Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/408 E. 2023/942 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/408 Esas
KARAR NO : 2023/942

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalıların müvekkilinden haksız kazanç elde edebilmek amacıyla anlaşmalı olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin sadece … No:… adresinde faaliyet gösterdiğini, diğer bağımsız bölüm olan … de faaliyet göstermediğini, diğer katlarda müvekkili gibi başkaca şirketlerin bulunduğunu, şirketlerin birbirinden bağımsız olduğunu, aralarında organik hiçbir bağ bulunmadığını, icra dosyasında yazılan talimat üzerine Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü … Talimat dosyasından alacaklısı davalı … borçlusu davalı … şirketi olan 205.000,00 TL bedelli adresi … Mah. … Cad. No:… için haciz işlemi gerçekleştirildiğini, borçlu şirketin adresten ayrıldığını, 1-5 katlarda farklı farklı şirketlerin bulunduğu, kat 2 de ve bir kısım katlarda kendilerinin bulunduğunu bildirildiğini ancak haciz işlemlerine devam edildiğini, müvekkiline ait … Bankası … şubesi … çek nolu 30/04/2020 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli müvekkil şirket yetkilisinin de avali bulunan çeki davalı … adına yazıp teslim ettiğini, haciz baskısı altında davalı … şirketinin diğer davalı …’a olan borcuna mahsuben müvekkilinden alınan 200.000,00 TL bedelli çekin davalı … tarafından cirolanarak diğer davalı … şirketine geri verildiğini, ortada gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin davalı … ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, beyanla ödemeden men ve icra takibini engeller mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu çekin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının da belirttiği üzere davacı şirketin … adresinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin adına … şirketi tarafından 205.000,00 TL değerindeki bonoda da borçlunun adresinin aynı olduğunu, bononun ödenmemesi dolayısıyla hacze çıkıldığını, hacze çıkılan adreste … Tekstil olduğu görülüp … ile aralarında organik bağ bulunduğunu, haciz sırasında … bankasına ait … çek nolu 30/04/2020 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli … ‘ın da avali bulunan çekin müvekkili adına yazılıp vekili olarak tarafına imza karşılığında teslim edildiğini, haczin yapıldığı adres borçlu … adresi olup … bünyesinde olması itibariyle yani …’ın paravan olarak kurduğu şirket olması neticesinde haciz esnasında alınan çekin de borca karşılık alındığını, haciz esnasında … ‘dan konu edilen çekte ise müvekkilinin bankaya çeki ibraz ettiğinde banka tarafından İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesince ödeme yasağı konulduğunu bildirildiğini, çekin arka yüzüne ödeme yasağı şerhi düşülerek çek müvekkiline iade edildiğini, ödeme yasağının müvekkili ve dosyayla hiçbir alakası olmayan … Tekstil tarafından koydurulduğunu, sırf borcun ödenmemesi saiki ile huzurdaki davayı açtığını, ihtiyati tedbir kararı talebinin reddini talep ettiklerini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …’ne usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, davalı … tarafından diğer davalı hakkında başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu takipten dolayı davacı işyerine hacze gelindiği sırada haciz baskısı ile verildiği iddia olunan dava konusu … na ait 30/04/2020 keşide tarihli, 200.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 30/06/2022 havale tarihli raporunda; takip borçlusu … Şti. ile davacı … Tekstil Şti.’nin ticari ortak ve yetkililerinin farklı olduğunu, yine ticaret odasındaki kayıtlarına göre, her iki şirket aynı binada yer almakla beraber, takip borçlusu şirketin binanın bir ve ikinci katında katında, davacı şirketin ise binanın ilk etapta ikinci sonra 4’üncü katında yer aldığını, ticaret odası ve vergi dairesi kayıtlarına göre organik bağın bulunduğuna dair tespit yapılamadığını, ancak hukuki niteliği itibariyle bu hususta nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu, ticari defter, kayıt ve belgelerin incelemesinde ise; davacı Horis ile davalı borçlu … arasında 2018 ve 2019 yıllarında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, 2019 yılı itibariyle 2.161.771,40 TL bakiye borcun bulunduğunu, davacı şirket ile dava dışı … Tekstil arasında 2017 yılından süre gelen ticari ilişkinin mevcut olduğunu, 2017 yılından faturaların tanzim edildiği, bununla beraber ticari defterlere faturaların çek şeklinde bir açıklamayla kayıt yapıldığının görüldüğü, ancak, kayıt detaylarından, sunulan faturalardan ve Bs formlarından çek gibi kayıt yapılan işlemlerin faturalara ilişkin olduğunun anlaşıldığınu, bununla beraber … şirketinin Ba-Bs formlarında Horis şirketi adına düzenlenmiş olan faturaların yer almadığının görüldüğünü, icra dosyasında mübrez dava konusu işyerlerinin bulunduğu binaya ilişkin kira sözleşmesi fotokopisi incelendiğinde, sözleşmenin binanın … ve 6’ıncı katları için düzenlendiğini, sözleşmenin başlangıç tarihinin 1.1.2020 olduğu, sözleşmenin “genel şartlar” başlıklı kısmının 6’ıncı maddesinde, kiracının kiralananı kısmen veya tamamen üçüncü kişilere kiralayamayacağı, alt kiraya veremeyeceği, devir ve temlik edemeyeceğinin belirtildiğini, davacı vekili ile yapılan görüşmede, … no.lu katın müvekkili tarafından davalı … şirketine alt kiralamasının yapıldığını beyan edildiği, bunun üzerine, davalı vekilinden bu kiralamaya ilişkin sözleşmenin ibrazı istenmişse de, beklenik makul süre içerisinde bu belge ibraz edilmediği, ancak ibraz edilen vergi yoklamalarında ilk etapta (18.10.2019 – 5.2.2019 döneminde) …’nın 1 iç kapı no.lu yerde, 19.2.2019-30.6.2020 tarihi arasında 2 iç kapı no.lu yerde bulunduğu, 30.6.2020 tarihinde resen terkinin yapıldığını bildirmiştir.
Mahkememize celp edilen Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; “haciz mahallinin davalı borçlunun ticaret sicil adresi olduğu ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste haciz yapıldığı, davacı üçüncü kişi ve davalı borçlunun aynı işkolunda faaliyet gösterdikleri, vergi dairesi yoklamalarında davalı borçlu nezdinde haczedilen malların sayısı ve nitelikleri ile uyumlu demirbaşların haciz mahallinde davalı borçlu şirket nezdinde tespit edildiği, SGK kayıtlarına göre davacı üçüncü kişi ve davalı borçlu şirket arasında işçi geçişlerinin ve aynı dönemde her iki şirkette de çalışan işçilerin bulunduğu, davacı üçüncü kişi şirket yetkilisi ile aynı soyadı taşıyan kişilerin davalı borçlu şirkette SGK’lı çalışan oldukları, her iki şirkette de benzer soy isimlerle çalışanların bulunduğu, davacı üçüncü kişi şirket tarafından davalı borçlunun 2019 yılının 10. Ayında adresi terk ettiğinin iddia edilmesine rağmen davalı borçlunun 2019 yılının 12. Ayında yapılan yoklamada adreste bulunduğunun tespit edildiği, yine ödeme emrinin 2019 yılının 12. Ayında davalı borçlu şirket çalışanına haciz adresinde tebliğ edildiği, davacı üçüncü kişi şirket tarafından davalı borçlunun kendilerinin alt kiracısı oldukları iddia edilmesine rağmen davacı üçüncü kişi tarafından davalı borçlunun adresi terk ettiği iddia edilen tarihlerin bu suretle çelişkili olduğu, kiraya veren olduğu iddia edilen tarafından adresin kiracı tarafından terk edildiği ve boşaltıldığı tarihlerin bilinmemesinin hayatın olağan akışına ve basiretli tacir yükümlülüğüne aykırı olduğu, davacı üçüncü kişinin ticari defterlerinde davalı borçlu ile arasında olduğu iddia edilen kira ilişkisi ve kira ödemelerine dair herhangi bir kaydın bulunmamasının olağan olmadığı, davacı tarafından haczedilen makinelerin 2019 yılının 12. Ayında alındığı iddia edilmesine ve buna göre fatura sunulmasına rağmen faturaların davacı üçüncü kişinin ticari defterinde bulunmadığı ve demirbaş olarak kayıtlı olmadığı, faturaların tek başına mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, davacı tarafından sunulan 2019 yılına ait haczedilen makinelere ait olduğu iddia edilen faturalardaki makine meblağlarının makinelerin değerine göre oldukça düşük miktarda olduğu dolayısıyla faturaların şüphe içerdiği, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde makinelerin 2019 yılının 12. Ayında … ‘dan alındığı iddia edilmesine rağmen delil olarak Mahkememize sunulan 06.08.2019 tarihli faturada satıcının … isimli bir firma olduğu, satıcı firma ismi ve fatura tarihinin de davacının iddiaları ile uyuşmadığı, ayrıca davacı tarafından 04.05.2020 tarihli satıcısı yine … isimli bir firma olan ve 06.08.2019 tarihli faturada belirtilen aynı makineye ilişkin açıklama ile bir başka faturanın daha sunulduğu dolayısıyla her iki faturanın birbiriyle uyumsuz olduğu ve şüphe içerdiği, yine dava dilekçesinde haczedilen makinelerin her ikisinin de … ‘dan alındığı iddiası karşısında satıcı yönünden ve satın alma tarihi yönünden de davacının iddialarının çelişkili olduğu, davalı borçlu nezdinde yapılan yoklamalarda davalı borçlunun da davacı üçüncü kişi gibi … gibi firmalarla çalıştığı ve vergi dairesi yoklamalarında çekilen resimlerdeki davacı üçüncü kişi ve davalı borçlunun adreslerindeki kutuların ve faaliyet konularının aynı olması ile birlikte müşteri portföylerinin de benzer olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacı üçüncü kişi ve davalı borçlu arasında bulunan ticari defterler kapsamında tespit edilen ticari ilişki de bir arada değerlendirildiğinde davacı üçüncü kişi tarafından mülkiyet karinesinin aksinin güçlü deliller ile ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına celp edilen SGK yazı cevaplarında da; davacı şirketin tek ortağı olan … ile davalı … şirketi çalışanlarından aynı soy isme ait kişilerin bulunduğu yine her iki şirkette de dönem dönem çalışmış aynı kişilerin olduğu görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; dava dışı … tarafından davalı …’a yöneltilen mahkememiz dosyasına da konu edilen çekin istirdadına ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacı tarafından davalıların anlaşarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin yapıldığı, davalı …’ın diğer davalı …’dan alacaklı gözüktüğü, davacı tarafından; alacağın tahsili amacıyla kendisine ait iş yerinde haksız haciz işleminin yapıldığı, haciz baskısı altında davaya konu çekin davalı …’a verilmek zorunda kalındığı ve bu nedenle çekin bedelsiz olduğu iddia edilmişse de haczedilen mallara ilişkin istihkak prosedürünün malın borçlu ile birlikte üçüncü kişi elinde bulunma haline göre işletildiği, istihkak davasına ilişkin Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davasında üçüncü kişi konumundaki davacının istihkak davasının reddine karar verildiği, davacı şirket yetkilisi ile davalı … şirketi çalışanlarından aynı soy isme sahip olanlarla birlikte her iki şirkette çalışmış aynı kişilerin bulunduğu, vergi yoklamasına ilişkin farklı tespitlerde davacı adresinin hem bir hem de iki numara olarak belirlendiği, davalı …’ın haciz sırasında almış olduğu çeki, diğer davalı olan …’ya ciro etmesinin davalıların anlaşarak davacı aleyhine hareket ettiği iddiasını tek başına ispatlamayacağı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddi ile İİK 72/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir uygulandığından davalı lehine tazminata hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
İİK 72/4 uyarınca davalı lehine 40.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça yatırılan 3.415,50 TL harçtan mahsubuyla bakiye fazla yatırılan 3.145,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 32.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2023
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.