Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/454 E. 2021/373 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/454 Esas
KARAR NO : 2021/373

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 27.03.2015 tarihinde davalıdan ……. marka model, ……. plakalı aracı 271.813,89 TL karşılığı satın aldığını, kazasız ve sorunsuz olarak kullandıklarını, aracı satmak istediklerinde aracın ön çamurluğunda boya çıktığını, bu nedenle aracın iadesi için davalı yana başvuru yaptıklarını, davalı tarafa yetkili servisten ekspertiz raporu alındığını, eksper raporunda araç teslim edilmeden önce araç üzerinde uygulanan bir boya işleminin bulunmadığının araç ön çamurlukta tespit edilen boyanın hangi tarihte gerçekleştiğinin tespit edilemediğine dair rapor verildiğini, bu nedenle aracın misliyle değişimini, aksi takdirde ise araç bedeli olan 271.813,89 TL’nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını yetkili mahkemelerin müvekkili şirketin yerleşim yeri olan Avcılar Bölgesindeki Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, aracın davacıya 2015 yılında satıldığını dava tarihinin 2018 olduğunu bu nedenle taleplerin TBK 231 2 yıllık zamanşımına uğradığını, usulüne uygun ayıp ihbarının yapılmadığını, zira aracın teslim alındıktan sonra inceletilmesi gerektiğini ve gizli ayıp tespit edilirse 2 ve 8 gün içerisinde ihbarda bulunulması gerektiğini, dava taleplerinin terditli olarak kullanılmasının hukuka aykırı olduğunu bu haklardan TBK 227 gereği sadece birini kullanabileceğini, dava konusu araca ilişkin kayıtlarında hasar nedeniyle servis girişi bulunmadığını, hasarsız ve sorunsuzca teslim ettiklerini, söz konusu boyama işleminin davacının karıştığı kaza sonucu servis dışı olarak boyatıldığının kuvvetle muhtemel olduğunu, üretimden kaynaklı bir ayıbın bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamakla beraber mahkeme aksi kanaatte ise hakkaniyet gereği ücretsiz onarım veya bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini zira aracın 4 yıldır davacının kullanımında bulunduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Dava, ayıplı mal iddiasından kaynaklı ayıplı malın değişmesi, iadesi veya mal değerince tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin …… esas, ……. karar sayılı ilamında “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre, alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Bile bile aldatma yani hile varsa satıcı ne tam zamanında ayıpların ihbar edilmediğine ne de kısa zamanaşımı süresine dayanabilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 231/2 maddesine göre, Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 266. maddesine göre bir davada çözümü hakim tarafından bilinmeyen, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşüne başvurulan üçüncü kişiye bilirkişi denir. Bilirkişi, kendisine verilen görevi, mahkemenin sevk ve idaresi altında yürütür, mahkemece tespit edilmiş vakıalar hakkında görüş bildirir. Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde: davacı, davaya konu aracın ön çamurluğunun hasarlı olduğunu, orjinal şekilde olmadığını ve bu çamurlukta renk farkı olduğunun öğrenildiğini, bu durum öğrenildiğinde araç satışını yapan davalı, yetkili servise açıklama yapılarak expertiz raporunun istendiğini, 30.03.2018 tarihinde müracaat edilmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir bilgi verilmeyerek oyalama cihetine gidildiği iddia edilmiş, Yerel Mahkemece ayıp konusunda satıcının alıcıyı ne şekilde iğfal etmiş olabileceği hususu ile ilgili yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan ve iğfale ilişkin gerekçeler hükümde açıkça gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Oysa mahkemece yapılacak iş, davaya konu uyuşmazlığın temelinde aracın ön çamurluğunda hasar olup olmadığı, varsa hasarın ne zaman oluştuğu, ön çamurluğun orjinal olup olmadığı, renk farkının neyden kaynaklandığı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden; ayıbın varlığını ve niteliğini belirleme ve ayıbın hileli ayıp olup olmadığı konusunda denetimine elverişli rapor alınarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacı alıcının iğfal edilip edilmediğinin tespiti ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkememiz kararı kaldırılmış olup, mahkememizce kaldırma kararı sonrası tekrar yapılan yargılamada, davaya konu araçtaki orjinal boya film kalınlığı oranının belirlenmesi ve orjinal boyadaki mikron aralığı ile gizli ayıptaki mikron aralığının karşılaştırılarak, aracın ön çamurluğunda hasar olup olmadığı, varsa hasarın ne zaman oluştuğu, ön çamurluğun orjinal olup olmadığı, renk farkının neyden kaynaklandığı konusunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişilerce varsa ayıbın varlığı ve niteliği belirlenerek ayıbın hileli ayıp olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesi talep edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 07/01/2021 tarihli raporda; araca ait geçmiş hasar kaydının mevcut olmadığı, aracın ön sağ çamurluğundaki boyanın fabrika orjinal boy, kalınlık değerlerinde olmadığı, dolayısıyla sağ ön çamurluk hasar sonrası tadilat ile orjinal evsafını yitirmiş olduğu, mevcut haliyle ayıplı olduğu, tüketicinin kusuru farketmesinin mümkün olmaması nedeniyle ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu durumun tüketiciden saklanmış olduğu, sök, tak, boya işlemleri sebebiyle söz konusu tadilatların fabrika çıkışından sonra yapılmış olduğu, araç sağ ön çamurluktaki bu tadilatın ne zaman ve nerede yapıldığının net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Taraflar tacir olup, aralarında “Araç Satış Sözleşmesi” bulunmaktadır.
Davalı, süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
6098 Sayılı TBK.nun 219 Maddesinde;” Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur,” hükmü düzenlenmiştir.
TBK. 225 Maddesinde;” Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” hükmünün düzenlendiği,
6098 sayılı TBK:231/2 maddesinde; “Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaaşımı süresinden yararlanamaz.”hükmü düzenlenmiştir.
TBK. 231-son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması nedeniyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
Açıklanan yasal mevzuat ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalıdan 27/03/2015 tarihli fatura ile 271.813,89 TL bedelle satın almış olduğu araç ile 02/04/2015 tarihinde trafiğe çıktığı, aracı satmak için işlem yapmak istediğinde araçta ön çamurluğun hasarlı olduğunun farkedilmesi üzerine davalının yetkili servisinden ekspertiz raporu istenildiği, dosyaya sunulan tarihsiz …… Adana – Mersin başlıklı ve davacı adına düzenlenen belgede davacıya ait…… plakalı aracın 30/03/2018 tarihinde yetkili serviste yapılan kontrollerinde aracın sağ ön çamurluğunda boya tespit edildiği, aracın satış sürecinde davacıya tesliminden önce herhangi bir boya işleminin uygulanmadığı ve aracın boyasının teslimde orjinal ve üretici standartları dahilinde olduğu aracın sorunsuz ve hasarsız olarak teslim edildiği, son kontrolde sağ ön çamurlukta tespit edilen boya işleminin hangi tarihte gerçekleştirildiğinin tespit edilemediğine ilişkin bilgi yazısı bulunduğu, davacının buna istinaden Adana ….. Noterliği’nin 04/04/2018 tarihli, ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya aracın gizli ayıplı olduğuna ilişkin ihtarname gönderildiği, davalı tarafça aracın değiştirilmesi veya bedelin iadesi konusunda herhangi bir beyanda bulunulmayıp davanın açıldığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça, aracın davalıdan alınırken boyalı olduğu yönünde bir ispat vasıtası sunulmamış olup, istinaf kararı sonrası aldırılan bilirkişi heyeti raporunda da açıkça araç sağ ön çamurluktaki bu tadilatın ne zaman ve nerede yapıldığının net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş olup, her ne kadar raporda, davacı tüketiciymiş gibi değerlendirilmiş ise de, davacı, tacir olup, basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekmektedir. Bilirkişi tarafından araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu belirtilmiş ise de, gizli ayıp tek başına iğfal olarak nitelendirilemeyeceği gibi davaya konu araçtaki ayıbın satım sözleşmesi sırasında bulunup bulunmadığı hususu davacı tarafça ispat edilememiştir.
TBK.’nun 231. maddesinde; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Hükmü karşısında iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davacı tarafça TBK 231-son maddesi uyarınca satıcının ağır kusurlu olduğuna yönelik bir ispat vasıtası da sunulmadığı, kaldı ki, aracın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi dahil tek başına iğfal olarak değerlendirilemeyeceğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.641,91 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.582,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 27.476,97 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …

Hakim …