Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2023/281 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/491
KARAR NO : 2023/281

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin …’da kurulu bir şirket olup şirket yetkili ortağı …’in yıllarca davalıda staj yaptığını, kullanılan cihazların tüm özelliklerini, işleyişini iyi bildiğini, davalı ile müvekkilleri arasında akdedilen 02/11/2018 tarihli sözleşme uyarınca yüklenici müvekkiline ait şirketler tarafından davalı şirkete 2000 adet … (…) … ve 2000 adet …. (…) … 4.5 G ürünlerinin satılması ile garanti süresi içerisinde destek sağlanması hususunda mutabakata vardıklarını, müvekkillerinin, sözleşmenin davalı tarafça haksız feshine kadar anılan sözleşme ile yükümlendiği edimlerini aksatmadan yerine getirdiklerini, sözleşme ile eklerinde yer alan tüm koşulları yerine getirmelerine rağmen Bakırköy …Noterliğinin 09/12/2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile davalı tarafından çeşitli sebepler ileri sürülerek sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, feshin haksız olduğunu, testlerin hatalı olduğu, fesih dayanağının haksız olduğu ve haksız feshin kabul edilmediği, sözleşmenin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini Kadıköy …. Noterliğinin 10/01/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ihtarlarının karşı tarafa tebliğ edilmiş olmasın rağmen herhangi bir yanıt alınamadığını, feshin tamamen haksız, teknik ve hukuki dayanaktan yoksun, geçersiz bir fesih olduğunu, müvekkillerinin telafisi imkansız zararlara uğrattıklarını, prototip malzemelerin 30/05/2019 tarihinde teslim edildiğini ve test süresinin başladığını, 25/06/2019 tarihinde müvekkillerine değerlendirme raporu gönderilerek iyileştirme ve geliştirme talep edildiğini, talep edilen iyileştirme ve geliştirmeler sözleşme ve şartname ile belirlenen kriterlere ek özellikler içerdiğinden ve sözleşmede belirlenen süreler şartname ile talep edilen özelliklerde bir ürün için öngörülmüş olduğundan 28/06/2019 tarihinde müvekkilleri tarafından 12 haftalık bir teslim süresi belirlenerek akreditifin …. maddelerinde belirtilen sürelerin uzatılması talep edildiğini, teslim edilen prototipler üzerinde … (…) adlı test yapıldığını, ardından prototip ürünlerin yapılan testlerden geçemediğinin belirtildiğini, dava tarafından yaptırılan testlerin teknik şartnameye de usule de uygun olmadığını, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin… D.iş … karar sayılı dosyasıyla prototipler üzerinde bilirkişi tespiti yaptırıldığını, daha önce alınan raporların tekrarı niteliğinde fiziki inceleme yapılmaksızın tek taraflı yaptırılan bir rapor olduğundan kabul etmediklerini, itiraz ettiklerini, prototiplerin test aşamasında müvekkili şirketlere hiçbir şekilde bilgi akışı sağlanmadığını, problemlerin bildirilmediğini, davalı tarafından teslim planında belirtilen sürelere uyulmadığını, teslim planına göre 15/11/2019 tarihinde bitirilmesi gereken testlerin 02/12/2019 tarihinde bitirildiğini, yapılan testlerin teknik anlamda yetersiz ve yanlış bir test olduğunu gibi sözleşmeye da aykırı olduğunu, geçerli bir fesih sebebi sayılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketlerin davalı tarafla yapılan sözleşmedeki yükümlüklülüklerini en iyi şekilde yerine getirebilmek adına projenin şirket açısından kârlılığını düşürmesi pahasına piyasadaki en kaliteli ürünleri tedarik ettiğini, tedarik edilen ürünlerin ise yalnızca bu projeye özel üretilen endüstriyel tasarım ürünler olduğunu, müvekkili şirketlerin elinde kalması halinde başka herhangi bir yerde kullanılması mümkün olmayan ürünler olduğunu, sırf bu proje için yapılan tüm yatırımların haksız fesih sebebiyle zarara dönüştüğünü, telafisi mümkün olmayan zararlar oluşturduğundan bahisle müvekkili şirketlerin sözleşmeden doğan hak ve alacaklarının (tüm zararlarının) tespitine, tespit edilen/edilecek ve müvekkillerin yoksun kaldığı işbu hak ve alacaklarından fazlaya ilişkin tüm yasal hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın 09/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari/avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş safahatta 14/11/2022 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ederek 1.423.372,00 USD maddi tazminatın 01/07/2022 arabuluculuk son tutanağının tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanuni faiz ve temettü faizine ilişkin kanunun 4/a maddesinde belirtilen yabancı para borunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının yabancı menşeili bir şirket olup, MÖHUK madde 48 gereğince teminat yatırması gerektiğini, müvekkil şirketin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakı olup, 6493 Sayılı Kanun çerçevesinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan lisans almış elektronik para ve ödeme hizmeti sağlayan bir kuruluş olduğunu, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararıyla İstanbul’da toplu taşımada ücret toplama sistemini yöneten ve işleten bir şirket olup, günümüzde toplu taşıma araçlarında kağıt bilet yerine kullanılan, elektronik kart (elektronik bilet) sistemini temin ve tedarik ederek işleten bir kuruluş olduğunu, müvekkil şirket ile davacı arasında 02.11.2018 tarihinde “… (…) &… Alım Sözleşmesi” imzalandığını, belirtilen sözleşme; toplu taşıma araçlarında ücretlerin elektronik kartla tahsili amacıyla, elektronik kartların okunması için kullanılan sistemin, ana kartları ile … ekranlarının üretilmesine ilişkin olup, kapsamı; yükleniciden, teknik şartnamede teknik özellikleri belirlenmiş olan “2.000(ikibin) adet …. (…) + …’nin ve 2.000(İkibin) adet … (…) + …” ürünün satın alınması ve yüklenici tarafından belirlenen süreler içinde garanti hizmetinin sağlanmasına ilişkin olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.2. maddesinde; davacının işe başlama tarihinden itibaren 22 (Yirmiiki) haftalık süre içinde sözleşme konusu ürünlere ilişkin olarak 15 (Onbeş) adet prototip ürünün müvekkiline gönderilmesi ve müvekkilinin prototip ürün onayını takiben 20 (yirmi) hafta içinde 4.000 (Dörtbin) adet ürünün teslimatının yapılması düzenlendiğini, davacı tarafından gönderilen ilk prototipler 30.05.2019 tarihinde müvekkili şirket tarafından teslim alındığını, bunun üzerine müvekkili tarafından hazırlattırılan 18.06.2019 tarihli raporda gönderilen 15 adet board (anakart) üzerinde inceleme yapılmış ve gönderilen prototiplerin teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edildiğini, bu durumun 25.06.2019 tarihli e-posta ile davacıya bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından 28.06.2019 tarihli yazı ile geliştirme ve iyileştirme için süre talep edildiğini ve müvekkili şirket tarafından uygun görülerek süre uzatımına dair karar 25.09.2019 tarihinde yükleniciye bildirildiğini, süre uzatımından sonra üretilen ve tekrar müvekkiline gönderilen prototipler müvekkili tarafından 17.10.2019 tarihinde teslim alındığını, gönderilen prototipleri tekrar teknik şartnameye uygunluğu açısından denetletmiş ve ayrıca pilot olarak belirlenen birkaç otobüse söz konusu ürünler monte edilerek saha testi uygulandığını, şartnameye uygunluğu kapsamında yapılan … ve … başlıklı testler sonucunda ürünler teknik şartnameye uygun bulunmamış olup, bu hususa ilişkin 5.12.2019 tarihli …. (… Raporu) hazırlandığını, prototiplerin teknik şartnameye uygun olmadığının belirlendiğini, prototiplere ilişkin olarak hazırlanan saha raporunda da; ürünlerin “responsive” (yanıt) süresinin çok uzun olması nedeniyle, ana kartın kullanıldığı otobüslerde elektronik biletleri okuma hızı yavaşladığı ve yolcuların otobüse binişlerinde bu yavaşlama nedeniyle kuyruklar oluşturduğunun bildirildiği, prototiplerin yüklenici tarafından verilen süreye rağmen 2. kez teknik şartnameye uygun bir şekilde üretilmemesi üzerine müvekkili tarafından, sözleşmeyi sürdürmekte teknik, ticari ve hukuki menfaat kalmaması ve davacının zamanında ve eksiksiz üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getiremeyecek olmasının açık olması nedeniyle gerek sözleşmeden ve gerekse de ilgili mevzuattan kaynaklanan haklarının kullanılması yoluyla sözleşmenin feshedildiğini, müvekkili tarafından tespit edilen tüm sorunların davacının teknik şartnameye uygun üretim yapmamasından kaynaklandığını, müvekkili şirket tarafından sertifikasyon testlerinin davacı tarafından yapılmasının talep edildiğini, davacı tarafça sunulmaması üzerine bu testler ücreti mukabilinde bağımsız kuruluşlara yaptırıldığını, davacı tarafça … testinde 3 farklı seçenek sunulduğunu (…), buna rağmen raporda yalnız … ve … seçeneklerinin değerlendirildiği ancak … seçeneğinde ürünün stabil olarak çalıştığının iddia edildiğini, bu iddianın hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, yapılan testlerin … üzerinde ürünlerin stabil olarak çalışmadığı ve bu nedenle de hiçbir seçenekteki parametrelere ulaşmasının mümkün olmadığının tespit olunduğunu, …. sonra stabilitesini kaybeden ürünün …’yi karşılamasının mümkün olmayacağını, …. kadar çıkamayacağı açık ve net olduğunu, davacı tarafça her ne kadar yüksek akım koruması, olduğu iddia edilse de, ilgili raporda tespit edildiği üzere söz konusu ürünlerde yüksek akım koruması bulunmadığını, şartnamede yer aldığı üzere ürünlerin kablolarının davacı tarafça temininin gerektiğini, ancak davacı … ürünlerle birlikte kablo teslim etmediğini ve sertifikasyon işlemlerini de tamamlamadığını, davacının … testini geçemediği nedeniyle sözleşmesinin feshedildiği iddiası gerçek dışı olduğunu, üretimin yetişmesi için davacının … onay almadan sipariş vermek zorunda olduğu ve bu nedenle zarara uğradığını beyanla bu zararlarını müvekkilden talebi hukuken mümkün olmadığını, davacının basiretli bir tacir olarak … onayı sonrası tedarik ve üretim sürelerini göz önüne alarak sözleşme imzalaması gerekmekte olup, yükümlülük altına girdikten sonra tedarik süresinin uzayacağından bahisle harcamalarını müvekkilinden temin etmesinin mümkün olmadığını, davacının zararının tamamen kendi kusurundan ve yetersizliğinden kaynaklanmakta olup, müvekkilinin oluşan maddi zararla arasına illiyet bağı bulunmadığından da reddi gerektiğinden bahisle davacı taraf için muhtemel yargı giderlerini karşılamak için uygun bir teminat belirlenmesine, belirlenen teminatın yatırılmaması halinde davanın usulden reddine, haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER:Bakırköy …. ATM.’nin … d.iş sayılı dosyası, ihtarname örnekleri, Bilirkişi kök ve ek raporu, sözleşme suretleri, trafik kayıtları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşmenin davalı tarafından haksız
olarak feshedilmesi nedeniyle oluşan zararların tespit ve tazmini taleplerinden ibarettir.
Mahkememizin 07/09/2020 tarihli ara karar ile davacı … Limited Şirketi yönünden arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açıldığından bu şirket yönünden davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır. Mahkememizce aldırılan 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.Davalı …. ile davacı … toplu taşıma araçlarında ücretlerin elektronik kartla tahsili amacıyla, elektronik kartların okunması için kullanılan sistemin, ana kartları ile LCD ekranlarının üretilmesine ilişkin 2.000 adet (…)+ …’nin ve 2.000 adet ..(…) + …” ürünün satın alınması ve yüklenici tarafından belirlenen süreler içinde garanti hizmetinin sağlanması amacıyla 1.580.000,00 USD bedel karşılığı 02.11.2018 tarihli “…(…) & … Sözleşmesi” imzalanmıştır.Davalı şirket tarafından, davacı şirkete Bakırköy …. Noterliği 09.12.2019 tarihli … yevmiyenumaralı ihtarname keşide edilmiştir.Bu İhtarnamede, “….Teslim alınan prototipler üzerinde teknik şartnamenin 5. ve 7.maddeleri uyarınca akredite kuruluş tarafından … ve diğer bir takım testleri içeren EMC başlıklı testler yapılmıştır. Ekteki test sonuç raporundan da anlaşılacağı üzere prototip ürünlerteknik şartnameye uygun olarak yapılan testlerden geçememiştir. Bu sebeple teknik şartnamede belirtilen testleri geçmeyen prototipe müvekkil şirket tarafından 05.12.2019 tarihli … adlı rapor ile onay verilmemiştir. Yukarıda izah edildiği üzere muhatap tarafından gönderilen bir ve ikinci parti prototiplerin teknik şartnamede istenen özellikleri taşımadığını, ayrıca sözleşmenin 6.2.maddesi uyarınca müvekkil şirket tarafından prototipe onay verilmediğini, gerek teknik olarak gerekse teslim plânında öngörülen sürede dikkate alındığında sözleşmeyi sürdürmekte ticari, teknik ve hukuki menfaat kalmaması sebebiyle müvekkil şirket tarafından işbu sözleşmenin feshedildiğini ihtaren bildiririz.” denmektedir. Davacı şirket tarafından, davalı şirkete Kadıköy …. Noterliği 10.01.2020 tarihli … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesine cevap ihtarnamesi keşide edilmiştir.Bu İhtarnamenin sonuç kısmında, “….Prototip Analiz raporunun ve Feshin haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğunu, prototipe onay verilmesi ve seri üretime geçilmesi için müvekkil şirkete 7 gün içerisinde bildirimde bulunulmak suretiyle sözleşmeye kaldığı yerden devam edilmesi-Fesih ihbarınız nedeniyle sözleşmede belirtilen sürelerde projenin tamamlanması imkanı ortadan kalkmış olduğundan,akreditifin numune onay tarihinden itibaren 20 hafta uzatılarak, sözleşmenin 21. Maddesi doğrultusunda sürenin güncellenmesini,Aksi takdirde, tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla, haksız ve geçersiz feshiniz sebebiyle müvekkil şirketlerin uğradığı, uğrayabileceği ve uğrayacağı zararların tazmini için masrafları tarafınıza ait olmak üzere yasal yollara başvurulacağını…” denmektedir.TBK. m. 112 hükmüne göre: “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”. Yine TBK. m. 114 hükmüne göre: “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de
uygulanır”. Görüldüğü üzere anılan yasa hükümleri gereği, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sonucu, oluşan bütün zararların, müsbet ve menfi zarar kapsamında, davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği açıktır.Menfi zarar, uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifa etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarar olup, menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Y. 15. HD.nin E. 2004/1210, K. 2004/2834 sayı ve 24.5.2004 tarihli kararı). Menfi zarar kapsamına; sözleşme yapılmasına güvenilerek başka bir sözleşme fırsatının kaçırılmasından doğan zarar, sözleşme giderleri, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve dava masrafları girer (Y. 15. HD.nin E. 2004/1210, K. 2004/2834 sayı ve 24.5.2004 tarihli kararı). Müspet zarar (olumlu zarar); sözleşme nedeniyle mal varlığında artışı beklenen meblağın,
