Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/340 E. 2022/1087 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/340 Esas
KARAR NO : 2022/1087

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/10/2014
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ….’ın davalı …. Ltd. Şti.’nde çalışırken iş kazası nedeniyle 10.05.2008 tarihinde öldüğünü, bunun üzerine taraflarınca ilgili şirkete karşı 14.08.2008 tarihinde iş kazasından kaynaklanan tazminat talepli dava açıldığını, açılan davanın lehlerine sonuçlanarak İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin …. E.- …. K. sayılı, 13/03/2013 tarihli kararıyla anılan şirketin sorumlu olduğu tespit edilerek tazminata mahkum edildiğini, anılan ilama dayalı olarak da taraflarınca Ankara … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasıyla 02.07.2013 tarihinde, 63.556,44 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin ilama konu miktarı ödememesi, doğru anlatımla şirket adresini değiştirmesi ve üzerinde her hangi bir malvarlığı bulunmaması karşısında davacılar tarafından “alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudiyetini azaltma ve ticareti terk” suçundan icra ceza mahkemesinde dava açıldığını, yargılama devam ederken Ticaret Sicilinden gönderilen 13.12.2013 tarihli yazıda ilgili şirketin 09.06.2011 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve 30.11.2012’de tasfiyesinin sona erdiğininin bildirildiğini, bu durumdan Ankara …. İcra Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının 26.12.2013 tarihli celsesinde haberdar olduklarını, anılan tasfiye sürecinde şirket ile aralarında iş kazasından kaynaklanan tazminat davasının devam etmekte olduğunu, buna karşın taraflarına tasfiyeye ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, derdest bir dava varken hileli bir yolla şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiğini, şirketten alacaklı olan müvekkillerinin zarara uğradığını, davalıların verdiği işbu zararın tazmini için iş bu sorumluluk davasını açmak zorunda kaldıklarını, TTK’nın 541. maddesi uyarınca “alacaklı oldukları şirket defterinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yeri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.” düzenlemesinin bulunduğunu, yine aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince “Şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi” gerektiğini, TTK’nın 553/1. maddesinin ise “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar “hükmünün bulunduğunu, müvekkili …’in kızı olan müteveffa ….’in hayatını kaybetmesinin akabinde 14.08.2008 tarihinde taraflarınca ilgili şirkete karşı dava açıldığını, davanın 13.03.2013 tarihinde karara bağlanmış ve nihayetlenmiş olduğunu, ilgili şirketin ise tasfiyesine 09.06.2011 tarihinde başlanıp tasfiyenin 30.11.2012’de sona erdirildiğini, anılan hükümler ve kararlar birlikte değerlendirildiğinde, iş kazasından kaynaklanan tazminat davasının devam ederken davalıların adeta yangından mal kaçırırcasına ilgili şirketi tasfiye sürecine sokmaları, yargılama safahatının devam ettiğini ve müstakbel bir alacaklarının varlığını bildikleri halde taraflarına veya mahkemeye bilgi vermemeleri ve böylece alacaklarını tasfiye memuruna bildirmelerinin önüne geçmiş olmaları ile kişisel sorumluluklarının doğduğunu, yargılama safahatında elde edilecek tüm husus ve deliller göz önünde bulundurularak, tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile öncelikle yukarıda ayrıntılı olarak ifade ettikleri üzere, davalıların ortağı oldukları şirketlerdeki şirket payları, bildirilen araçları ve tespiti halinde diğer araçları ile taşınmazları bulunması halinde bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, şirket alacaklısı olarak taraflarına vermiş oldukları zarar nedeniyle 63.556,44 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davada, tasfiye edilmiş … Ltd. Şti. ortaklan ve tasfiye memurlarının TTK’dan kaynaklanan sorumlulukları olduğu gerekçesi tazminat ve davalı müvekkillerin mal varlığı üzerine tedbir talep edildiğini, tazminatın sebebi olarak İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının gösterildiğini, davacıların dayanak gösterdiği İstanbul Anadolu …. İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2013/13891 E. 2013/20403 K. sayılı dosyası ile bozulduğunu, yargılamasının 2014/407 E. sayılı dosya üzerinden sürdüğünü, bu nedenle davacıların dayanak olarak sundukları dosyanın halen derdest olduğunu, derdest olan bu dosya ile davacıların bu taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu şirketin … Ltd. Şti. olduğunu, bu şirketin şubesinin olmadığını, bu durumun ticaret sicil kayıtlarından görülebileceğini, dava dışı … Şirketi çalışanı ….’ın 10/05/2008 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa …’ın müvekkillerinin hissedarı olduğu şirketin çalışanı değil, … Limited Şirketi çalışanı olmakla, tasfiye halindeki şirkette, mal varlığı ve borcu bulunmaması nedeni ile tasfiye olayının başlatıldığını, …’in mirasçıları tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan ilk davanın husumet nedeniyle reddedildiğini, Yargıtay tarafından şirketler arasında organik bağ bulunduğu gerekçesi ile mahkemece verilen kararın bozulduğunu, mahkeme tarafından bu kez … Ltd. Şirketi aleyhine karar verildiğini, bu kararın da temyiz edildiğini, …. hizmetleri tarafından davacılara ölümden itibaren 8 ay boyunca ödenen bedelin düşülmemesi nedeni ile kararın Yargıtay tarafından tekrar bozulduğunu, bu nedenle Anadolu …. İş mahkemesinin …. E. sayılı dosyası ile yargılamanın sürdüğünü, Dava dışı …. Şti.’nin de halen faal olup ticari faaliyetini sürdürdüğünü, davacıların açtığı davada taraf husumetini yanlış yönlendirmiş olması nedeni ile huzurdaki davanın görüldüğünü, müvekkillerinin hissedarı olduğu … Şirketi’nin tasfiyeye karar verilmesinin sebebinin, menkul ve gayrimenkul malının bulunmaması ve ticari faaliyetinin bulunmaması olduğunu, kesinleşmemiş bir alacak nedeni ile halen yargılama sürdüğünden derdestlik itirazları bulunduğunu belirterek, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 553. maddesi uyarınca, dava dışı limited şirket ortak, yönetici ve tasfiye memuru aleyhi açılmış bir sorumluluk davasıdır.
HMK’nun 310.maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311.maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda davacılar vekili Av. …’in vekaletnamedeki yetkiye dayanarak UYAP sistemi üzerinden gönderdiği 08/11/2022 tarihli feragat dilekçesinde, davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, bir kısım davalılar vekili Av. … UYAP üzerinden gönderdiği 16/11/2022 tarihli dilekçe ile, feragati kabul ettiklerini, davacı yandan vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığı bildirilmiş olmakla aşağıdaki şekilde feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 217,10 TL ile 868,28 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.004,68 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacılara iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacılara iadesine,
5-Talep edilmediğinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır