Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/76 E. 2020/392 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/76 Esas
KARAR NO : 2020/392

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/08/2008
KARAR TARİHİ : 24/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; yurtdışında çalışan müvekkillerinden istediği an paralarını geri alabilecekleri ve yüksek oranda kar verileceği, taahhüdünde bulunarak davalı şirket temsilcileri tarafından 27/03/1998 tarihinde 100.000 DM para alındığını, aynı yöntemle binlerce gurbetçiden nakit para toplandığını, müvekkillerinin kısa bir süre sonra ihtiyaçları nedeniyle paralarını geri ödenmesini talep ettiklerini, ancak paranın ödenmediğini, davalıların Bankalar Kanunu, TTK, SPK, BK ve ilgili diğer kanunların açık hükümlerine aykırı davranarak müvekkillerinden para tahsil ettiklerini, SPK ve diğer kanun hükümlerine aykırı olarak hisse senetlerini izinsin halka arz ettiklerini ve izinsiz arıcılık faaliyetinde bulunduklarını, bu durumun SPK ve diğer resmi kurum raporlarından açıkça anlaşıldığını, şirket yöneticileri hakkında Konya …… AĞCM de nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını ve dosyanın halen Yargıtayda olduğunu, davacıların şirket ortağı yapılmasının mümkün olmadığını, davacılara hisse senedi teslim edilmediğini, davacılar ile davalı şirketler arasında kanuna uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davalı … ve yönetim kurulu üyelerinin diğer davalılar ile birlikte davacıların zararından sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ,verilen 100.000 DM alacağın bugünkü karşılığı olan 97.656,74 TL den şimdilik 6.500,00 TL nin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, bu doğrultuda davacıların davalı şirketlerle kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, TTK, SPK , BANKALAR KANUNU ve diğer mevzuata aykırı şekilde kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne, davalıların mal varlığı üzerine alacak miktarı kadar tedbir konulmasına, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili yazılı cevap dilekçesinde, davacının davalı şirketde ortaklık payının bulunduğunu, davadaki ihtilafın da bu ortaklık ilişkisinden kaynaklandığını, davacı ile davalı şirket arasında ortaklık ilişkisi bulunduğundan, TTK 329 ve 405 maddeleri gereğince hisse bedellerinin davacıya iade edilmesinin mümkün olmadığını, davacıların ödedikleri bedel karşılığında davalı şirkete ortak olduğunu, SPK mevzuatına aykırı bir işlemim söz konusu olmadığını, hileli bir durumun bulunmadığını, davacının davayı yaklaşık 8 yıl sonra açtığını, hile iddiasının hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, öte yandan haksız eylem kuralları gereğince de verdiğini geri alma yönündeki talebin 1 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, haksız fiil kurallarına istinaden de hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini, davacı taleplerinin BK 126 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, şirketler dışındaki davalıların TTk 336 maddesi gereğince sorumluluğunun söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkememizce davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay…… Hukuk Dairesi’nin …… esas, …… karar sayılı ilamı ile …. Davacı vekili tarafından dayanılan ve dosyaya ibraz edilen sair delillerin değerlendirilmesinin bilirkişi incelemesini gerektirmeyen hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenebilecek mahiyette olduğundan bahisle bozma kararı verilmiş, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada her ne kadar bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve hakimin hukuki olarak çözümlenmesi gerekçesiyle dosya bozulmuş ise de 07/12/2019 tarihli resmi gazetede yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’nun 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2018/3324 esas, 2020/450 karar)
7194 sayılı kanunun geçici 4.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile maktu vekalet ücretinin ortaklık üzerinde bırakılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
7194 sayılı geçici 4. Maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 87,80 TL harcın mahsubuyla bakiye 33,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 14,00 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 68,40 TL’nin davalı …….’nden alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 709,50 TL yargılama giderinin davalı ……’nden alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı …….’nden alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.
24/06/2020

Katip …

Hakim …