Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/391 E. 2021/172 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/391
KARAR NO : 2021/172

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 08/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; 10/04/2017 tarihli ……. Konut Satım Sözleşmesi’nin Devir ve Temlik Sözleşmesi gereği satın alınan; İstanbul ili ……. ilçesi ….. mah. …… ada ….. parselde kayıtlı ……. no’lu bağımsız bölümün satın alındığını, bahse konu taşınmazın ilk önce davalı tarafından 04/07/2012 tarihinde …….’e satıldığını, ancak daha sonra müvekkil şirket yetkilisi ……. ile konut satım sözleşmesinin devir ve temlik sözleşmesi ile ve davalının muvafakati ve gözetiminde müvekkil şirket yetkilisine devir edildiğini, taşınmaz üzerindeki davalı ile sözleşmenin devrini yapan …….’in ilk konut satış sözleşmesini yaptığı 04/07/2012 tarihinden sonra konulan haciz ve ipoteklerden ve sair tüm takyidatlardan temizlenerek hukuki ayıbın giderilmesi gerektiğini, 10/04/2017 tarihli ……. Konut Satım Sözleşmesi’nin devir ve temlik sözleşmesinde taraf müvekkili şirketin yetkilisi yabancı uyruklu ……. olduğunu, davalı tarafından konut devrinin şirket adına yapılabileceğinin belirtildiğini ve müvekkili şirkete 18/06/2019 tarihinde hacizli ve ipotekli olarak devir yapıldığını, müvekkilinin şirket ödemesini yapıp satın aldığı taşınmazın hacizli ve ipotekli olması sebebi ile taşınmaza alıcı bulamadığını ,04/07/2012 tarihinden sonra konulan haciz ve ipoteklerden ve sair tüm takyidatlardan temizlenerek hukuki ayıbın giderilmesini, müvekkili adına kayıtlı dava konusu taşınmazın dava sonuna kadar ipotek ve haciz sebebi ile satışa konu edilmemesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir uygulanmasını, hukuki ayıplı mal sebebi ile ticari satımdan kaynaklanan şimdilik 500.000,00 TL tazminatın taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar dava açmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken tarafın müvekkili şirket olmadığını, ipoteklerin fekki davasının taraflarına karşı açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, tapuların ipoteksiz devri hususunda müvekkili şirketin elinde herhangi bir imkan bulunmadığını, ilgili bankaların taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkil şirketin ticari hayatı sekteye uğradığını, bu süreçte müvekkil şirketin içinde bulunduğu zor durumdan dolayı adına kayıtlı taşınmazların hepsine haciz uygulandığını, tüm bu hacizler taşkın olup haciz alacaklıları tarafından kaldırılması gerektiğini, sözleşmesel taahhütlerine aykırı davrananın banka olduğu açık olmakla bu zararı karşılaması gereken muhatabın da banka olduğunu, ilgili bedelin taraflarından talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, izah olunan nedenlerle işbu talebin reddini talep etmiştir.
Dava, davacı adına kayıtlı taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Dava dışı ……. ile davalı arasında imzalanan ……. Konut Satım Sözleşmesinde dava dışı …….’in 10/04/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Devir ve Temliki Sözleşmesi ile haklarını davacı tarafa devir ve temlik ettiği, mülkiyeti tapuda davalı tarafından davacı adına devir ve tescil edilen dava konusu konut niteliğindeki taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesinin davacı tarafından talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacının tacir olduğu benzer nitelikteki bir davada verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7. Hukuk Dairesi’nin 2020/2030 esas, 2020/1795 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi;
Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Madde dava şartlarını sıra ile vermiş olmakla Görevsiz mahkemece bu husus atlanarak kendisinden sonra gelen diğer dava şartlarının incelenmesi yasaya aykırı olacaktır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu senedi ve tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.
Taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerin kaldırılmasına yönelik açılan davada taşınmazın davacı adına tapuda tescil edilmiş olması davacının tüketici sıfatını kaldırmayacağı gibi yükleniciye karşı davanın yöneltilmiş olması nedeni ile tüketici işleminin sona erdiği sonucuna varılamaz. Davacı tüketici olup davalı yüklenici ile arasındaki ilişki tüketici işlemi olmakla davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerektiği kanaatiyle, Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır