Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/400 E. 2021/287 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/400 Esas
KARAR NO : 2021/287

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARAR YAZILMA TARİHİ : 18/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli …… ilçesi …… Mahallesi, ……. ada …… parselde bulunan konut nitelikli taşınmaz ……. Blok …… Kat …… no’lu (tapuda ….. blok ……. Kat ….. no’lu) bağımsız bölüm üzerindeki takyidat ve ipoteklerinin kaldırılmasını, teminatsız olarak tedbire karar verilmesini ve tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamını, taşınmaz kaydına davalıdır şerhinin konulmasını, bilgileri yazılı bağımsız bölümler üzerindeki taşınmazın müvekkiline satışından sonra davalının borçları sebebiyle konulan davalı lehine ipoteğin ve hacizlerin fekkine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar taraflarına dava açılmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken tarafın müvekkili şirket olmadığını, davacının ipoteklerin fekki hususundaki talebi açısından müvekkili şirketin sorumlu sorumlu tutulamayacağını, dava konusu açısından davada hasım gösterilemeyeceğinden husumet açısından iş bu davaya itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazın da tapusunu devrettiğini, tapuların ipoteksiz devri hususunda müvekkili şirketin elinde herhangi bir imkan bulunmadığını, ilgili bankaların taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile müvekkili şirketin ticari hayatının sekteye uğradığını, bu süreçte müvekkili şirketin içinde bulunduğu zor durumdan dolayı adına kayıtlı taşınmazların hepsine haciz uygulandığını, haksız, kötü niyetle açılmış ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan …, …… Kiralama A.Ş., …. İhbara karşı cevap dilekçeleri sunmuşlardır.
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına konut satım sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan davalı lehine takyidatların kaldırılması ve ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Davada istem, davacı ile davalı …… İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan konut satış sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin ve varsa davacı lehine takyidatların fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedinin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
6502 sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.
Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş, satın aldığı ve tapuda adına tescil edilen konut niteliğindeki taşınmazın tapu kaydındaki sınırlandırmalar (ipotek, haciz ve sair takyidatlar) nedeni ile hukuki ayıplı bulunduğunu ileri sürerek bu hukuki ayıbın giderilmesini istemiştir.
Taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin ve varsa hacizlerin, takyidatların kaldırılmasına yönelik açılan davada taşınmazın davacı adına tapuda tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/2116 E. – 2020/2095 K., 2020/2276 E. -2020/2070 K., 2020/2075 E. -2020/2069 K. Sayılı ilamları)
Somut olayda, davacı tarafın beyanları, sözleşme içerikleri, satın alınan taşınmazın niteliği gözönünde bulundurulduğunda davacı taraf söz konusu taşınmazı mesleki veya ticari amaçlarla satın almadığı, kullanım amaçlı aldığı, taşınmazın konut niteliğinde olduğu, dolayısıyla gerek sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre ve gerekse de 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3. Maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahiptir.
Özetle bu dava tüketicinin yaptığı sözleşme ile aldığı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkin olup, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu Kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle Bakırköy …… Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi uygun görülmemiş, davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek, yargılama yapma yetki ve görevinin Türketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy…… Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, mahkememiz ile Bakırköy …… Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Hüküm kısmının 3 nolu bendinde Yargıtay ilgili dairesi yargı yolu olarak belirtilmişse de sehven yapılmış bir hata olup 6100 Sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesi gerekmektedir. Ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için bu husus düzeltilmemiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine ; GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde, davalının yokluğunda, ihbar olunan …… bank vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)