Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/828 E. 2023/283 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/828 Esas
KARAR NO : 2023/283

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin, sermayesi 200.500.000 adet paya ayrılmış toplam 200.500.000,00-TL olan davalı şirket’te, sermayesi toplam 50.125.000,00-TL olan ve 50.125.000 adet hissenin sahibi olarak azınlık pay sahibi hissedar olduğunu, azınlık pay sahibi olan müvekkilinin, şirketten ortak olmakla elde etmeyi beklediği faydayı elde etmesine engel olunduğunu ve şirketten uzaklaştırılmak istendiğini, çoğunluk sahip olduğu gücü ortaklık menfaatine değil de kendisi yahut özel bir grubun menfaatleri doğrultusunda kullandığından çoğunluk gücünün kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, azınlık pay sahibi olarak kar payı alma hakkının engellendiğini, davacı müvekkilinin TTK madde 446 uyarınca iptal davası açmaya yetkili olduğunu, dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması gerektiğini beyan ederek, taleplerinin kabulü ile TTK’nun 449. Maddesi uyarınca, Şirket Yönetim Kurulu üyelerinin görüşlerinin öncelikli olarak alınması suretiyle, 25.09.2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantı gündeminin … maddesinde yer alan ve hem iyiniyet kurallarına aykırı biçimde hem usul ve yasa ihlal edilerek alınan dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini, 25.09.2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan … numaralı kararın kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden alınan kararın batıl olduğunun tespitine, butlanın tespiti talebimizin kabul görmemesi halinde alınan kararın TTK m.445 uyarınca iptaline, davalı şirket’in 2019 yılı net karının %25’inin davalı şirket’in hissedarlarına nakdi olarak dağıtılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili özetle: davacının kötü niyetini ispat etmek bakımından ortağı olduğu “… ve Tic. Ltd. Şti” isimli şirketten, grup şirketlerinden … A.Ş.’ye et satışı yapıldığını, bazı alımlarda daha uygun fiyat veren başka firmalar olmasına rağmen, davacının yönetim yetkisini kullanarak, kendi firmasından alım yaptırmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, açık delillerle ispat etmemize rağmen, davacı tarafın bu konuda cevap vermekten kaçındığını, davacı tarafın davanın açılışından sonra meydana gelen ve dava ile ilgisi olmayan, şirketin 2021 yılı Olağanüstü Genel Kurul toplantısı düzenlenmek suretiyle 2019 yılı karının muvazaalı olarak başka şahıs ve şirketlere aktarılması ve/veya harcanması iddiası kabul edilemeyeceğini, alınacak genel kurul kararı karşısında tüm ortakların eşit statüde olduğunu, davacı tarafın kendisinin kardan mahrum edildiği, çoğunluk tarafından azınlık haklarının ihlal edildiği, kötü niyet iddiası ve dürüstlük kuralına aykırılık gibi iddialarının gerçek dışı olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:25.09.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı, Davalı Şirket’in tüm ticaret sicil kayıtları, … Holding 04.03.2021 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul Çağrı Metni , bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı … Holding A.Ş.’nin 25/09/2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan … numaralı “karın kullanım şekli ve kar dağıtımı” kararının butlanı, kabul edilmemesi halinde ise iptali isteminden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Anonim şirketlerde hâkim olan ilkelerden birisi kararların alınmasında çoğunluk ilkesidir. Bu ilke uyarınca genel kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunmayan veya muhalif oy veren pay sahipleri ile şirketin diğer organlarını da bağlamaktadır. Bu durum Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
İptal edilebilirliğin şartları kanunumuzda 445. Maddede düzenlenmiştir: kararın iptali için kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı aranmakta, genel kurul kararının sadece şirketin veya pay sahiplerinin zararına olması iptal nedeni yapılamamaktadır. İptal edilebilirlik için bu şartlara ek olarak 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret kanununa aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
TTK. 340 maddesi esas sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü oldukça kısıtlamış olsa da esas sözleşmeye aykırılık bir iptal yaptırımı olarak düzenlenmiştir. Anonim ortaklık ana sözleşmesi, ortaklığın kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirket tüzel kişiliği ile şirket ortakları arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen hükümleri ihtiva eden akit türüdür. Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir.

Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir.
Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük
hallerinden birisi de butlandır. Genel kurul kararlarının butlanına ilişkin TTK. m. 447 hükmüne
göre: “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır”.
görüldüğü üzere konusu itibarıyla bâtıl olan genel kurul kararları, bazı niteliklere sahip paysahipliği haklarını kaldıran veya sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan vesermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülenmiştir. Bunun dışındaki bâtıl genel kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesi uygulanır. Bu ilke, özel sebepler dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun
genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşır. Sakınma ilkesinin özellikle şekli sebeplerin (eksiklik ve aksaklıkların) butlana yol açtığı hallerde gözetilmesi gerekir (Güzin Üçışık/Aydın Çelik, Anonim Ortaklıklar Hukuku, C. I, Ankara 2013, s. 342).TTK m. 447/1-a hükmünde belirtilen batıl genel kurul kararları, belirtilen hakları düzenleyen Kanun hükümlerini kaldırmayı ve değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır.
Belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Genel kurula daveti düzenleyen TTK. m. 414 hükmünde öngörülen şartların tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayan genel kurul kararı butlanla sakattır. Örneğin bu hükümde yer alan iki haftalık süreyi üç güne düşüren bir genel kurul kararı butlanla sakat olur. Buna karşılık iki haftalık süreye uyulmaksızın toplantı gününden sadece üç gün önce yapılan bir davet üzerine toplanan genel
kurulda alınan kararlar batıl değil iptaledilebilir kararlardır. Yine paysahiplerinin asgari oy hakkını ortadan kaldıran bir genel kurul kararı butlan sonucunu doğururken bir veya birden fazla paysahibinin oyunun kullanılmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel kurul kararı iptal edilebilir bir karardır (Üçışık/Çelik, s. 342-343). Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, paysahibinin genel kurula katılma, asgari oy
kullanma, dava açma hakkı gibi kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki temel haklarının sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuran genel kurul kararları batıldır (TTK. m. 447/1-a). Anonim şirketin tanımına, paysahiplerinin haklarına ve borçlarına ve organsal yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Temel yapı ile kastedilen, anonim şirketi taşıyan ana kolonlardır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran genel kurul kararları, belirtilen
hakları düzenleyen kanun hükmünü kaldırmayı veya değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır. Bu ve bu gibi hallerde kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alınması halinde genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Örneğin her pay ortağa bir oy hakkı verir bu oy hakkı kanunun emredici hükümlerinden doğan bir haktır. Bu hakkı genel olarak ortadan kaldıran veya sınırlandıran
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık bir veya birden fazla paysahiplerinin oyunu kullanmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel kurul kararları iptaledilebilir kararlardır (Üçışık/Çelik, s. 343). Türk Ticaret Kanunu m. 446/1-b hükmünde, “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri(ne)” anılan kararlar aleyhinde iptal davası açma hakkı tanımak suretiyle, belirtilen ihlallerin genel kurul kararının butlan veya yokluk sonucunu doğurmadığını belirtmiş olmaktadır (Üçışık/Çelik, s. 343-344). Yargıtay TTK. m. 414 hükmünü emredici nitelikte bir hüküm olarak kabul ettiği halde, bu hükme aykırı bir davet üzerine toplanan genel kurulda alınan kararların iptaledilebilir kararlar olduğunu ifade etmiştir . (Y.11.HD’nin 10.11.1989 tarih ve E. 89/6155, K. 89/6157 sayılı kararı).Kâr payı alma hakkı her ne kadar öğretide ve de Yargıtay kararlarında yer almışsa da ilk defa yeni TTK’nın 507/1 maddesi ile bir hak olarak kanunda düzenlenmiştir. Söz konusu madde uyarınca her
bir pay sahibi, imtiyaz hariç olmak üzere, dağıtılmaya tahsis edilmiş olan net dönem kârına oransallık ilkesi uyarınca esas sermayedeki payı oranında katılma hakkına sahiptir. Kâr payının tanımlanmamasına karşın her pay sahibinin kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre net dönem kârına payı oranında katılma hakkına haiz olduğu TTK’nin 507. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hakkın hukuki niteliğine ilişkin ise doktrinde tartışmalar devam etmektedir. (Atakan, Murat Can, Anonim Şirkette Pay Sahipliği Hakları, Aristo Yayınevi, İstanbul 2022, s…) Eksi Ticaret Kanunu’nda 385. maddede sarih bir şekilde kâr payı alma hakkının müktesep hak olduğu
