Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/662 E. 2021/336 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/662 Esas
KARAR NO : 2021/336

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava dışı ….’a ait işyeri için müvekkili tarafından paket sigorta poliçesi yapıldığını ve 28/03/2017 tarihinde meydana gelen yangında işhanının hasar gördüğünü, yangın raporunda, yangının davalıya ait ………… Kaplama adlı işyerinden çıktığının tespit edildiğini, sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili talebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu bildirmiştir.
Dava, sigorta şirketinin halefiyet hakkına dayanarak açmış olduğu rücuen tazminat talepli takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı davalarda, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir.
Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Davacının sigortalısı …. ve davalı hakkında yapılan tacir araştırmasında ticaret sicil müdürlüğünün müzekkere cevabında ……. ve ….’ın gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiş olup, davacı sigortalısı …. için vergi dairesine yazılan müzekkere cevabında, ….’ın VUK 178.maddesine göre ikinci sınıf tüccar olup, aynı kanunun 176.maddesine istinaden işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Davacının, sigortalısının dava tarihi itibariyle bildirmiş olduğu 2020 yılına ait vergiye esas gelir vergisi beyannamesinde, davacının bildirdiği vergiye esas kazancının gayrisafi olarak 38.060,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı yeni TTK 11.maddesine göre ticari işletme tanımı yapılmış olup, ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükümleri bulunduğundan, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar Tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre bildirilen rakamlar dikkate alındığında davacının sigortalısının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Halefiyete dayalı olarak açılan davada, davacının sigortalısının tacir olmadığı, bu haliyle açılan davada mahkememizin görevli olmayıp, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/03/2021
Katip …..

Hakim …