Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/165 E. 2021/764 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/165 Esas
KARAR NO : 2021/764

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü ……. sayılı dosyada borcun sebebi olarak belirtilen cari hesap alacağının kaynağının 2016 yılında yapılan ticareti kapsadığını, müvekkili şirketin ikametgâh adresinin …… Bulvarı …… İş Merkezi No ….. Bahçelievler/İstanbul olması nedeni ile takibin yetkisiz yerde açıldığı iddiasının mesnetsiz kaldığı gibi davalı borçlu tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin kabul edildiğini, müvekkilin adresinin Bahçelievler olması ve borcun mal alım satımından kaynaklanması nedeni ile takibin yetkili yerde açılmış olduğunu, yetki itirazının reddi gerektiğini, davalı borçlu tarafından borcu olmadığı itirazı ile takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceği iizerc davalı borçlunun müvekkiline olan borcunu ödemediğini, davalı borçlunun zaman kazanmak amacı ile kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, istenen faizin ticari faiz olup fahiş olmadığını, faturaların borçluya teslim edildiğini, bir itiraza uğramadığı gibi ödenmediğini, faturaların ödenmemesi nedeni ile temerrüt oluştuğunu, faizin icra takibinden itibaren istendiğini, icra takibinden öncesine yönelik olarak bir faiz talebi bulunmadığını, borçlunun tamamen zaman kazanmak amacıyla hareket ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıvla davalının; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu yetkiye ve esasa ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlu haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, mahkeme masrafları ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ……. Mimarlık Anonim Şirketinin hâkim ortağı ve şirket yetkilisi …… ‘nin uzun bir süre önce şirketin ve şahsının ekonomik krize girmesi nedeni ile yurt dışına gittiğini, İngiltere’de olduğu bilinmekteyse de davacının anılan davanın açıldığından bilgisi olmadığını, şirketin Türkiye’de faaliyet göstermiş olduğu bir adresi bulunmadığını, şirketin fiilen gayri faal durumda olduğunu, bu davayı açma iradesinin de bulunmadığını, müvekkili şirket çalışanlarının davacı şirket sahibine ulaşmış olduğunu, böyle bir davadan bilgisi olmadığını, dava açmak konusunda Avukatına talimat vermediğini ifade ettiğini, dolaysısıyla davacının bilgisi dışında açılan bu davada esasa geçilmesinin mümkün olmadığını, cari hesap ilişkisinin, davacı şirketin müvekkili şirketin kesmiş olduğu ve noter kanalı ile tebliğ ettiği faturaları kayıtlarına almaması neticesinde oluştuğunu, işin esasında müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu, dava konusu ilişkinin başlangıcında ilk olarak Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 2016 yılında yapmış olduğu ve ekte idari şartnamesini bulunan ihaleyi …… isimli gerçek kişi firmasının almış olduğunu, müvekkili şirket ile hazır beton satışında ve işçilik hizmeti olarak tretuvar yapımında anlaşıldığını, …… üzerinden yapılan anlaşmaya istinaden beton çıkışı yapıp irsaliyeler kesildikten sonra, anılan gerçek kişi firması iptal ettirip, …… Mimarlık olarak işlem yapılmasını istediklerini ve işin alt yüklenici olan bu şirkete verildiğini belirttiklerini, ardından iş bitimine kadar malzeme ve işçilik olarak sürekli olarak …… Mimarlık adına çıkış yapıldığını, taraflar arasında bir mutabakatsızlık oluşmadığını, işin sonlarına doğru müvekkili şirketin fatura kesmek istedikçe iş bitiyor hakediş yapacağız belediyeye o zaman hepsini toplu olarak kesersiniz açıklaması ile bekletildiğini, müvekkili şirketin ısrarlı aramaları neticesinde …… Mimarlık firma sahibi …… ’nin “bizim devletten KDV alacağımız çok fazla, siz bize fatura kesmeyin KDV’siz kapatalım hesabı” şeklinde istekte bulunduğunu, hesabı hamiline şahıs çekleri ile ödemek istediğini, ancak müvekkili şirketin bu durumu muhasebeleştiremeyeceği için riski almak istemediğini ve devleti dolandırmak istemeyen dürüst bir şirket olarak, Türk Ticaret Kanunun tacirlere yüklediği basiretli iş adamı gibi davranma teamülü gereği kabul etmeyip, geri kalan faturaları kestiğini, şirketin vekili tarafından anılan faturaların noter kanalı ile tebliğ edildiğini, anılan faturanın davacı şirket tarafından kayıtlara alınmadığını, müvekkili şirketçe çok sonra öğrenildiğini, dava konusu edilmiş, cari hesap ilişkisinde davacı tarafın alacaklı olmadığı gibi borçlu olduğunu, ihale edilen işin tamamının, malzeme ve işçilik olarak müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, ihale edilen iş ile müvekkili tarafından davacı adına yapılarak faturası kesilen işin malzeme ve işçilik olarak belediyenin resmi ölçümleri ile bire bir aynı olduğunu, işin malzeme ve işçilik olarak davacı adına müvekkili şirketçe yapıldığına ilişkin hiç bir şaibe bulunmadığını, karşı tarafın alınan bu işi başka bir yere yaptırdığını veya malzemesini başka bir yerden tedarik etmek kaydı ile yaptığını kanıtlayamadığını, belediyeden işin bedelini hak edişlerini yaparak tahsil ettiğinin tartışmasız olduğunu, sadece kesilen faturaları defter ve belgelerine Vergi Usul Yasasına aykırı şekilde kaydetmeyerek kendi yarattığı usul ve yasaya aykırı davranış ile kendi lehine kazanım elde etmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, dava konusu uyuşmazlığa girilmezden önce, davacı şirket yetkilisi ve hâkim ortağının bu davanın açıldığından bilgisi dahi olmamasından ötürü, dava açma iradesi konusu irdelenerek, öncelikle davacı vekili tarafından müvekkilinin talimat ve bilgisi dışında açılan bu davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine, davanın esasına girilmesi halinde ise, davanın reddi ile davacı tarafın takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı dosyası, tarafların ticari defterler ve kayıtları, faturalar, bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 58.419,74-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsili için cari hesap alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tekirdağ ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/53 Talimat sayılı dosyasından aldırılan Hesap Bilirkişisi ……. tarafından tanzim edilen 20/10/2020 havale tarihli raporda özetle; davalının kanunun aradığı yasal şartlara haiz 2016 yılı yasal defterlerinde davacıdan 110.652,61-TL alacaklı olduğunu, davalının davacıya borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunu, davacı ve davalı arasındaki tutar farkı nedeninin davalının yasal defterlerinde olmasına karşın davacının yasal defterlerinde olmayan 30/11/2016 tarih ve ……. nolu 169.072,35-TL tutarlı faturadan kaynaklandığını davalının 2016 yılı yasal defterlerinin davalı lehine delil olabilme kabiliyetine haz olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi ……. 06/08/2021 tarihli raporunda; davacı şirketin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2016 yılı defter kayıtlarına işlendiğini, davacı yanın sunduğu ticari defterlerden hareketle davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, açık cari hesap şeklinde çalıştıklarını, davacının davalıdan 2016 yıl sonu itibariyle 58.419,74-TL kadar alacaklı olduğunu, tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine verdikleri 2016 yılı Ba form Bs bildirimleri yönünden birbirlerini teyit etmediğini, aralarında 1 adet belge karşılığında KDV hariç 143.281,00-TL farklılık bulunduğunu, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceğini, netice itibari ile takip tarihi itibariyle davacının 58.419,74-TL alacağının olduğunu bildirmiştir.
İİK’nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Aynı yasanın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesine göre tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Huzurdaki dava faturadan kaynaklanan cari hesap alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. Alacaklı; TBK 89 gereği ikametgah adresinde veya HMK 6 gereği borçlunun ikametgahı adresinde icra takibi yapabilir. Alacaklının ikametgah adresi Bakırköy İcra Müdürlükleri yetki alanında bulunduğundan icra takibine yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekmiş, yargılamaya devam edilmiştir.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, Davacı şirketin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullere uygun olarak 2016 defter kayıtlarına işlendiği bu nedenle davacı lehine delil niteliği taşıdığı, davacı ve davalının ticari defterlerinden davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların açık cari hesap şeklinde çalıştığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 58.419,74-TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu, davalının defterlerinde bulunup da davacı defterlerinde bulunmayan faturaya konu alacağın varlığının davalı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy …… İcra müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
2-Davacı lehine asıl alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 3.990,65-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 705,57-TL harcın mahsubuyla bakiye 3.285,08-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 705,57-TL peşin harç olmak üzere toplam 759,97-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.186,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 8.394,57-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Yürürlükteki AAÜT 16/2/c gereğince hesap edilen 1.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/09/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)