Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/219 E. 2022/1121 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/219 Esas
KARAR NO : 2022/1121

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalı tarafça takibe itirazda bulunulduğunu ve sonrasında 31/05/2019 tarihinde davalının 370.000,00 TL’lik borcu ödediğini, ancak takip giderleri, arabuluculuk masrafı, icra vekil ücreti, icra inkar tazminatı gibi alacakları ödemediğinden itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir olmadığını, bu nedenle davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının itirazın iptalini talep etmekte hukuki yararının olmadığını, icra takibinden sonra davadan önce asıl alacağın ödendiğini ve bu nedenle icra inkar tazminatı talep etme haklarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 370.000,00 TL asıl alacak, 54.287,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 424.287,47 alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından icra takibine yapılan itirazdan sonra eldeki davanın açılmasından önce asıl alacak miktarı ödenmiş, davacı tarafından icra takibinin ferilerine yönelik dava açılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/11/2018 tarih, …… Esas, …… Karar sayılı ilamında; “Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları). Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2011 tarih ve 2011/19-532 E., 2011/640 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.” gerekçesiyle icra takibine konu borcun tamamı davadan önce ödenmedikçe itirazın iptali davası açılmasında hukuki yararın bulunduğu, dava tarihi itibariyle alacak miktarının hesaplanması gerektiği ve bu miktar üzerinden de icra inkar tazminatının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin 17/12/2021 tarih, …… Esas,…… Karar sayılı ilamında; “TBK’ nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu takip talebinde ve ödeme emrinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. Maddesine göre öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceği belirtilmiştir. Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır (Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas – 2002/781 Karar sayılı kararı). Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.(Yargıtay 12 HD.nin 2018/7452 Esas,2019/9523 Karar sayılı içtihadı) gerekçesiyle dava tarihi itibariyle alacak miktarının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir.
14/08/2022 tarihli bilirkişi raporunun takip öncesi faiz kalemi dikkate alınmadan hesaplama yapılan kısmında; icra vekalet ücreti yönünden vaki kısmi ödeme 2019 yılında yapılmış ve TBK 100.maddesi kapsamında alacak ferilerinin tamamını karşıladığını, bu gerekçe ile tahakkuk eden icra vekil ücreti, 2019 yılı ücret tarifesi üzerinden hesap ve mahsup edilmesi gerektiğini, tahsil harcı yönünden taraflarca da kabul edilen 370.000,00 TL haricen yapılmış olup, takip dosyasından tarafa tebliğ gittiği halde itirazen takip durmuş ve haciz tatbik edilmemiş olduğundan harç oranının %2,27 oranında olacağını, ilgili ödemenin takip dosyasına yapılmış olması halinde harç oranının %4,55 olacağını, dava tarihi için 51.856,89 TL asıl alacak, 6.987,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam borç miktarının 58.844,43 TL olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafından, davalının takip öncesi döneme ilişkin temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz dikkate alınmadan yapılan bilirkişi hesabının dosya kapsamına ve yüksek mahkeme içtihatlarına uygun olduğu, davacının dava tarihi itibariyle 51.856,89 TL asıl alacak ve 6.987,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.844,43 TL alacaklı olduğu ve söz konusu icra takibinin bu miktar üzerinden devam etmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde harca esas değer olarak 370.000 TL gösterilmişse de dilekçe içeriğinde icra takip dosyasının ferilerine yönelik olarak talepte bulunduğu, bu davayı açmasında hukuki yararının var olduğu, işlemiş faiz yönünden de itirazın iptalinin dava ediliği görülmekle alacak miktarının bilirkişi incelemesiyle belli olduğu, takip öncesi faiz dikkate alındığında toplam alacak miktarının dava tarihi itibariyle 126.061,98 TL olarak hesap edildiği ve davacının dava konusu ettiği talebin bu miktar olduğu değerlendirilmekle mahkememizce takip öncesi faiz dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulduğundan reddedilen miktar 126.061,98 TL’den 58.844,43 TL’nin düşülmesiyle 67.217,55 TL olarak kabul edilmiş ve yargılama gideri bu şekilde hesaplanarak aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 51.856,89 TL asıl alacak ve 6.987,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.844,43 TL alacak yönünden Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin kabul edilen miktar üzerinden devamına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 10.371,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 4.019,66 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.197,24‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 177,58‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 4.019,66 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.074,06‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.103,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 515,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 9.415,11 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 10.754,81 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır