Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/613 E. 2021/613 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/613 Esas
KARAR NO : 2021/613

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurtiçi ve yurtdışı turlar düzenleyen bir firma olduğunu, davalı şirketten umre seyahatleri için gidiş-dönüş uçak biletleri satın aldığını, sonrasında davalı firmanın uçuşları durdurduğuna ilişkin açıklama yaptığını, müvekkilinin acente olarak sorumluluğu olduğundan müşterilerine yeniden dönüş bileti almak zorunda kaldığını, sonrasında müvekkili tarafın uğramış olduğu zararlara ilişkin fatura düzenlendiğini, davalı tarafça bu faturaların ödenmediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça düzenlenip müvekkiline gönderildiği belirtilen faturaların müvekkili şirkete veya yetkilisine ulaşmadığını, faturaya konu temel borç ilişkisinin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, borca dayanak herhangi bir sözleşme sunulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 307.798,40 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 29/03/2021 tarihli raporunda; ibraz edilen davacı ticari defter, kayıt ve belgelerine göre, davacı ile davalı şirket arasında uzun süreli ticari ilişkinin mevcut olduğu, 2018 yılından devreden davalı şirket alacağının 668.803,59 TL olduğu, 2019 yılında devir eden 668.803,59 TL davalı şirket alacağına müteakip, toplam 6.538.805,88 TL tutarında davacı lehine fatura ve iade faturası kaydı yapıldığı, 28.11.2019 tarihine kadar olan dönemde davalı şirket 28.11.2019 tarihinde yapılan son kayıt tarihi itibariyle davacı şirketten 367.197,69 TL tutarında alacaklı, müteakiben davacı şirket tarafından davalı firma aleyhine; 18.12.2019 tarih ……. no.lu 393.487,67 TL tutarlı fatura, 24.12.2019 tarihinde de icra takibine konu olan ……. no.lu 184.968,24 TL ve ……. no.lu 122.830,16 TL tutarlı faturaların tanzim edildiği, söz konusu faturalara istinaden davacı şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle bakiye 334.088,38 TL alacağının oluştuğu, ancak, icra takibi bu alacak bakiyesine dayalı olarak yapılmadığı, talebin iki adet fatura olan 184.968,24 TL ve 122.830,16 TL tutarlı faturaların toplamı olan 307.798,40 TL’sına ilişkin olduğu, kalan 26.289,22 TL tutarlı alacağın takibe konu edilmediği, davacı tarafından dosyasına mail ortamında yapılmış e-post mutabakat metninin ibraz edildiği, mail eki mutabakat metnine ilişkin çıktı incelendiğinde ise, mutabakatın 2019 yılı Aralık ayına ilişkin olduğu, BS faturası bulunmadığı, BA faturası olarak 3 adet KDV hariç 701.286,07 TL tutarlı faturanın belirtilmiş olduğu, mutabakat metninin davalı firma çalışanı …… isimli şahıs tarafından gönderildiği mail içeriğinden anlaşılmakta olduğu, davalı vekilince faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğinin, mail attığını iddia edilen kişinin ise kim olduğunun, nede şirket yetkilisi olup olmadığının dahi belli olmadığının beyan edildiği, davalının iddiası kapsamında, SGK idaresinden davalı şirketin …… isminde 2019 Aralık ayında çalışanının olup olmadığının sorulmasında ve davalı şirketin Aralık 2019 SGK çalışan listesinin gönderilmesinin istenmesinde yarar görüldüğü, ayrıca, mutabakat metninde 3 adet faturanın BA formlarında işlendiği belirtildiğinden, konunun bu yönden de tetkiki için davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesinden davalı firmanın BA formlarının gönderilmesinin istenmesinde yarar görüldüğü, incelenen davacı ticari defter, kayıt ve belgelerine göre, davacının icra takibine konu ettiği iki adet fatura, Umre Seyahatleri sebebiyle davalı firmadan gidiş-dönüş uçak biletleri satın alınmasına müteakip, davalı firmanın 26.11.2019 tarihinde uçuşları durdurması, müteakiben de davacının müşterilerine yeniden dönüş bilet alması nedeniyle oluşan zarara istinaden tanzim edildiğinin anlaşıldığı, iptal nedeniyle, yeniden alınmak zorunda kalınan geri dönüş biletlerin sayısının 309 adet, tutarlarının ise 31.196,68 USD ve 122.830,16 TL olduğu,31.196,68 USD’ye ilişkin olarak fatura tarihindeki kura göre 184.968,24 TL faturanın tanzim edildiği, davalı tarafça 2019 Aralık ayında Arabistan dönüş seferlerinin iptal edilmesi sebebi hususunda açıklamada bulunulmadığı, bu konuda açıklamada bulunularak gerekli delillerin ibraz edilmesi gerektiği, bununla beraber, bilindiği üzere, 2019 Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde görülen ve Covid-19 adlı hastalığa yol açan koronavirüs, üç ay gibi kısa bir sürede Antarktika hariç tüm kıtalara ve 127 ülkeye yayıldığı, 12 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından Corona Virüs salgının küresel pandemi olduğunun ilan edildiği, Ülkemizde de 11 Mart 2020 tarihinde ilk Corona Virüs vakası tespit edildiği, müteakiben de çeşitli kısıtlamalar yapılarak tedbirler alındığı, bu tedbirler arasında seyahat kısıtlamalarının da bulunduğu, ancak davalının uçuşları iptal ettiği 2019 Aralık ayında Arabistan-Türkiye uçuşlarının kısıtlanması ve/veya sonlandırılması şeklinde alınmış her ülke açısından bir tedbirin medyaya yansımadığı, internet web ortamında da bu minvalde bir tespit yapılamadığı, davalı tarafça uçuşların iptal edilmesi hususunda da açıklamada bulunulmadığı, hal böyle olunca, davalının bahse konu dönemde uçuşları mücbir bir sebebe dayalı olarak iptal ettiği hususunda yeterli kanaati oluşturacak delil dosyasında görülemediği, mevcut olması halinde, bu husus detaylıca açıklanarak belgelendirilmesi gerektiği, konunun mücbir sebep yönünden ele alınarak değerlendirilmesi hususu hukuki niteliği itibariyle Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, mevcut davacı ticari defter, kayıt ve belgeleri, özellikle davalı şirket çalışanı olduğu belirtilen …… tarafından gönderilen Aralık 2019 ayı Bs-Ba mutabakat metninin dikkate alınması durumunda (bilirkişi olarak söz konusu kişinin davalı çalışanı olup olmadığının SGK’dan sorulması ve Vergi dairesinden davalıya ait BS formalarının istenmesi gerektiği görüşü tekrar edilerek ); davalı tarafça kabul edilerek ticari defterlere işlenen üç adet faturadan iki adedi icra takibine konu olduğu, bu iki adet faturaya istinaden davacının alacak toplamının 307.798,40 TL olduğunu bildirmiştir.
Tarafların 2019 yılına ait BA-BS formları celbedilmiş, davalının 2019 yılında …… isimli bir çalışanının bulunup bulunmadığı hususunda SGK’na yazılan müzekkereye verilen cevapta, ……. Havacılık A.Ş ünvanlı şirketin gayri faal olduğundan 2019 yılına ait aylık prim hizmet belgesinin bulunmadığı, başka bir müzekkere cevabında 2019 yılı içerisinde …… isimli bir çalışan olmadığının bildirilmiş olduğu görüldü.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının, turizm acentesi olarak umre seyahatleri için davalıdan satın almış olduğu uçak biletlerinin davalı tarafça 26/11/2019 tarihinde uçuşların durdurulduğuna ilişkin resmi açıklama doğrultusunda uçuşların yapılmaması nedeniyle davacının müşterilerine yeniden dönüş bileti almak zorunda kaldığı ve uğranılan zararı da davalıya fatura ettiği, bu nedenle başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali talebiyle eldeki davayı açtığı görülmüştür. Davacının incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olup, sahibi lehine delil olma vasfına sahip olduğu anlaşılmıştır. İncelenen ticari defterlere göre davacı tarafından davalı aleyhine 18/12/2019 tarihli 393.487,67 TL tutarlı fatura, 24/12/2019 tarihinde de icra takibine konu olan 184.968,24 TL ve 122.830,16 TL tutarlı faturaların tanzim edildiği görülmüştür. Faturalara istinaden davacı şirketin defterlerine göre 31/12/2019 tarihi itibariyle 334.088,38 TL alacağının oluştuğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya mail ortamında yapılmış e-post mutabakat metni ibraz edilmiş olup, mutabakatın …..com adlı kullanıcı tarafından gönderildiği görülmüştür. Mutabakatta 2019 yılı aralık ayına ilişkin olduğu ve BA faturası olarak 3 adet KDV hariç 701.286,07 TL tutarlı faturanın belirtilmiş olduğu görülmüştür.
Celbedilen BA-BS formlarının incelenmesinde davacının BS’sinde 3 adet belge karşılığı KDV hariç 701.286,07 TL karşılığı bildirimde bulunulduğu, davacının cari hesabında aralık ayına ait ve son ikisi dava konusu olan faturaların toplamınında 701.286,07 TL olduğu görülmüştür.
Davalının, 2019 yılı BA formlarının incelenmesinde, 162 adet belge karşılığı 2.678.518,00 TL ve 47 adet belge karşılığı 27.731,00 TL karşılığı bildirimlerinin olduğu görülmüştür.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. ) Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir.
Her ne kadar davalı tarafça yapılmış BA bildirimleri toplu olarak yapılmış olup, dava konusu faturaları kapsayıp kapsamadığı açıkça anlaşılamamış ve davalının …… isimli bir çalışanının olmadığı bildirilmiş ise de, takibe konu faturaların davacı tarafça davalıdan alınan biletlerin davalı firmaca 26/11/2019 tarihinde uçuşları durdurmasına müteakiben davacının müşterilerine yeniden dönüş bileti alması nedeniyle oluşan zarara ilişkin olduğu ve tekrardan alınan biletlere ilişkin hizmetin verilmediğiyle ilgili bir iddia olmadığı anlaşıldığından ve iptal nedeniyle yeniden alınmak zorunda kalınan biletlerin sayısı ve tutarı bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup, takip tutarıyla uyuştuğundan davalı tarafça uçuşların iptal edilmesine ilişkin haklı bir gerekçe savunmasında bulunulmamıştır. Her ne kadar 12/03/2021 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından koronavirüs salgını nedeniyle küresel pandemi olduğu ilan edilmiş olup, Arabistan – Türkiye uçuşlarının ise çift yönlü olarak durdurulduğu bilinmekte ise de, davalı tarafça mücbir sebebe ilişkin bir savunmada bulunulmadığı görülmüştür. Davacı, davalı tarafça iptal edilen uçuşlar nedeniyle müşterilerine almak zorunda kaldığı dönüş biletlerinden kaynaklı zararını davalıdan tahsil etme talebinde haklı bulunmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 307.798,40 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 61.559,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 21.025,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 3.716,86‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 17.308,84‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.716,86‬ TL peşin harç olmak üzere toplam 3.771,26‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 968,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 29.995,89 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …

Hakim …