Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2022/231 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/229 Esas
KARAR NO : 2022/231

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı taraftan 21/12/2018 tarihinde 3000 metre uzunluğunda lacivert ve bordo polyester astar ürün satın aldığını, müvekkilinin bu ürünü 15/04/2019 tarihinde …… Tekstil …. Şti.’ne sattığını, …… Tekstil … Şti.’ninde söz konusu ürünleri kadife takım(lacivert takım, bordo ceket) imalatında kullanıp, söz konusu astarı kullanarak üretmiş olduğu takımları Almanya’daki …. & ….. adlı şirkete ihraç ettiğini, bu şirketin ürünleri kimyasal teste tabi tutup ……. isimli firmanın yaptığı test neticesinde astarlarda bulunan boya oranlarının uluslararası standartların üzerinde çıktığı tespit edildiğinden ürünlerin iade edileceği bildirilmiş, iadeye bağlı nakliye, işçilik, astar ve diğer zararlara …… Tekstil … Şti’nin katlandığını, müvekkilinin ürünü sattığı …… şirketi yurtdışında kendisine gelen yargılamaya konu astarların kullanıldığı ürünleri kimyasal teste tabi tutmuş, …… adlı şirket tarafından yapılan testte astarlardaki boya oranının uluslararası standartların üstünde çıktığını, söz konusu astarlarda sağlık bakanlığının genelgesinde belirtilen yasaklı maddelerin kullanımından dolayı TBK 223/2.maddesine göre olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğunu, zarara uğrayan …… şirketinin tazmin için müvekkiline mail yoluyla bildirim yapıp, 21.612,03 TL’lik tutarı müvekkiline yansıttığını, müvekkilinin ise Beşiktaş …… Noterliği’nin 16/09/2019 tarihli ihtarı ile kendisine yansıtılan zararı davalıya yansıtacağını bildirdiğini, ihtara cevap verilmemesi üzerine 30/10/2019 tarihli fatura düzenleyip, davalıya gönderildiğini, faturaya itiraz edilmesi akabinde Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyada alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayıp ihbar süresinin geçtiğini, zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, satış ile zarar arasında illiyet bağının koptuğunu, satış ilişkisine birçok dava dışı firma ve dava dışı ürünün dahil olduğunu, davacının davalıdan 21/12/2018 tarihinde satın aldığı astarı, 15/04/2019 tarihinde ……’ya sattığını, davacının belki de bu süre içinde başka şirketlerden de astar alıp bunlarla birlikte ……’ya sattığını, belki de ……’nın başka şirketlerden de astar alıp imalatta kullandığını, zarara neden olduğu iddia edilen astarın müvekkiline ait olan astar olduğunu kabul etmediklerini, davacının ürünü spot olarak mağazadan alıp, hiçbir test yaptırmayıp 6 ay boyunca tuttuğunu, aynı şekilde temin ettiği başka ürünlerle birlikte sattığını, davacıdan aldığı astarı hemen satmayıp, ileride satmak üzere stokladığını, bu durumun davacının, birçok şirkettende astar satın aldığını gösterdiğini, davacının satın aldığı astarı teste tabi tutmayıp zarar oluşmasına engel olmadığı gibi hangi astarın zarara neden olduğununda anlaşılamadığını, test raporlarında yer alan giysilerde astarın çok az bir oranda yer kapladığını, testin tüm ürün tek bir parçaymış gibi yapıldığını, giysiyi oluşturan parçaların ayrıştırılmadığını, giyside esas üst kumaş, kadife kumaş, yün kumaş, tela, düğme, fermuar, iplik ve aksesuarda bulunduğunu, bu nedenle zarara neden olan ürünün astar olduğunun iddia edilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, talep edilen zararın fahiş olduğunu belirterek kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının, reklamasyon faturasından kaynaklı alacağının fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
BakırköY ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 21.612,03 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 06/01/2021 havale tarihli raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre toplam tutarı 22.954,38 TL olan 6 adet davalı şirket lehine faturaların kayıtlı olduğu, bu faturaların ödeme kaydının yapıldığı, davacı tarafından icra takibine konu edilen 30/10/2019 tarihli 21.612,03 TL tutarlı faturanın defterinde kayıtlı olduğu, davacının, dava dışı …… Tekstil ile 2018 öncesinden gelen 2018 ve 2019 yıllarında da devam eden ticari ilişki bulunduğu, 2018 yılında 33 adet, 2019 yılında 30 adet davacı lehine satış faturasının cari hesaplarda yer aldığı, ayıplı malların satışının yapıldığı faturanın davacı firma tarafından davalı firmaya fatura edilen 15/04/2019 tarih, KDV dahil 14.532,48 TL tutarlı fatura olup, muhteviyatının 1800 m siyah astar, 1000 m lacivert astar, 100 m bordo astar olduğunu, 3.şahıs dava dışı şahıs tarafından davacıya düzenlenen reklamasyon faturasının 24/10/2019 tarih, 20.791,57 TL tutarlı fatura olduğu ve mahsup kaydının yapıldığını, davalı şirketin ayıplı mal satımına ilişkin olduğu söylenerek dava dilekçesine ekli faturaların ise 21/12/2018 tarihli 9.104,40 TL tutarlı fatura olup, bu fatura muhteviyatında 3000 m polyester astar olarak yazılı olduğu ve astarın renginin belirtilmemiş olduğunu, ayıplı ürünlerle ilgili yurtdışı …… & …… adlı şirketinin yaptırmış olduğu testler ile …… Tekstil …. Şti.’nin yaptırmış olduğu testlerde rapor içeriğinde izah edildiği gibi polyester teraların uluslararası kurallar gereği boyanmaması gereken boyalar ile boyanmış mamuller olduğu için ayıplı ürünler olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı sunulan itiraz dilekçesinde bilirkişinin kendi gözetim ve denetimi dışında firmalarca yapılan testlerin kesin delil gibi temel aldığını, kimyasal testlerin hangi ürünler üzerinde yapıldığına dair somut verilerin raporda yer almadığını, bu nedenle test sonuçlarının objektif veri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu ürünlerin davalıya ait olduğuna dair kesin bir kanıt olmadığını, ayıplı ürün olarak belirtilen astarların tamamının müvekkili firmaya ait olduğunun belli olmadığını, test yapılan ürünlerden numune konulmadığından ürünlerin hangi firmaya ait olduğuna dair tespitlerde bulunulmadığı belirtilerek rapora itiraz edilmiş, yapılan itiraz yerinde görülmekle bilirkişi heyetinden itirazda belirtilen hususları karşılar şekilde rapor talep edilmiş, bilirkişi 01/04/2021 havale tarihli raporunda astarlardaki boyaların azo olarak tabir edilen boyalardan olup olmadığı hususunda laboratuvar ortamında inceleme yapılması gerektirdiğini, azo boyaların kullanılması davacının ağır kusuru kapsamında olduğunun düşünüldüğünü, davacının alınan astarların teste göndermeden ihraç ettiği hususuna dayalı olarak müterafik kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Rapor ibrazı akabinde 6.celsedeki duruşmada davacı vekili, inceleme için numune ibraz edebileceklerini, laboratuvar ortamında inceleme yaptırabileceğini beyan etmiş, dosyanın bilirkişiye tevdine ilişkin tutanak düzenlenirken davacı tarafça numuneler ibraz edilmiş ise de, kimya mühendisi bilirkişi tarafından, iade edilen ürünlerden numune ibraz edilmesinin gerektiğini, bunun içinde Almanya’dan iade edilen ürünlerin gümrük giriş beyannamelerini ve ithalatı yapan Alman firmasının iade faturasını, ve bu iade edilen ürünlerin içinden 1 adet lacivert ve 1 adet bordo renk ürün numunesinin karşılıklı analizinin yapılması gerektiği belirtilmekle, davacı vekili, aynı tarihli tutanakta bilirkişi tarafından talep edilen eksikliklerin dava dışı …… Tekstil’den temin edilmesi gerektiğini belirttiğinden dava dışı …… Tekstil … Şti.’ne ” Davacı şirketin davalı firmadan tedarik ettiği astarları tarafınıza satışının gerçekleştirildiği, tarafınızca da anılan astarlar kullanılarak üretimi yapılan giyim ürünlerinin yurtdışı …. & ……. . adlı şirkete ihraç edildiği, yurt dışı firmanın bu ihraç malları üzerinde yaptırmış olduğu testler sonucu iade edilmiş olması, akabinde de üçüncü şahıs firma tarafından yaptırılan testlerde de, polyester telaların uluslararası kurallar gereği boyanması gereken boyalar ile boyanmış olduğunun tespit edildiğini, şirketiniz tarafından davacı firma adına 24.10.2019 tarih …… no.lu 20.791,57 TL tutarlı reklamasyon faturasının düzenlendiği yönünde taraf iddia ve savunmaları ile tespitler bulunmakta olup, ayıp iddiası kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığından …… & ….. adlı şirket tarafından iade edilen ürünlerin gümrük giriş beyannamelerini ve …… & …… adlı şirketin iade faturasını, bu iade edilen ürünlerin içinden 1 adet lacivert ve 1 adet bordo renk ürün numunesinin bilirkişi incelemesine esas olmak üzere mahkememize