Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2020/878 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/522
KARAR NO : 2020/878

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 11/12/2020
GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mimarlık ve mühendislik hizmetleri kapsamında yapı denetim hizmeti veren bir kuruluş olduğunu, davalıların ise İstanbul ili …… ilçesi ……. Mahallesi ….. ada …. parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğunu, müvekkilinin …… numaralı YİBF sözleşmesi ile davalılara ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek binanın yapımının denetlenmesi işini üstlendiğini, bina belirli bir seviyeye gelmesine rağmen yapı denetim bedelinin tam olarak ödenmediğini, bunun üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı icra dosyası üzerinden davalı … ve müteahhit ….. İnşaat Mim. Gay. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılardan …’ un kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, müvekkilinin itirazın iptali dava açmak amacıyla hazırlık yaparken arsa maliklerinin davalılar olduğunu öğrendiğini, bu nedenle tüm davalılara karşı iş bu alacak davası açıldığını beyanla, Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı icra dosyasında tahsile tekerrür olmamak kaydıyla, müvekkili şirketin yapı denetim hizmetinden kaynaklanan 27.747,43 TL alacağının 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde özetle; davacı tarafından ailelerine ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek bina için yapı denetim işi üstlenildiğini, husumet eksikliği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ……… numaralı YİBF sözleşmesinde kimin taraf olduğu ve sözleşmeye kimin imza attığının dava dilekçesinde belirtilmediğini, diğer sorumlu müteahhit firma için işlem yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, ayrıca binanın tamamının taraflarına ait olmadığını, davacının alacağın tamamı için arsa sahiplerine davayı yöneltmesinin hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.
Dava; davacının yapı denetim hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı celp edilmiş, ana taşınmazın niteliğinin arsa, bağımsız bölümlerin mesken niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2018/2531 K. 2018/11280 T. 19.06.2018)
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davacının yapı denetim hizmetinden doğan alacağının tahsili talebiyle iş bu davayı açtığı, her ne kadar davacı tacir ise de davalıların tacir olmadığı, bu yönde dosyada bir delil bulunmadığı, uyuşmazlığa konu işin davacı açısından ticari ise de davalılar yönünden ticari olmadığı, davacının yapı denetim hizmeti yüklendiği taşınmazın niteliğinin mesken olduğu, davanın mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmakla, Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asiye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalılar …, …, … ve …’un açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/12/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)