Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/237 E. 2023/1018 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/237 Esas
KARAR NO : 2023/1018

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davacı şirket … Lımıted’in taşıma akdi ile dava dışı …’a ait 930 karton tekstil emtiasının Türkiye’den İngiltere’ye taşınması işini üstlendiğini, 930 karton tekstil ürününün taşıması hususunda taraflar arasında anlaşılması ve yapılan görüşmeler akabinde davacı şirket tarafından taşıma işinin …/Türkiye’den, …/İtalya’ya ifası için … Lojistik ile bir alt taşıma ilişkisi kurulduğunu, taşımanın geri kalanı için de … nolu davalı şirketin iştirakleri olan … ve … numaralı davalı … ve Lojistik A.Ş. ile bir taşıma ilişkisi kurulduğunu, taşınan emtianın Türkiye’den yola çıktığını, İngiltere’ye götürülmek üzere emtialar … ‘nin şoförü … tarafından … , … ‘dan teslim alındığını, davacı tarafından davalı tarafa özellikle güvenli ve ödemeli park yerlerine park edilmesi talimatı verildiğini ve olası park yerlerine ilişkin bilgi de verildiğini, bu doğrultuda davalı şirket yetkilisinin iddiası uyarınca kendisine de iletilen bu bilgi çerçevesinde verilen talimatlara tamamen aykırı bir şekilde güvenli olmayan ve kendisine verilen talimatlarda belirtilmeyen bir bölgede park yapıldığını, akabinde şoförün ifade tutanağından da görüleceği üzere ve davalılar tarafından ikrar edildiği üzere yükü gözetim yükümlülüğüne aykırı bir şekilde şoför arkadaşı ile buluştuğunu ve saat 00:30 civarında tır içerisinde uyuyakaldığını, taşınan emtianın bir kısmı olan 362 karton emtia davalıların taşıma işi sırasında ve davalıların kusuru neticesinde çalındığını, CMR hükümleri çerçevesinde meydana gelen zarardan müteselsil olarak sorumlu olacaklarını, CMR Madde 34 uyarınca tek bir mukavaleyle düzenlenen taşıma, karayolu taşımacıları tarafından ortaklaşa yapıldığında tüm taşımanın yapılmasından her birinin sorumlu olacağını, CMR 36 uyarınca da bu taşımacılardan birkaçı aleyhine aynı zamanda dava açılmasının mümkün olduğunu, davalıların zarardan birlikte sorumlu olduğunu … ‘nin, … ‘in iştiraki olduğunu ve davalılar arasına müteselsil sorumluluk bulunduğunu, …. tarihli …. referans numaralı ve ”…” başlıklı ön ekspertiz raporu ile de davalıların meydana gelen zarardan nihai olarak sorumlu olduğunun belirtildiğini, … tarihi gece saatinde özel talimatlara aykırı davranan sürücünün güvenli bir alana park etmediğini ve … ‘teki … yakınlarında bir alana park ettiğini, burada hırsızların kamyona girerek bir miktar giysi çaldığını, toplam 362 karton çalındığının söylendiği ve çalınan malları kapsayan çeşitli faturalar ve paketleme listelerinin sağlandığı ve davalıların şoförünün park ettiği alanın kötü şöhretli olduğunun ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, ön ekspertiz raporunda davalıların sorumlu olduğu da tespit edildiğini, bu uyuşmazlığın çözümünde 1995 yılından sonra artık Anayasamızın 90. Maddesi gereğince bir kanun hükmünde olarak Türk Hukuk Mevzuatında yerini alan ve milli hukukumuzun bir parçası haline gelen CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, TTK hükümleri uyarınca fazlaya dair haklarını saklı tuttuklarını, Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi’nin (CMR) uygulama alanını belirleyen 1. Madde hükmüne göre gönderen ile taşıyıcı arasında ücret mukabilinde karayolunda motorlu araçlar ile eşya taşıması konusunda bir sözleşme var ise ve bu taşımada gönderme yeri ve varma yeri iki farklı ülkede yer alıyorsa ve bu ülkelerden en az biri CMR anlaşmasına taraf ise yapılan taşıma işinin CMR hükümlerine olacağını, taşınan emtianın sahibi olan dava dışı … tarafından İngiltere Mahkemeleri nezdinde davacı şirket aleyhine dava ikame edildiğini ve CMR uyarınca kayıp bedelinden taşıyanın sorumlu olduğunun iddia edildiğini, taşınan emtianın davalı … Türkiye ve … /Romanya’nın ve de ….’un taşıma işlemini basiretli bir tacirden beklenen şekilde ifa etmediği, özen yükümlülüğüne aykırı hareket edildiği, taşınan emtianın davalıların taşıması esnasında çalındığının gerek CMR kayıtları, polis raporları, tutanaklar, elektronik posta yazışmalarında yer alan ikrarlar ve İngiltere Mahkemeleri nezdinde yapılan yargılama ile sabit olduğunu, CMR Konvansiyonu uyarınca taşıyıcının eşyayı kararlaştırılan şartlarla bir yerden diğer bir yere taşımak yanında muhafazası altındaki eşyanın her türlü tehlikelere karşı korunması için ayrıca özen göstereceğini, bu yükümlülük sebebiyle taşıyıcının eşyanın bozulmasından, hasara uğramasından, çürümesinden, kaybı veya çalınmasından diğer bir ifade ile eşyanın ziyaı ve/veya hasarından sorumlu tutulduğunu, güvenli bir yere park edilmesi gerektiğinin davalı tarafından e- posta yazışmaları ile bilindiğinin açık olduğunu, taşıyanın kendisine verilen talimatlara uygun hareket etmeyerek belirtilen alanlarda park yapmadığını, talimatların dışına çıkarak park yapılması neticesinde kendi kusuru ile taşınan emtiaların çalınmasına sebebiyet verdiğinin ortada olduğunu, ayrıca … tarafından pervasızca hareket edildiğinin yine e-posta yazışmaları ile ikrar edildiğini, davalı … nin pervasızca hareketi sebebi ile …, davacı … ‘tan zararın tazminini talep etmiş ve her ne kadar İngiltere Mahkemeleri’nde bir yargılama olsa da bu yargılama esnasında davacıu ile dava dışı …’ın anlaşmaya vardıklarını, davalıların vermiş olduğu zarar her ne kadar 610.093,12 GBP ise de tazminen …’a 240.000,00 Pound ödeme yapılmasının kabul edildiğini, davalılar … ve …’un kusuru ile meydana gelen hırsızlık sebebi ile uğranan zararın dava dışı …’e ödendiğini, davalıların neden olduğu bir olayda davacının bir yargılamaya katlanmak zorunda olduğunu ve birtakım masraflar yapıldığını, Toplam 48.557,00 GBP tutarındaki masrafı da davalılardan talep ettiklerini, CMR Madde 37 uyarınca tazminat ödemiş taşımacının, bu tazminat üzerinden ödediği faiz ve yaptığı sarflarla birlikte tazminatı geri alma hakkına sahip olduğunu, dava dışı … tarafından … aleyhine dava açıldığının, kayıp sürücülerinin kasıtlı suistimalinden kaynaklandığı için taşıyanın CMR Madde 23 sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağının iddia edildiği, davalının sürücüsüne ulaşılamadığının ve iş birliği yapmadığının belirtildiğini, … ‘un …’a karşı sorumlu olduğu tespit edilirse ödenen tazminatın davalılar …’ye rücu edileceği ve gönüllü olarak İngiltere’de devam eden yargılamaya katılmaları ihbar ve ihtar edildiğini, fakat bu aşamada davalı … Türkiye ve … Romanya tarafından ne de bu şirketleri bünyesinde toplayan … tarafından zararın tazmini için hiçbir işlem yapılmadığını, davacının ihtar ve ihbarının da yanıtsız bırakıldığını beyanla emtiaların nakliye işleminin davalılar sorumluluğunda gerçekleştiğinin sabit olduğunu, davalıların pervasızca hareketi neticesinde taşıma sırasında gerçekleşen hırsızlık sonucunda 240.000,00 GBP ödeme yapıldığı ve toplam 48.557,00 GBP olmak üzere masraflara katlanılmak zorunda kalındığını, ilgili konvansiyon hükümleri gereğince davaının davalılara rücu hakkı olduğunu, arabulucu görüşmesinde bir sonuç alınamadığını beyanla 288.577,00 GBP’lik alacaklarının dava tarihinden itibaren devlet bankalarının GBP hesabı ile açılmış mevduata ödenen en yüksek faiz oranı ile işletilecek faiz eklenerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalılar … ve … Lojistik adına vekil cevap dilekçesinde özetle: davanın yasal süresi içinde açılmadığını, davaya konu uyuşmazlığın uluslararası alanda yapılan taşıma işine ilişkin olduğu için davaya uygulanacak kural ve kaidelerin CMR kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, CMR 32/1 maddesine göre 1 yıl içinde açılması gereken davanın zamanında açılmadığını ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, CMR Konvansiyonu 30/1-2 maddesine göre davalılara ihbarın yapılmadığını, bu nedenle rücunun söz konusu olmadığını, davalı … ve … firmasının taşımayı yapan firma olmadığını, taşımanın diğer davalı …. İsimli firma tarafından yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi firmanın Romanya uyruklu şöforü olmadığını, … isimli bir çalışanının da olmadığını, davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davalı … Anonim Şirketi ile … Lojistik Hizmetleri Anonim Şirketi’nin taraf sıfatı olmadığını, taşımaya konu ürünler hırsızlık sureti ile çalınmış olduğundan, CMR 17/2’ye göre hırsızlık eyleminin nakliyecinin önlemesine imkan bulunmayan bir durum olması nedeni ile de sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, ayrıca müvekkillerinin sorumluluğunda iken malların eksik teslim edildiği kanıtlanabilir ise dahi, CMR 30/1’e göre taşıyıcıya usulüne uygun olarak eksik teslime ilişkin olarak ihbar yapılması gerektiğini, süresi içinde yapılmış bir ihtar bulunmadığını, çalınan ve eksik olan ürünlerin hangi ürünler olduğu ve KG bilgilerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirtilmediğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, mal bedelinin CMR konvansiyonu 23 ve alt maddeleri gereğince belirlenmesi gerektiğini, malların çıkış yeri ticaret borsası ve piyasa fiyatlarının araştırılarak belirlenmesi ve gerçek zararın ortaya çıkması gerektiğini, müvekkillerinin sorumlu olduğu düşünülse bile, CMR 23/3 maddeye göre ödenecek tazminatın Kg başına 8.33 DSR (Özel çekme hakkı) ‘nı geçmeyeceğini, davacı firmanın gönderici tarafından açılan dava sonucunda bir ödeme yapmış olduğunu belirtmiş ise de bu davaya ilişkin ve dava sonundaki uzlaşmaya ilişkin evrakların taraflarına tebliğ edilmediğini ve bu hususta cevap verme haklarını saklı tuttuklarını, İngiltere’de açıldığı belirtilen dava ile ilgili olarak da müvekkillerine bir bildirim yapılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … adına vekil cevap dilekçesinde özetle: davanın yasal süresi içinde açılmadığını, davaya konu uyuşmazlığın uluslararası alanda yapılan taşıma işine ilişkin olduğu için davaya uygulanacak kural ve kaidelerin CMR kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, CMR 32/1 maddesine göre 1 yıl içinde açılması gereken davanın zamanında açılmadığını ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, CMR Konvansiyonu 30/1-2 maddesine göre davalılara ihbarın yapılmadığını, bu nedenle rücunun söz konusu olmadığını, davacı İngiltere’de yerleşik bir firma olduğunu davalı … firmasının Romanya’da yerleşik olduğunu, davacı ile dava dışı … Loj. Hizm. A.Ş. İle arasında taşıma anlaşması yapıldığını, taşımanın tamamının bu firma tarafından yapıldığını, müvekkili olan firmanın taşımanın Almanya-İngiltere arasındaki kısmında bulunduğunu, davacı ile aralarında herhangi bir taşıma anlaşmasının yapılmadığını, dava dışı … firmasının, müvekkili olan davalı ile kendi yapacağı taşımalar için çekici anlaşması yaptığını, davalının kendi çekicilerini kiraladığını, CMR 31 kapsamında davanın Türkiye’de açılmasının mümkün olmadığını, mahkeme şartlarının oluşmadığını, davalının taşımanın tarafı olmadığını, madde içeriği dolayısı ile yükün alındığı yer ya da teslim yerinin Türkiye olmaması nedeniyle Türk mahkemelerinin yetkili olmadığını, bu nedenle yetkisiz mahkemede dava açılması nedeniyle itirazda bulunduklarını, taşımaya konu ürünler hırsızlık sureti ile çalınmış olduğundan, CMR 17/2’ye göre hırsızlık eyleminin nakliyecinin önlemesine imkan bulunmayan bir durum olması nedeni ile de sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ayrıca müvekkillerinin sorumluluğunda iken malların eksik teslim edildiği kanıtlanabilir ise dahi, CMR 30/1’e göre taşıyıcıya usulüne uygun olarak eksik teslime ilişkin olarak ihbar yapılması gerektiğini, süresi içinde yapılmış bir ihtar bulunmadığını, çalınan ve eksik olan ürünlerin hangi ürünler olduğu ve KG bilgilerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirtilmediğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, mal bedelinin CMR konvansiyonu 23 ve alt maddeleri gereğince belirlenmesi gerektiğini, malların çıkış yeri ticaret borsası ve piyasa fiyatlarının araştırılarak belirlenmesi ve gerçek zararın ortaya çıkması gerektiğini, müvekkillerinin sorumlu olduğu düşünülse bile, CMR 23/3 maddeye göre ödenecek tazminatın Kg başına 8.33 DSR (Özel çekme hakkı) ‘nı geçmeyeceğini, davacı firmanın gönderici tarafından açılan dava sonucunda bir ödeme yapmış olduğunu belirtmiş ise de bu davaya ilişkin ve dava sonundaki uzlaşmaya ilişkin evrakların taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının dayanak yapmış olduğu CMR 39. Maddesinin taşıyıcı olmayan müvekkili açısından uygulanamayacağını, CMR 39’a göre davanın … firmasına davanın ihbarının gerektiğini, davacını iddia ettiği şekillerde müvekkillerine herhangi bir talimat verilmediğini, müvekkillerinin sadece çekici kiraladığını ve güvenlikli olmayan bir alana park edilmediğini, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER:
Ticaret sicil kayıtları, … başlıklı belgede de görüleceği üzere … No ile ikame edilen dava dosyası, bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasında taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak olup olmadığı, bu alacaktan kaynaklı olarak ihbar yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, tarafların kusurları, ürünlerin niteliği ve miktarlarına ilişkin alacak taleplerinin bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
HMK 114. ve 115. maddesi gereğince dava şartları incelenmiş, yargı yolunun caiz olduğu, mahkememizin yetkili olduğu, tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olduğu, husumet itirazı ve zamanaşımı itirazının olduğu görülmüş dava açılması bakımından hak düşürücü süre incelenmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
CMR Konvansiyonu’un 1. Maddesinde, sözleşmenin, sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda davaya konu taşımanın CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
CMR 39/1’e göre “Dava ile ilgili tebligat yapıldıktan ve kendisine savunma hakkı verildikten sonra, tazminatın miktarı mahkeme kararı ile saptanmış ise 37 ve 38’inci maddeler gereğince bir istem karşısında kalan taşımacı, bu istemi yapan taşımacının yaptığı ödemenin yerinde olup olmadığını tartışma konusu yapamaz.”
Somut olayda; Davacı şirket … Lımıted’in taşıma akdi ile dava dışı …’a ait 930 karton tekstil emtiasının Türkiye’den İngiltere’ye taşınması işini üstlendiği, taşıma işleminin İtalya-İngiltere arasındaki bölümü ile ilgili olarak davalı … Hizmetleri ile taşıma sözleşmesi mevcut olduğunu ve diğer davalıların bu şirketin iştiraki olduğunu iddia ettiği, dosya kapsamından; İngiltere’de taşıma işlemi esnasında İngiltere’deyken bir kısım malların çalındığı, İngiltere Mahkemelerinde dava dışı …’in, davacıya karşı dava açarak zararının tazmin edilmesini talep ettiği, dava dışı … ile davacı firmanın iş bu zararın tazmini ile alakalı olarak yargılama esnasında aralarında anlaştığı, ve davacı firmanın, dava dışı …’e anlaşma kapsamında 240.000,00 GBP ve İngiltere Mahkemelerindeki yargılama masraflarına ilişkin 48.557,00 GBP ödediğini iddia ettiği, davalılardan 288.557,00 GBP’nin devlet bankalarının GBP hesabı ile açılmış mevduata ödenen en yüksek faiz oranı ile işletilecek faiz eklenerek, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, ancak dosya kapsamında yeminli tercüme evraklarının delil olarak sunulu olmadığı ve bu ödemenin tespitinin mümkün olmadığı, İngiltere Mahkemelerinde … ile davacı arasında zararın tazminine ilişkin açılmış olan davanın sulh ile sonuçlandığı, mahkememiz dosyası davalılarının İngiltere Mahkemelerinde görülen davada taraf olmadığı, CMR 39/1’e göre davalılara ihbar ve tebliğ de edilmediği, savunma hakkı tanınmadığı, davacı vekilinin yasal sürede sunmuş olduğu delillerden e-mallerin CMR 39/1 anlamında ihbar olarak sayılamayacağı, dosya kapsamında buna ilişkin herhangi bir belge ve delil bulunmadığı, dolayısıyla rücu şartlarının oluşmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda mevcut deliller üzerinden zarar tespitinin yapılamayacağının belirtilmiş olduğu, dosya kapsamında incelenen delillere göre davacı tarafından talep etmiş olduğu miktarın ispat edilememiş olduğu anlaşılmış olmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85 TL harcın peşin alınan 39.231,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭39.051,56‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 252.268,57 TL (13/03/2020 tarihli GBP=7,92 TL) avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansların kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
8-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
12/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır