Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/453 E. 2022/76 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/453
KARAR NO : 2022/76

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında 15/01/2014 tarihinde imzalanmış franchising sözleşmesi uyarınca, davalı “…….. Mh. …….. Çarşı Binası No:11/9 Büyükçekmece/İSTANBUL” adresinde, müvekkiline ait tescilli marka olan ……… markasının tabelasını kullanarak kuru temizleme ve terzilik hizmeti verebileceğini, bu sözleşmenin, davalı tarafından müvekkiline gönderilen, 07/12/2018 tarihli, Büüyükçekmece ……… Noterliği’nin ……… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğinin bildirildiğini, 15/01/2014 tarihli Franchising sözleşmesinin 20. maddesi Uyarınca, sözleşmenin 3 aylık fesih sürecinin 15/04/2019 tarihinde sonlandırıldığını, bu sürenin sonunda belirtilen adreste müvekkile karşı haksız rekabet oluşturacak bir faaliyet gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti amacıyla Büyükçekmece …….. Sulh Hukuk Mahkemesi ……… D. İş sayılı dosya ile tespit davası açtıklarını ve davalının bahsedilen adreste müvekkiline karşı haksız rekabet oluşturacak eylemlerde bulunduğunun tespit edildiğini, davalının, sözleşmeyi feshettiğini bildirerek, müvekkili ile yapmış olduğu sözleşmede belirtilen adreste, müvekkili ve müvekkiline ait marka sayesinde edinmiş olduğu müşteri portföyü ile haksız kazancına devam ettiğini, davalı tarafın sözleşmeye açıkça aykırı olan söz konusu tutum ve davranışları nedeniyle, müvekkilini hem maddi hem de manevi zarara uğrattığını, bu nedenlerle Franchise sözleşmesinden kaynaklı 5.000 EURO ve 5.000 TL maddi tazminatın yasal faizi birlikte ve haksız rekabetten kaynaklı 100.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, mülkiyet hakkı müvekkiline ait marka dolayısıyla davalı tarafından haksız rekabet teşkil eden eylemlerinden menine ve bu eylemlerin önlenmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacının dilekçe ekinde ibraz ettiği, franchise’ ı …….., franchisörü davacı firma olan 11.10.2011 tarihinde tanzim edilen Franchise sözleşmesine Kefil sıfatıyla imza attığını, 5 yıllık süre ile akdedilen bu sözleşmede ……..’ in sözleşmede ki yükümlülüklerini yerine getirememesi sebebiyle, müvekkilinin kefil sıfatıyla yükümlülükleri ve mağduriyetinin doğduğunu, mağdur olmamak için, bir anlamda zaruretten, o sözleşme taraflarca feshedildiğini ve aynı yerde faaliyet göstermek için müvekkilinin davaya konu franchise sözleşmesini 15.01.2014 tarihinde davacı ile akdettiğini, müvekkilinin kendisine dayatılan iş bu sözleşmeyi, istişare dahi edemeden imzalamak zorunda kaldığını, 11.10.2011 tarihli …….. ile akdedilen ve 15.01.2014 tarihli müvekkili ile akdedilen franchise sözleşmesi incelendiğinde, iş bu sözleşmenin, tek taraflı olarak davacı tarafından hazırlandığı ve tüm sözleşme yaptığı firmalara aynı tip sözleşmeyi imzalattığı BK 20 ve devamı maddelerinde belirtilen genel işlem şartı niteliğinde bir sözleşme olduğunun anlaşıldığı, Borçlar Kanununda genel işlem şartlarına ilişkin tanımlamada, bu tür sözleşmelerde yer alan koşulların kanunun dolanılması yoluyla iş bu tanım dışına çıkartılmaması için bazı kurallar öngörüldüğünü, Genel İşlem Şartlarına aykırı olarak sözleşmede yer alan hükümlere aykırılığın yaptırımı, söz konusu Genel İşlem Şartının sözleşme kapsamına hiç yazılmamış sayılması ve yürürlük dışı kalması olduğunu, yazılmamış sayılarak geçersiz hale gelen sözleşme hükümleri yerine ilgili kanun hükümleri uygulanarak ve boşlukların doldurulacağını, ekonomik anlamda zayıf sözleşme tarafının menfaatine aykırı Genel İşlem Şatının sözleşme kapsamında kabul edilmesi, düzenleyen tarafın diğer tarafa bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi vermesine, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafında bu koşulları kabul etmesine bağlandığını, içerik denetiminden geçmiş ve sözleşme içeriğine dahil olduğu kabul edilmiş genel işlem şartları bakımından yorum denetimi yapılacağını, buna göre Genel İşlem Şartlarından sayılan bir sözleşme hükmü, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanacağını, içerik denetimini düzenleyen BK hükmü uyarınca Dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte ki Genel İşlem Şartları geçersiz olduğunu, bu nedenlerle dava belirsiz alacak davası olmadığından, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu davanın reddine, aksi halde, sözleşmede belirtilen fahiş şartlarda indirim yapılmasına, davacının 5.000 Euro ve 5.000 TL olarak talep etmiş olduğu tazminatların açıklattırılmasına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında imzalanan Franchise sözleşmesi uyarınca davalının haksız rekabette bulunduğu iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamı ile tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; dava, davalı ………. ile davacı arasında 15/01/2014 tarihinde akdedilen franchising sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmesi ile davalının sözleşmede belirtilen adreste davacıyla aynı faaliyet alanında iş yürütmesi ile davacı şirketi maddi ve manevi zarara uğrattığı ve maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebine ilişkindir.
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
İş mahkemeleri 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına(…) dava ve işlere bakar.(7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.5/1-a)
İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur.(TBK m.400/1)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, iddia ve beyanlar, konuyla ilgili yüksek yargı içtihatları ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 15/01/2014 tarihli franchising sözleşmesi bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının iş bu sözleşmeyi davacıya gönderdiği Büyükçkmece ……… Noterliğinin ……… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshettiği ve yine davalının sözleşmenin feshinden sonra, sözleşmede belirtilen adreste, davacıdan edindiği bilgileri ve tanınırlığı kullanarak haksız kazanç elde ettiği Büyükçekmece …….. Sulh Hukuk Mhakemesinin …….. D.iş dosyası ile tespit edilmiştir. Yargıtay ……….. HD……… E.-……… K. Sayılı ilamında franchising sözleşmesini ” Franchising bir ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın belirli bir süre şart ve sınırlamalar dahilinde işin yönetim ve organizasyonuna ilişkin bilgi ve destek sağlamak suretiyle imtiyaz hakkına konu ticari işleri yürütmek üzere ikinci tarafa verdiği imtiyazdan doğan uzun süreli bir iş ilişkileri bütünü olup, birbirinden bağımsız bağımsız iki tarafı bir araya getiren sözleşmesel ilişkidir.” şeklinde tanımlamış olup taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkisinin iş ilişkisi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısı ile taraflar arasında iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. Bölümünde yer alan 444. Ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği (Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, (İstanbul B.A.M 13 HUKUK 2018/1914E.2019/692K. Ve yine İstanbul BAM 13. HD 2021/1689E.- 2021/1498K..”Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Bundan önce iş akdinin son ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki Yargıtay kararları hükmünü yitirmiş olduğundan, mahkemenin verdiği karar yerindedir. ”) mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin BAKIRKÖY İŞ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2022

Katip ………
(e-imzalıdır)

Hakim ………
(e-imzalıdır)