Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2022/1056 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/685 Esas
KARAR NO : 2022/1056

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in % 24 pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi, davalı …. Lojistik Hizmetleri A.Ş’ nin dava dışı …. Taşımacılık A.Ş.’ nin % 74 ( Hakim ) hissedarı, davalı …’ın, hakim hissedar davalı …. Loj. Hizmetleri A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi ve … Taşımacılık A.Ş.’nin kayden yönetim kurulu üyesi ve başkanı, davalı …’nun hakim hissedar …. Lojistik Hizmetleri A.Ş ve …. Taşımacılık A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi, davalı ….’ın hakim hissedar …. Lojistik Hizmetleri A.Ş’ nin yönetim kurulu üyesi ve başkanı olduğunu, dava dışı …. Taşımacılık A.Ş.’nin yönetimindeki suistimaller ve hakim hissedar yetkililerinin hakimiyeti TTK’nın 202 maddesi uyarınca hukuka aykırı olarak kötüye kullanmaları sonucunda ile müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama sürecinde gerçek zarar miktarı belirlenmek üzere şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …. Lojistik Hizmetleri A.Ş’nin davacı tarafın paydaşı olduğu bağlı şirket olan … A.Ş.’ nin TTK’nın 195. maddesi uyarınca hakim şirketi konumunda olduğunu, davacının 23.11.2016 tarihine kadar dava dışı bağlı şirketin sınırsız müşterek imza yetkilisi olarak genel müdürlük ve yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüttüğünü, ayrıca hakim hissedar ve yönetim kurulu aleyhine davacı tarafça açılmış derdest dava bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, ihtarnameler ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK 202. maddesi uyarınca hakim hissedarın hakimiyet hakkını hukuka aykırı olarak kullandığı iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşbu dosya, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2018 gün ve …. esas … karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize intikal ederek mahkememizin … esas sayılı dosya numarasını almış, mahkememizin …. esas sayılı dosyasından verilen 04/07/2019 tarihli karar ile, “…-HMK 114/1-ı maddesi gereğince derdestlik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,…” karar verilmiş, verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile kaldırılarak mahkememizin …. esas numarasını almıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, …. karar sayılı ilamında,”… İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı dosyası ile açılan davanın işbu dava yönünden derdestlik oluşturmadığı anlaşılmakla; mahkemece taraf delilleri toplanılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, davanın derdestlik dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun değildir….” denilmek suretiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan dava dışı …. Taşımacılık A.Ş’nin de davaya konu yıllara ait ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 30/09/2022 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Dava dışı … Taşımacılık A.Ş. Kayıtlarının tetkikinde, şirketin Sermayesinin 10.000.000,00 TL olduğu, 1 tüzel kişi ve 4 gerçek kişiden oluştuğu, davacı …’in dava dışı şirkette % 24 pay sahibi ve davalı ….
Lojistik Hizmetleri A.Ş’ nin ise dava dışı şirkette % 74 pay sahibi olduğu, davacı … ‘in 23.11.2016 tarihine kadar, dava dışı şirkette Yönetim Kurulu başkanı olduğu, 17.11.2017 tarihli … nolu yönetim kurulu kararı ile davacı …’in istifa ettiğini, davacı
… tarafından gelen, 08.11.2017 tarihli şirket merkezine gelen Beyoğlu
…. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı ihtarnamedeki talebi üzerine, … ’ın
yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi kararı verildiği tespit edilmiştir.
Celp edilen İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ,… esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacısı … tarafından davalılar … ve …. Lojistik Hizmetleri A.Ş (Temsilen …) aleyhine, 07/11/2017 tarihinde Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan tazminat talepli dava açıldığı, dava dilekçesine göre, Şirketin, davalıların kusuru nedeniyle uğradığı toplam zarar miktarının müteselsilen Şirkete ödenmesine ilişkin olduğu, davanın 07/02/2019 tarihinde karara çıktığı, kararda, davacının kendisinin de iddia ettiği zarara yönelik müteselsil sorumluluğu bulunduğu, davacının, yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğu döneme ilişkin diğer şirket yönetiminde bulunan kişilere karşı sorumluluk davası açamayacağı, eylemlerin somut olarak delillendirilemediği, bu neden davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, dosyanın istinafta olduğu henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan ve itibar edilen 30/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…. dava dışı şirketin 09.06.2017 tarihli olağan genel kurula sunulan, 2016 yılı finansal
tablolardaki ve faaliyet raporundaki bilgilerin, ticari defterlerdeki bilgiler ile aynı
olduğu ve usulüne uygun tutulduğu,
dava dışı ….. Taşımacılık A.Ş.’nin 2015, 2016 ve 2017 yılı
Bilanço tablolarından, Öz Sermayesini koruduğu ve borca batık durumda olmadığı,
Dava dışı …. Taşımacılık A.Ş.’nin 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari
defterleri, mali tablo üzerinde yapılan incelemelerde, davacı … ve dava dışı
şirketin, davalılar tarafından zarara uğratıldığına dair kayıt ve belge tespit edilmediği,…” rapor edilmiştir.
TTK 202. Madde hükmü yeni bir düzenleme olup karşılığı eski Ticaret Kanununda yer almamaktadır.
TTK. 202- (1) a) Hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Özellikle bağlı şirketi, iş, varlık, fon, personel, alacak ve borç devri gibi hukuki işlemler yapmaya; kârını azaltmaya ya da aktarmaya; mal varlığını ayni veya kişisel nitelikte haklarla sınırlandırmaya; kefalet, garanti ve aval vermek gibi sorumluluklar yüklenmeye; ödemelerde bulunmaya; haklı bir sebep olmaksızın tesislerini yenilememek, yatırımlarını kısıtlamak, durdurmak gibi verimliliğini ya da faaliyetini olumsuz etkileyen kararlar veya önlemler almaya yahut gelişmesini sağlayacak önlemleri almaktan kaçınmaya yöneltemez; meğerki, kayıp, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilsin veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınsın. b) Denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmazsa, bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun, kayba sebep olan, yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Hâkim istem üzerine veya resen somut olayda hakkaniyete uygun düşecekse, tazminat yerine bu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir. c) Alacaklılar da, (b) bendi uyarınca, şirket iflas etmemiş olsa bile, şirketin zararının şirkete ödenmesini isteyebilirler. d) Kayba sebebiyet veren işlemin, aynı veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı hâlinde tazminata hükmedilemez. e) Pay sahiplerinin ve alacaklıların açacağı davaya, kıyas yoluyla 553, 555 ilâ 557, 560 ve 561 inci maddeler uygulanır. Hâkim teşebbüsün merkezinin yurt dışında bulunması hâlinde tazminat davası bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır.
TTK 202 maddenin uygulanmasında 2 farklı durum mevcuttur. İlk olarak hakim şirketle bağlı şirket arasındaki ilişkidir. Diğer bir ilişki de bağlı şirketin pay sahipleri ile alacaklıların hakim şirketle ilişkisidir. Maddenin 1. Fıkrasının b bendinde denkleştirmenin hakim şirket tarafından yerine getirilmemesi halinde, bağlı şirketin pay sahibinin ne gibi haklar elde edebileceği düzenlenmiştir. Buna göre denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmaz ise, bağlı şirketin her pay sahibi, hakim şirketten ve kayba neden olan yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Bu zarar, doğrudan doğruya doğan zarar olabileceği gibi dolaylı zarar da olabilir. Yasada dolaylı zarar yönünden bir düzenleme mevcut değil ise de; genel kurallar çerçevesinde dolaylı zararlar içinde dava açılabilecektir. 1. Fıkranın c bendinde alacaklılar yönünden bir düzenleme getirilmiştir. 1. fıkranın d bendinde bir sorumsuzluk ilkesi getirilerek kayba neden olan işlemi, aynı veya benzer koşullar altında şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeni ile hareket eden bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin kanıtlanması halinde tazminata karar verilemez. Birinci maddenin (e) bendinde, pay sahipleri ile alacaklıların açacağı davada kıyas yolu ile uygulanması gereken yasa hükümleri açık ve seçik olarak belirlenmiştir. Bu davalarda yetkili mahkeme hakim teşebbüsün merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Hâkim şirketin; bağlı şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılarına karşı sorumluluğu, hâkimiyetin hukuka
aykırı kullanımı sonucu doğmaktadır. Hukuka aykırı kullanım ise tam ve kısmi hâkimiyet ayrımı
yapılarak düzenlenmektedir. Tam ve kısmi hâkimiyet ayrı-mı, aslında hâkimiyetin ne şekilde kötüye
kullanılabileceği ve tali-mat verme yetkisinin bulunup bulunmaması hususlarına odaklan-makta olup,
tazminat talebi durumunda (taraflara ilişkin olanlar dışında) aralarında önemli bir fark
bulunmamaktadır. (Atakan, Murat Can, Şirketler Topluluğunda Hakimiyet, Aristo Yayınevi, İstanbul
2021, s.261.)
Hâkimiyetin hangi hallerde hukuka aykırı sayılacağı TTK m. 202 vd. maddelerinde
düzenlenmektedir. Burada belirtilen aykırılıklar örnek niteliğinde olmakla birlikte hâkimiyetin her
kullanımı veya hâkimiyetten kaynaklanan her işlem hukuka aykırı sayılmaz. Hâkimiyetin hukuka
aykırı kullanıldığının kabulü için; hâkimiyetin kullanımı, kayba uğratıcı karar, işlem, uygulama ve
davranışlar, özen borcuna aykırılık, denkleştirme yapılmaması veya diğer bağlantılı sonuçların
uygulanmaması gerekir. (Atakan, Murat Can, Şirketler Topluluğunda Hakimiyet, Aristo Yayınevi,
İstanbul 2021, s.261.)
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; dava dışı …. A.Ş.’nin, %74’lük hissesinin davalı …. Lojistik A.Ş.’ye ait olması sebebiyle, TTK md.195 vd hükümleri gereğince bir şirketler topluluğunun
bulunduğu,
dava dışı şirketin 2016 yılına ait olağan genel kurulunun 09.06.2017 tarihinde yapıldığı
görülmüş olup, dava dışı şirketin sermayesinin 10.000.000,00 TL ve ortaklık yapısının
dava dilekçesi Ekinde sunulan Hazirun listesindeki bilgiler ile örtüştüğü, dava dışı şirketin 09.06.2017 tarihli olağan genel kurula sunulan, 2016 yılı finansal
tablolardaki ve faaliyet raporundaki bilgilerin, ticari defterlerdeki bilgiler ile aynı
olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, Öz
Kaynaklar içinde Öz Sermayesini koruduğu ve borca batık durumda olmadığı, hakimiyetin kötüye kullanıldığı ve şirketin zarara uğratıldığı yönündeki iddialar
bakımından konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde, şirketin zarara
uğratıldığına ilişkin herhangi bir kayıt tespit edilmemiş olup davacı …’in dava dışı
şirketin, davalılar tarafından zarara uğratıldığını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.627,05 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 16.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/11/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
Katip …
¸e-imzalıdır