamış olup, davacının beyanının tamamen gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında aracın davacının iddia ettiği bedelle satışının gerçekleştirileceğine dair herhangi bir satış sözleşmesi mevcut olmadığını, davacının sunduğu müşteri bilgi formu ve teklif formu incelendiğinde aracın teslim tarihinde asıl fiyatlandırmanın yapılacağının açıkça izah edildiğini, davaya ve siparişe konu aracın müvekkili stoklarında bulunan bir araç olmayıp alıcının özel istemiyle ithal edilecek bir araç olduğunu, özel isteklerle donanımında farklılıklar olan bu tarz araçların fabrikada müşteri isteklerine uygun şekilde üretildiğini, dolayısıyla yurt dışında sipariş üzerine üretilip ithal edilen bu tip işlemlerde ise aracın tam fiyatını belirlemenin imkansız hale geldiğini, dava konusu aracın ……. ‘in almış olduğu karar ile üretimden kaldırılmış olup, artık “……. ” …….. üretimi yapılmayacağını, bu nedenle Almanya fabrika tarafından Türkiye için üretilmesi ve gönderilmesi planlanan araçların ithal edilememesi nedeniyle satışın gerçekleştirilemediğini ve davacı tarafından ödenen miktarların iade edildiğini, grev, lokavt, afetler, ithalat güçlükleri ve türlü resmi formalitelerden ötürü meydana gelecek sorunlardan dolayı fabrika ve bayinin herhangi bir şekilde sorumlu tutulamayacağı da müşteri bilgi formuyla davacıya iletildiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı açılan iş bu dava nezdinde davacının bütün tazminat istemlerinin ve taleplerinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, motorlu araç satımı sözleşmesinin yapıldığı iddiasına dayalı olarak, davacının dayanmış olduğu adi yazılı belgede belirtilen ve özellikleri açıklanan ve sipariş olunan aracın davacıya teslim edilmemesinden kaynaklı uğranılan belirsiz alacak olarak şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç satışına ilişkin taraflar arasında satım sözleşmesinin kurulu olup olmadığı, bu çerçevede davalının aracı davacıya teslim etme yükümlülüğünün doğup doğmadığı ve aracın davacıya teslim edilmemesi ile davacının zarar uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davacı, dava dilekçesi ile nitelikleri belirli olan motorlu araçla ilgili taraflar arasında satım sözleşmesi yapıldığını beyan etmiş ise de bilindiği gibi, Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde noterler tarafından yapılmayan her çeşit araç satış ve devir işleminin geçersiz olacağı düzenlenmiştir. Adı geçen belge incelendiğinde, söz konusu belgenin ” Hafif Ticari Araçlar Müşteri Bilgi Formu ” adı altında düzenlendiği, davaya konu aracın teknik bilgileri ile finansal bilgilerini içerdiği görülmektedir. Yine dava dilekçesi ekinde, araç bilgileri ile tarafların bilgilerinin de bulunduğu araç teklif formu düzenlendiği görülmüştür. Ancak dosya kapsamında davaya konu aracın resmi şekilde davalı tarafından davacıya satıldığına veya devredildiğine ilişkin resmi bir belgenin bulunmadığı, esasen bu yönde iddia ve delilin bulunmadığı anlaşılmakla, adı geçen belgenin akdin varlığı için gerekli ve tarafları mutlak anlamda bağlayabilecek icap ve kabul niteliğini taşımadığı, ileride yapılacak sözleşmeye esas olmak üzere ve en fazla sözleşme vaadi olduğu açıktır. Zaten tarafların dayanmış olduğu bu belgenin düzenlenme amacı gözetildiğinde, asıl amacın davacının talebine uygun şekilde aracın ithalinin sağlanması ve bu aşamadan sonra tespit edilecek fiyatlara göre gerekli satım akdinin yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle dayanılan belgenin davalıyı bağlayan bir belge ve içerik taşımadığı gibi bu noktada davalı aleyhine yorumlamayı gerektirebilecek bir hal de söz konusu değildir. Tüm bu sebeplerle, davacının dayandığı belgenin, davalı aleyhine sonuç doğuracak nitelik arzetmediği sonucuna varılmıştır. Bu sonuç karşısında, davacının dayanmış olduğu belge çerçevesinde, belgeye konu aracın satışının yapıldığı ve bu nedenle satışı yapılan aracın davalı tarafından teslim edilmemesi sebebiyle uğranılan zararın, taraflar arasında geçerli bir satım sözleşmesi bulunmaması ve dolayısı ile davalının teslim borcu altında bulunmaması sebepleriyle davanın reddine karar vermek gerek olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 341,55 TL harcın mahsubuyla bakiye 260,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır