Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/50 E. 2022/99 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/50
KARAR NO : 2022/99

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle;
Müvekkilinin davalı şirketin 50.000.000.-TL sermaye karşılığı %25 oranında pay sahibi
ortağı olduğunu, davalı Şirket Yönetim Kurulu’nun, 13.11.2019 tarihli …… sayılı kararı ile 06.12.2019
tarihinde saat 11:00’de“Tekirdağ İlinde bulunan arazilerin ve soğuk hava deposunun satışı ve
…. Şubesinde bulunan PVD Bölümünün kül halinde ya da demirbaşların satışı için
Yönetim Kurulu’na yetki verilmesi” gündem maddeleri ile 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul
toplantısı yapılacağını müvekkiline bildirdiğini, davalı Şirketin 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul toplantısı Tekirdağ İlinde bulunan
arazilerin ve soğuk hava deposunun satışı ve …… Şubesinde bulunan PVD Bölümünün kül halinde ya da demirbaşların satışı için Yönetim Kurulu’na yetki verilmesi gündemi ile 06 Aralık
2019 tarihinde yapıldığı, müvekkilinin Genel kurul toplantı daveti üzerine Beyoğlu ……. Noterliğinin 25.11.2019 tarih
ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Şirketin önemli bir miktar malvarlığının satışı için
Yönetim Kurulu’na yetki verilmesinin hukuka ve mevzuata uygun olmadığını, verilecek kararın
satışa ilişkin tüm bilgilerin Şirket ortaklarına sağlanması ile Genel Kurul toplantısında verilmesi
gerektiğini, aksine uygulamanın hukuka ve usule aykırı olacağı ve iptali gerekeceğini belirterek
Genel Kurul toplantısı öncesinde Yönetim Kurulu’nun gündem konusu edilen Tekirdağ İlinde
bulunan arazilerin ve soğuk hava deposunun satışı ve …… Şubesinde bulunan PVD
Bölümünün kül halinde ya da demirbaşların satışı ile ilgili neden gerek duyulduğunu, bundan
beklenen menfaati ve bu konuyla ilgili yaptığı çalışmasını rapor halinde Şirket ortaklarının
incelemesine sunması gerektiğinin bildirildiği ve ayrıca …… Şubesinin 2019 yılı ve
öncesindeki faaliyetleri, gelir-gider, mizan kayıtları, kesilen faturaların ve yapılan harcamaların karşılaştırmalı listesi, PVD bölümünün kapatılmayı gerektiren sebep ve tespitleri, Şubenin
kapatılmasının getireceği fayda, menfaat ve kapatıldıktan sonra bu bölüm ile ilgili işlemlerin
nasıl yürütüleceğine dair tüm mali, finansal, ticari detay ve çalışmaların, PVD bölümünün kül
halinde satışı veya sadece demirbaşların satışına dair öngörü, fizibilite veya yapılan değerleme
raporlarının, herhangi bir teklif alınmış ise bu tekliflerin, bu satıştan elde edilecek gelir ile bölüm
kapatıldıktan sonra Şirketin maliyet ve giderlerinin ne kadar azalacağı, nasıl bir fayda ve
menfaat elde edileceği, bunun Şirket ve ortakları için nasıl bir olumlu menfaat sağlayacağına
dair çalışmaların, Tekirdağ ilinde bulunan arazi ve soğuk hava deposu ile ilgili satışın
gerekçeleri, satış usulü ve değerleme hakkındaki bilgilerin bu konuda yapılan tüm çalışma,
taslak, teklif, rapor ve yazışmaların Genel Kurul toplantısından önce TTK madde 437
kapsamında bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında yazılı şekilde bilgi verilmesi istendiği, 06.12.2019 tarihinde toplanan 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul toplantısı hukuka, ilgili mevzuata, usule ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulu’nun seçildiği 19.04.2019, 24.05.2019 tarihli 2018 yılı olağan genel kurul toplantıları ve 28.06.2019 tarihli 2019 yılı olağanüstü genel kurul toplantısı hukuka ve yasal düzenlemelere aykırı olup genel kurul toplantılarının iptaline ilişkin davanın Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini beyan ederek davalı Şirketin Yönetim Kurulu’na yetki verilen Şirketin önemli değerde arazilerinin, makine, ekipman ve cihazlarının ve sair mal varlıklarının devir ve satışının hukuka ve kanuna aykırılıklar sebebiyle, söz konusu satış ve devirlerin Şirketin ve ortakların açık zararına yol açacak olması ve Şirkete ait önemli mal varlıklarının yok pahasına değerinin altında satılma riski ve sonrasında telafisi mümkün olmayan neticeler bakımından Şirketin % 25 ortağı olarak müvekkilinin açık maddi zararına yol açacak olması itibarıyla, işbu davanın yargılama süresince olmak üzere dosya üzerinden ve teminatsız olarak tedbiren devir ve satışlarının durdurulmasına, Davalı Şirketin 06.12.2019 tarihinde toplanan 2019 yılı Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan hukuka ve yasal düzenlemelere, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı kararların butlanının tespiti ile iptallerine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketi davacının babası … tarafından kurulduğunu, Şirketin kuruluşu aşamasında müvekkili şirketin kurucusu …….., oğlu olan davacı ……. ’na emek ve sermaye katkısı olmaksızın şirkette % 10 oranında pay verdiğini, 15.08.2013 tarihinde ise yine müvekkili şirketin kurucusu- davacının babası …, herhangi bir karşılık almaksızın, sahip olduğu paydan davacı ile dava dışı kızına %15’er pay vermiş ve bunun sonucunda ise davacının şirketteki payı %25’e çıktığını, müvekkili şirket paydaş yapısı itibariyle bir aile şirketi olduğunu, davacı …, şirketin kuruluşundan 19.04.2019 tarihine kadar müvekkili şirketin yönetim kurulunda görev aldığını bu tarihte yapılan Genel Kurul toplantısında, şirket genel kurulunun takdiriyle, Yönetim Kurulu üyeliğine seçilemediğini, davacı … paydaşı olduğu müvekkili şirket aleyhine dava açmayı adeta alışkanlık haline getirdiğini, yönetim kurulu üyesinin, yönetim kurulu üyesi bulunduğu şirkete karşı dava açması, şirket yöneticiliğiyle bağdaşmadığını, davacının bu davaları açmaktaki asıl amacı yasal ve meşru olan bir hakkını aramak-korumak değil, müvekkili şirketi çalışamaz-işleyemez hale getirmek suretiyle, kendisinin yaratmış olduğu ailevi sorunlarını çözmek ve kişisel bir takım taleplerini mahkemeleri aracı kılmak suretiyle aileye kabul ettirmek olduğunu beyan ederek haksız ve kötü niyetli olan davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Davalı Şirket ticaret sicil kayıtları, 06.12.2019 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanakları, ihtarname örnekleri, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosya örneği, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, davalı şirketin 06/12/2019 tarihli olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların butlanının tespiti ile iptallerine karar
verilmesi istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitler, olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Bilindiği üzere, anonim şirketlerde yönetim kurulu organı; kanun ve esas sözleşme uyarınca
genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun
gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir.
Genel kurul ise sadece kanunda (TTK m. 408) veya esas sözleşmede açıkça kendisine bırakılan alanlarda karar alabilir. Genel Kurul kararlarına karşı ise üç hukuki yola (yokluğun
tespiti, butlanın tespiti ve genel kurul kararlarının iptali davası) başvurulabilir.

6102 sayılı TTK m. 445 uyarınca: “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme
hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden
itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası
açabilirler.” Her kanuna aykırılık, genel kurul kararlarının iptali kurumuna tabi değildir. Mutlak
emredici hükümlere yani kamu düzenine aykırı bir boyuttaki kanuna aykırılık var ise burada
genel kurul kararının butlanı gündeme gelecektir. Ancak kamu düzenine aykırı olmayan,
daha çok şirket pay sahiplerini ilgilendiren kanuna aykırılıklar ise nispi emredici olarak kabul
edilecektir ve bu durumda ise genel kurul kararlarının iptali gündeme gelecektir. Dürüstlük
kuralına aykırı kararlar da iptal edilebilirlik kurumuna bağlıdır.
Sonucu etkileyebilecek oranda bir oy hakkı hesaba katılmaksızın alınan bir genel kurul kararı
iptal edilebilir; halka kapalı ortaklıkta, o yılın karının tamamının sermaye artırımında
kullanılmasına dair karar iptal edilebilir; TTK. 437’de öngörülen ve bazı belgelerin genel kurulun
olağan toplantısından önce incelemeye açık tutulmasına dair hükme uyulmadan alınan finansal
tablolar ve kar dağıtımı ile ilgili karar iptal edilebilir, davetin toplantıdan en az iki hafta önce
yapılmasına dair TTK. 414/1 nisbi emredici olup, toplantıdan on gün önceki davetle toplantı
yapılmış ise alınan karar iptal edilebilir; gündemin açıklanmasına ilişkin m. 413, 414’e
uyulmaksızın alınan karar iptal edilebilir; TTK. 436 uyarınca oydan yoksun kişilerin de katılımı
ile alınan karar iptal edilebilir; her payın kural olarak en az bir oy hakkı sağlayacağını öngören
m. 434’e aykırı olarak bir ortağın oy kullanması engellenir veya asgari oy hakki çiğnenirse, yine
alınan karar iptal edilebilir niteliktedir.

İptal davası açılmasının maddi hukuka ilişkin şartlarından ilki ise ortada bir genel kurul kararının
bulunmasıdır. Ortada şeklen dahi geçerli bir genel kurul kararı yok ise bu halde yokluk yaptırımı
ile karşılaşılır. İkinci olarak kararın kanuna, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık
taşıması iptal için gerekli bir diğer maddi hukuk şartıdır (TK. 445). Üçüncü olarak aranacak şart
ise karar ile aykırılık arasında illiyet bağı bulunmasıdır.

Konu ile ilgili olarak, Yargıtay …… H.D. …… E. ……. K. sayılı kararında da “bilgi alma
ve inceleme hakkının TTK’nın 437. maddesi gereğince dava konusu yapılabileceği ancak bilgi alma
hakkının ihlali nedeniyle genel kurul toplantısında yanlış bir karar alınmış olması bir başka deyişle bilgi
vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması halinde kararların iptalinin söz
konusu olabileceği,” belirtilmiştir.

Pay sahibinin talebi üzerine verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından
özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır (TK m. 437/2, 3. cümle). Maddenin gerekçesinde, “özenli”
kavramının, baştan savma olmayan, sorunun karşılığı niteliğini taşıyan, ilgisiz konuları
içermeyen anlamında olduğu; “gerçeğe uygunluk” ile gerçeği aynen yansıtan doğru, yalan ve
aldatıcı olmayan bilgiler kastedildiği; “hesap verme ilkesine uygun olma” kavramıyla da, hesap
verme konumunda bir kişinin hesap vereceği, yani sorumlu olduğu kişiye vermekle yükümlü
olduğu kapsamlı, içerikli ve (belgelere dayanan somut) bilgilerin kastedildiği belirtilmektedir.

Genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkına sahip kişiler pay sahipleri, organ
olarak yönetim kurulu üyeleri ve yönetim kurulu üyelerinden her birisidir (TTK. m.446).

TTK. m.446/1(a) uyarınca genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantı
tutanağına mutlaka muhalefet şerhinin geçirilmesi gereklidir. Bununla beraber, muhalefet
şerhinin toplantı tutanağında bulunması dışında, toplantı tutanağına ekli bir belge ile toplantı
başkanlığına sunulabileceği ve toplantı tutanağında bu hususa yer verilebileceği de kabul
edilmektedir.

Konu ile ilgili olarak ayrıca belirtmek gerekir ki; anonim şirket genel kurullarının sadece
genel kurul tarafından yerine getirilebilecek, devredilemez görev ve yetkileri TTK 408.
maddesinin 2. fıkrasında sınırlı olmayacak şekilde sayılmıştır. İşbu maddenin gerekçesinde
“Genel kurul karar verme yetkisini kanundan ve kanun hükümleri çerçevesinde esas sözleşmeden alır.
Genel kurul diğer organlara ait devredilemez yetkileri kendisine çekemez. Yönetim kurulu da genel
kurulun yetkilerini yüklenemez.” şeklinde yer verilen açıklama çerçevesinde ise yönetim kurulunun,
bu maddede sayılan hallere ilişkin karar alamayacağı hususu öngörülmüştür. Genel kurulun
devredilemez görev ve yetkilerinin, anonim ortaklık yönetim kurulu tarafından kullanılması
halinde, bu şekilde alınan kararlar kesin hükümsüzlük nedeniyle geçersiz olacaktır. TTK’nın
genel kurulun devredilemez yetkilerini düzenleyen 408. maddesinin 2-f bendinde “önemli
miktarda şirket varlığının toptan satışına” yer verilmiş, ancak önemli miktarda şirket
varlığının toptan satışına ilişkin kriterlerin ne olduğu ifade edilmemiştir. Önemli miktarın
belirlenmesi, bu işlemin anonim şirketin hangi organı tarafından yapılacağı bakımından önem
arz etmektedir. Bu minvalde, bir işlem TTK’nın 408/2-f bendi uyarınca önemli bir miktarda şirket
varlığının toplu satışı kabul edilirse, bu işlem münhasıran genel kurulca yapılabilecek, aksi
halde yönetim kurulunun görev ve yetkilerini düzenleyen TTK’nın 374. maddesinin açık
“yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme
uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme
konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar
almaya yetkilidir.” hükmü uyarınca yönetim kurulunca yapılacaktır.

TTK’nın 408. maddesinin ikinci fıkrası emredici bir düzenleme içermekte olup, bu hükme aykırı
işlemler TTK’nın 391. maddesinin (d) bendi uyarınca batıldır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, genel kurul toplantısından önce “genel kurulu toplantıya çağrıya
yetkili organ tarafından” genel kurulun usulüne uygun olarak genel kurul toplantısına davet
edilmesi gerekmektedir. Genel kurula çağrı konusunda kural olarak yönetim kurulu yetkilidir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesi (b) bendi uyarınca, toplantıda hazır bulunsun veya
bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilân edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya
temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını ve genel kurula katılmasına ve oy
kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri, genel kurul kararlarının
iptali davası açabilirler.

Ayrıca, TTK’nın 414’üncü maddesi kapsamında genel kurul toplantıya, esas sözleşmede
gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan
ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki
hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay
sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem
ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.

Huzurdaki davaya konu 06/12/2019 tarihli genel kurul toplantısına çağrının, davalı şirket
yönetim kurulu tarafından alınan 13/11/2019 tarihli kararının ve gündem maddesinin 20/11/2019
Tarih ve 9955 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlandığı; toplantı günü ile gündem
ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazetelerin, iadeli taahhütlü mektupla davacıya bildirildiği
hususunda herhangi bir delil sunulmamış olmakla birlikte, davacının davalıya gönderdiği
Beyoğlu …… Noterliğinin 25.11.2019 tarih ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile genel kurul
toplantısı gündem maddesi ile ilgili olarak bilgi istediği göz önüne alındığında, genel kurul
toplantısından en az 15 gün öncesinden, genel kurul toplantısından haberdar edildiği
anlaşılmakla davaya konu genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu genel kurul toplantı daveti üzerine davacının davalı şirkete
Beyoğlu …… Noterliğinin 25.11.2019 tarih ve …… yevmiye numaralı
ihtarnamesi göndermiş olduğu tebliğ şerhinden, söz konusu ihtarnamenin davalı şirkete 26.11.2019 tarihinde tebliğ
edildiği görülmüştür. Davalı şirketin davacıya cevabi ihtarname olarak Beyoğlu ……. Noterliğinin 05.12.2019 tarih ve
……… yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği görülmüştür.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, incelenen sicil kayıtları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davaya konu 06/12/2019 tarihli genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun
yapıldığı, davaya konu Genel Kurul toplantısında görüşülecek gündem maddesi ile ilgili
olarak, davacı tarafından TTK madde 437 kapsamında bilgi alma ve inceleme hakkı
kapsamında davalı şirketten yazılı şekilde bilgi verilmesi istenmiş; ayrıca davaya konu genel
kurul kararına karşı da muhalefet şerhi düşülmüştür. Davalı şirketin davacının bilgi alma
istemine istinaden, …….. Mühendislik San. Tic. Ltd. Şti. tarafından
tanzim edilmiş olan 04/12/2019 tarihli raporu ( ……. Makina A.Ş. PVD Birimi Verimlilik Raporu,
……… Makina A.Ş. Tarım İşletmeleri Ana İş Kolu Verimlilik Raporu, ……… Makina A.Ş. Soğuk
Hava Deposu İşletmeciliği Raporu) davacıya Genel Kurul toplantısından 1 gün önce yani
05.12.2019 tarihinde mail yoluyla gönderdiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Pay sahibinin talebi üzerine verilecek bilgilerin, hesap verme ve
dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olması gerekmektedir (TK m. 437/2, 3.
cümle). Ancak, TTK madde 437 kapsamında davalı şirket tarafından davacıya gönderilmiş olan
raporlar, mali analiz teknikleri kullanılmadan tanzim edilmiş olduğu, raporda yer alan tutarların
gerçek tutarları yansıtıp yansıtmadığının yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edilemediği, gerek davalı şirketin
ticari defterlerinde/mali tablolarında yer alan kayıtlı değerler gerekse de rayiç değerler
yönünden bilirkişi tarafından herhangi bir analiz ve hesaplamanın yapılamadığı, bu haliyle de davacının bilgi almak
istediği konular ile ilgili bilgileri dahi içermeyen bu raporların özenli ve gerçeğe uygun olduğunun kabul edilemeyeceği, davaya konu genel kurul toplantısında ve/veya öncesinde
davacının bilgi almak istediği konular ile ilgili ticari defterler, mali tablolar, mizanlar, yazışmalar
vs. belgelerin de incelenmek üzere hazır edilmediği, davacının talep ettiği
bilgilerin davalı şirket tarafından yerinde getirilmediği,
satışı için yönetim kuruluna yetki verilen varlıkların neler olduğunun açıkça tespit edilemediği / bu hususta herhangi bir listenin de bulunmadığı/dosyaya da
sunulmadığı, taraflar arasındaki mail yazışmalarından, davacının davalı şirketteki ortaklığından
ayrılması hususunda davacının hisselerinin devri için, huzurdaki davaya konu genel
kurul kararı ile satış yetkisi verilen taşınır ve taşınmazların da devir anlaşmalarına konu
edildiğinin görüldüğü; özellikle davalı şirket vekili tarafından sunulmuş olan son mailde
(yani 04/09/2019 tarihli mailde) davacının davalı şirkette olan hisselerinin devri için söz
konusu taşınır ve taşınmazların davacıya devredilebileceğinin davalı şirket tarafından
teklif ve kabul edildiği, sonrasında da yapılan genel kurul toplantısı ile bu taşınır ve
taşınmazların satışı konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği; ancak gerek “satışı için
yönetim kuruluna yetki verilen varlıkların tutarlarının ve bu varlıkların neler olduğunun
dahi açıkça tespit edilemediği/bu hususta herhangi bir listenin de bulunmadığı/dosyaya
da sunulmadığı” hususu, gerek TTK madde 437 kapsamında tespit edilen hususlar
gerekse de tarafların mail yazışmaları, yönetim kurulunun aldığı bu yetkinin iyi niyetli ve
usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmayacağı hususunun bilinemediği, keza satış yetkisi verilen
taşınır ve taşınmazlarla ilgili olarak, öncelikle satış yetkisine konu varlıkların neler
olduğunun açıkça ortaya konulması ve sonrasında da satış için özenli ve yazılı tekliflerin
alınması gerektiği,
şirketin ve pay sahiplerinin menfaatinin gözetilebilerek piyasa (rayiç) değerinin tespitinin gerekeceği, bu haliyle Yargıtay …….. H.D. ………. E. ………. K. sayılı kararında da belirtildiği
gibi, davalı şirket tarafından verilmemiş olan bilgi ile alınan kararlar arasında illiyet bağı
bulunduğundan, davaya konu genel kurul kararların iptalinin gerekeceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 06/12/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.689,60 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 116,60 TL ki toplam 2.806,20 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır)