Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/351 E. 2020/800 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/351 Esas
KARAR NO : 2020/800

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafından keşide edilen …… Bankası ….. Şubesi’ne ait, 15/03/2003 tarihli, 7.821,00 TL tutarlı çekinde içinde bulunduğu 74 adet çekin müvekkili şirketin kendi çalışanı tarafından sahte ciro ile tedavül edildiğini, buna istinaden Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ……. esas,……. karar sayılı dosyasında, sanıkların cezalandırılmasına ve suça konu çeklerin müvekkiline teslimine karar verildiğini, İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas, …… karar sayılı dosyasında, ödeme yasağı alınan çeklerden 50 adetini, elinde bulunduran sanık …’ın çekleri mahkemeye ibraz etmesi nedeniyle istirdat davası açmak üzere süre verildiğini, açılan davalar sonucu çeklerin müvekkiline ait olduğu saptanarak istirdadına karar verildiği, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasında icra takibi açıldığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, ……. Hukuk Dairesi’nin …… esas, ……. karar sayılı kararında; “dava konusu çekin zayi olması nedeniyle süresinde işleme konulmamış olup, her iki tarafında çekin zamanaşımına uğramasında kusurlu olmadığı, dolayısıyla davacının uğradığı munzam zarar olduğunu düşünüyor ise, sorumlu olan şahıslardan tazmin hakkı saklıdır.” denilerek munzam zarar davası açılması gerektiğine kesin olarak karar vermiştir. İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasına sunulan banka cevabında, çekin gününde bankaya ibraz edildiği, ancak çek bedelinin gününde depo etmediği gibi keşidecisi tarafından ödenmesinin yasaklandığı bildirilmiş olup, müvekkiline ödenmesi gereken çek tutarını 15/03/2002 tarihinden beri uhdesinde tutarak 18 yıldır işletilmesinden haksız yere fayda sağlayarak müvekkile zarar verildiğini, ayrıca niyet olarak davalının çeki çalan şahıslardan farkı olmadığı gibi durumdan fayda sağladığını, bu nedenle şimdilik 20.000,00 TL munzam, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada bahsedilen çekle ilgili müvekkili şirkete takip yapan ve alacak davası açan kişinin dava dışı … olduğunu, davaların reddedildiğini, gerek bu davanın açılmasına, gerekse de yargılamanın uzamasında müvekkilinin kusur veya ihmale neden olmadığını, basit bir çek zayi davasının 15 seneden fazla devam etmesinin müsebbibinin, Adalet Bakanlığı ve devlet olduğunu, davacının aldığı ödeme yasağı kararı sebebiyle bankanın çeki ibraz edene ödeme yapmadığını, çek hamili olan …’ın müvekkili şirket aleyhine İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasında takip başlattığını, çek aslının elinde olmamasına rağmen başlatılan takip nedeniyle ödeme emrinin iptali için dava açıldığını ve iptal edildiğini, yasal hakkı olarak takip konusu çek aslının icra kasasında muhafaza edilmemiş olması sebebiyle ödeme emrinin iptali kararı alındığını, yine 3. Kişi tarafından müvekkili aleyhine alacak davası açılmış olup, bu davanında 9 yıl sürdüğünü, davacının çaldırdığı çekle ilgili açmış olduğu davalar ve takipler sebebiyle yargılamanın uzun yıllar sürdüğünü, dava konusu çekin keşide tarihinin 15/03/2003 iken müvekkilinden talep tarihinin 2012 olduğunu, bu sürede zamanaşımının dolduğunu ve ödeme yasağı kararı alan kişi davacı olup, ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılmadığını, bu nedenle şayet davacının iddia ettiği gibi munzam bir zararı var ise sorumlusunun … olduğunu, zamanaşımı itirazı bulunduğunu, yargılamanın gecikmesinden doğan zararların munzam zarar sayılmayacağını ve müvekkilinin kusurlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, munzam zarar talebiyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili tarafından zamanaşımı talebinde bulunulmuş ise de, icra takibiyle zamanaşımı kesilip, tekrar işlemeye başladığından 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacıya ait çeklerin çalınması nedeniyle bir kısım sanıkların cezalandırılmasına Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. esas, ….. karar sayılı dosyasında karar verildiği, devam eden süreçte davacı tarafça İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas, ……. karar sayılı dosyasında, davalı …’dan dava konusu çekin de içinde bulunduğu 50 adet çekin istirdadı için dava açıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra dosyasında çekin teslimi için takip yapıldığı, ancak icra emrinin iptal edildiği, daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında, dosyamız davalısı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını ve bu dosyayla ilgili İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……. esas, ……. karar sayılı dosyasında, dosyamız davacısı tarafından açılan itirazın iptali davasında, davanın kısmen kabulüne karar verilerek senet bedeli olan 7.821,00 TL ile takip tarihine kadar işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verildiği, dosyamız davalısı tarafından aynı davada alacak talebiyle açılan karşı dava yönünden ise, davanın kabulüne karar verildiği, işbu kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin ……. esas, …… karar sayılı ilamında ” Bununla birlikte dava konusu çek, zayi olması nedeniyle süresinde işleme konulamamış olup, her iki taraf da çekin zamanaşımına uğramasında kusurlu değildir. Dolayısıyla davacı-k.davalı çeke ilişkin olarak uğradığı munzam zararı olduğunu düşünüyor ise, sorumlu olan şahıs/şahıslardan tazmin hakkı saklıdır.” gerekçesine dayanılmış olup, dosyamız davacısı tarafından da bu gerekçeye istinaden davalı hakkında munzam zarar sebebiyle eldeki dava açılmıştır.
Davaya konu, keşidecisinin dosyamız davalısı ……. Tekstil, lehtarın dosyamız davacısı ……. Genel … A.Ş olduğu, 15/03/2003 keşide tarihle, 7.821,00 TL bedelli çekin çalınması ve bu süreçte devam eden ceza ve hukuk davalarının olması nedeniyle keşide tarihinden önce 27/01/2003 tarihinde çek ibraz edilmiş ise de, ödeme yasağı nedeniyle herhangi bir işlem yapılamadığı, davacının alacağını tahsil etmesinin devam eden ve uzayan yargılamalar nedeniyle hesap üzerinde bulunan ödeme yasağından kaynaklandığı, bundan dolayı da davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, bu nedenle davada, davalı yönünden munzam zarar talep koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından davanın tümden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 341,55 TL harcın mahsubuyla bakiye 287,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …

Hakim …