tanzim edilmişti. Bir defa kazanıldıktan sonra, hak sahibinin rızası olmaksızın üzerinde tasarruf edilemeyen haklar anlamına gelen müktesep haklar; öğretide içeriğinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılamaması bakımından “mutlak” ve “nispi” müktesep hak olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. Mutlak müktesep haklar pay sahibinin rızası olmaksızın bertaraf edilemez ve sınırlandırılamaz. Buna karşılık nispi müktesep haklarda bazı somut ve özel durumlarda hakkın özüne dokunulmamak kaydı ile sınırlamalar getirilebilir. (Atakan, Murat Can, Anonim Şirkette Pay Sahipliği Hakları, Aristo Yayınevi, İstanbul 2022, s.8) Kâr payının esas sözleşme ile belli şartlar altında sınırlandırılabilmekle beraber tamamen ortadan kaldırılamayan ve pay sahiplerinin de vazgeçemeyecekleri haklar olması dolayısıyla söz konusu hakkın müktesep hak mı yoksa vazgeçilmez hak mı olduğu konusunda doktrinde görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Müktesep haklar; hakkın kaldırılabilmesi için ya da değiştirilebilmesi için pay sahiplerinin onayına ihtiyaç duyulan haklardır. Bu nedenle pay sahiplerinin oy birliği ile alacakları karar ile genel kurulca sınırlandırılabilir ya da kaldırılabilir. Buna karşılık vazgeçilmez haklarda ise söz konusu haklar kanun tarafından tanınmıştır ve de pay sahibinin rızası olsa dahi sınırlandırılamayacaklardır. (Atakan, Murat Can, Anonim Şirkette Pay Sahipliği Hakları, Aristo
Yayınevi, İstanbul 2022, s.8)Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, dava, davalı şirketin 25.09.2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel
toplantısında alınan “Karın Kullanım Şekli ve Kar Dağıtımı”na ilişkin … numaralı kararının butlanı, kabul edilmemesi halinde iptali isteminden ibarettir. Yapılan incelemede şirketin toplam 200.500.000,00 TL sermayesi olduğu ve uyuşmazlık konusu genel kurulda 150.375.000 TL’ye tekabül eden payın asaleten, 50.125.000 TL payın ise vekaleten
temsil edilerek asgari toplantı nisabına uyulduğu görülmüştür. Gündemin … numaralı maddesinde, kar dağıtımı hususu görüşülmüş ve dava dışı …’ın şirketin yatırımlar yapabilmesi ve bu yatırımlarda iç kaynaklardan faydalanılması için kar dağıtılmamasını teklif ettiği görülmüştür. Davacı vekili ise, bu hususun genel kurulda oylanması gerekiğini, kar dağıtmamanın bir gerekçesinin bulunmadığını, 2019 yılı net karının %25’nin dağıtılması gerektiğini belirtmiştir. Yapılan oylamada, kar dağıtım teklifi, 150.375.000 TL’ye tekabül eden payların olumsuz oyuyla reddedilmiş, karın dağıtılmaması teklifi ise 150.375.000 TL’ye tekabül eden payın olumlu oyu ile
kabul edilmiş, davalı şirket genel kurulunda kar dağıtılmaması yönünde karar alınmıştır. Davalı şirketin genel kurulunda gerekli nisapların sağlandığı ve usul ve yasaya uygun bir genel kurul toplantısı yapıldığı, itibar edilen bilirkişi kök raporunda yer alan mali incelemelerden, şirketin yeterli karlılık durumuna ulaştığı, 30.569.054,46 TL karı bulunduğu, borçlarını karşılama oranının %125 olduğu ve uzun vadeli finansal riski bulunmadığı tespit edilmiş olmakla kar payı hakkının müktesap hak olduğunun kabulü gerekmiş olup şirketin finansal durumu göz önünde bulundurularak ilgili genel kurul maddesinin iptal şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmış, butlan talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… Holding AŞ nin 25/09/2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağının … nolu kârın kullanım şekli ve kâr dağıtımı hakkında alınan kararın butlan taleplerinin reddine, iptal taleplerinin kabulü ile iptaline,
2-TTK 445.maddesi uyarınca dava sonuna kadar icrasının durdurulmasına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 4.000,00 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 116,60 TL ki toplam 4.116,60 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
…-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/03/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır