Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/405 E. 2021/24 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/405 Esas
KARAR NO : 2021/24

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul İli, ……. İlçesi, …… Mahallesi, …… ada, ……parselde bulunan konut nitelikli taşınmaz …… blok, …..kat, …… nolu Bağımsız bölüm üzerindeki takdiyat ve ipoteklerin kaldırılmasını , teminatsız olarak tedbire karar verilmesine ve tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, taşınmaz kaydına davalıdır şerhinin konulmasını yukarıda bilgileri yer alan bağımsız bölümler üzerindeki taşınmazın müvekkiline satışından sonra davalının borçları sebebiyle konulan davalı lehine ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan dava yönünden müvekkilinin husumetinin bulunmadığını, yine bu davanın müvekkiline açılmasında hukuki yarar olmadığını, tapunun ipoteksiz devri hususunda müvekkilinin imkanı olmadığını belirterek davanın reddini ve ihbarını talep etmiştir.
Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’nin ……. esas,…….karar sayılı ilamı ile davada taşınmazı davacı şirketin satın aldığı ve aradaki işlemin ticari bir işlem olduğu gerekçesiyle ticaret mahkemesine verilen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş olup, davacı vekili tarafından 18/10/2020 tarihli dilekçe ile davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan …… bank T.A.Ş ve …… Kiralama A.Ş.’nin dahili davalı yapılması talebinde bulunulmuş olup, talep yerinde görülmekle …… bank T.A.Ş ve ……. Kiralama A.Ş.’ne dava dilekçesi tebliğ edilmiş;
Dahili davalı …….. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava arkadaşlığı bulunmadığını, nispi harcın ikmalinin gerektiğini, husumet ve yetki itirazları olduğunu, resmi şekil şartına aykırı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının talepleri ile müvekkili şirket arasındaki krediye ilişkin illiyet bağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı …….. . vekili cevap dilekçesinde özetle; hukukumuzda dahili davalı şeklinde bir düzenleme bulunmadığını, müvekkili ile …….. arasındaki ticari kredi ilişkisi kapsamında ihtilaf bulunduğunu ve müvekkilinin ipotekleri feketme yükümlülüğünün doğmadığını, husumet ve yetki itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla Görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Davada istem, davacı ile davalı …… İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.
Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Bu durumda davalı yüklenici ayıpsız bağımsız bölüm devri yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğinden davacı ile davalı yüklenici arasında tüketici işlemi kalmadığı ve davalılar arasında kredi sözleşmesi gereğince davalıların davacıya karşı ipoteğin kaldırılmasına yönelik açık taahhütlerinin bulunmadığı ve davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği yönündeki İDM değerlendirmesi doğru görülmemiştir.( Davacının tacir olduğu benzer nitelikteki bir davada verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/2030 esas, 2020/1795 karar sayılı ilamı)
Taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin kaldırılmasına yönelik açılan davada taşınmazın davacı adına tapuda tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekir. Her ne kadar Tüketici Mahkemesi’nce mahkememize görevsizlik kararı verilmiş ise de, emsal nitelikteki benzer davalarda verilen ve taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ayıba ilişkin olduğuna dair emsal içtihatlar dikkate alındığında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, mahkememizle Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan uyuşmazlığın halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve dahili davalı … vekili yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …

Hakim …