Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/719 E. 2021/844 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/719
KARAR NO : 2021/844

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin hurda araç ile yedek parça alım ve satımı alanlarında faaliyet göstermekte
olduğunu, noter huzurunda belirtilen araçları borçlu şirkete satışını gerçekleştirdiğini,
müvekkil şirketin, davalı şirkete; Sultanbeyli ……. Noterliği’nin 17.12.2019 Tarih ve ……. Yevmiye No.lu Araç Satış Sözleşmeleri ile sırasıyla;
……. plakalı 50 adet aracın borçlu şirkete satışını
gerçekleştirdiğini, söz konusu hurda araçların satışı karşılığında basiretli bir tacir olarak 17.12.2019 Tarihli, ……. No.lu ve 250.000,00-TL bedelli faturayı düzenlediğini, söz konusu
fatura bedelinin borçlu şirket tarafından ödenmediğini, davalı şirketin, faturadan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine
müvekkili şirketin, davalı şirket aleyhinde Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı
dosyasıyla icra takibi başlattığını ve borçlu şirket tarafından borca haksız ve kötü niyetli olarak
itiraz edildiğini, davalı şirketin borca itirazının tamamen hukuki mesnetten yoksun olup davalı şirketin müvekkiline olan borcunu ödememek veya ödemeyi geciktirmek amacıyla borca itiraz
ettiğini, müvekkili şirketin, davalı şirkete vermiş olduğu mal ve hizmeti faturalandırdığını, faturada
belirtilen hurda araçların tamamını da eksiksiz olarak davalı şirkete teslim ettiğini, davalı
şirketin, yukarıda belirtilen faturaya herhangi bir itirazda bulunmamasına rağmen başlatılan icra
takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, hem müvekkili şirketin hem de davalı şirketin ticari
defterlerinin incelendiğinde davalı şirketin takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiği anlaşılacağını, davalı şirketin de dava konusu faturaları kabul ederek ticari defterlerine işlediklerini
düşündüklerini, bu doğrultuda mahkeme tarafından davalı tarafa ticari defterlerini sunması
amacıyla kesin süre verilmesini talep ettiklerini, zira davalı şirkete ait ticari defterler üzerindeki bilirkişi incelemesi ile müvekkili şirketin huzurdaki davadaki haklılığının ortaya konulabileceğini, davalı şirket alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksiz ve kötüniyetli olarak borca itiraz etmiş olduğundan müvekkili şirkete icra inkar tazminatı ödenmesini talep ettiklerini, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ……. E. sayılı İcra takibine yapılan haksız itirazın iptaliyle, fazlaya ilişkin alacak ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla alacaklarına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 13,75 oranında ticari avans faiziyle birlikte takibin asıl alacak yönünden devamına karar verilmesini,
borçlu şirketin alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmiş olduğundan, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin hurda araç teşviki kapsamında davacı taraftan, hurda araç alımlarında aracılık
hizmeti veren ve her iki tarafı da tanımakta olan aracı firma ……. Grup Otomotiv ve Ticaret Ltd. Şti. aracılığıyla davaya konu 50 adet hurda aracı 17.12.2019 tarihli 50 adet noter
Araç satış Sözleşmesi kapsamında satın aldıklarını, noter alım satım işlemlerinde müvekkili şirketin, ……. Grup Otomotiv ve Ticaret Ltd. Şti. çalışanı olan …… T.C numaralı ……. ’ün, davacı tarafı ise davacının
abisi olan …….’ın vekaleten temsil ettiklerini, satışa konu 50 adet aracın
bedellerinin satış esnasında davacı adına satış işlemini yapan …….’ a satış
sözleşmelerinde de yazdığı üzere elden nakit olarak ödendiğini, satış aşamasında noterde tarafların satışı gerçekleştiren vekilleri dışında başka tanıkların da yer
aldığını, bu kişiler de satışa vekalet eden ……. ‘ın satışa konu araçların
ödemelerini nakden aldığını ve ödeme almadan kesinlikle imza atmadığını beyan edeceklerini, noter senedinde de açıkça görüldüğü üzere satıcı tarafın her bir araç için aynen yukarıda nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcıya halihazır durumu ile satarak bedelini tamamen
aldığını ve aracı teslim ettiğini” belirterek noter huzurunda araç satış sözleşmelerini imzaladığını, akabinde davacı tarafın noter satışları ile aynı gün ekli ……… seri nolu tanzim ve imza ile müvekkili şirkete
gönderdiğini, davaya konu alacak dayanağı olarak gösterilen faturanın incelendiğinde faturanın
kapalı fatura olarak kaşeli ve imzalı olarak düzenlenmiş olduğunun, içeriğinde 50 adet Hurda
Araç Alım bedeli olarak izahat yapıldığının görüldüğünü, davacı tarafın tacir olup bedelini almadan davacının müvekkili şirkete hurda araç satımı
yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, dosyaya sunmuş olduğumuz noter satış
sözleşmelerinde de “satıcı yukarıdaki nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcıya halihazır durumu ile
satarak bedelini tamamen aldığını kabul ettiğini beyan ve taahhüt eder” ibarelerinin
açıkça yazılı olduğunu, noterlerce düzenleme şeklinde belgelendirilen işlemlerin resmî sayıldığını, içerik ve şekil
bakımından sahteliği sabit oluncaya kadar kesin delil teşkil ettiğini, dolayısıyla davacının söz
konusu araç bedellerini tahsil edemediği yönündeki iddiasının kabule şayan olmadığını, noter sözleşmelerindeki bedelin alındığına dair kayıtların satış sözleşmesi içinde irade beyanı
olarak TBK m. 103 hükmünce makbuz niteliği taşıyacağını, motorlu taşıtın taşınır niteliğine bağlı
olarak TBK m. 235 hükmünce önem taşıyan boyutla, bu tür kayıtların kesin hüküm ve sonuç
doğurduğunun açık olduğunu, noterler tarafından resmî senede bedelin nakden ve peşin
alındığına ilişkin konduğu alım satım sözleşmelerinde bu belge resmî senet niteliği taşımakta
ve TMK m. 7 anlamında bizzat resmî memurlar tarafından düzenlendiğinden bu resmî senette
yer alan her türlü kaydın doğruluğuna kanıt oluşturduğunu, Noter Araç satış ve devir sözleşmelerinin şüpheye yer vermeyecek şekilde satışa konu araçların
bedellerinin ödendiğinin ispata yeter resmi belgeler olduğunu, müvekkili şirketin noter satış
sözleşmelerinde de yer aldığı üzere davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, TMK 7. maddesine göre “Resmi sicil ve senetler belgelendikleri olguların doğruluğuna kanıt
oluşturur.” Bu durumda da noter senedi İİK 38. ve TMK 7. Maddesine göre resmi belgelerden olup
ödemenin şirket adına yapıldığını açıkça ispat ettiğini, davacı tarafça düzenlenmiş olan faturanın ise yapılan 50 adet araç satışının muhasebeleştirilmesi amacından öteye bir anlamı
bulunmadığını, işbu faturanın aşağıda zikredildiği üzere bedeli ödenmiş olduğu için kapalı
fatura olarak tanzim edildiğini müvekkilinin kayıtlarına işlendiğini, davacı tarafın bedelleri
ödenmiş olan araçlar için ayrıca iş bu fatura yoluyla takipte bulunarak mükerrer ödeme talep
etmesinin ise tamamen kötü niyetli olduğunu, noter sözleşmelerinde araç bedellerinin ödendiğine dair açık ifadelerin haksız ve dayanaksız olarak yok sayan davacının araçların
teslimini de ispat ile mükellef olduğunu, fatura fotokopisinde faturanın kapalı fatura olarak kaşeli ve imzalı düzenlenmiş olduğunun
açıkça görülmesine rağmen davacı tarafın anılan faturayı takip ekine ve ihtiyati haciz talep
eklerine kapalı fatura olduğu anlaşılmasın diye kaşesiz, imzasız fatura ebadı büyütülerek içeriği
net anlaşılmayan fotokopi olarak sunduklarını bu şekilde mahkemelerden İhtiyati haciz kararı
almaya çalıştıklarını, kapalı faturanın, mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini, faturanın
düzenlendiği anda ödemesi durumunda bu kurala uygun olarak düzenlenen fatura olduğunu,
Yargıtayın bir çok kararında kapalı faturanın “borcun ödendiğine karine teşkil edeceğini,
istikrarlı şekilde vurguladığını ticari teamülü içtihat olarak benimsendiğini, davacı tarafın dilekçesinde ihtiyati haciz talebini İİK 38. Madde gereğince ilam niteliğinde
belge olduğu iddiası ile bedelin ödenmiş olduğu açıkça yazılı olan noter satış sözleşmeleri ve
ayrıca imzasız ve kaşesiz, kapalı fatura olarak kesilmiş olduğu anlaşılmayan fatura fotokopisine
dayandırma çabasına devam ettiğini, davacı yanın işlemiş ve işleyecek fahiş talebinin de alacak talebi gibi yersiz ve fahiş olduğuna
itiraz ettiklerini, davacının davaya konu tüm taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun
olduğuna, davanın reddi ile davacının haksız takip nedeniyle kötü niyet tazminatına mahkum
edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
18/08/2021
tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin 2019 yılında e-defter mükellefi oldukları, 2019 yılına ait e-defter
beratlarını kanuni süresinde onayladıkları, 6102 sayılı T.T.K.’nın 64/3 maddesi hükümleri
gereği fiziki ortamda tutulması zorunlu Envanter Defterinin açılış tasdiklerini kanuni
süresinde yaptırdıkları, davalı şirkete ait ticari defterlerinin 6102 sayılı T.T.K. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu (H.M.K.
