Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/460 E. 2021/521 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/460 Esas
KARAR NO : 2021/521

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN 2021/227 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA :Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
MAHKEMEMİZ DOSYASI VE BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN;
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ……. Restorasyonu için 18/05/2018 tarihli taşeron sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme uyarınca kararlaştırılan 31/10/2018 tarihinde, 31/12/2018 vadeli çek ile yapılacağı belirtilen 106.000,00 TL’lik ödemenin gerçekleştirilmemesi nedeniyle alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işi teslim etmediğiyapılan imalatların durumunun belli olmadığını, sözleşmenin 8.maddesinde nefaset kesintisinin yapılabileeceğinin kabul edildiğini, işin kesin kabul ve idareye tesliminin davacı sebebiyle geciktiğini, ……. tarafından kesin kabul kontrolleri yapılacağını, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında 18.05.2018 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının’ ……. restorasyon işini sözleşme gereğince işin tamamını 30.11.2018 tarihinde bitirip teslim etmesi gerekirken belirlenen tarihte teslim etmediğini, bunun üzerine müvekkilince İstanbul …… Noterliğinin 18.02.2020 tarih ve …… yevmiye nolu ihtarı ile işin eksik kısımların 31.03.2020 tarihine kadar tamamlanması veya fazladan alınan bedelin müvekkiline iadesinin istenildiğini, davalının sözleşme gereği işi süresinde teslim etmediğini, davalıya, 18 Şubat 2020 tarihinde İstanbul ….. Noterliği tarafından ihtarname gönderildiğini, davalının işi 31.03.2020 tarihinde ve 488 gün gecikmeli olarak bitirdiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, eser sözleşmesinin geç tesliminden kaynaklanan zararın tespiti ile HMK 107 ye göre miktarının tam ve kesin olarak öğrenildiğinde ileride artırılmak üzere şimdilik 100 TL , gecikme tazminatının 30.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, dava konusu ve tarafları itibari ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ……. Esas sayılı dosyası ile aynı olup dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının, 18/05/2018 tarihli taşeron sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine; birleşen dava, cari hesap alacağının tahsili için birleşen dosya davalısı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 106.000,00 TL asıl alacak, 2.954,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 108.954,93 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için sözleşmeye dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 29/03/2021 havale tarihli raporunda; takibe konu alacağın fatura ve ticari defter kaydına dayanmadığı, davacının ve davalının ticari defterlerine göre, davacının davalıdan olan bir alacağının görülemediği, ancak taraflar arasında kurulan taşeronluk sözleşmesi uyarınca restorasyon işinden dolayı davacının hakkedeceği ücretin KDV dahil 531.008,30 TL olduğu, sözleşme kapsamında bu iş davacı tarafından ödenen kısma karşılık olacak şekilde 424.994,70 TL tutarında fatura kestiği, kalan kısım olan takibe konu 106.000,00 TL yönünden düzenlenmiş faturanın bulunmadığı, bu durumda davacının alacağının fatura ve ticari defter kaydı bazında ispat edilemediği, ancak, taraflar arasında sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesine göre nihai değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
İncelemeye sunulan tüm defter ve belgeler ile tarafların iddia ve savunmaları ve bilirkişi raporu içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında 18/05/2018 tarihli taşeron sözleşmesi ile ticari ilişki kurulduğu hususu tarafların kabulünde olduğu gibi sözleşme ile de sabittir. Davacı sözleşmeden kaynaklı alacaklarını alamadığı iddiasıyla eldeki davayı açmış olup, davalı sözleşmedeki işin tam olarak bitirilmediği ve bu nedenle zarara uğradığı savunmasında bulunduğu gibi mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasıyla açmış olduğu tazminat davasında da geç teslim nedeniyle teminat mektubunun maliyeti, mahrum bırakılan bedel, kredi için ödenen faizler gibi geç teslimden kaynaklı zararının olduğu iddiasında bulunarak eser sözleşmesinde geç teslimden kaynaklı zararının tahsili talebiyle dava açmıştır.
Yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davamız ve birleşen dava yönünden bir bütün olarak inceleme yapıldığından bilirkişi raporu her iki dava yönündende hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki 18/05/2018 tarihli taşeron sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşme tutarı, sözleşmenin 4.maddesinde 531.008,30 TL olarak kararlaştırılmış olup, yine sözleşmenin 5.maddesinde ödeme planına yer verilmiştir. Sözleşmenin 5. maddesindeki ödeme planına göre, İş başlangıcında 200.000,00 TL, 31.08.2018 vadeli çek ile 75.000,00 TL, 30.09.2018 vadeli çek ile 75.000,00 TL, 31.10.2018 vadeli çek ile 75.000,00 TL, 31.10.2018 tarihinde kalan tutar için de 31.12.2018 vadeli çek verileceği kararlaştırılmıştır.
Bilirkişi tarafından defterler üzerinde yapılan incelemede, taraflar arasında kurulan sözleşmeye istinaden davacı tarafından 30/06/2018 tarihli ve 19/07/2018 tarihli 2 adet fatura düzenlendiği, düzenlenen bu fatura bedelinin tamamının ödendiği, davacının icra takibi talebine konu ettiği bakiye 106.000,00 TL alacağa ilişkin davacı defterlerine kaydedilmiş bir faturaya rastlanılmadığı, bu alacak için fatura düzenlenmediği belirtilmiş ise de, davaya konu takibin taşeron sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olarak başlatılan takibe ilişkin olduğu, fatura alacağı talebiyle ilgili başlatılan bir takip bulunmadığı, kaldı ki, fatura sözleşmenin yapılması değil, yerine getirilmesi safhasıyla ilgili ticari bir belge olup, bu bakımdan fatura akdin şartlarını tespit eden değil, tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarla teksip eden bir belgedir. Yani fatura bir ispat vasıtası olup, taraflar arasında sözleşme inkar edilmemiş olup, talebinde sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkin olduğu dikkate alındığında fatura düzenlenmemiş olmasının davacının alacağını tahsil talebine engel olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı her ne kadar, cevap dilekçesi ile sözleşmenin 4. Maddesi gereği işin tamamının 30/11/2018 tarihinde bitirilip, teslim edilmesi gerektiğinden bahisle itirazda bulunmuş ise de, davalının, davacıya göndermiş olduğu İstanbul …. Noterliği’nin 18/02/2020 tarih, ……. yevmiye no’lu ihtarnamede eksik imalatların 31/03/2020 tarihine kadar tamamlanması için süre verildiği görülmüş; bu ihtarname öncesinde de, davalının işin tamamlanmadığı ya da eksik yapıldığıyla ilgili herhangi bir ihtarı ya da ispat vasıtasının bulunmadığı, yargılama devam ederken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazılan müzekkere cevaplarında, ……. ihale komisyonunun kararı ile davalı …….. Şti.’ne ihale edilen işin 16/11/2020 tarihi itibariyle kesin kabulünün yapıldığı bildirilmiştir. Sözleşmenin 6.maddesine göre işin kabulünün taşeronun iş tesliminin kesin kabul ile sona ereceği kararlaştırılmış olduğundan iş tesliminin takip tarihi itibariyle gerçekleşmediği sonucuna varılmış ise de, sözleşmenin ödemeye ilişkin 5.maddesindeki düzenlemede, 31.10.2018 tarihinde kalan tutar için 31.12.2018 vadeli çekin verileceği belirtilmiştir. Yani bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, kalan bedelin ödenmesi için işin bitirilmesi koşuluna bağlanmamıştır. Hâl böyle olunca, sözleşmede öngörülen bedelin ödenmesi şartı kesin kabule bağlanmamış olduğundan ve sözleşmenin 5’inci maddesi gereğince de, kalan tutarın 30.10.2018 tarihinde verilecek olan 31.12.2018 vadeli çeke bağlanmış olduğundan, söz konusu çeki vermeyen davalı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirmemiş olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca ……’nin cevabi yazılarından anlaşıldığı üzere, kesin kabul yapılmış ve ancak ücretin hesaplamasının halen devam ettiği belirtilmişse de, kesin kabul tutanağında “Yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, geçici kabulde tespit edilen noksanlıkların tamamlandığı ve teminat süresinde gerektiği gibi korunduğu, işin kesin kabule engel eksik, kusur ve arızalarının bulunmadığı görülmüştür” dendiği görülmektedir. Buna göre, teminat süresi içinde işin tamamlandığı ve kesin kabulünün yapıldığı sabittir. Bu noktada, davalının davacıya ödeme yapması için, idarenin davalıya ödeme yapma şartı aranmayacaktır. Çünkü sözleşme ücret ödenme şartı, idarenin davalı yükleniciye ödeme yapma şartına bağlanmamış olup, davacı, taraflarca feshedilmemiş ve ayakta olan 18/05/2018 tarihli sözleşmenin 5.maddesi gereğince takibe konu alacağa hak kazanmış olup, ihtarname ile davalıyı temerrüde düşürdüğü dikkate alındığında işlemiş faiz yönünden talebinin kabulüne karar verilmiş, alacak sözleşme ile belirlenmiş olup, likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise, …… yazı cevabı doğrultusunda işin eksik kusur ve arıza bulunmaksızın tamamlandığı belirtilmiş olup, gecikmeyle ilgili birleşen dosya davacısı tarafından davalıya herhangi bir ihtar gönderilmediği, sözleşmenin bu nedenle de feshedilmeyip halen ayakta olduğu, dosya kapsamı itibariyle de birleşen dosya davacısının iddialarını ispat edemediği anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava yönünden davanın kabulü ile 106.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olan 2.954,93 TL olmak üzere toplam 108.954,93 TL yönünden davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 21.790,98 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen davanın reddine,
Asıl dava yönünden; alınması gerekli 7.442,71 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.315,91 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 6.126,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Asıl dava yönünden; davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.315,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.370,31 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.317,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 14.300,72 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden; arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Birleşen dava yönünden; alınması gerekli 59,30 TL harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Birleşen dava yönünden; birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı-birleşen dosya davacısı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden; AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin birleşen dosya davacısı …’nden alınarak birleşen dosya davalısı …’ne verilmesine,
Birleşen dava yönünden; arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin birleşen dosya davacısı …’nden alınarak hazineye irat kaydına,
Asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Asıl ve birleşen dava yönünden kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip …

Hakim …