sunulması hususu” muhtıra tebliğ edilmiş olup, dava dışı …… Tekstil … Şti muhtıraya cevabında, üzerinden 2 yıl geçen ticari ilişki bağlamında tamire tabi tutulan ürünlerle ilgili numunelerin şirket uhdesinde bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 29/11/2021 tarihli ek raporda; dava dışı ihracatçı …… tekstil vekili tarafından 16.11.2021 tarihli dilekçenin sunulduğunu, bu dilekçelerinde talep ettikleri ürünlerin numunelerinin ellerinde bulunmadığı, sorunlu ürünlerin tamir edilerek karşsı tarafa geri göndermesi ile tamirden sonra bedelsiz olarak tekrar ilgili ülkeye gönderildiği hususunun belirtildiğini, mezkur sebeplerle kök ve 1. ek raporuna ilave edilecek bilgi ve belge bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili, davalıdan satın aldığı astarları dava dışı …… Tekstil’e sattığını ve …… Tekstil tarafından ürünlerin kadife takım imalatında kullanılarak Almanya’daki müşterisine ihraç edildiği, Almanya’daki şirket tarafından ürünlerin kimyasal teste tabi tutulması üzerine …… Tekstil’e yansıtılan ve ödenen reklamasyon faturası nedeniyle …… Tekstil’in müvekkiline zarar yansıttığını ve cari hesaptan düştüğünü belirterek müvekkili tarafından da ürünlerin davalıdan satın alınmış olması nedeniyle belirtilen zarara istinaden 30/10/2019 tarihli reklamasyon faturası düzenlenerek faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istenilmiş ise de, davalı tarafça zarara sebep olan ürünlerin müvekkili tarafından satılan astarlar olmadığı, satış ile zarar arasında illiyet bağının koptuğunu, satış ilişkisine birçok dava dışı firma ve dava dışı ürünün dahil olduğunu, davacının davalıdan 21/12/2018 tarihinde satın aldığı astarı, 15/04/2019 tarihinde ……’ya sattığını, davacının belki de bu süre içinde başka şirketlerden de astar alıp bunlarla birlikte ……’ya sattığını, belki de ……’nın başka şirketlerden de astar alıp imalatta kullandığını, zarara neden olduğu iddia edilen astarın müvekkiline ait olan astar olduğunu kabul etmediklerini yine dosyada yer alan raporlara konu astarların müvekkili tarafından satılan astarlar olduğu hususunun sabit olmadığı, bilirkişinin kendi gözetim ve denetimi dışında firmalarca yapılan testlerin kesin delil gibi temel aldığını, kimyasal testlerin hangi ürünler üzerinde yapıldığına dair somut verilerin raporda yer almadığını, bu nedenle test sonuçlarının objektif veri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu ürünlerin davalıya ait olduğuna dair kesin bir kanıt olmadığını, ayıplı ürün olarak belirtilen astarların tamamının müvekkili firmaya ait olduğunun belli olmadığını belirterek itiraz etmiş olup, somut olay yönünden tacirler arası satış sözleşmelerinde 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesi ile, bu madde yollamasıyla 6098 sayılı TBK’nun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacaktır
TTK 23/1-c.m. uyarınca “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü haizdir.
Davacı tarafça, davalıdan satım sözleşmesi kapsamında alınan ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin iddiası ispat edilememiş olup, her ne kadar davacı numune olarak kendi elinde bulunan astarları bilirkişi incelemesine ibraz etmiş ise de, bunların davalıdan alınan ve dava dışı şirket tarafından ayıplı olduğu için reklamasyona konu edilen astarlar olup olmadığı belli olmadığı gibi ayıplı olduğu belirtilen ürünlerin dava dışı …… Tekstil tarafından üretilen kadife takımlar olduğu ve bunlar üzerinde de dava dışı şirketlerce testler uygulatılmış ise de, bu testlere konu ürünlerin davalı tarafından satılan ürünler olup olmadığının belli olmadığı, dava dışı …… Tekstil tarafından ayıba konu ürünlerin ibraz edilmemesi nedeniyle bu hususta inceleme yaptırılamamış olup, davalıdan satın alınan ürünlerin aynı miktarda ve tek seferde dava dışı şirkete satıldığıyla ilgili de bir tespit yapılamadığından ispatlanamayan davanın reddine, davacının takibinde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu hususu davalı tarafça ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 369,08‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 288,38‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2022

Katip ……

Hakim ……