md.222/2), dava konusu faturaya içeriği ile ilgili olarak davalı şirketin herhangi bir itirazının olmadığı,
faturanın 213 Sayılı V.U.K. hükümleri gereği usul ve taşıması gerekli şekle sahip olduğu,
tarafların incelenen ticari defterlerine göre aralarında bir defaya mahsus olmak üzere
ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenen 17.12.2019 tarihli ….. seri ve sıra
numaralı faturanın şeklen ve usulen incelenmesinde, fatura içeriğinde “ Hurda Araç
Bedeli” açıklamalı 50 Adet 247.500 TL + ( % 1 KDV ) 2.500 TL = 250.00 TL olarak
düzenlendiği ( bir adet sıfırın eksik yazıldığı ) , yazı ile ikiyüz ellibin TL olarak yazıldığı,
faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği, düzenlenen kapalı faturalarda ticari hayat
içerisinde ve ticari teamüllere göre “ bedeli alınmış veyahut tahsil edilmiş “ olarak
anlaşıldığı ve uygulandığı, Sultanbeyli ….. Noterliğinin 17.12.2019 tarihli araç satış sözleşmelerinin incelenmesinde
50 adet aracın her birinin değerinin KDV dahil 5.000 TL, toplamda 250.000 TL tutarında
olduğu, noterlik araç satış sözleşmelerine göre ; “ Satıcı nitelikleri ve bedeli yazılı aracı halihazır durumu ile satarak bedelini
tamamen aldığını ve aracı teslim ettiğini, Alıcı, bu aracı halihazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığını, tarafların aracın bedelini
tamamen aldıklarını ve tamamen ödediklerine dair noter huzurunda beyan verdikleri,
tarafların, davacı açısından BS formu ile davalı şirket açısından Ba formlarının
karşılaştırılmasında satım ve alıma ilişkin formların birbirini teyit ettiği, ( davalı şirketin
KDV dahil olarak 250.000 TL beyan ettiği,) davalı şirketin davacı firmaya ticari defter kayıtlarına göre herhangi bir borcunun
bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLER : Tarafların vergi dairelerinden istenen BA-BS formları, Bakırköy …… İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hurda araç satış bedeli karşılığı düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça dava konusu araçların toplamda 250.000 TL bedelli olduğu, bu kapsamda davalıya dava konusu edilen faturaların düzenlendiği, davalının söz konusu faturalara herhangi bir itirazının bulunmadığı ve taraflar arasında Sultanbeyli …… Noterliği 17.12.2019 tarihli araç satış sözleşmesine göre de tarafların aracın bedelini
tamamen aldıklarını ve satış bedelini tamamen ödediklerine dair noter huzurunda beyan verdikleri,
tarafların, davacı açısından BS formu ile davalı şirket açısından Ba formlarının
karşılaştırılmasında satım ve alıma ilişkin formların birbirini teyit ettiği anlaşılmakla, davalı şirketin davacı firmaya ticari defter kayıtlarına ve tüm dosya kapsamına göre herhangi bir borcunun
bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. Maddesi gereğince alınması gerekli 59,30-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.998,53-TL harçtan mahsup edilerek hazineye irat kaydına, bakiye 2.939,23-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider avansından yapılan bir masraf bulunmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın yatırdığı gider avansının talep halinde ve karar kesinleşince davalıya iadesine,
5-Davalı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT 6. maddesi gereğince hesap edilen 25.950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2021

Katip … Hakim …
(e-imzalıdır) (e-imzalıdır)