Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2022/240 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/59
KARAR NO : 2022/240

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalılar ……. İnşaat A.Ş. ile …… Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin hissedarlarının, müvekkili ……., …… olduğunu, her iki şirkette de müvekkili …’ın yüzde %15, …… ‘ın %65 -…… ‘ ın çocukları- ….. r’ın %10, …… ‘ın %10 oranında hissedar olduğunu, her iki şirketin genel kurul toplantısının 22.10.2019 tarihinde yapıldığını, iki şirket açısından da aynı kararlar alındığını, alınan kararların Dürüstlük Kuralına, Esas Sözleşmelere ve Kanuna Aykırı Kararlar olduğunu, …… Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin 17.09.2019 tarihli genel kurul toplantısına müvekkilinin davet edilmeyerek toplantıda müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğini sona erdirildiğini, müvekkilinin ……. Şirketlerinin fesih ve tasfiyesi veya şirketlerden çıkarılması için yasal yollara başvuracağını bildirmesi üzerine, yönetim kurulunun, ……. İnşaat A.Ş. için olağan, ….. Sanayi ve Ticaret A.Ş. için olağanüstü genel kurul yapılmasına karar vererek, müvekkilini davet ettiğini ve 22.10.2019 tarihinde genel kurul toplantıları gerçekleştirildiğini, İşbu genel kurul toplantılarında alınan kararların; kanuna, esas sözleşmelere, dürüstlük kuralına, şirketlerin fiili ve ekonomik durumlarına uygun olmadığı gibi, şirketlerin menfaatleri düşünülerek değil, hakim hissedar eliyle fiili tasfiye sürecinin yürütülmeye devam edilmesinin sağlanması ve müvekkilinin, şirketlerin fesih ve tasfiyesine yönelik açacağı davaya ön alma ve müvekkili ekonomik olarak zor duruma düşürme düşüncesiyle alındığını, bu nedenlerle müvekkilinin Bakırköy ….. . Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… Esas sayılı dosyasıyla, davalı şirketlerin fesih ve tasfiyesi, kabul edilmemesi halinde, davalı şirketlerdeki paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek, şirketlerden çıkarılmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan ederek davalı şirketlerin 22.10.2019 tarihli genel kurul toplantılarında alınan; Yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi, …… Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait Edirne’de bulunan fabrikaların restorasyonunun yapılması, Yeni yatırımlar ile ortaklardan finans temini konusunda destek talebi yapılması, Bağış ve yardım yapılması kararlarının iptaline, şirketlere ait gayrimenkullerin satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi kararının butlanının tespitine, butlan olduğunun kabul edilmemesi halinde iptaline, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının, davalı müvekkili şirketler bünyesinde uzun yıllardır %15 hisse oranına sahip hissedar ve aynı zamanda her iki şirkette yönetim kurulu üyesi ve imza yetkilisi olarak görev yaptığını, şirketlerin yönetim ve karar sürecinde aktif olarak yer aldığını, ancak davacının son dönemde yaşamış olduğu ailevi problemlerden ötürü şirketlerle ilgilenmemeye başladığını, bu durumun ise müvekkili şirketler ve diğer ortakları tarafından müsamaha ile karşılandığını, maddi ve manevi tüm destek verilmeye devam edildiğini, tüm bu süreç içerisinde, müvekkili şirketlerin ticari faaliyetlerine birlik ve uyum içerisinde devam etme amacı güderken, davacı tarafça müvekkili şirketlere gönderilen Eylül 2019 tarihli ihtarnameler ile davacı yönetim kurulu üyeliğine devam etmeyeceğini, diğer yönetim kurulu üyelerinin arasında menfaat birliği olduğunu, kendisinin dışlandığını, özetle yönetimde etkisiz hale getirildiğini iddia ederek, şirketlere verilen zararların giderilmesi, kredi sözleşmelerindeki kefaletlerin sonlandırılmasını ve şirketlerin tasfiye edilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketlerce, davacının ihtarnamesine noter kanalı ile yanıt verildiğini ardından da usulüne uygun olarak çağrı yapıldıktan sonra 22.10.2019 tarihli genel kurulu yapıldığını ve davacı vekili aracılığı ile ilgili genel kurul toplantısına katıldığını ve ardından mesnetsiz olarak Bakırköy …….. Atm ……… esas dosyası ile şirketin feshi davasını ikame ettiğini, davacının iptalini talep ettiği genel kurul maddelerine ilişkin usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmadığını beyan ederek davacının haksız ve hukuka aykırı davasının usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Genel kurul toplantı tutanakları, Bakırköy …… . Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, tapu kayıtları, ihtarname örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Anonim şirket genel kurul kararlarının butlan hükmünde olduğunun tespiti ve iptali talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler dikkate alınarak, davalı şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak 16/08/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış, tarafların itirazı üzerine aynı heyetten 11/01/2022 tarihli ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Anonim şirketlerde hâkim olan ilkelerden birisi kararların alınmasında çoğunluk ilkesidir. Bu ilke uyarınca genel kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunmayan veya muhalif oy veren pay sahipleri ile şirketin diğer organlarını da bağlamaktadır. Bu durum Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
İptal edilebilirliğin şartları kanunumuzda 445. Maddede düzenlenmiştir: kararın iptali için kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı aranmakta, genel kurul kararının sadece şirketin veya pay sahiplerinin zararına olması iptal nedeni yapılamamaktadır. İptal edilebilirlik için bu şartlara ek olarak 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret kanununa aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
TTK. 340 maddesi esas sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü oldukça kısıtlamış olsa da esas sözleşmeye aykırılık bir iptal yaptırımı olarak düzenlenmiştir. Anonim ortaklık ana sözleşmesi, ortaklığın kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirket tüzel kişiliği ile şirket ortakları arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen hükümleri ihtiva eden akit türüdür. Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir.

Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir.
Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük
hallerinden birisi de butlandır. Genel kurul kararlarının butlanına ilişkin TTK. m. 447 hükmüne
göre: “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan
vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü
dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı
olan, kararları batıldır”.
Görüldüğü üzere konusu itibarıyla bâtıl olan genel kurul kararları, bazı niteliklere sahip
paysahipliği haklarını kaldıran veya sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan ve
sermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülenmiştir. Bunun dışındaki bâtıl genel
kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesi uygulanır. Bu ilke, özel sebepler
dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun
genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşır. Sakınma ilkesinin özellikle
şekli sebeplerin (eksiklik ve aksaklıkların) butlana yol açtığı hallerde gözetilmesi gerekir (Güzin
Üçışık/Aydın Çelik, Anonim Ortaklıklar Hukuku, C. I, Ankara 2013, s. 342).

TTK m. 447/1-a hükmünde belirtilen batıl genel kurul kararları, belirtilen hakları
düzenleyen Kanun hükümlerini kaldırmayı ve değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır.
Belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Genel kurula
daveti düzenleyen TTK. m. 414 hükmünde öngörülen şartların tamamen ortadan kaldırılmasını
sağlayan genel kurul kararı butlanla sakattır. Örneğin bu hükümde yer alan iki haftalık süreyi üç
güne düşüren bir genel kurul kararı butlanla sakat olur. Buna karşılık iki haftalık süreye
uyulmaksızın toplantı gününden sadece üç gün önce yapılan bir davet üzerine toplanan genel
kurulda alınan kararlar batıl değil iptaledilebilir kararlardır. Yine paysahiplerinin asgari oy
hakkını ortadan kaldıran bir genel kurul kararı butlan sonucunu doğururken bir veya birden
fazla paysahibinin oyunun kullanılmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz
sayılması halinde alınan genel kurul kararı iptal edilebilir bir karardır (Üçışık/Çelik, s. 342-343).
Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, paysahibinin genel kurula katılma, asgari oy
kullanma, dava açma hakkı gibi kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki temel haklarının
sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuran genel kurul kararları batıldır (TTK.
m. 447/1-a). Anonim şirketin tanımına, paysahiplerinin haklarına ve borçlarına ve organsal
yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Temel yapı ile kastedilen, anonim şirketi taşıyan
ana kolonlardır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran genel kurul kararları, belirtilen
hakları düzenleyen kanun hükmünü kaldırmayı veya değiştirmeyi amaçlayan genel kurul
kararlarıdır. Bu ve bu gibi hallerde kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alınması halinde
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan
sonucunu doğurmaz. Örneğin her pay ortağa bir oy hakkı verir bu oy hakkı kanunun emredici
hükümlerinden doğan bir haktır. Bu hakkı genel olarak ortadan kaldıran veya sınırlandıran
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık bir veya birden fazla paysahiplerinin oyunu
kullanmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel
kurul kararları iptaledilebilir kararlardır (Üçışık/Çelik, s. 343).
Türk Ticaret Kanunu m. 446/1-b hükmünde, “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın,
olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin
gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya
temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına
haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının
alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri(ne)” anılan kararlar aleyhinde iptal davası
açma hakkı tanımak suretiyle, belirtilen ihlallerin genel kurul kararının butlan veya yokluk
sonucunu doğurmadığını belirtmiş olmaktadır (Üçışık/Çelik, s. 343-344). Yargıtay TTK. m. 414
hükmünü emredici nitelikte bir hüküm olarak kabul ettiği halde, bu hükme aykırı bir davet
üzerine toplanan genel kurulda alınan kararların iptaledilebilir kararlar olduğunu ifade etmiştir . (Y.11.HD’nin 10.11.1989 tarih ve E. 89/6155, K. 89/6157 sayılı kararı).
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacı, davalı şirketlerin 22.10.2019 tarihli genel kurul toplantılarında alınan kararların butlanı ve iptalini talep ettiği, davacının davalı şirketlerde hissedar olduğu, dava konusu genel kurullara katılarak bazı
kararlara muhalif kaldığı ve muhalefet şerhlerini tutanağa geçirdiği, üç aylık sürede de bu
davayı açtığı hususunda ihtilafın olmadığı, davalı şirketlerden ……. İnşaat A.Ş. 30.09.2019 tarihli davalı şirket hissedarı ve ortaklarından davacı …’a 22.10.2019 tarihinde, diğer davalı şirketlerden …… San.ve Tic. A.Ş.’yi 30.09.2019 tarihli davalı şirket
hissedarı ve ortaklarından davacı …’a 22.10.2019 tarihinde gündem maddelerini görüşmek üzere 6102 sayılı T.T.K.’nın Anonim Şirketlerin Genel Kurul
Toplantılarının Usul ve Esasları hakkında yönetmelik gereği çağrı usulüne uyarak
Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına davet için çağrı mektubu gönderdikleri anlaşılmıştır.
Somut olayda, genel kurul toplantısa davet yapıldığından, davacı taraf genel kurullara katılarak kararlara karşı muhalefet şerhi de koyduğundan, yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin kararın, TTK. m. 446/1-b hükmü dikkate alınarak butlan şartlarının
bulunmadığı, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı
ödenmesine ilişkin gündemin 8. maddesinde alınan kararlara karşı davacının herhangi bir
muhalefet şerhi bulunmadığından alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığı, yeni yatırımlar ile ortaklardan finans temini konusunda destek talebine ilişkin
gündemin 10. maddesiyle alınan kararlara karşı davacının herhangi bir muhalefet şerhi
bulunmadığından alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığı, Şirketlere ait gayrimenkullerin satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin
gündemin 9. maddesiyle alınan karar ile ilgili olarak genel kurulun devredilemez yetkileri arasında “önemli miktarda şirket varlığının toptan
satışı” da yer almaktadır. (TTK. m. 408/2-f). Dolayısıyla önemli miktardaki şirket varlıklarının
satışları, ancak genel kurulun onayıyla gerçekleşebilir. Mahkememizce itibar edilen ve hükme esas alınan bilirkişi kök raporunun mali
verilerinden, şirketlerin varlıklarının büyük bir kısmının gayrimenkullerden oluştuğu, gayrimenkullerin şirketler açısından “önemli varlık” oluşturdukları, dolayısıyla bu varlıkların genel kurulun onayı olmadan yönetim kurulu
kararıyla satılmasına olanak bulunmadığından “gayrimenkulleri dilediği bedel ve şartlarda
satmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesine” ilişkin kararın iptali şartlarının oluştuğu, bağış ve yardım yapılmasına ilişkin gündemin 11. maddesiyle alınan karar ile ilgili olarak
mali inceleme sonucunda yapılan tespitler dikkate alındığında 22/10/2019 tarihli genel kurul kararında alınan 9 nolu şirkete ait gayrimenkullerin satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin gündemin 9.maddesi, şirketin yapacağı bağışlar hakkındaki üst sınırın belirlenmesi hakkındaki 11 nolu maddesi kararının iptali şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 22/10/2019 tarihli genel kurul kararında alınan 9 nolu şirkete ait gayrimenkullerin satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin gündemin 9.maddesi,
-Şirketin yapacağı bağışlar hakkındaki üst sınırın belirlenmesi hakkındaki 11 nolu maddesi kararların iptaline, diğer taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.920,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır)