Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/686 E. 2023/58 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/686 Esas
KARAR NO : 2023/58

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 06/08/2018 tarihinde döve satış sözleşmesinin akdedildiği, usd üzerinden siparişlerin verildiği, teslim edilen mallara ilişkin usd üzerinden faturaların düzenlendiği, faturalara itiraz edilmediği, kur farkı faturalarının düzenlendiği, faturanın davalı tarafından onaylandığı, kur farkı alacağının talep etme haklarının bulunduğu, müvekkili firmanın cari hesap ekstresinde davalı firmadan 11.947,02.-USD alacaklı olduğu, davalının icra takibine 10.964,07.-TL kabul ettiği kalan kısmına ve ferilerine itiraz ettiği, davalının icra dosyasına 10.486,07.-USD ödeme günündeki merkez bankası efektif satış kuru TL cinsinden ödenmesi talebine yapılan itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren yıllık %6 USD azami mevduat faiz oranları üzerinden faizi, borçlu davalı hakkında %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10.964,07.-TL borcunun bulunduğu ve ödeme emrinin tebliği ile bu miktarın ödendiği, fazlası yönünden itiraz edildiği, taraflar arasında kur farkına ilişkin sözleşmenin bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde belirtilen mutabakat formundaki imzanın müvekkil şirket tarafından imzalanmadığı, davacı …. tahsilatları yaparken kur farkından doğan hakkını saklı tutulduğunu bildirmediği, geriye dönük kur farkı talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, 06/08/2018 tarihli sözleşmeyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla emtia bedellerinin çek ile yapıldığı, bu aşamadan sonra kur farkı talebinin hukuka aykırı olduğu, davacı kur farkı talebinin hangi faturaya ilişkin olduğunun belli olmadığı ve alacağın likit olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 11.947,02 USD asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %6,00 USD – merkez bankası azami mevduat faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Çorlu … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi 02/09/2021 havale tarihli raporunda; Davalı tarafından incelemeye sunulan ticari defterleri, cari hesap ekstresi, kayıtları üzerinde inceleme yapılmış ve davalının davacı tarafa takip tarihinde 10.964,07 TL borçlu olduğu, takip dosyasına 10.964,07 TL ödediği ve borcu kapattığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturalar üzerinde USD birim fiyat, USD KDV ve USD Tutar ile birlikte TL birim fiyat, TL KDV ve TL Tutar olarak da belirtilmiş, davalı taraf ticari defterlerine TL tutarları olarak usule uygun kayıtlarını yapmıştır. Davalı taraf Davacının düzenlediği 17.02.2020 tarih ve …. Numaralı E-Fatura 39.260,75-TL kur farkını kabul ettiği ancak bu faturanın detay hesaplamasına dair bir belge olmadığı, hangi faturalar veya ödemelere ait oluşan kur farkı olduğuna dair bir hesaplama tablosu sunulmadığı, davacının ve davalının karşılıklı olarak bu fatura ve muhteviyatını kabul ettiği görülmüştür. Davacının 12.06.2020 tarihli … Numaralı E Fatura 68.448,39-TL faturası ise önce davalı tarafından kabul edildiği, Davalı taraf önce kabul edip kayıtlarına12.06.2020 tarihinde aldığı faturaya istinaden 26.08.2020 tarihinde …. nolu e-fatura olarak davacı tarafa 68.448,39 TL tutarı iade faturası olarak iade ettiği, E-Fatura olarak Davacı tarafa iletilen faturanın kabul edilmediğine veya iade edildiğine dair bir noter ihtarnamesi dosyaya sunulmadığı, bu işlemler sonucunda ise Davalının cari hesap bakiyesi 10.964,07 TL kalan borç miktarını Takip Dosyası ödeyerek kapattığı ve Davacı tarafa borcu kalmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki 06.08.2018 tarihli Sözleşme, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 85 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, USD olarak düzenlenen faturalar açısından 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 215/2-a Maddesi uyarınca kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılacağı hükmü, 12.09.2018 tarihinde yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar açısından da taraflar arasındaki uyuşmazlık Hakkında Hukuki Değerlendirmelerin Sayın Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi 20/12/2021 havale tarihli raporunda; Davacı şirkete ait 2018-2019-2020 yılı ticari defterlerin; TTK. Hükümlerine göre, usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı şirkete ait 2018-2019-2020 yılı ticari defterlerinin V.U.K. ve T.T.K.’na göre mahkemelerde delil niteliği taşıdığı talimat dosyası üzerinden tespit edildiği, dosyada celp edilen dönemlere ilişkin BA-BS formlarına göre taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, Uyuşmazlığın; Davacı kayıtlarını bulunup, davalı kayıtlarında yer almayan; 12/06/2020 tarih 68.448,39.-TL tutarlı kur farkına ilişkin düzenlenen davacı faturası kaynaklı olduğu, (69.022,41.-TL-68.448,39.-TL=574,02.-TL farkın 2018-2019 yılı her iki yana ait kayıtlardaki küsurat farklarından kaynaklandığı üzere üzerinde durulmamıştır.) Ticari ilişkinin döviz bazında olduğunun gerek yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinden, gerekse faturalarda bu hususta yazılı şerhlerden sabit olduğu, Kur farkına dayanak faturanın; 48.961,98.-usd – 500,38.-usd ( 3.400,00.-TL çek karşılığı) toplam 48.461,60.-USD ekstresi bakiyesinin (11/06/2020) güncel kurdan TL bakiyesinin hesaplandığı, bu bakiyeden 260.843,37.-TL ekstre bakiyesinin tenzili ile çıkan farkın kur farkı bedeli olarak 12/06/2020 tarih 68.448,39.-TL bedelli davacı faturasının düzenlendiği, (48.461,60 USD bakiye alacak X 6,7949 M.B Döviz satış kuru= 329.291,76 TL karşılığı – 260.843,37 TL Ticari Defter bakiyesi = 68.448,39.-TL )Davacının 12/06/2020 tarihinde 48.461,60.-USD Alacaklı olduğu, davalı tarafından 12/06/2020 tarihinde 17.885,51 USD ve 19/06/2020 tarihinde 18.633,43.-USD ödeme yapıldığı, davacı .. , davalı … takip tarihi itibariyle 11.947,02-USD Alacaklı olduğu, Takip tarihinden sonra 14/09/2020 tarihinde, icra dosyasına davalı tarafından (10.964,07.-TL / 7.4530.-) 1.471,09.-USD ödemenin yapıldığı, tarafların diğer talepleri sayın mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi 01/08/2022 havale tarihli raporunda; davacı tarafın 2018-2019-2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 2018-2019-2020 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, (talimat raporuna göre) davalı tarafın itirazında, taraflar arasında kur farkına ilişkin bir sözleşme olmadığını, dosya muhteviyatına sunulan sözleşmeyi davalı tarafın. – imzalamadığını – beyan ettiği, iş bu itirazların değerlendirilmesinin uzmanlık alanım olmadığı,sayın mahkemenin yukarıda belirtilen ve detaylı olarak irdelenenhususlar ışığında davacı tarafın kur farkı/değerlemesi yapabilmesineyönelik bir değerlendirme yapması durumunda, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 11.947,02 Usd alacağı talep edebileceği,sayın mahkemenin aksi kanaatte değerlendirme yapması durumunda davalı tarafın borcunun bulunmadığı, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, sayın mahkemenizin takdirlerine ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İİK. 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında; usulüne uygun yapılmış ve itiraz edilmiş icra takibinin bulunması dava şartıdır. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir.
Somut olayda, kur farkı alacağına dayanak olan ve yargılama sırasında dosyaya sunulan kur farkı faturasının TL üzerinden düzenlenmesine rağmen davacı taraf icra takibini USD üzerinden yapmıştır.
Kur farkı faturası yabancı para alacağı (döviz) üzerinden düzenlenen faturanın düzenlediği tarihin kuru ile faturanın tahsil edildiği tarihin kuru arasındaki farktan kaynaklanan ve TL olarak doğan bir alacaktır. Kur farkı düzenlenen temel ilişkide asıl alacak miktarı döviz olarak aynı kalmaktadır.
Kur farkı alacağı döviz olarak istenmesi mümkün olmayıp, Türk Lirası olarak talep edilebilecek bir alacaktır. Türk Kanunları’na göre döviz alacağının Türk Lirası olarak istenmesi mümkün ise de, Türk Lirası alacağının dövize çevrilerek istenmesinin mümkün değildirdir. (Y11H.D’nin 26/05/2022 tarih ve E: 2020/6941 K: 2022/4076).Ayrıca düzenlenen kur farkı faturalarının döviz için yapılan hangi satışlarla ilgili olduğunun bildirilip davalının bu faturalara yönelik TL bazında ödemeleri gösterilip, buna göre davacının kur farkı alacağının doğduğunun da ispatlaması gerekir.
Davacı TL üzerinden düzenlediği kur farkı faturasını USD üzerinden icra takibi başlatıp alacak talebinde bulunması mümkün olmadığından , takibe sıkı sıkıya bağlı itirazın iptaline ilişkin davada usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığının kabulü gerekmiş, bu duruma göre itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi Dosya No : 2022/1308 Karar No : 2022/1071)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın İİK. 67 .ve HMK 114-(2) maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılmış icra takibinin bulunması dava şartıdır yokluğu nedeniyle HMK. 115. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatının reddine
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 980,34 TL harcın mahsubuyla bakiye 800,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 13.286,60 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/01/2023
Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)