Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/665 E. 2022/341 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/665 Esas
KARAR NO : 2022/341

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkiline nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı ……. Ltd. Şti.’ne ait oyuncak emtiasını 22/08/2019 tarihinde, ……… plakalı araca tam ve sağlam olarak teslim edildiğini, ancak emtiaların alıcı firmaya teslim edilmediğini ve araç sürücüsüne ulaşılamadığından şikayet edildiğini kolluk araştırmaları neticesinde nakliye işi için temin edilen aracın ikiz plaka yani sahte plaka olduğunun, ayrıca ruhsatınında sahte olduğunun tespit edildiğini, davalının taşıma işleri komisyoncusu olarak taşıma işleri yapması için sürücüyü temin ettiğini ve meydana gelen zarardan TTK’nun 928 vd hükümleri uyarınca sorumlu olduğunu, hasar ihbarı sonrası alıcılara sevkedilemeyen 107.921,50 TL hasar tutarından muafiyet sonrası hesaplanan 106.842,29 TL sigorta tazminatını 09/10/2019 tarihinde sigortalıya tediye edildiğini, sigortalının haklarına halef olunup, TTK 1472.maddesi gereği sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla Büyükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin kanunda belirtilen hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, TTK’nun 1189/3 maddesinde yer alan 90 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin taşıma işleri komisyoncusu olmadığını, dava dışı şirketle aralarında bir taşıma komisyonculuğu sözleşmesi bulunmadığını, davalınında borçlu sıfatına sahip olmadığını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkili ile doğan zarar arasında illiyet bağı kurulamayacağından sorumluluğunda doğmayacağını, taşıma işini üstlenen kişinin ……… olup, takibin bu kişiye yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, rücuen tazminat alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …….. İcra Müdürlüğü’nün…….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 106.842,00 TL asıl alacak, 5.147,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.989,44 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için rücuya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 14/06/2021 havale tarihli raporunda; davacının sigortalısına araç tedarık eden ve kendi adına bulduğu aracı, sigortalı hesabına taşımaya gönderenin davalı olduğunu, davalının aracı kendi adresine çağırdığında, aracın plakası, ruhsatı, sürücünün SRC belgesi, aracın taşıt kartı gibi belgeleri ve bilgileri temin etmesi gerekirken bunu temin etmeden sigortalı adresine taşıma için yönlendirmesi basiretli komisyoncu özeninin gösterilmediğine işaret olduğunu, kaldı ki, tanımlı araç ile ilgili sorunda, araç sahibi ile irtibat kurulduğu eksik veya yanlış bilgi verilmiş olabileceği belirtilerek yükün yüklenmesine aracı olanın davalı olduğunu öte yandan, 2.600 TL + KDV anlaştığı, ya da en azından 2.600.00 TL fiyatla anlaştığının belirtildiği halde anlaşmanın 2.400 TL olması ve bu fiyatın somut olaya uygun olmasının beklenemeyeceğini, burada davacının sigortalısının depo – sevk görevlisinin basiretsiz davrandığının anlaşıldığını, dava dışı ………. adına taşıma faturası düzenlendiğini, telefon numarasının……… olarak gözüktüğünü, bu kişinin araç maliki sıfatı ile …… Bankası IBAN hesabına taşıma bedeli ödeme yapıldığının belirtildiğini, bu hesabın kime ait olduğunun belli olmadığını, eğer ödeme bu kişinin hesabına yapılmış ise taşıyıcı sıfatının kabul edilmesinin gerekebileceğini, davacının toplam 106.842,29 TL tazminat ödemesi üzerinden “ibra, mutabakat, temlik, tazminat makbuzu” başlıklı belge gözetilerek sigortlarsı …… firmasına halef olduğu ve bu miktarla sınırlı rücuen tazmin talebine hak kazandığı, davalının taşıma işleri komusyoncusu sıfatı ile hareket ederek, sigortalı ıçin araç tedarik ettiği ve sigortalı adresine yönlendirdiği, öncesinde kendi adresine çağırarak ön görüşme yaptığını bildirmekle taşıma işleri komisyoncusunun özenini göstermesi gerektiği, davalının hiç tanımadığı bir taşıyıcıyı sırf Whatsup grubundan bularak sigortalı adresine taşıma için gönderirken, taşıyıcı hakkında gevekli araştırmayı yaparak araç sahibi – faturuda yazan kişi ve adresini teyit etmediği, bu nedenle sorumlu olduğu, öte yandan, sigortalı ödemesine konu IBAN hesabının araç sahibi ………. adlı kişiye ait olması halinde, davalının sorumlu tutulamayacağı, zira gerçek taşıyıcıya ödeme yapılması halinde taşıyıcının adam ve yardımcısı konumundaki kişilerin hırsızlığından ………. adlı kişinin sorumlu tutulabileceğini, sigortalının eğer IBAN hesabı ………. adlı kişiye ait olmadığı halde ödeme yapması ve araç sıkışıklığını bahane etmesi gözetilecek olursa bu defa müterafik kusur ile davalı ve dava dışı ………’ün zarara sebebiyet verdiği, basiretli davranmadığı kanaatine varılabileceği, bu çerçevede, sigortalının ödeme yaplığı IBAN hesap sahibi araştırılarak; ödemenin ………. adlı kişi hesabına yapılmış olması halinde davalının sorumlu tutulamayacağı, ödemenin ………. dışında bir kişi hesabına yapılmış olması veya hesabın 3.kişiye ait olması halinde, davalı ve sigortalının çalışanının müterafik kusurlu ve ortak sorumlu olmasının kabul edilebileceği, IBAN hesabına henüz hiç ödeme yapılmamış ve hesabın da ……….’e ait olması halinde yine davalının sorumluluktan kurtulabileceği, sorumluluğun ……….’e ait olması gerektiği, davalı ile sigortalı çalışanının eşit ortak kusurlu sayılması halinde davalının 53.960,75 TL zarardan sorumlu tutulabileceğini bildirmiştir.
Davalı vekili tarafından sigortalının ödeme yaptığı IBAN numarası bildirilmiş olup, bu doğrultuda ……. bank’a yazılan müzekkere cevabında söz konusu hesabın ………. Oto. Gıda Tur. Nak. Ltd. Şti.’ne ait olduğu bildirilmiş, şirketin ortak ve yetkililerini gösterir ticaret sicil kaydı çıkartılarak dosya içerisine alınmış ve şirketin tek ortaklı limited şirketi olduğu, yetkilisinin ………. olduğu tespit edilmiştir.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ………. soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden celbedilmiş ve müştekisinin………; şüphelisinin ……… olduğu, dolandırıcılık suçlamasıyla ilgili ek takipsizlik kararı verildiği, resmi belgede sahtecilik iddiasıyla ilgili daimi arama kararı verildiği görülmüş, dosyada kolluk aşamasında tanık sıfatıyla beyanı alınan davalının 24/08/2019 tarihli ifade tutanağı dosya içerisine celbedilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacıya nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı …… şirketine ait emtiaların 22/08/2019 tarihinde ……… plakalı araca teslim edildiği ve alıcı firmaya emtiaların teslim edilmeyerek araç sürücüsüne ulaşılamadığı, nakliye için temin edilen aracın sahte plakalı olduğu tespiti üzerine sigortalıya yapılan ödemenin taşıma işlemi komisyoncusu olduğundan bahisle davalıdan rücuen tazmini talebiyle tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talepli davada uyuşmazlık konusu olan temel husus davalının taşıma işleri komisyoncusu mu, ifa yardımcısı mı olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davalının taşıma işleri komisyoncusu olması için davacının sigortalısı ile arasında dolaylı temsil yetkisi kullanarak taşıyıcı temin etme hususunda sözleşme-taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi ilişkisinin bulunması gerekir.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ………. soruşturma sayılı dosyasında ifadeleri bulunan mağdur …….., sigortalının imza yetkilisi olarak yükün teslim edilmemesi bilgisi ile zayii öğrendiğinde depo sorumlusu ………’ün aradığını, araç yüklemesinde ilgilinin ……… olduğunu beyan etmiş, depo görevlisi ……… ifadesinde, işletmenin depo ve sevkiyat sorumlusu olduğunu, davalı ……… adlı kişiyle daha öncede çalıştığından dolayı araç ihtiyacını bildirmek için aradığını, davalının araç bulamadığını, daha sonra kapalı araç olmadığını ancak açık ve çift ilaveli araç olduğunu söylediğini, işletmeye ……… adlı kişinin geldiğini, aracın belirtilen nitelikte olmamasına rağmen araç bulamadığı için gelen aracın davalı tarafından gönderilen araç olup olmadığı teyit edilmeden yüklemeye alındığı, daha sonra davalıyı aradığında davalının araç sahibini yanılttığını belirtmesine göre aracı davalının gönderdiğinin değerlendirildiğini, yükün araca yüklendiğini, nakliyeci ………’a kaça anlaştığını sorduğunu, 2.400,00 TL beyan edildiğini, ……… ile 2.600,00 TL anlaşmaya rağmen şoförün 2.400,00 TL bildirdiğini telefonda araç sahibine söylediğini, faturayı 2.400,00 TL olarak kesip ………. ile anlaştığını bildirdiğini, …… bankası hesabına 2.400,00 TL ödeme yapıldığını beyan etmiş, davalı ……… ise ifadesinde, sigortalının depo görevlisinin kendisini arayarak araç tedariki istediğini, kendi çevresinde güzergaha araç olmadığından talep edilen aracı whatsapp grubunda yayınladığını, 1 saat sonra telefondan aranarak 2.600,00 TL + KDV ile işi tanımladığını, aracın önce davalı işyerine çağrıldığını, öngörüşmesini yaptığını, yük adresini bildirdiğini, telefon numarasını verdiğini, daha sonra gelen şikayet üzerine fatura adresinden araştırıldığında ruhsat ve araç sahibinin ………. olduğunu öğrendiğini, hiçbir şeyden haberi olmadığını ……… adlı kişinin dolandırıcı olduğunu, onu yeni tanıdığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Benzer mahiyetteki bir uyuşmazlığa ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …….. Hukuk Dairesi’nin …….. esas, …….. karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “taşıma ilişkisinde ifa yardımcısının sorumluluğu, 6098 sayılı TBK 49 maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu olup, kusur esasına dayanmaktadır.Ancak; Davaya konu taşımanın tabii olduğu TTK’nın 850 ve devamı maddelerinde taşıma sözleşmesi uyarınca sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle meydana gelen zararlar ve taşımaya konu eşyanın hasar ve ziya halinde taşıyıcının sorumluluğu sözleşmeye aykırılık hükümleri kapsamında özel olarak düzenlenmiş olup, hasar kasti ya da pervasızca davranma nedeniyle oluşmadığı sürece taşıyıcıların eşyanın hasara uğraması halinde taşıyıcının haksız fiilden sorumlu olacağı hususu kabul edilemez.
Taşıma sözleşmesinde taşıyıcılar yönünden TBK 60. maddesi uyarınca hakların yarışması söz konusu olmadığı gibi , haksız fiilde davacı tarafından zararın tazmini için kusurun ispatlanması gerekli olduğu halde akde aykırılıkda kusurun varlığı karine olarak kabul edilir ve zararın varlığı ortaya konması taşıyıcının sorumluluğuna gidilmesi için yeterli olacak olup, ispat koşulları daha ağır olan haksız fiil hükümlerinin sırf zamanaşımı süresinin taşıma sözleşmesinde öngörülen süreden daha uzun olması nedeniyle en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebi olarak da değerlendirilemez. Taraflar arasında sözleşmeye dayalı taşıma ilişkisi mevcut olup davaya konu hasar nedeniyle davaların kasıt veya pervasızca hareketleri bulunduğu hususunu ispata elverişli elverişli delil sunulmamış ve ispatlanmamıştır.
Davalılar süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuş olup; dava TTK.nun 1472 nci maddesine göre rücuan alacak istemine ilişkindir. Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal, sınırlı ve cüzi halefiyet niteliğindedir. Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi olarak sigortacı tarafından açılmış olduğundan, sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılır. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün 1970/2 Esas 1972/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı davada zamanaşımı sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhinde açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlar.”
Davalı tarafça, hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazlarında bulunulmuş olup, davalının ifa yardımcısı olduğu dikkate alındığında 22/08/2019 tarihinde yüklemenin yapıldığı, 09/10/2019 tarihinde sigortalıya ödeme yapıldığı, 10/01/2021 tarihinde takip başlatıldığı dikkate alındığında bir yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olup, kaldı ki, 855/5 maddesinde pervarsızca davranışta zamanaşımı 3 yıl olup, her halükarda davalının zamanaşımı itirazı yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
Somut olay yönünden davalının davacı sigortalısına tedarik ettiği aracı kendi adına bulduğu, sigortalı hesabına taşımaya gönderdiği, yükün yüklenmesinde davalının aracı olduğu, gerek kendi belirtmiş olduğu bedelle anlaşmaya varılan bedel arasındaki fark ve gerekse gönderen adına yapılan ödemenin ……….’e ait olmayıp, dava dışı bir kişiye ait olması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının kendi adına başkası hesabına işlem yapan taşıma işleri komisyoncusu olduğu kanaatine varılmış ve oluşan zarardan dolayı davacının sigortalısının depo sorumlusu olduğu anlaşılan ……… ile birlikte müterafik kusurlu oldukları bilirkişi raporunda belirtilen %50 kusur oranı mahkememizce de uygun görülmüş olup, davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemenin kusur oranına göre 53.960,75 TL’sinden davalının sorumlu olması gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 53.960,75 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin 53.960,75 TL’lik asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
Alınması gerekli 3.686,05 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.264,65‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 2.421,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.264,65‬ TL peşin harç olmak üzere toplam 1.319,05‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 948,2‬0 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 478,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 7.814,90 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 7.674,56 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2022

Katip ……..

Hakim ……..