Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/569 E. 2021/15 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/569 Esas
KARAR NO : 2021/15

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’ne istinaden cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davalının cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 21/05/2019 tarihli sözleşmenin 54.maddesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin açıkça yetkili kılındığını, HMK yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesi kapsamında yetkili İcra Dairesi’nin ve Mahkemenin, İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
HMK m. 17’nin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 13. Hukuk Dairesi, 2020/599 esas, 2020/720 karar)
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında düzenlenen 21/05/2019 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi’nin 54.maddesinde, bu sözleşmenin tatbikatından doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmış olup, sözleşme ile diğer genel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam ettiğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta olup, yetki sözleşmesinin münhasır yetki sözleşmesi olduğu ve davalı tarafça da icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi nedeniyle davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.589,04 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.529,74 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …

Hakim …