Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/835 E. 2022/404 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/835
KARAR NO : 2022/404

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı dosyada tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 03/09/2018 tarihinde Tebligat Kanununun 21/2.maddesine göre muhtara teslim edildiği, kendisine tebligat ulaşmayan müvekkilinin İstanbul ………. İcra Müdürlüğünün …….. Talimat sayılı dosyasından 08/07/2019 tarihinde evine hacze gelindiğinde icra takibinden haberdar olduğunu, bunun üzerine 02/09/2019 tarihinde Bakırköy …….. Tüketici Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı ancak Mahkemece verilen 03/03/2020 tarih ve …….. Esas, …….. Karar sayılı kararda davanın görevsizlik nedeniyle reddedildiğini, müvekkilinin …… Sitesi 8. Yol No:2 adresinde …….. Makina İmalat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi olarak ticari faaliyetine sürdürmekte iken 26/12/2002 tarihli şirketteki hissesinin tamamını Zeytinburnu ……. Noterliğinin 28/08/2002 tarih ve …….. yevmiyeli Limited Şirket Hisse Devir Senedi ile …….’e devrettiğini, işbu devrin noterde yapılan işlemden bir süre önce yapılmışsa da noterdeki işlemin 28/08/2002 tarihinde yapıldığını, borcun işbu şirketten ve faaliyetlerinden kaynaklanıyor ise müvekkilinin söz konusu şirketteki hisselerinin tamamını 28/08/2002 tarihinde …….. ‘e devrettiği ve icra takibine konu edilen alacağın 13/11/2002 son ödeme tarihli fatura olduğu dikkate alındığında alacaklı tarafından şirkete ya da şirketin diğer ortaklarına bu taleplerini yöneltmeleri gerektiğini, ödeme emrine bakıldığında istenen enerji bedelinin, yani anaparanın 7.046,13TL olduğu belirtilmekle birlikte 18 yıldır herhangi bir işlem yapmayan idarenin bu bedele bir de %16,80 gecikme faizi ve gecikme faizine %18 KDV eklenerek talepte bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, söz konusu tarih ve sözleşmeye ilişkin herhangi bir bilgi ve dahili, böyle bir borcu olmayan müvekkili hakkında şayet böyle bir borç olsa dahi zamanaşımına uğramış olacak olan alacak hakkında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ve kötüniyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibine girişilmiş olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir..
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu borcun özelleştirmeden (devirden) önceki döneme ait bir borç olduğunu, söz konusu dönemde normal tüketimlerin faturalandırılması, kaçak tutanağı tutulması ya da bunların faturalandırılmasına dair bir standart ve yapı olmadığı bu nedenle de söz konusu icra takibi ile ilgili olarak müvekkili şirketin herhangi bir kötü niyetinin olmadığını, somut olayda davaya konu tesisatta davacı yanın da bir dönem sahibi olduğu şirket tarafından ticari faaliyetleri sırasında kaçak elektrik kullanımında bulunulduğunu, söz konusu bu kaçak kullanımın özelleştirmeden (devirden) önceki döneme ait olduğundan söz konusu bilgi ve verilerin girişinin o dönemde yapıldığını, davacı yanın iddialarını kabul etmemekle icra takibinin yöneltildiği kişi konusunda bir hata mevzu bahis ise bunun müsebbibinin müvekkil şirket olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinde kötü niyet olmadığını, ortada iddia edildiği gibi bir hata varsa da müvekkili şirketin bilgisi dışında geliştiğini, müvekkili şirket tarafından alacağının olmadığı bilinmesine rağmen başlatılmış bir icra takibinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, davanın ve tüm haksız talepler bakımdan esastan reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, ödenmeyen gecikmiş enerji bedeli nedeniyle davacının davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 7.046,13 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre;
İspat yükünü düzenleyen HMK 190. maddesi: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” hükmünü haizdir. Aynı doğrultuda hüküm içeren TMK. madde 6. Maddesinde de “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” denilmektedir. Menfi tespit davalarında ise niteliği gereği alacaklı ve borçlu tarafın rolleri değişmekte; dava borçlu tarafından açıldığı için ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafa düşmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, takip dosyasına konu edilen abonelik sözleşmesi sonucu ödenmeyen faturaların tespiti ve daha da öncesinde taraflar arası akdedilen abonelik sözleşmesini sunması için davalıya süre verilmiş olup davalının, kurumları nezdinde yapılan incelemede davacı adına kayıtlı bir abonelik kaydına rastlanmadığına dair cevap verdiği görülmekle ispat yükü üzerinde bulunan davalının, gerek müzekkere cevabı gerekse cevap dilekçesi kapsamında, davacının takibe konu alacak itibariyle kendilerine borçlu olduğuna ilişkin delil sunamadığı ve davayı ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davacının Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı takip dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin şartlar oluşmaması sebebiyle reddine,
3-Alınması gerekli 481,32 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 120,34 TL harcın mahsubuyla bakiye 361,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 120,34 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 182,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 62,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2022

Katip ………
e-imzalıdır

Hakim ……..
e-imzalıdır