Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/646 E. 2021/302 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/646
KARAR NO : 2021/302

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; Müvekkillerinin Türk asıllı Alman vatandaşı olduğunu, 2013 yılında ………. Eğitim ve Danışmanlık Limited Şirketi’nde çalıştığını ve bu çalışmayla birlikte borçlanarak Türkiye’de emekli olduklarını, ancak yakın zamanda emekli maaşlarının yatmadığını fark ettiklerini ve emekliliklerinin, İstanbul Sosyal Sigortalar İl Müdürlüğü’nün denetmen raporlarına istinaden çalışmalarının fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesi ile iptal edildiğini öğrendiklerini, SGK denetmen raporu 5510 Sayılı Kanun m. 59’a göre aksi ispat olunana kadar sabit kabul edildiğini ve müvekkillerinin de fiili çalışmalarının tespiti için hizmet tespit davası açtıklarını, hizmet tespit davasının Bakırköy ……. İş Mahkemesi …… esas numaralı dosyasında görüldüğünü ve bu dosyada Tasfiye Halindeki…… Eğitim ve Danışmanlık Şirketi’nin davalı konumunda olduğunu, söz konusu şirketin 14/04/2016 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 07/09/2017 tarihinde de tasfiyesini tamamlayarak terkin edildiğini, davalı şirketin terkin edildiğinden hizmet tespit davasında taraf teşkilinin sağlanamadığını ve Bakırköy ……. İş Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanabilmesi amacıyla söz konusu şirketin ihya edilmesi için tarafına süre ve yetki verildiğini, bu nedenlerle Tasfiye Halindeki…… Eğitim ve Danışmanlık Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini, ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memurunun yahut yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına ve tüm bunların tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI İTSM CEVABINDA: davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle: Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK madde 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği madde 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket ”tasfiye memuru’nda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında; ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK.’nun geçici 7. maddesi uyarınca 07/09/2017 tarihinde re’sen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1 sayılı kararı).
Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları,Bakırköy …… İş Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası, Ticaret sicil kaydı, İTO kaydı ve tüm dosya kapsamına binaen; müvekkillerinin 2013 yılında…… Eğitim ve Danışmanlık Limited Şirketi’nde çalıştığını ve bu çalışmayla birlikte borçlanarak Türkiye’de emekli olduklarını, ancak yakın zamanda emekli maaşlarının yatmadığını fark ettiklerini ve emekliliklerinin, İstanbul Sosyal Sigortalar İl Müdürlüğü’nün denetmen raporlarına istinaden çalışmalarının fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesi ile iptal edildiğini öğrendiklerini, SGK denetmen raporu 5510 Sayılı Kanun m. 59’a göre aksi ispat olunana kadar sabit kabul edildiğini ve müvekkillerinin de fiili çalışmalarının tespiti için hizmet tespit davası açtıklarını, hizmet tespit davasının Bakırköy …… İş Mahkemesi ……. esas numaralı dosyasında görüldüğünü ve bu dosyada Tasfiye Halindeki…… Eğitim ve Danışmanlık Şirketi’nin davalı konumunda olduğunu, söz konusu şirketin 14/04/2016 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 07/09/2017 tarihinde de tasfiyesini tamamlayarak terkin edildiğini, davalı şirketin terkin edildiğinden hizmet tespit davasında taraf teşkilinin sağlanamadığını, oysa ki bu davanın varlığı karşısında tasfiyenin gerçek anlamda tamamlandığı ve tasfiyenin hukuken sonuçlandırıldığının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla haklı olan davanın kabulüne karar verilmiş, davada davalı … sicil müdürlüğünün yasal hasım olması ve davanın açılmasına sebebiyet vermemesi karşısında aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 07/09/2017 tarihinde resen sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …… sicil nolu TASFİYE HALİNDE …… EĞİTİM VE DANIŞMANLIK LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK nın 547.maddesi gereğince Bakırköy …… İş Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasına özgü olarak İHYASINA, kararın bir örneğinin İstabul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tevdiine,
2-Keyfiyetin tescil ve gazete ile ilanına, ilan masraflarının davacı vekili tarafından karşılanmasına,
3-Tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi olan ……. T.C kimlik numaralı …’ın görevlendirilmesine, kendisinin şirket ortağı ve yetkilisi olduğu dikkate alınarak ücret takdirine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davanın mahiyeti gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021

Başkan …
(e-imzalıdır)
Üye …
(e-imzalıdır)
Üye …
(e-imzalıdır)
Katip …
(e-imzalıdır)