Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/461 E. 2022/249 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/461
KARAR NO : 2022/249

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti
vermekte olduğunu, davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu
taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan; 16.09.2019 tarihli 2.152,78 TL, 24.09.2019
tarihli 2.168,70 TL, 08.10.2019 tarihli 727,84 TL, 14.10.2019 tarihli 3.843,28 TL, 31.10.2019
tarihli 1.351,50 TL, 11.11.2019 tarihli 46,82 TL, 18.11.2019 tarihli 1.177,01 TL, 29.11.2019
tarihli 252,37 TL tutarında fatura bedelinin ödenmediğini, davalı tarafın cari hesapta yer alan
fatura bedellerini ödememesi sebebiyle faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kendisine gönderilen ödeme emrinde
belirtilen borca ve ferilerine, itiraz ettiğini, borcu olmadığından bahisle icra takibini haksız ve
kötü niyetli bir şekilde durdurduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazların yerinde
olmadığını, reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davalı yan ile aralarında oluşan cari hesap
ilişkisine istinaden davalı yana yasa ve uluslararası kurallar çerçevesinde hizmet vermiş ve haklı
olarak da verilen hizmetle ilgili olarak oluşan bedelin ödenmesini talep ettiğini, 397 sayılı VUK Genel Tebliğ ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak faturalar gönderildiğini, yasal süresi içerisinde itiraz edilen/iade edilen fatura söz konusu olmadığından yerleşik Yargıtay kararları ve TTK 21/2 uyarınca davalı tarafça fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, davalı yana taşıma
hizmetinin yapıldığına ilişkin konşimento örneğinin dilekçeleri ekinde ve delillerinde sunulduğunu, davalı tarafa verilen hizmet neticesinde, faturalardan oluşan borcun ödenmemesi üzerine, müvekkili şirketçe takibe konu faturaların ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına ve TTK.21/2.maddesine göre tebliğden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmeyen faturalar kabul edilmiş sayıldığını, borç tutarının kesinleştiğini,
davalı taraf ile yapılan abone cari hesap anlaşmasının Madde II – Tarafların Hak ve
Yükümlülükleri alt başlıklı maddesinde “Faturaların ödeme vadesi, fatura tarihinden başlamak üzere on beş (15) gündür. Vadesinde ödeme yapılmaz ise, müşteri, ayrıca bir ihtar veya ihbara
gerek olmaksızın aylık yüzde üç (%3) veya yasal ticari faiz oranından hangisi yüksek ise o oranda vade farkı/gecikme faizi ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder” şeklinde ifade edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları alt başlıklı 1530/2. maddesine göre; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer” şeklinde hüküm
altına alındığını, davalının takip konusu alacağın tamamına, faiz ve ferilerine yapmış olduğu
itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, 11.720,30 TL asıl alacaklarından dolayı takibin devamı
için işbu davayı açma zorunlulukları doğduğunu, açıkladıkları sebeplerle takip tarihinden önce talep edilen işlemiş faiz tutarından feragat ederek, takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu 11.720,30 TL tutarındaki asıl alacakla ilgili borca, faiz ve feri’lerine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Çorlu …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile konkordato davası açmış ve sayın mahkemenin 13.11.2019 tarihli kararı ile müvekkil şirket hakkında geçici mühlet kararı verilmiş olup, 12.02.2020 tarihinde Çorlu ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket hakkında verilmiş olan geçici mühlet kararının 2 ay süre ile uzatıldığını,
akabinde Çorlu ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.06.2020 tarihli kararı ile müvekkili şirket hakkında kesin mühlet kararı verildiğini, Çorlu ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası kapsamında verilen kesin mühlet kararı gereğince; müvekkili şirket aleyhine
hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri de dahil olmak üzere tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, yapılmış olan takiplerin bugünkü mevcut durumları aynen korunarak olduğu yerde durdurulmasına ve müvekkili şirketin üretim faaliyetlerinin devamı için zorunlu olan bankacılık işlemleri ve alacaklı olduğu 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine haciz ihbarnamesi gönderilmemesine, gönderilmiş ise kaldırılması yönünde karar verildiğini, dolayısıyla her ne kadar davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatılmışsa da, dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları konkordato kararları mucibince, müvekkili şirket aleyhine icra takip işlemlerinin yapılamayacağının hüküm altına alındığını, konkordato sürecinde olan müvekkili şirket aleyhine huzurdaki işbu davanın ikame edilmesinin İcra İflas Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, konkordatonun, herhangi bir sebepten dolayı işleri bozulmuş, ödeme gücünü belli ölçüde kaybedip mali durumu bozulmuş iyi niyetli ve dürüst borçluları korumak amacını taşıyan müessese olduğunu, borçlu hakkında ilgili İİK hükümleri uyarınca mühlet kararının verilmesiyle birlikte takip yapılmasının kural olarak yasaklanmasıyla birlikte evvelce yapılan icra takiplerinin bugünkü mevcut durumları aynen korunarak olduğu yerde durdurulması gerektiğini, konkordato mühleti içinde borçluya ödeme emri gönderilemeyeceğini, haciz konulamayacağını, satış yapılamayacağını, zikredilen işlemlerin hukuki nitelikleri itibarıyla birer icra takip işlemi olduğunu, davacı tarafın iddialarının ve taleplerinin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, konkordato sürecinde olan davalı müvekkili şirket aleyhine icra takip işlemleri yapılması konkordato müessesesinin amaç ve niteliğine aykırı olduğunu, faturanın başlı başına alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığını, davacı tarafın davalı müvekkilinden alacaklı olduğunu ispat yükümlülüğü altında olduğunu, davanın reddi ile devamında müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, davacı aleyhine takip miktarının%20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 13/08/2021 havale tarihli raporunda; Davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, dava dosyasına aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi sunulmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) …… numaralı …… Deri ve Konfeksiyon San.Tic.A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 11.720,30 TL kadar alacaklı gözüktüğü, davacı yanca elektronik ortamda oluşturulan faturaların yine elektronik ortamda düzenleme tarihi itibariyle davalıya iletildiği, söz konusu faturalara davalı tarafça noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edilip edilmediğinin görülemediği, davalı taraf vekilinin gerek icra takibine itiraz gerekse huzurdaki davaya cevap dilekçesinde faturaların içeriğine noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal sürede itiraz ettikleri yönünde bir savunma getirmediği, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri 2019 yılı Form Ba Form Bs bildirimleri yönünden birbirlerini teyit ettiği, davacı tarafından davalıya Bakırköy …… Noterliği aracılığıyla 22.04.2019 tarih ……. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği,
İş bu ihtarname ile “daha önce yapmış oldukları uyarılara ve kredi hesaplarının durdurulmasına rağmen vadesi geçmiş faturaların henüz ödenmediğini, uygulamakta oldukları prosedür gereği oluşan noter masrafların hesaplarına yansıtıldığını bildirdiklerini, ilgili ödemenin işbu ihtarnamenin tebellüğ tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde yapılmaması durumunda yasal takibe geçileceğini ve bugüne kadar oluşan gecikme tutarları, avukat ücreti ve sair tüm masraflarla birlikte tahsil yoluna gidileceğinin” belirtildiği, davacı tarafından davalıya Bakırköy …… Noterliği aracılığıyla 22.11.2019 tarih …… yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, iş bu ihtarname ile “daha önce yapmış oldukları uyarılara ve kredi hesaplarının durdurulmasına rağmen vadesi geçmiş faturaların henüz ödenmediğini, uygulamakta oldukları prosedür gereği oluşan noter masrafların hesaplarına yansıtıldığını bildirdiklerini, ilgili ödemenin işbu ihtarnamenin tebellüğ tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde yapılmaması durumunda yasal takibe geçileceğini ve bugüne kadar oluşan gecikme tutarları, avukat ücreti ve sair tüm masraflarla birlikte tahsil yoluna gidileceğinin” belirtildiği, davalıya Bakırköy ……. Noterliği aracılığıyla çıkartılan 22.11.2019 tarih …… yevmiye numaralı İhtarname 05.12.2019 tarihinde adreste mukim işyerinde daimi çalışanına tebliğ edildiği, davalı hakkında Çorlu ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında 13.11.2019 tarihli Tensip Zaptı ile 13.11.2019 tarihinden başlamak üzere 3 (üç) ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 18.06.2020 tarihli duruşmasında İ.İ.K.’nın 289/3 maddesi gereğince 18.06.2020 tarihinden itibaren 1 (bir) yıllık kesin mühlet kararı verildiği, 17.06.2021 tarihli ara kararı ile 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.K.K. 289.maddesi gereğince 18.06.2020 tarihinde verilen bir yıllık kesin mühletin 18.06.2021 tarihinden itibaren 6 (altı) ay süre ile uzatılmasına karar verildiği,
davacı vekili 11.11.2020 havale tarihli dilekçesi ile davalı şirket Konkordato Komiserliği’ne müvekkili şirket ile konkordato mühleti talep eden davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, aralarındaki cari hesaba istinaden 12.150,11 TL asıl alacağı bulunduğunu, buna ilişkin taraflarınca 18.12.2019 tarihinde Bakırköy ……. İcra Dairesi’nin ……. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz sebebi ile itirazın iptali davası olarak huzurdaki dava dosyasının açıldığını ve halen derdest olduğunu, müvekkili şirketin halen
alacaklı olduğunu, Mahkemece tedbir kararları verilmesi sebebiyle alacak kaydının yapılmasını ve müdahilliği talep ettiği, davacının icra takibinde 429,81 TL “işlemiş” faiz talep etmiş olmakla huzurdaki davada takip tarihinden önce talep edilen işlemiş faiz tutarından feragat ettiği, Sayın Mahkemenin alacağa hükmetmesi durumunda, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceği ancak İ.İ.K. 294/3 maddesine göre tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracağı, konkordato prosedürü ileride -tasdik dışında- sona ererse faizlerin işlemesi konkordato prosedürünün başarıya ulaşması maksadıyla durdurulduğundan faizlerin geçmişe etkili olarak hesaplanması gerektiği takdirinin ise Mahkeme’ye ait olduğu, davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin ise Mahkeme’ye ait olduğu,
davaya konu uluslararası 14 adet taşımacılık işleminin gerçekleştirilmiş olduğu, davaya konu taşımacılık işlemleri ile ilgili olarak davacı yanın herhangi bir itirazı olmadığı, sonuç ve kanaatini bildirmiştir.

DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilinin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 11.720,30 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturalara dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nun 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nun 288. Maddesine göre; (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./16. Md); “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.”
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nun 294. Maddesine göre (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./22. md); “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir ” hükmü getirilmiştir.

Celbedilen Çorlu …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında 13.11.2019 tarihli Tensip Zaptı ile 13.11.2019 tarihinden başlamak üzere 3 (üç) ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği sonrasında 18.06.2020 tarihli duruşmasında İ.İ.K.’nın 289/3 maddesi gereğince 18.06.2020 tarihinden itibaren 1 (bir) yıllık kesin mühlet kararı verildiği, bu kararlarda konkordato mühleti verilmesinin İİK konkordato hükümlerinden doğan kanuni sonuçlarından olan takip yapılmasının yasaklanmasına da karar verilmiş olduğu, davamızın konusu olan icra takibinin ise 19/12/2019 tarihinde yani davalı şirket konkordato mühlet süresi içindeyken başlatılan ilamsız takip olduğu, takip ve dava konusu alacak taleplerinin ise konkordato mühlet süreci içinde konkordato komiserinin izniyle doğan borç niteliği taşımadığı, ayrıca konkordato süreci içinde ödenmesi esas olan normal işletme giderlerinden kaynaklanan bir borç da sayılamayacağı, ayrıca İİK md 294’te takip yasağından istisna tutulan İİK md 206’da birinci sırada sayılan alacak türlerinden de olmadığı, dava konusu takibin İİK md 295 kapsamında rehinli alacak nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip de olmadığı, dolayısıyla davalı şirket açısından takip yasağı kapsamına giren bir borç (davacı açısından da takip yasağına tabi türden alacak) olduğu anlaşılmıştır.
Nitekim emsal İstanbul BAM 17. HD’nin 2021/314 E 2021/619 K, 2020/2054 E 2021/714 K, 2020/1912 E 2020/216 K sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Tüm bu nedenlerle, İİK md.294 hükmüne göre takip yasağına tabi alacak için takip yasağı bulunan süreçte davalı hakkında başlatılan takip sözkonusu olmakla, usule uygun başlatılmış takipten söz edilemeyeceğinden ve bu husus itirazın iptali davasında mahkemece re’sen her aşamada gözetilmesi gereken özel dava şartı olduğundan, HMK md 114/2 ve 115/2 uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Usulüne uygun başlatılmış bir takip bulunmadığından özel dava şartı yokluğu sebebiyle davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,

2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 139,41 TL harcın mahsubuyla bakiye 58,71 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılamada kendisi vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/03/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır