Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/152 E. 2021/268 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/152 Esas
KARAR NO : 2021/268

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağının olduğunu, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 19.274,31 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 18/12/2020 havale tarihli raporunda; davacının incelemeye sunulan defterlerinin birbirini teyit ettiği ve defter kayıtlarının dayanağı belgelerle uyumlu olduğu, sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, takibe konu uyuşmazlığın 2018 yılında düzenlenen toplam 9 adet faturaya dayalı olduğunu, davacının defter ve belgelerine göre davalıdan 19.274,31 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; takibe konu cari hesabın dayanağı olan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça ticari defter ve belgelerin ihtaratlı tebligata rağmen ibraz edilmediğinden faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti yapılamamış ise de, davalının icra dairesine sunmuş olduğu itirazında, davacıdan satın alınan ürünlerin kullanım alanına uygunluk göstermediği için maddi manevi zarara uğradığının belirtildiği, takip talebine cari hesap ekstresi ekli olup, cariye konu faturaların tek tek gösterildiği ve davalı tarafça ürünlerin teslim alınmadığına ilişkin bir itiraz sunulmayarak ürünlerin kullanım alanlarına uygunluk göstermediği yani ayıplı olduğu iddiasında bulunulduğu dikkate alındığında davacı tarafça, faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususu ispatlanmış, kabul edilmiştir.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlayacağından ve davacının BS, davalının BA bildirimlerinde yasal sınır üzerinde kalan 3 adet fatura yönünden bildirimlerinin birbiriyle uyumlu olduğu, bakiye kalan kısım yönünden ise davalının defter ve belgelerini sunmadığı gibi icra dairesinde de, malları aldığını, ancak malların kullanımına uygun olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından davacı, davasını ispatlamıştır.
Her ne kadar davalı, icra dairesine yapmış olduğu itirazında ayıp savunmasında bulunmuş ise de, mahkememize süresi içerisinde sunulmuş bir cevap dilekçesi ile ayıp savunmasında bulunulmadığından bu konuda bir incelemeye girilmemiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 19.274,31 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 3.854,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 1.316,62 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 232,79 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.083,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 232,79 TL peşin harç olmak üzere toplam 287,19 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 968,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2021

Katip …

Hakim …