sözleşmenin haksız feshinden ötürü mal varlığına girmemesinden kaynaklanan zarardır. Müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder. Yani borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark, müspet zararı oluşturur. Yargıtay vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirmiştir: “… taraflar arasında 25.1.1996 tarihinde bir yıl süreli düzenlenen bayillik sözleşmesi gereği davacıya ilk yıl mal gönderildiği ve sözleşmeye göre süre bitiminden üç ay öncesi fesih ihbarı yapılmadığından bir yıl daha uzadığı, ancak davalının mal göndermediği dolayısıyla akde aykırılığın söz konusu olduğu anlaşıldığından, BK.nun 106. maddesine göre davacının aynen ifadan vazgeçip tazminat isteyebileceği ve kar mahrumiyetinin müspet zarar kapsamında olduğu ve davalının kusurlu olmadığını ispatlayamadığından davanın kısmen kabulü(ne)” karar verilmiştir (Y. 19. HD’nin E. 2001/7287, K. 2002/4965 sayı ve 25.06.2002 tarihli kararı)Yargıtay vermiş olduğu bir başka kararında da aynı yönde görüş belirtmiştir. Verilen karara göre: “Mahkemece sözleşmenin 4.maddesine göre taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu, davalının tanıtım faaliyetlerinin kendi şirket elemanlarının katılımı ile yapıldığını ve kabul ettiği, üçüncü kişilerin davacı hakkında şikayeti ve davalının davacıya feshi haklı kılacak bir uyarısının bulunmadığı, protokole göre davacıya 1998.1999 yılları arasında dört adet özel santrifül siparişinde bulunma yükümlülüğünün getirildiği süre dolmadan davalının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle yükümlülüğün yerine getirilmediğini söylemenin mümkün olmadığını, bu nedene dayal feshin haklı olmadığını benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının 698.515.500.TL yatırım gideri zararı 14.299.586.767.TL kar yoksunluğu kaybı bulunduğu gerekçesiyle … reeskont faizi ile davalı … Ltd’den tahsili ile davacıya ödenmesine, …” dair verilen kararın onanmasına hükmedilmiştir (Y. 19. HD’nin E. 2004/12406, K. 2005/8013 sayı ve 14.07.2005 tarihli kararı).
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sözleşme örneği, değerlendirme raporu, Bakırköy … ATM.’nin … d.iş sayılı dosya örneği, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; taraflar arasında 02.11.2018 tarihli “… (…) & … Alım Sözleşmesi” imzalandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesine göre, davacının ise başlama tarihi, akreditifin onaylandığı tarih olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin akdedilmesi ile birlikte, sözleşmede yer alan teslim tarihi ve teslim programı başlıklı 6.2. madde uyarınca akreditif amirinin … A.Ş., lehtarının … ve akreditif bankanın ise … olduğunu ve 18.12.2018 tarihli akreditif açılmıştır. Sözleşmenin 6.2. maddesine göre, davacı şirketin işe başlama tarihinden itibaren 22 haftalık süre içinde sözleşme konusu ürünlere ilişkin olarak 15 adet prototip ürünün davalı idareye eslim edileceği ve prototip ürün onayını takiben 20 (yirmi) hafta içinde 4.000 adet ürünün
teslimatının yapılacağı belirlenmiştir. Davacı şirket tarafından ilk prototiplerin 30.05.2019 tarihinde davalı şirkete teslim edildiği, davalı şirket tarafından 18.06.2019 tarihli raporla, 15 adet board (anakart) üzerinde inceleme yapıldığı ve prototiplerle ilgili iyileştirme ve geliştirme talepleri doğrultusunda 25.06.2019 tarihli e-posta ile davacı şirkete bildirildiği, davacı şirket tarafından 28.06.2019 tarihli yazı ile; geliştirme ve iyileştirme için süre talep edilmiş ve bu talep davalı şirket tarafından uygun görülerek süre uzatımına dair karar ve teslim planı 25.09.2019 tarihinde yükleniciye bildirilmiştir. Taraflar arasında imzalanmış bulunan … (….) & … Alımı sözleşmesinin 21. Maddesinin 6. Fıkrasında “İdareye süresi içerisinde teslim edilen malların muayene ve kabulü için İdare tarafından yapılan inceleme sırasında geçen süreler işin süresinden sayılmaz. Son teslim tarihinden önce teslim edilen ve sözleşme ve eklerine uygun olmayan malların sözleşme şartlarına uygun mallar ile değiştirilmesi için teslim süresi içerisinde bir defaya mahsus yükleniciye teslim imkanı verilir. Ancak verilen süre içerisinde yeni mal tesliminin yapılmaması veya teslim edilen malın sözleşme ve eklerine uygun olmaması halinde, yukarıdaki hükümler uygulanır” Sözleşmenin 22. Maddesinde ise ‘’Yüklenicinin taahhüdünü ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirememesi üzerine, bu sözleşmenin gecikme cezasını düzenleyen maddesinde belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, İdarenin 20 (yirmi) gün süreli yazılı ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde İdare, dilerse ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminatı ve varsa ek kesin teminatları gelir kaydedebilir ve sözleşmeyi feshederek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir” Dava konusu ürünün sözleşmeye uygun olmadığı kabul edilse dahi, Sözleşmenin 22. Maddesinde, idarenin 20 (yirmi) gün süreli yazılı ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi halinde sözleşmenin fesh edilebileceği belirtilmiştir. Fakat davalı firma, ilk prototiplerin şartnameye uygun olmaması nedeniyle zaten davacıya sözleşmeye uygun yeni prototip sunması için 2 aylık süre
verildiğini, bu nedenle de feshin sözleşmeye uygun olduğunu belirtmiştir. Fakat, Raporun 4.1. ve 4.2. maddelerinde de ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, ilk prototipler için 18.06.2019 tarihinde davalı firma tarafından hazırlanan rapordaki tespitler, ürünün şartnameyeuygun olmamasından değil, davalı firmanın ürün üzerinde iyileştirme ve geliştirme taleplerini içermektedir. Bu durum, Davalı …. tarafından,
Genel Müdürlük makamına yazılan … süre uzatımı talebi sayılı yazıda, davalı vekilinin iddialarının aksine,davacının ek süre talebinin ürünün şartnameye uygun olmamasından ya da
üründeki eksik ve hatalı işlemlerden değil, davalı şirketin ürün üzerinde talep ettiği, iyileştirme ve geliştirme taleplerinden kaynaklandığı açık ve net bir şekilde belirtilmiştir. Yani, davacı firmanın
süre talebi ürünün şartnameye uygun olmamasından değil davalı firmanın ek taleplerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de, davacı firmaya verilen 2 aylık sürenin sözleşmede bahsedilen 20 günlük sürenin dışında olduğunun kabulü gerekmektedir.Dosyadaki yapılan inceleme sonucu yapılan değerlendirmede, mahkememizce alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu prototiplerin teknik şartnameye uygun olduğu tespit edilmiş olmakla bu durumda teknik açıdan sözleşmenin fesh edilemeyeceği, Prototipler teknik şartnameye uygun olmasa dahi, Sözleşmenin 22. Maddesine göre, davalı şirket tarafından 20 gün süreli yazılı ihtar çekilmeden sözleşmenin feshedilmesinin, sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayanmaması nedeniyle, davacının uğramış olduğu zararların tazmin edilmesi gerektiği, davacı şirket tarafından, önceden sipariş edilen ve ödemeleri yapılan ürünlerin, yalnızca bu projeye özel üretilen endüstriyel tasarım ürünleri olduğundan ve davalı şirketin elinde kalması halinde başka herhangi bir yerde kullanılması mümkün olmayan ürünlerden olduğundan, davacı şirket tarafından tedarik edilen yapılan ödemeler kapsamında mahrum kalınan malzeme bedeli ve sözleşme kapsamında mahrum kalınan bedelin tahsilinin gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 1.423.372,00 USD maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun faiz ve temerrüd faizine ilişkin 4/a maddesinde belirtilen yabancı parayla açılmış vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 676.724,56 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harç, 453.174,54 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 222.696,14. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 2.471,10 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 454.124,02 TL ki toplam 456.595,12‬ TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 337.067,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
7-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır