Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/675 E. 2022/638 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/675 Esas
KARAR NO : 2022/638

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, daha sonra düzenlenen protokoller ile taşınmazın en geç 15/09/2018 tarihine kadar anahtar teslimi yapılmasının kararlaştırıldığını, teminat olarak 3 adet senet verildiğini, senetlerin teminat senedi olup, proje bitimi ile ödeneceği hususunda anlaşılmasına rağmen senetlerin icraya konu edildiğini, senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile davalılar tarafından proje tamamlanmayıp, anahtar teslimi yapılmadığından oluşan kira kaybına karşılık gelmek üzere şimdilik 10.000,00 TL kira tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, menfi tespit davası yönünden görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, müvekkili ile diğer davalı arasında danışıklı işlem bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmıştır.
Davacının kira alacağı talebi yönünden dosya tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı … arasında imzalanan 18/04/2018 tarihli satış vaadi sözleşmesi akabinde 26/04/2018 tarihinde sözleşmeye konu 8 no’lu bağımsız bölümün davacı … adına kaydedildiği celbedilen tapu kaydından anlaşılmıştır.
Davacı tarafça taşınmazın mülkiyetinin devredilmesine rağmen projenin tamamlanmadığı ve 18/04/2018 tarihli ve 28/12/2018 tarihli protokollerin yapıldığı, protokolde taşınmazın iskanı alınmış şekilde en geç 15/09/2018 tarihinde anahtar teslimi yapılmasının kararlaştırıldığı, taşınmaz bedelinin 257.000,00 TL’lik kısmının anahtar tesliminde ödeneceğinin yine protokol ile kararlaştırıldığı, 257.000,00 TL için toplam 3 adet teminat senedi düzenlendiği ve senetlerin teminat senedi olduğunun protokolde belirtildiği beyan edilmiş olup, ibraz edilen 18/04/2018 tarihli protokolde satıcı …, alıcı … ve şahit … olarak yer aldığı ve 15/09/2018 tarihinde son bulacak toplam 416.000,00 TL’lik senetlerin proje bitimine bağlı olduğu belirtilmiş olup, daha sonra 28/12/2018 tarihli protokolde taraflar arasındaki anlaşmaya göre malikin ödemesi gereken 257.000,00 TL’nin taşınmaz anahtar tesliminde muaccel hale geleceği ve 15/09/2018 vadeli ve 85.000,00 TL bedelli, 15/10/2018 vadeli, 85.000,00 TL bedelli ve 15/11/2018 vadeli, 87.000,00 TL bedelli bonoların anahtar teslimi için teminat olarak verildiği düzenlemesini içerdiği görülmüştür.
Protokoller gereğince isticvab edilen davalı … duruşmadaki beyanında; “bana gösterilen 18/04/2018 ve 28/12/2018 tarihli protokollerdeki imzalar bana aittir. Davacı ile satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz halen tamamlanmamıştır. Anahtar teslimi yapılmamıştır. Bu davaya konu senetlerinde bu taşınmazın anahtar teslimi için teminat olarak verildiği doğrudur. Ben bu nedenle senetlerin teminat senedi olduğunu ve davacının bu nedenle bana borcu olmadığını kabul ediyorum. Davayı da kabul ediyorum. Davacı haklıdır. … benim gizli ortağımdır. Davaya konu senetlerin ilişkin olan satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz yapımında … benim gizli ortağımdır. Ben …’ı 20 yıldır tanırım, arkadaşımdı. Bana inşaat işinde %25 ortak olmayı teklif etti. Resmi olarak işlemler benim üzerimdeydi ancak o da %25 oranında gizli ortaktı. Bunun için bir miktar para vermişti. İnşaat halen şu anda da %60 seviyelerindedir. Belli bir kısım sonrası temel üstü tapu alınabildiğinden taşınmazların tapuları alınmıştı ve …’ta bir kısım müşterilere taşınmazları sattı. …’ın taşınmazları sattığı kişilere satış vaadi sözleşmesi ile tapularını resmi olarak ben devrettim. …… bunun karşılığı aldığı paraları banada getirmedi. … yaklaşık 1 yıl gibi işleri bu şekilde devam ettirdikten sonra ortadan kayboldu. Tapu devrini kendisinin yaptığını, yani kendisine ait taşınmazın davacıya satıldığını belirterek davaya konu senetlerin kendisine ciro edilmesini istedi. Bu nedenle senetleri o zamanda benim yanımda gizli ortağım olduğu için ciro ettim. ……, teminat olarak almış olduğu senedi sonradan getirip iade edeceğini söylemesine rağmen iade etmedi. Ayrıca … bu taşınmazda 8 daireyi payına karşılık 4 adet payı vardı. 4 adet içinde birlikte petrol alacağımız ve bu konuda işbirliği yapacağımızdan bahisle beni kandırdı ve toplam 8 adet daireyi eşi …… üzerine devretti. …’ın gizli ortak olarak 4 adet daire yönünden hakkı olduğuna ilişkin arsa sahibi ve benimde imzamın bulunduğu bir sözleşme vardır, bunu da celse arasında ibraz edeyim. Hatta tapular üzerinde haciz olduğu için biz tapuları devredemiyorduk. …, tapu üzerindeki hacizleri kaldırarak tapu devrini sağladı. Benim bildiğim kadarıyla …la, … arasında ticari bir ilişki yoktu.” şeklinde beyanda bulunmuş ve beyanında belirttiği satış sözleşmesini ibraz etmiştir. Satış sözleşmesinde … ada,….. parsel üzerinde bulunan …… İnşaat, …… Konakları D Blok, 5., 6. 7. ve 8. dairelerin …’a satıldığı, bedelinin nakden alındığına yönelik beyanlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Protokoller gereğince isticvab edilen davalı … duruşmadaki beyanında; “18/04/2018 tarihli protokoldeki imza bana aittir. …’dan başka bir ticari ilişkiden dolayı alacaklı olduğumdan ve … ile … arasında yapılan satış vaadi sözleşmesine göre taşınmaz …’ya devredildiğinden ve tapusu yapıldığından, kendiside bu daire nedeniyle alacaklı olduğundan ben davaya konu senetleri …’den aldım. Yapmış olduğum takipleri … ve …’ya yönelttim. Ben davaya konu senetlerden dolayı halen alacaklıyım. Bahsedilen protokolde de, … tapu verileceği tarihte taşınmazın rayiç değerinin 1.170.000,00 TL değil de, 2.000.000,00 TL’ye çıkabileceğini belirtmesi üzerine bende, böyle bir durumda …’in, …’ya 1.170.000,00 TL ödeyip, vermiş olunan senetleride aynı zamanda ödeneceğinin taahhüt edilmesini istedim. Protokolde bu şekilde düzenlendi. Ancak daha sonra taşınmaz … adına tescil edildiğinden protokolün zaten bir hükmü kalmadı. Ancak …’da bana olan borçları ödemediği gibi, 15/09/2018 tarihli 85.000,00 TL’lik senet için Bakırköy …… İcra müdürlüğünün ….. sayılı dosyasında takip yapılmıştı. Teminat senedi olduğundan bahisle Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasında verilen tedbiren durdurma kararı istinaf ve yargıtay incelemesi sonucu kaldırılarak kesinleşti ve icra takibi devam etmektedir. 15/10/2018 tarihli senetle ilgili bakırköy …… İcra müdürlüğünde takip başlattık. Takip derdesttir. 15/11/2018 tarihli 87.000,00 TL’lik senet yönünden de, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasında takip yaptık. Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında şikayette bulunulmuş ise de, istinaf ve Yargıtay incelemesinden de geçmek suretiyle takip devam etmiştir ve takipte kısmi tahsilatta yapılmıştır. Sonuç olarak ben davaya konu senetleri …’dan olan alacağıma istinaden …’nın, …’e vermiş olduğu senetleri ciro yoluyla …’den aldım. Benim …’dan olan alacağım 2018 yılında kendisi ile kumaş ticaretine istinaden yürütmüş olduğumuz alışverişte ben kendisine, kumaş alımına istinaden avans olarak ödeme yaptım, ancak avans karşılığı ürün teslimi yapılmadığından ben vermiş olduğum paranın iadesi kapsamında …’dan alacaklıydım. Ben aynı zamanda senetlerde borçlu görünen …..’dan da aynı sebeple alacaklıyım, zaten ……. ve … ortak olarak kumaş satım işi yapmaktalar. Senetleri iktisabım belirttiğim şekilde olmuştur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davaya konu edilen 15/09/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli senedin … tarafından ……. ve … aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, bu takipte yapılan itiraz üzerine Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesi, …. esas, ….. karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, 15/11/2018 vade tarihli, 87.000,00 TL bedelli senedin … tarafından …, … ve ……. aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, bu takipte yapılan itiraz üzerine Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi, …. esas, …. karar sayılı ilamı ile davanın reddi ve takibin devamına karar verildiği görülmüş, bahsedilen icra dairesi ve icra hukuk mahkemesi dosyaları celbedilmiştir.
Davalı … tarafından 15/10/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli senedinde takibe konulduğu belirtilmiş ise de, duruşmada takip dosyasını bildirmek üzere vekiline süre verildiği, ancak beyanda bulunulmadığından dosyanın celbedilemediği görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı … arasında 8 no’lu bağımsız bölüm yönünden 18/04/2018 tarihli satış vaadi sözleşmesi yapıldığı ve 28/12/2018 tarihli protokol ile taşınmazın teslimi sırasında iade edilmek üzere davaya konu senetlerin teminat olarak alındığı, davalı …’in kabulü ve dosya kapsamından anlaşılmış olup, davacı … taşınmazın halen tamamlanmadığı ve teslim etmediğini beyan ettiğinden senetlerin teminat vasfının devam ettiği görülmüştür.
Davalı … protokoller gereği yapılan isticvabında davaya konu senetlerin davacı adına tescil edildiğinden protokolün hükümsüz kaldığını ve davaya konu senetlerin …’dan olan alacağına istinaden …’den aldığını, …’dan olan alacağının 2018 yılında kendisi ile kumaş ticaretine istinaden yürütmüş olduğu alışverişte avans olarak yapmış olduğu ödemeden dolayı avans karşılığı ürünün teslim edilmediğini, bu nedenle senetlerin alındığını ve davacıdan alacaklı olduğunu beyan ederek ispat yükünü üzerine almış ve davalı … vekiline, davacı … ile 2018 yılında kumaş ticaretine istinaden vermiş olduğu avans karşılığı davaya konu senetleri aldığını, belirterek senedi tahrip etmiş olması nedeniyle bu husustaki iddiasını ispata yönelik delillerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde herhangi bir delil bildirilmemiş olup, bir sonraki celse davalı … vekiline çeklerin avans olarak verildiğine ilişkin yemin deliline başvurulup başvurulmayacağına ilişkin muhtıra çıkartılmasına karar verilmiş, çıkartılan muhtıra usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı … tarafından yemin deliline başvurulmamış olup, davalı … senetleri avans olarak verdiğini ispat edemediğinden ve davaya konu senetlerin taşınmazın tesliminde iade edilmek üzere teminat olarak verildiği, tarafların kabulünde olmakla davanın davalı … yönünden kabul nedeniyle kabulüne, davalı … yönünden kabulüne, 25/04/2018 keşide, 15/09/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli; 25/04/2018 keşide, 15/10/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli; 25/04/2018 keşide, 15/11/2018 vade tarihli, 87.000,00 TL bedelli lehtarlarının …, borçlunun ……., kefilin … olarak gözüktüğü 3 adet çekten dolayı davacının, davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, davacının kötü niyet tazminat talebinin, senetlerle ilgili takiplerin tedbiren durdurulduğu, icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu davacı tarafça ispatlanamadığı dikkate alınarak yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı … yönünden davanın kabul nedeniyle kabulüne,
Davalı … yönünden davanın kabulüne,
25/04/2018 keşide, 15/09/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli; 25/04/2018 keşide, 15/10/2018 vade tarihli, 85.000,00 TL bedelli; 25/04/2018 keşide, 15/11/2018 vade tarihli, 87.000,00 TL bedelli lehtarlarının …, borçlunun ……., kefilin … olarak gözüktüğü 3 adet çekten dolayı davacının, davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Davacının kötü niyet tazminat talebinin, yasal şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gerekli 17.555,67 TL harcın, davalı …’in davayı kabulü nedeniyle Harçlar Kanunu 22.maddesi uyarınca 11.703,78‬ TL’sinden müteselsilen sınırlı sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 373,25 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 26.440,00TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı … vekili yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …

Hakim …