Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/523 E. 2022/1157 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/523 Esas
KARAR NO : 2022/1157

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını ve bahse konu sözleşme karşılığında tarafların birbirlerinden herhangi bir borç alacak bakiyesinin kalmadığını, sözleşme konusu işin bitim sonrası, karşı tarafın isteği üzerine müvekkili tarafından davalı taşınmazlarının dekorasyon işlerinin de üstlenildiğini, bu dekorasyon İşleri içinse sözleşme kapsamına girmeyen dekorasyon işleri içerikli 31.12.2014 tarih, 177.000-TL bedelli fatura düzenlendiği ve bu faturanın davalı defterlerine işlendiğini, davalının bu fatura bedelini ödemediğinden, aleyhine Bakırköy … icra müdürlüğünün ….. E sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, davalının süresinde itiraz ederek takibin durduğunu ifade ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Bakırköy ….. Noterliğinin 06.05.2013 tarih, ….. yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile İstanbul- Beyliküzü İlçesi, ….. mahallesinde kain tapuda … ada, ….. parselde kayıtlı bulunana arsanın üzerinde 5 katlı bina inşa etmesi karşılığında …….’ye hissesinin tamamını satmayı vaat ettiği, akabinde 25.03.2014 tarihinde müvekkilin sözleşmeyi akdettiği müteahhidin unvan değiştirerek ……. İnşaat Sanayi Ve Tic.Ltd.Şti. dönüştürülmüş daha sonra ise …. Yapı İnşaat Sanayi Ve Tic.Ltd.Şti olarak ortaklık yapısı …….’nin tüm parlarının devretmesi sonucu ….. ‘nin yeni ortak olduğunu, davacı müteahhit inşaatı tamamlayıp satış aşamasına gelindiğinde daire satışlarının yapılabilmesi için müvekkilinin şahıs şirketi kurması gerektiği ve kendi mali müşavirine vekalet vermesi ve söz konusu inşaat işlerinin maliyetinin mali müşavirce yapılması nedeniyle, alım satıma ilişkin işlerin takibi ve mali işlerin takibi için dava dışı mali müşavir …’a vekalet verilerek müvekkilinin çalışmasını sağladığını, 2014 yılında dava dışı …’un müvekkilinin tüm işlerini vekaleten yürütmeye başladığını ve defterleri uhdesinde tutarak müvekkiline kesilen faturaları hiçbir bildirim yapmaksızın, internet üzerinden maliye beyanlarını vererek bunları defterlerine işlediğini, Bu süreçte müvekkilinin dairelerin satışına ilişkin faturalar dışında defterlere bir takım faturaların işlendiğinden haberdar olmadığı, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden inşaat için tüm giderlerden müteahhidin sorumlu olacağını ve arsanı veren müvekkilinin inşaatla ilgili hiçbir gidere katılmadığını, müvekkili adına açılan şirketin yine aynı dava dışı mali müşavir tarafından kapatıldığını ve müvekkilinin kendisine bildirilen tüm vergileri ödediğini, Müvekkilinin dava konusu borçtan ödeme emrinin tebliği ile birlikte haberdar olduğu, takip dayanağı 31.12.2014 tarihli 177.000 TL bedelli “ Sözleşme Kapsamına Girmeyen, “Dekorasyon İşleri” açıklamalı faturanın sözleşme ile hiçbir alakasının olmadığını, inşaat neticesinde oluşan dairelerden V4 hisse sahibi olan müvekkilinin dairelerde oturma amaçlı veya kullanma amaçlı inşa ettirmediğini, ödeme emri tebliği ile birlikte dava dışı mali müşavire Bakırköy …. Noterliği 14.07.2020 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tüm belgelerin talep edildiği, İhtarnameye Büyükçekmece …. Noterliğinin 23.07.2020 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verilerek defter ve belgelerin uhdesinde olmadığını ihtar ettiği halde, 07.08.2020 tarihinde defterlerin müvekkilin eşine işyerine bırakıldığını, işletme defteri ve evraklar incelendiğinde işletme defteri içeriğinde müvekkilinin hiçbir şekilde bilgisi dahilinde olmayan bir takım faturaların defterlere işlenmiş olduğu ve faturaların …. soyadlı kişilerce dava dışı …’a teslim edilmek suretiyle defterlere işlenmiş ve beyannamelerin düzenlendi Davalı şirket yetkilileri ile Mali müşavirleri tarafından güveni kötüye kullanılarak tek taraflı muhasebe kayıtları oluşturularak aralarındaki sözleşmeye aykırı biçimde borçlandırıldığından şikayete konu edilerek Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma dosyası ile devam edildiği, Ayrıca davacı müteahhidin fatura konusu işi yaptığını ve faturayı müvekkiline tebliğ ettiğini ispatlaması gerektiğini ifade ederek, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy … İcra Dairesi ’nün ….. esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı faturanın tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …… İcra Dairesi’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 177.000,00 TL asıl alacak, 125.423,90 TL ile asıl alacak olmak üzere toplam 302.423,90 TL takip tarihinden itibaren %13,75 avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti Borçlar Mev. Kay. Nit. Hes. Uzmanı Üyesi …… ve S.M. Mali Müşavir …… 22/06/2021 tarihli raporunda; Müteahhidin eksik veya ayıplı ifasına dair bir ihtilaf yokken, taraflar kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile anlaşmışken, borcun kaynağı olarak gösterilen dekorasyon işlerinin nelerden ibaret olduğu, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yazılı olarak yapılması yanında dekorasyon işlerinin yapılmasına ilişkin bir yazılı sözleşme olup olmadığına ilişkin araştırma/keşif yapılması hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu, Taraflar arasında ihtilafa konu 177.000.-TL’lık varlığına ilişkin, bir faturanın ticari defterlere işlenmesinin haricinde söz konusu dekorasyon işlerinin yapıldığına dair bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı, Davacının ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu ticari defterlerinde davalıdan 177.000,00 TL alacağının işli olduğu, Sayın Mahkemenin davacının cari hesabında kayıtlı alacak bakiyesi yönünden karar ittihazı halinde; Davacının 177.000,00 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %10 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceği, Davacının 125.423,90 TL takip öncesi işlemiş faiz talebinin fazla ve yersiz talep olduğundan reddinin gerekeceği, Davacı tarafından, TTK m. 1530 hükmünde yer alan ve fatura içeriğini oluşturan Mal veya hizmetin ifa edilmiş olması halinde davalıdan talep edebileceği anapara ve faiz miktarın toplamı 177.000.-TL + 126.848,85-TL =303.848,85 TL olarak hesaplandığı (Takip talebi 302.423,90 TL) Takdiri mahkemeye ait olmak üzere sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti Doç. Dr. ……. ve Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi, Adli Muhasebeci ….. 23/01/2022 tarihli raporunda; Davacı taraf inceleme günü katılmamış ve ticari defterleri de sunulmamış olduğundan, davacı taraf ticari defterleri üzerinde davaya konu ihtilafa yönelik olarak bir inceleme gerçekleştirilemediği, davalının 2014 takvim yılı işletme defterinin; Vergi Usul Kanunu madde 220-226’ya göre açılış tasdikinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından Vergi Usul Kanunu madde 215-219 hükümlerine uygun olduğu, dava dosyasına taraflar arasında imzalanmış Bakırköy …. Noterliği 06.05.2013 tarih … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” sunulduğu, Davalının işletme defterinde davacı … unvanına 13-14 kayıt no’sunda 31.12.2014 tarih ….. evrak no’lu 384.186,40 TL bedelli ve 15 kayıt no’sunda 31,12.2014 tarih ….. evrak no’lu 177.000,00 TL bedelli gider faturalarının kayıtlı olduğu, İddia edilen, tadilatların davalının başka konutunda yapıldığı yönündeyse, bu işlemlere ilişkin herhangi bir sözleşmeye dosya içerisinde rastlanılmadığı, bu işlemi kanıtlamaya yarayan tek belgenin davacı tarafından davalı tarafa gönderilen 177.000,00 TL bedelli fatura olduğu ve davalı tarafın söz konusu faturaya itiraz etmediği, Dosya kapsamında taraflar arasında vadenin belirlendiği mevcut yazılı bir sözleşme, borcun ifa edileceği tarihi kararlaştırdıkları ya da borçlunun borcunu ne zaman ifa edeceğini gösterir bir belge ve bilgiye rastlanılmadığından ayrıca takip tarihinden önce davacı/alacaklı tarafından davalı/borçluya yapılmış ödetme isteği içeren bir ihtar ya da ihbar da görülemediğinden, davacının faizin başlangıç tarihini gösterdiği gün esas alınmak suretiyle 15.06.2020 tarihine kadar 125.222,65 TL işlemiş faiz talep edebileceği, takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
6102 sayılı TTK’da fatura tanımlanmamıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 229. maddesinde yer alan tanımlama ise: “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır.” Şeklindedir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” Denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça dekarasyon hizmeti verildiğinden düzenlenen fatura alacağının tahsili talebiyle takip yapıldığı, davacının faturadan takiple birlikte haberdar olduğu iddiası, tarafların defterlerini tutan muhasebecinin aynı kişi olduğu, faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair belgenin olmadığı, tarafların fatura ilişkisine dayanak teşkil edecek aralarında sözleşme bulunmaması, davacının faturaya konu hizmeti yaptığının başkaca belgelerle tevsik edilemediği, davacının sözleşme ilişkisi ve hizmet teslimine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, gibi yemin deliline de dayanmadığı, bu haliyle davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 5.164,65 TL harçtan mahsubuyla bakiye 5.083,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 27.550,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin , davalı vekilinin ve ihbar olunan … vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır