Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/444 E. 2021/380 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/444 Esas
KARAR NO : 2021/380

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya 28/01/2019 tarihli faturadaki malları sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamış, isticvab üzerine davalı şirket yetkilisi duruşmada beyanda bulumuştur.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbu ….. İcra Müdürlüğü’nün……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 12.003,00 TL asıl alacak, 686,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.689,14 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 20/01/2021 havale tarihli raporunda; davaya konu faturanın BS formu ile bildiriminin yapıldığı, BA formu ile bildiriminin yapılmadığını, 28/01/2019 tarihli faturanın teslim alan kısmında … isim ve imzasının olduğunu, davacının defterlerinin lehine delil olma niteliğine haiz olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve isticvab davetiyesi içeriğine göre; davacı tarafça düzenlenen 28/01/2019 tarihli faturanın davalı defterlerinde kayıplı olup olmadığı hususunun davalı tarafın defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle kontrolünün yapılamadığı, ancak irsaliyeli faturada teslim alan kısmında bulunan isim ve imza nedeniyle davalı şirket yetkilisi isticvab edilmiş ve SGK’na müzekkere yazılmış olup, müzekkere cevabında isim ve imzası bulunan …’ın davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğu bildirilmiştir. İsticvab edilen davalı şirket yetkilisi duruşmadaki beyanında; irsaliye faturasında ismi geçen …’ın oğlu olduğunu ve şirkette işçi olarak çalıştığını, ortaklığı da olduğunu, imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda bilgisi olmadığını, kendisiyle görüşüp bu hususta beyanda bulunacağını bildirmiştir.
Davalı şirket yetkilisine, beyanına istinaden imzanın aidiyetine ilişkin beyanda bulunmak üzere kesin süre verilmiş ve kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığı takdirde imzayı kabul etmiş sayılacağı hususu ihtar edilmiş ise de, davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı, yalnızca imza sirkülerinin sunulduğu görülmüştür.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça takibe konu edilen faturaya ilişkin irsaliyede davalı şirket SGKlı çalışanının imzası bulunmakta olup, davalı tarafça sunulan, dava dışı şirkete ait …’ın imza sirkülerinde bulunan imza ile irsaliyeli faturada bulunan imzanın çıplak gözle yapılan incelemesinde aynı olduğu kanaatine varıldığından, kaldı ki, davalı tarafa verilen kesin süre içerisinde bu hususta bir beyanda bulunulmadığından imzanın davalı şirket çalışanına ait olduğu kabul edilerek davaya konu faturadaki malların teslim edildiği hususu davacı tarafça kanıtlanmış kabul edilmiştir. Davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 12.003,00 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 12.003,00 TL asıl alacak yönünden davalının İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 2.400,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 819,92 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 141,54 TL harcın mahsubuyla bakiye 678,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 141,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 195,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 872,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı şirket yetkilisinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …

Hakim …