Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2021/30 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/177
KARAR NO : 2021/30

MAHKEMEMİZİN 2020/177 ESAS (BOZMADAN ÖNCE 2011/298 ESAS) SAYILI DAVASINDA;

DAVA TARİHİ : 28/07/2011
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2011/1008 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/12/2011
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davacının dava dışı üçüncü şahıslarla yapmış olduğu Büyükçekmece ……. Noterliği’nin 21.12.2009 tarih ve ……. yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince İstanbul ili, …… ilçesi, …. mahallesi, …… ada, …… parsel sayılı arsa üzerinde alışveriş merkezi inşasını yüklendiğini, bu nedenle davalı ……. AŞ ile 21.12.2009 tarihli inşaat sözleşmesi yaptığını; davacının, davalı yüklenici ……. AŞ’ye 3.000.000,00 TL’ye yakın para ödemesine rağmen, davalı şirketin sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmemesi, inşaatı sözleşmeye uygun şekilde ve ödemelere uygun seviyede yapmaması ve yetkisi olmadığı halde otopark satışı yapması nedeniyle bu şirket ile yapmış olduğu inşaat imalat sözleşmesini 28.05.2010 tarihinde feshettiğini belirterek, sözleşmenin feshinden dolayı uğramış olduğu zararların ve sözleşme ile öngörülen cezai şartın tahsili için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000,00 TL cezai şart ve tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada ise, ……. AŞ ile müvekkili arasında düzenlenen 21/12/2009 tarihli sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak feshi sonrasında davalıyla hukuki ticari ve organik bağ bulunan arsa sahipleri ……. AŞ ile …… Ltd.Şti.’nin davacı ile yapmış oldukları sözleşmeyi haksız olarak feshettiklerini, davalı ……. AŞ ile yüklenici ……. AŞ’nin ortaklarının aynı kişiler olduğunu, davacı şirketin hisse karşılığı bu işin finansörü olduğunu ve sözleşmenin haksız feshedildiğini belirterek, cezai şart ve tazminat için 20.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili, davacı şirketin üstlenmiş olduğu işi yapamayarak müvekkili şirketi zarara uğrattığını, ödemeleri süresinde yapmadığını, verdiği çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle icra takibine maruz kaldıklarını, müvekkilleri ……. A.Ş. ile …… Ltd. Şti.’nin mülkiyetinde olan dava konusu gayrimenkulu üyelerinin otopark ihtiyaçlarının karşılanması için iyi niyetli olarak 21.12.2009 tarihli sözleşmeyi imzalayarak davacıya devir ettiklerini, ancak davacının basiretsizliği yüzünden sözleşmenin uygulanmasının gerçekleşmediğini, davacının sorumlu ve kusurlu olduğunu, sözleşmeyi davacının feshettiğini, cezai şart isteme hakkının müvekkillerine ait olduğunu belirterek haksız fesihten kaynaklanan tazminat taleplerinin saklı kalmak kaydıyla davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin …… Esas …… sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin 11/02/2020 tarih ve ……. Esas …… Karar sayılı ilamında, “…Büyükçekmece ….. Sulh Hukuk Mahkemesi ….. D.İş sayı ile yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında davacının yaptığı ödemelere rağmen, inşaatın davalı tarafından ödemeye uygun seviyede yapılmadığı tespit edildiğinden, davacının, davalılardan ……….. İnşaat arasında akdedilen 21.12.2009 tarihli sözleşmeyi feshinin haklı sebeple fesih olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda, davacının esas davadaki taleplerinin …… AŞ ile arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshi gözetilerek; birleşen davadaki taleplerinin de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirmesi ve bilirkişi raporları ile tespit edilen ödenen bedel ve yapılan imalat göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulmuş, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmak suretiyle aşağıdaki surette karar tesis edilmiştir.
Davacı vekili 11/02/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, bilirkişi raporlarında, davacı müvekkilinin, 1 ve 2 nolu davalılardan 1.204.149.76.-TL, 3 nolu davalıdan ise 1.095.504.76 TL isteyebileceği tesbit edildiğini, 20.000-TL talepli olarak açtıkları birleşen davayı miktar yönünden ıslah ederek; 900.000.-TL tazminatın, sözleşme fesih tarihi olan 22.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava masrafları ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı yüklenicinin eser sözleşmesi ve ek sözleşmelerden doğan edimlerini süresinde ve tam olarak ifa etmediğinden bahisle uğranılan zararlar ile cezai şartın tahsili, sözleşmenin feshinden dolayı davacının uğramış olduğu zararların ve sözleşme ile öngörülen cezai şartın davalıdan tahsili, birleşen davada ise, davalılar arasında organik ve ticari bir bağ bulunduğundan davacının uğramış olduğu zararların ve sözleşme ile öngörülen cezai şartın davalılardan tahsili talebinden ibarettir.
Mahkememizce celp edilen Beylikdüzü Tapu Müdürlüğünün 06.04.2012 gün ve …… sayılı cevabında, İstanbul ili ……… ilçesi, …… Mahallesi, ….. ada , ……. parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın 1/2 hissesi ………. İnşaat ve Taşımacılık Ltd.Şti , …….. hissesi ……, ……….. hissesi …… Pazarlama inşaat Turizm Hafriyat ve Nakliye Ticaret A.Ş. adına kayıt olduğu bildirilmiştir. Tapu kaydının şerhler hanesinde …’ ye ait kat karşılığı inşaat yapma hakkının olduğu 17.12.2009 gün ve …… yevmiye numarasıyla işlenmiştir.
Davaya konu Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin incelenmesinde, İstanbul, …… Köyü, …… ada , …… parsel sayılı arsa maliklerinden …… Pazarlama inşaat Turizm Harfiyat ve Nakliye Tic. A.Ş. ile ………. İnşaat ve Taşımacılık Ltd.Şti ile ……… arasında Büyükçekmece …… Noterliğinin 21.12.2009 tarih ve ……. yevmiye numarasına kayıt edilerek düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi tanzim edilerek karşılıklı imzalanmıştır. Yukarıda mevkii , ada ve parsel numarası belirtilen arsa üzerinde mevcut İnşaata ait ilgili belediyesince onaylı ve tasdikli olan projenin , tadil edilerek iş bu sözleşmeye uygun hale getirilerek 3 bodrum kat ( kapalı otopark) market katı, zemin ve 2 normal kattan oluşacak alışveriş merkezinin inşaatının mal sahipleri tarafından yüklenici olarak önerdiği …… İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. firmasına yaptırılması işinin sözleşmenin konusunu teşkil ettiği, Söz konusu sözleşmenin devamında; inşaat süresinin 20 ayda tamamlanacağı, mal sahipleri ile müteahhidin sorumlulukları, Teknik şartlar, diğer hükümler ve Sözleşmenin Feshi hususuyla ilgili hükümlerin yer aldığı görülmüştür.
Büyükçekmece …… Sulh Hukuk Mahkemesinin …… d.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı …nin davalı ……. inşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. aleyhinde tespit talebinde bulunduğu, Söz konusu talebe istinaden yaptırılan tespitte 26.10.2010 tarihli bilirkişi raporu tanzim edildiği görülmüştür.
Bakırköy ……. ATM’nin ……. esas …… karar sayılı dosyası ile davacı …… A.Ş nin ihyasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı …… Evleri .. A.Ş. ile İstanbul, ….. Köyü, …… ada , …… parsel sayılı arsa maliklerinden …… A.Ş. ve ….. Ltd.Şti arasında Büyükçekmece …… Noterliği’nin 21.12.2009 tarih ve ……. yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği ve davacı ile davalı ……. AŞ arasında bu sözleşmenin 2. maddesine dayalı olarak 21/12/2009 tarihli inşaat imalat sözleşmesi imzalandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı …… AŞ ile yaptığı imalat sözleşmesi Büyükçekmece …… Noterliği 28.05.2010 tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak fesh edilmiş, davalılar …… AŞ ile ….. Ltd. Şti. ise Büyükçekmece ….. Noterliği’nin 22.07.2010 tarihli ihtarnamesi ile davacı şirketle yapılmış olan kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshetmiştir.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa sözleşmeden haklı olarak dönen taraf, temerrüte düşmekte kusurlu olan taraftan dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nun 125/3.maddesi uyarınca ancak menfi zarar talep edebilir. Olumsuz (menfi) zarar, sözleşmenin karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Burada oluşan zarar menfi zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla, hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan doğan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların tamamı, karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer bir anlatımla borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan tarafın menfi zararını talep etme hakkı vardır. Menfi zarar kapsamında bulunan harcamalar ise, feshin haklılığı yanında, sözleşmenin imkansızlığı halinde dahi bu imkansızlıkta kusuru olmayan tarafın talep edebileceği kalemlerdendir. Yine sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurlu olduklarının kabulü halinde ise sözleşmenin tasfiyesine karar verilmesi gerekir. Ortak kusur sebebiyle sözleşmenin tasfiyesinde, kar kaybına hükmedilemez. Taraflar, birbirlerinin mal varlığına kattıkları değerlerin sebepsiz zenginleşme kurallarınca iadesini isteyebilir. Yine tarafların birbirlerine yaptıkları ödemelerin ve yüklenici tarafından yapılan faydalı masrafların yapıldığı tarihteki bedelleri saptanarak hüküm altına alınmalıdır. (İzmir BAM 14. Hukuk Dairesi, 2019/1636 esas, 2019/1427 karar)
Davaya konu sözleşmedeki edimlerin türü de önem arz etmektedir. Şöyle ki, Türk Borçlar Hukuku’nda edimler, ifa süresi bakımından ani, sürekli ve dönemli edimler olmak üzere üç temel gruba ayrılır. Dönemli edim, borçlunun zaman içinde düzenli olan veya olmayan borcunu ifa etmesi gereken hallerin var olması halinde söz konusu olur. Bunun yanında borcun ifası sırasında alacaklının ifaya olan çıkarının zaman birimiyle ölçülemeyecek bir an içinde gerçekleştiği durumlarda ani edim söz konusuyken; borçlunun borcunu zaman içerisinde devamlı olarak sürekli bir davranışla ifa edebildiği hallerde sürekli edim söz konusudur. Öğretideki baskın görüşe göre; ifanın ani veya sürekli edim olduğu irdelenirken borçlunun faaliyetlerinin değil; alacaklının edime olan çıkarının gerçekleşmesinin bir an içinde mi olduğu yoksa süreye mi yayıldığına bakılmalıdır. Somut olayda olduğu gibi, müteahhidin inşaat yapma borcu bir süreye yayılmış olmasına rağmen; bu inşaat edimi, alacaklı için teslim anına kadar ifa değeri taşımadığından söz konusu inşaat yapma edimi ani edimdir. Dolayısıyla somut olayda müteahhit olan davacı bakımından bir ani edimli borç söz konusudur. Öğretide sözleşmeyi geçmişe etkili olarak sona erdirme hakkı için “sözleşmede dönme”; sözleşmeyi ileriye etkili olarak sona erdirme hakkı için ise “fesih” ifadeleri kullanılmaktadır. Yine öğretide “sözleşmeden dönme” ani edimli borç ilişkileri için kullanılmaktayken; fesih ise sürekli borç ilişkilerinin sona ermesinde kullanılmaktadır. Dolayısıyla sözleşmeyi sona erdiren tarafın sözleşmeyi sona erdirirken kullandığı ifadeden bağımsız olarak, sözleşmenin sona ermesine uygulanacak hükümler belirlenirken edimlerin niteliği önemli rol oynamaktadır. Zira 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun koyduğu hükümler somut duruma ve edimlerin niteliğine göre olaya uygulanacaktır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan TBK’da yer alan eser sözleşmelerine ilişkin hükümler öncelikle uygulanacak, somut olaya ilişkin özel bir hüküm bulunmaması halinde ise kanunun genel hükümleri uygulama alanı bulacaktır. TBK’nın 473 üncü maddesine göre; “Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.” Madde metninden anlaşılacağı üzere yüklenicinin işe zamanında başlamaması halinde iş sahibinin sözleşmeden dönebileceği kanunda kabul edilmektedir. Sözleşmeden dönülmesiyle beraber borç ilişkisi geçmişe yönelik olarak ortadan kalkacağından dolayı alacaklı, TBK 125/3’e göre sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı menfi zararın giderilmesini borçlu temerrüde düşmekte kusursuz olduğunu ispat etmedikçe talep edebilir. Nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir. (Yargıtay 15. HD. 2020/2778 ESAS 2020/3057 KARAR)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir.
Menfi (olumsuz) zararın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 125/III. (B.K.106/II.) maddesindeki genel düzenlemelerdir. Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden ve eser sözleşmenin bir türü olduğu kabul edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir.
Borçlu temerrüde düşmekte kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat ederek olumsuz zararın tazmini sorumluluğundan kurtulabilir. Bunun yanında işsahibinin eser sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın feshetmesi halinde, yüklenicinin kar kaybını isteyebileceği kabul edilmelidir.
Bir taşınmaz ve sair bir şeyi satın almak vaadiyle kurulmuş olan bir sözleşmenin ifası ertelenmiş bir sözleşme olduğu ve işbu sözleşmeye bağlı alım – satıma ilişkin güvence ve her koşula bağlı olarak menfi zararı karşılamak üzere taraflardan biri tarafından verilmiş olan bir miktar paranın teminat niteliğinde olduğu kabul edilmesi gerekir.
TMK’nun 692. maddesi gereğince; paylı mülkiyetin özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlerinin yapılması, oybirliği ile aksi kararlaştırılmadıkça, bütün paydaşların oybirliği ile kabulüne bağlıdır.
Dava konusu İstanbul ili, ….. ilçesi, …… Köyü, …… ada ,……. parselin tapu kaydında …… .. AŞ., ….. .. Ltd. Şti., …… ve …… adına kayıtlı olduğu, bu şekilde arsada malik olan tüm hissedarlarla yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmediği anlaşıldığından ortada usulüne uygun olarak düzenlenmiş geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Sözleşmenin geçersiz olması halinde, taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca geri isteyebilirler.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamına binaen; Büyükçekmece …… Sulh Hukuk Mahkemesi ……. D.İş sayı ile yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ve mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında davacının yaptığı ödemelere rağmen, inşaatın davalı tarafından ödemeye uygun seviyede yapılmadığı tespit edilmiş olup, davacı şirket vekili tarafından noterden gönderilen 03 Şubat 2010 tarihli ve ……. yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete bildirildiği ve belirtilen hususların 5 gün içinde yerine getirilmesinin istendiği, ihtar edilen hususların davalı şirket tarafından yerine getirilmediğinden, davacı şirketin sözleşmeyi haklı olarak feshettiği anlaşılmıştır. 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı şirket tarafından davalı ……. İnş.San.Ve Tic.A.Ş.ye toplam 2.059.914.-TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Yapılan ödeme karşılığından davalının yaptığı inşaatın imalat bedeli ise 1.204.149.-TL olarak tespit edilmiştir. Arsa sahibi olan diğer davalılar ……. Pazarlama İnşaat Turizm Hafriyat ve Nakliye Tic. AŞ. ile ……… İnşaat Taşımacılık Ltt. Şti. yapılan imalat miktarının davacı şirket tarafından ödendiği ancak inşaatın davalı tarafından uygun sevide yapılmadığı anlaşılmakla sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı hüküm fıkrasında belirtilen miktardaki alacağın davalılar ……. Paz. İnş. Tur. Hafr. Ve Nak. Tic. A.Ş ve ………. İnşaat Taşımacılık Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalılar ……. Pazarlama İnşaat Turizm Hafriyat ve Nakliye Tic. AŞ. ile …….. İnşaat Taşımacılık Ltt. Şti. ve davacı şirket ile Büyükçekmece …… Noterliği’nde yapmış oldukları 21.12.2009 tarihli …… yevmiye nolu Kat Karşılığı Arsa Devri ve İnşaat Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde davalı …nin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığı anlaşılmakla birleşen davanın bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Asıl dava yönünden davanın KABULÜ ile; taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshi gözetilerek 25.000,00 TL menfi zarar alacağının ve 5.000,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ……. ATM’nin …… Esas sayılı dosyası yönünden;
1-Davalı ……….nin kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Diğer davalılar yönünden davanın KABULÜ ile; 920.000,00 TL sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın 20.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 02/12/2011 tarihinden, 900.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 12/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …… Paz. İnş. Tur. Hafr. Ve Nak. Tic. A.Ş ve …….. İnşaat Taşımacılık Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 297,00 TL harcın mahsubu ile eksik 1.752,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 3.612,50 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 318,30 TL ki toplam 3.930,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 62.845,20 TL harçtan peşin alınan 445,50 TL harç ve 15.369,75 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 47.029,95 TL harcın davalı …… ve ……’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 466,80 TL harç (Başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı) ve 5.369,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.836,55 TL’nin davalı …… ve ……’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 63.050,00 TL avukatlık ücretinin davalı ……. ve …….’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen davacı vekili ile birleşen davalı ……. vekili yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)