Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2022/226 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/471
KARAR NO : 2022/226

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin,…… markası altında gayrimenkul pazarlama işi olan, ”Gayrimenkul tellallığı” faaliyeti ile iştigal edildiğini, davalı ise müvekkil ile imzalamış olduğu 01.03.2016 tarihli…… Gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi uyarınca, davacıya ait işletmede Bağımsız Müteahhit şeklinde gayrimenkul danışmanı olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ve bu ilişkinin kendine münhasır çalışma şekli, esasları ve şartları taraflara arasında imzalanan iş bu sözleşme ile belirlendiğini ve bu sözleşmedeki şartlara uygun olarak faaliyet yürütüleceğinin karşılıklı olarak taahhüt edildiğini, davalının 05.10.2017 tarihinde sözleşmenin 3. Maddesinde düzenlenen ihbar süresine uymadan ve sözleşmede kararlaştırılan önelini beklemeden Bakırköy ……. Noterliğinden keşide ettiği ……. yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi feshederek davacıyla olan ticari ilişkisini tek taraflı olarak sona erdirdiğini, davalı fikir birliği içinde hareket ettiğini ve davacı firmada birlikte çalıştığı kendisi gibi diğer iki müşteri temsilcisi ile birlikte davacıya zarar vermek kastıyla, aynı ilçe (Başakşehir) sınırları içinde faaliyet gösteren ……. işletme unvanlı başka bir emlak firmasında aynı işi davacıyla rekabet halinde yapmaya başladığını, davalının sözleşmeyi feshettiği ihtarnamenin tebliğinden hemen sonra davalıya Bakırköy …… Noterliğinden 11 Ekim 2017 tarih ve ……. yevmiye no’lu ihtarname keşide edilerek sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarının hatırlatıldığını, davacıyla aynı ilçe sınırları içinde sözleşmenin fesih tarihinden itibaren 2 yıl süreyle benzer iş yapmadığını, yapması halinde sözleşmede kararlaştırılan ceza-i şart bedelini ödemek zorunda kalacağı da ihtaren bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin Gayrimenkul Danışmanının Hakları ve Sorumlulukları başlıklı 4. Maddesinin 10. Bendinde düzenlenen; hükmüne göre davalı aynı bölgede sözleşenin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle davacı ile rekabet halinde benzer iş faaliyette bulunmayacağını açıkça taahhüt ettiğini, davalı müvekkili ile olan sözleşmesini sona erdirdikten sonra sözleşmede kararlaştırılan iki yıllık süreyi beklemeksizin aynı bölgede müvekkili ile rekabet halinde faaliyet gösteren ”……. Kısım Mah. …… Cadde ……. Çarşısı K:1 No:31 Başakşehir/İstanbul” adresinde bulunan ”……. Gayrimenkul” isimli işletme bünyesinde faaliyete başladığını, dosyaya sunulan çalışan listesi arasında davalının da yer aldığını ve davacıyla rakebet halinde aynı bölgedeki taşınmazların satışını yapmakta olduğunu, davalının müvekkili ile ticari ilişkisi sırasında davacının tüm müşteri portföyüne vakıf olmuş birisi olduğunu, aynı bölgede çalışmaya başladığını, aralarındaki sözleşmenin ihlali olduğundan, iş bu davanın konusunu oluşturan 20.000,00 $ ceza-i şartın talep edilir duruma geldiğini, sözleşmede kararlaştırılan ceza-i şart ücüncü kişi yararına olmak üzere…… Türkiye lehine düzenlenmiş ise de…… Türkiye bu yöndeki alacağını 09.11.2017 tarihli temlikname ile davacıya temlik edildiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde, davalının sözleşmedeki hizmetlerini bağımsız bir müteahhit olarak sunacağını, sözleşmede yer alan hiçbir hükmün, bağımsız müteahhit ilişkisi dışında; örneğin, işçi, işveren, ortak vb. Da Müşteri Temsilcisi olan davalının bağımsız olarak değerlendirileceğini ve yaptığı işlemlerden ötürü yasal ve mali sorumluluğu kendisine ait olduğu kararlaştırıldığını, davalının aynı ilçede davacı ile rekabet halinde çalıştığının ve cezai şartın doğumunu gerektirir şekilde sözleşmeyi ihlal ettiğinin sunmuş olunan somut dediller ile sabitlendiğini, bu nedenle HMK m.389 uyarınca tedbiren iki yıl süreyle davalının aynı bölgede faaliyette bulunmasının önlenmesini de istemek gerektiğini, sonuç olarak kısaca izah edilen sebeplerle; davalının rekabet etme yasağına aykırı faaliyetinin tespiti ile haksız rakebetin önlenmesini, fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla $20.000,- Amerikan Doları’nın dava tarihinden itibaren devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İş bu davanın haksız, mesnetsiz, hukuka ve Mahkeme içtihatlarına aykırı olduğunun kabulü ile öncelikle, yetkisizlik ve görev yönlerinden usulden reddini, açık biçimde genel işlem şartları niteliklerine haiz sözleşme hükümlerinin geçersiz sayılması veyahut sözleşme ilişkisinin haklı nedenle işçi müvekkili tarafından feshedildiği hususunun dikkate alınarak davanın kül halinde esastan reddini, aksi kanaat hasıl olması ve mahkememiz tarafından cezai şartın talep edilebilirliğine kanaat getirilmesi halinde işçi olan müvekkili yönünden cezai şartın fahişliği nazara alınarak tenkise gidilmesini ve dermeyan edilen takas beyanlarının kabulü ile yapılacak inceleme sonucunda ortaya çıkacak müvekkili alacaklarının mahsup belirlenecek cezai şart tazminatından mahsup edilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Bilirkişi 10/06/2021 tarihli raporunda; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Hizmet Sözleşmesi” değil “Komisyonculuk Sözleşmesi” olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanmış bulunan “Gayrimenkul Danışmanlık Sözleşmesinin” 4/10. maddesinde yer alan rekabet yasağının; Davalının çalışamayacağı iş türünün belirlenmiş olması, sözleşmenin süre, yer ve konu bakımından sınırlandırılmış olması, davacı ile davalının sonradan çalıştığı işletmelerin rakip işletme olarak nitelendirilebilmesi ve aynı müşteri çevrelerine hitap ederek aynı konularda faaliyet göstermeleri, davalının yaptığı işin, davacının müşteri çevresi veya davacının yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, davacının önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması sebebiyle geçerli olarak kabul edilebileceği, fakat rekabet yasağının geçerli olup olmadığı konusundaki nihai takdirin sayın mahkemeye ait olduğu, rekabet yasağı içeren sözleşmede kararlaştırılan 20.000,00 USD’nin davalının tacir olmaması sebebiyle ve mahkemece aşırı nitelikte bulunması halinde indirilebileceği, görüşü bildirilmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 01/03/2016 tarihli ……. gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesine dayalı rekabet yasağına aykırılık iddiası kapsamında aykırılığın tespiti, önlenmesi ve cezai şart istemlerine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında 01/03/2016 tarihli…… Gayrimenkul Danışmanlığı Sözleşmesinin akdedildiği ve davalının sözleşmeyi feshettiği noktasında ihtilaf yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmenin 4.10 maddesi gereğince haksız rekabet yasağı kuralının ihlal edilip edilmediği ve cezai şart ödenmesi konusundadır.
Davalının 05/10/2017 tarihinde sözleşmeyi feshettikten sonra aynı bölgede 2 yıl süre ile rekabet yaratacak şekilde benzer işlerde faaliyette bulunmayacağını açıkça taahhüt etmesine rağmen, …… Bahçeşehir işletme unvanlı başka bir emlak firmasında çalışmaya başlamış ve önceki çalıştığı Başakşehir bölgesinde, haksız rekabetin yer bakımından sınırlanan aynı bölgede gayrimenkul danışmanlığı faaliyeti gösterdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının, davacının çalışma alanında olan aynı iş kolunda çalışması ve bu çalışmasının da yine davacının çalışma sahası olan bölgede gerçekleştirmesi ile sözleşmedeki haksız rekabet yasağına aykırı davrandığı tespit edilmekle buna istinaden davacının da cezai şart talep etme hakkının doğduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 20.000,00 USD alacağın fiili ödeme günündeki TCMB döviz efektif satış kurunun TL karşılığı olan 77.622,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.302,35 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.325,58 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.976,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.325,58 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.361,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı)1 199,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 10.890,86 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)