Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/75 E. 2022/472 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/75
KARAR NO : 2022/472

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 2017 yılından itibaren cari hesaptan kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafa yapılan satışlara istinaden fatura kesildiğini ve karşılığında ödeme alındığını, 26/06/2018 tarihinde kesilen faturadan sonra davalının ödeme yapmadığını ve bu nedenlerle 11615,15 TL asıl alacak üzerinden Eskişehir ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı taraf kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle borçlu tarafın yerleşim yerinin Zeytinburnu/İstanbul olması nedeniyle yetki itirazlarının bulunduğunu, esas yönünden ise; davacı tarafından iddia edilen temel hukuki ilişkiyi ve faturaları kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 05/02/2022 havale tarihli raporunda; Takip tarihi itibariyle, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafın davalı taraftan 11.615,15 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalı taraftan 11.615,15 TL asıl alacağını talep edebileceği, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, takdir sayın mahkemenize bırakılarak davacı tarafın işlemiş faiz talebinin 249,17 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık %9,00 oranında yasal ve değişen oranlardaki faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Davacının defterlerinin incelenmesi hususunda Bozüyük …. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucunda alınan bilirkişi 19/02/2021 tarihli raporunda;
Dosya kapsamı davacıya ait ticari defterlerdeki kayıtlar ile diğer belgelere göre davacı ile davalı arasında 2017 yılından devir gelen ve 2018 yılının 26.06.2018 tarihine kadar devam eden ticari ilişki olduğu, davacının 05.03.2019 tarihine kadar davalıdan 11.615,15 TL asıl alacağının olduğu, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin tasdik ettirilmesi zorunlu ticari defterler oldukları, açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, davacı ticari defterlerinin yasaya uygun olarak tutulduğu, kayıtların muhasebe uygulama esaslarına ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre yapıldığı sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Eskişehir ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 11.615,15 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK’nun 381 seri no’lu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlar.
Sonuç olarak, incelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; davacı tarafça takibe konu edilen 26/06/2018 tarihinden itibaren düzenlenen fatura bakiye alacağından kaynaklı cari hesap yönünden yapılan incelemede, incelemeye sunulan defter ve belgelerin tarafların lehine delil niteliğine haiz olduğu, yine tarafların BA-BS formları ile yaptıkları bildirimlerin birbiri ile uyumlu olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya takip konusu edilen bedel yönüyle borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla asıl alacak olan11.615,15 TL yönüyle davanın kabulüne ve ancak takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz yönüyle davanın reddine, karar vermek gerekmiştir.
Yine dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi para havalesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 11,615,15 TL asıl alacak yönünden davalının Eskişehir ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde yer alan faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın kabul miktar yönüyle %20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 793,43 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 198,36 TL harcın mahsubuyla bakiye 595,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 198,36 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 73,10 tedbir talebi harcı olmak üzere toplam 322,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.216,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır