Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/654 E. 2021/916 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/654 Esas
KARAR NO : 2021/916

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı – borçlu şirket arasında mal alışverişinden kaynaklı ticari ilişki olduğunu, davacı şirketçe davalı – borçlu şirkete mal satışı yapıldığını ve satışa konu faturaların düzenlenerek keşide edildiğini, davalı – borçlu şirketin, davacı şirketin keşide ettiği işbu faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini ve böylece faturaların içerdikleri borç miktarının borçlu şirketçe kabul edildiğini, taraflar arasında süregelen işbu ticari ilişkide tarafların alacak ve borçlarını cari hesaba kayıt ettiklerini, davacı şirketin davalı – borçlu şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı olarak, 09/01/2020 tarihi itibari ile cari hesaplarında gözüken 293.997,79-TL bakiye üzerinde mutabık olduklarını ve mutabakat mektubunu imzaladıklarını, davalı şirket tarafından davalı – borçlu şirkete karşı cari hesaptan kaynaklanan 292.118,70-TL asıl alacak ve 36.966,23-TL faizi olmak üzere toplamda 329.084,94-TL alacağı için Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu ödeme emrinin 25/03/2020 tarihinde alacaklıya tebliğ edildiğini, davalı – borçlu şirketin icra takibine konu alacağa 16/06/2020 tarihinde haksız olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun bu itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, anılan itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin haksız olarak itiraz ettiği itirazın iptaline ve haklı takiplerinin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili davacı şirketin işbu alacağı, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı için dava şartı arabulucuya başvuru yaptığını, ancak davalı – borçlu şirket ile anlaşma sağlanamadığını, davalı şirkete gönderilen ödeme emri ve eklerinde alacak, alacak miktarı ve kaynağının açıkça bildirildiğini, bu kapsamda alacak, alacak miktarı ve kaynağının belli olduğunu, yani müvekkili şirketin alacağının likit bir alacak olduğunu, davacı şirketin alacağına haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalı şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalının faiz oranına itirazının haksız olduğunu, alacağın konusunun ticari ilişkiden kaynaklandığını, talep edilen faizin avans faiz olduğunu, davacı şirketin, davalı – borçlu şirketin kötü niyetli itirazı üzerin açmış olduğu davada alacağını tahsil edememesi riski ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle davalı şirketin, banka kayıtlarına, taşınır ve taşınmaz mallarına tedbir konulmasını, açıkladıkları ve yargılama aşamasında ortaya çıkacak ve resen gözetilecek nedenlerle; ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yapılan Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü …… E. sayılı ödeme emrinde takip konusu olarak cari hesap alacağı ve fatura alacağı gösterilmişse de takip konusu evrakların davalı müvekkiline gönderilmediğini, müvekkili davalıya borç kalemlerinin detaylı ve gerçeği yansıtır içerikte bir ekstre gönderilmesi gerekirken müvekkili davalının gerçek borcunu gösterir bir belgenin ödeme emrinde ve eklerinde belirtilmediğini, her ne kadar genel haciz yolu ile takipte takip sebebinin bir belgeye dayanması zorunluluğu olmasa da borcun sebebi varsa da bunun belirtilmesi ve ödeme emrinde ek olarak bunun gönderilmesinin kamu düzeni gereğince mecburi olduğunu, davacı tarafından gönderilen ödeme emrinde asıl alacak olarak “cari hesap ve fatura alacağı” gösterildiğinden ödeme emrinde takibe konu edilen evrak/ belgelerin gönderilmesinin gerektiğini, lakin tüm bu hususlara rağmen tebliğ mazbatasının aksine yalnızca ödeme emri gönderildiğini, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup emredici yasal düzenlemeye aykırı olduğunu, borç detayının gelen ödeme emri ile değil sonrasında yapılan inceleme ile öğrenildiğini, takibe konu edilen cari hesapla ilgili mutabakat ve fatura kabulü bulunmadığını, yine davacı tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinde İbrahim Sancak isimli şahsın imzası bulunmakta ise de müvekkili şirket çalışanı olmadığını, dolayısıyla fatura konusu edilen alacağın varlığı var ise borcun doğup doğmadığı yargılamayı gerektirdiğini, cari hesapta alacaklı/ borçlu sıfatlarının sözleşme süresi sonunda tespit edildiğini, davacı ile müvekkili davalının iş ilişkisinin de hala devam ettiğini, davalıya ait takribi 700.000,00-TL bedelli kalıbın da davacının işi yapması için kendilerinde olduğunu, dolayısıyla cari hesap sözleşmesi sona ermeden alacaklı olduğunu iddia eden alacaklının cari hesap sözleşmesi süresi sonunda alacaklı sıfatının oluşmaması ihtimali de bulunmadığından halihazırda alacak/ borç mutabakatının da bulunmadığını, davacının ödeme emrinde fatura tarihinden itibaren avans faizi talep ettiğini, oysa ki usulüne uygun borç mutabakatı, fatura kabulü olmadığı gibi davacı tarafından gönderilen temerrüt ihtarının da bulunmadığını, davacı tarafından faturaları nasıl sunulduğuna dair her hangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, takibe konu edilen faturalar müvekkili davalıya usulüne uygun bildirim şekillerinden her hangi biri ile gönderilmediğinden itiraz etme imkanı olmadığını, dolayısıyla asıl alacak ve takip öncesi faiz açıklamalı alacak kalemlerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından takibe itiraz edilmesi nedeni ile icra inkâr tazminatı talep edildiğini, her ne kadar açıkladıkları nedenlerle takibin iptali gerekse de mahkemece aksi kanaatte olunması halinde müvekkili davalı nezdinde muacceliyet şartının oluşmadığını, temerrüt ihtarı yapılmadan takip öncesi faiz istenilmesi sebebi ile takibe itiraz edildiğini, dolayısıyla takip miktarının yüksekliği göz önüne alındığında müvekkilin yapmış olduğu itiraz tamamen kanuni hakkını kullandığını, kabul manasına gelmemek kaydı ile davalı yönünden likit olmayan bir borç nedeni ile takibe itiraz edilmesi kötü niyetli olduğunu göstermediğinden ve bu durum savunma ve adil yargılanma hakkı kapsamında kaldığından aleyhe icra inkar tazminatına talebinin hukuki olmadığını, huzurdaki davaya konu durumda hesap mutabakatının olmaması, temerrüt ihtarının gönderilmediğinden borç muacceliyeti oluşmadan takip yapılması nedeni ile davacının haksız kazanç elde etme saiki içerisinde olduğunu, açıklanan nedenle müvekkili aleyhine iş bu miktarı bilahare talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacının haksız ve hukuka aykırı başlatılan Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ……. E. sayılı icra takibinin iptalini, dava dilekçesindeki haksız ve kötü niyetli iddia ve taleplerinin esastan reddine, haksız ve kötü niyetli başlatılan icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası, Vergi Dairesi kayıtları, cari hesap ekstresi, faturalar, mutabakat mektubu, irsaliyeler, tarafların ticari defterleri ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının faturalara dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 292.118,70-TL asıl alacak 36.966,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 329.084,94-TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi, Adli Muhasebeci Bilirkişi …… 17/05/2021 havale tarihli raporunda; davacının 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu, davalının 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, açık cari hesap şeklinde çalıştıklarını, davacının davalıdan tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle …… numaralı ……. Ürünleri San.ve Tic.A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 293.997,79-TL kadar alacaklı gözüktüğünü, davalının davacıya, tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle 320.10.079 numaralı …… Alüminyum San.ve Tic. A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 293.997,84-TL kadar borçlu gözüktüğü, tarafların 2018 ve 2019 yılı ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiğini, takip konusu cari hesap alacağına konu faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediği görülememekle, tarafların ticari defter kayıtlarının fatura kayıtları yönünden birbirini teyit ettiğini, takip konusu cari hesap alacağına konu faturalara, davalı tarafça Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edildiğinin görülemediğini, davalı taraf vekilinin de gerek icra takibine itiraz, gerekse huzurdaki davaya cevap dilekçesinde faturaların içeriğine yasal sürede itiraz ettikleri yönünde bir savunma getirmediğini, davacı ve davalının bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri 2018 ve 2019 yıllarına ait Form Ba Form Bs Bildirimleri yönünden birbirlerini teyit ettiğini, davacı tarafın 31/12/2019 tarihi itibariyle kendi cari hesaplarının 293.997,79-TL borç bakiyesi verdiğini belirtip davalı tarafa mutabık olup olmadıklarını sorduğu ve gelen cevapta mutabık olduklarının belirtildiğini, ancak mutabakat mektubunda davalı şirket kaşesi üzerinde imza mevcut olup, isim gözükmediğini, buna göre; takdiri mahkemeye ait olmak üzere mutabakat mektubunda imzası bulunan kişinin şirketin yetkilisi olmasının gerektiğini, aksi takdirde söz konusu mutabakat mektubunun İ.K.K. madde 68’de öngörülen şartları taşıyan bir borç ikrarı olamayacağını, takdiri mahkemeye ait olmakla, davacının, icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olan davalı borçludan “işlemiş” temerrüt faizi talep edilmesi mümkün olmadığından, takip tarihi itibariyle faiz yönünden alacağının bulunmadığını, mahkemenin alacağa hükmetmesi durumunda, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceğini, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiğini, davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin ise mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi için ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 14/08/2021 tarihli ek raporunda; taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili bir sözleşme veya davacı tarafından davalıya gönderilmiş her hangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığını, temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu, tarafların tacir olması gözetilerek ve davacının talebine göre takip tarihinden itibaren avans faiz talep edebileceği, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, cari hesaptaki belirli hesap devrelerinin sonunda yapılan bakiyeyi tespit etme işleminin, açık hesapta her zaman yapılabildiği, cari hesaba kaydedilen alacakların ayrı ayrı ödenmesi talep edilebildiği; her hangi bir sınırlamaya tabi olmadan rehin, devir ve haciz edilebildiği, tacirler arasındaki basit hesaplaşmalarda da kullanılan açık hesaplarda, taraflardan birine ait alacakların belirli aralıklarla toplanarak ödenmesinin de mümkün olduğu, davalı vekili eğer ki tüm cari hesap üzerinden inceleme yapılacaksa da cari hesap mutabakatı sonlanmadan icra takibi yapan ve mevcut iş ilişkisi için davacıya verilen 700.000,00-TL bedelli kalıpların müvekkile iadesini talep ettiği, dosya kapsamında yapılan incelemede, davalının iddia ettiği hususu ispatlayacak nitelikte belgeye rastlanmadığını belirtmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 292.118,70-TL faturalara dayalı bakiye cari hesap alacağının bulunduğu, bilirkişi raporunda 293.997,79-TL alacak tespit edilmiş olsa da icra takibinde yer alan asıl alacak miktarından fazla olması ve taleple bağlılık ilkesi gereği 292.118,70-TL asıl alacak bakımından değerlendirme yapılması gerektiği, davacının dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosyada her hangi bir delil bulunmaması, TBK 117. maddesi gereği işlemiş faiz talep edilemeyeceği anlaşıldığından davalının itirazının asıl alacak miktarı açısından kısmen iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi bakiye cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın %20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 292.118,70 TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarda talebine,
2-Davacı lehine 58.423,74 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bu bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 19.954,62-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 3.974,53-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 15.980,09-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 3.974,53-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.028,93-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 863,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden takdiren belirlenen 766,06-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 28.898,31-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.544,94-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.171,72-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Arabuluculuk ücreti olan 148,28-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)