Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/987 E. 2022/791 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/987 Esas
KARAR NO : 2022/791

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı … tarafından, müvekkili aleyhine 355.000,00 TL bedelli senet düzenlenmek suretiyle Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu senetteki isim-soyisim ve imzanın müvekkiline ait olduğunu ancak içerikteki yazının müvekkiline ait olmadığını, boş evraka imza atılmasının sebebinin dava dışı müvekkilinin eski eşinin, müvekkilinin 2017 yılında üzerine çok sayıda taşınmazı kayıt ettirmesi üzerine müvekkilinden boş kağıda isim-soyisim ve imza aldığını, müvekkilinin eski eşinin isteği doğrultusunda adına kayıt ettirilen taşınmazların evlilik birliği içinde tekrar iade edildiğini, müvekkilinin o dönemde evlilik yolunda gittiği için negatif düşünceler içinde olmaması hasebiyle boş kağıda imza attığını ve boşanmadan sonra boş kağıda atılan imzaların olduğu evrakları istemesinc rağmen kendisine teslim edilmediğini, müvekkilinin, davalıyı tanımadığını, senet üzerindeki yazının incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını beyan ederek yargılama süresince icra takibinin devamı halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından ve müvekkili tarafından harcın karşılanmasının imkansız olması nedeniyle takibin harçsız şekilde tedriren durdurulmasına, HMK 334-337 maddeleri uyarınca “yapılacak tüm yargılama giderlerinden müvekkilinin muaf tutulmasına, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Temlik eden … vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili … aleyhine açılan davada, dava konusu alacakla ilgili; alacağın temliki işlemi gerçekleştirildiğini, alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına devredilemeyen dava hakkının da devredildiğini, bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olduğunu, hali hazırda müvekkilinin taraf ve davayı takip ehliyeti mevcut olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLER: Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığın’ın …… Soruşturma numaralı dosyası, Küçükçekmece ….. İcra Hukuk Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyası, Gaziosmanpaşa …. Aile Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası, K.çekmece ……. İcra Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası, sosyal ekonomik durumunun tespiti için celp edilen kayıtlar, temlik belgesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Celp edilen Küçükçekmece CBS’nın …… soruşturma sayılı dosyasının tetkikinde, davacını, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra takibine konu senette yer alan isim-soyisim ve imzanın kendisine ait olduğunu, senet üzerindeki diğer yazıların şüpheli tarafından sahte olarak doldurulduğunu belirterek tarafından temlik eden … hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, Küçükçekmece CBS’nın …… soruşturma sayılı dosyasında verilen 02/12/2019 tarihli karar ile, Müşteki ile şüpheli arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette bulunması ve olayda sahtecilik suçunun unsurlarının bulunmaması sebebi ile şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Celp edilen Gaziosmanpaşa ….. Aile Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasının tetkikinde, … tarafından, … aleyhine 31/08/2018 tarihinde boşanma talepli dava açıldığı, mahkemece verilen 19/09/2019 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın 24/09/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Celp edilen K.çekmece …… İcra Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasının tetkikinde, … tarafından, … aleyhine 25/10/2019 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ve yetkiye itiraz talepli olarak dava açıldığı, mahkemece verilen 27/11/2019 tarihli karar ile, Şikayetin kabulü ile; Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasından, ödeme emrinin şikayetçiye 24/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine, Yetkiye itirazın kabulü ile; küçükçekmece ….. icra dairesinin ……. esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden icra dairesinin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde icra dosyasının yetkili “büyükçekmece” nöbetçi icra dairesine gönderilmesine, karar verildiği görülmüştür.
Celp edilen Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının tetkikinde, … tarafından, … aleyhine 355.000 TL bedelli senetten kaynaklı alacağın tahsili amacıyla 27/09/2019 takip tarihle icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından 25/10/2019 tarihli dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz edildiği, Küçükçekmece …… İcra Hukuk Mahkemesi …… Esas …… Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiğinden, dosyanın Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünde ……. Esas sayılı dosya numarasını aldığı görülmüştür.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK’nun 200. maddesinde, miktar ve değeri belli bir miktarın üzerinde olan hukuki işlemlerin senetle ispat edilmesi gerektiği, aynı kanunun 201. maddesinde de, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği hüküm altına alınmış, yine aynı kanunun 203. maddesinde de, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları belirtilmiştir. Yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış ise, bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez ancak senet ile ispat edilebilir. (Yargıtay 3. HD. 2015/12261 esas, 2015/19517 sayılı ilamı)
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun başka bir amaçla verildiği yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/2939 Esas, 2019/4786 Karar sayılı 2017/3521 Esas, 2019/1844 Karar sayılı kararları)
Senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası yönünden ise 6102 sayılı TTK 778 yollamasıyla 680. maddesi gereğince açık bono düzenlenebileceği ve davacının bu iddiasını da ancak yazılı delille ispat edebileceği görülmektedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına binaen; dava konusu senet hakkında Küçükçekmece CBS’nın ….. soruşturma sayılı dosyasında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. HMK’nun 203/1-a maddesinde düzenlenen altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemlerde tanık dinlenebileceğine dair hüküm, senet alınmayan hallerde uygulanabilecek bir hükümdür. Eşler arasında dava konusu senet verilmiş olduğuna göre senede karşı ileri sürülen iddiaların yine senetle ispatı gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20.01.2014 tarih, 2013/17832 Esas, 2014/1460Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) Davacı taraf, imzasını inkar etmediği senet nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamış olup davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.” hükümleri uyarınca, somutlaştırma yükümlülüğü çerçevesinde, tarafların yargılamada, İspata elverişli şekilde dayandıkları maddi vakıaları somutlaştırmaları, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri gerektiği, bu bağlamda davacı tarafın dava dilekçesinde “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibareleri kullanmış olması yemin deliline açıkça dayanmış olduğu biçiminde yorumlanamayacağı, bu kavramlarının kullanılmasının somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmeyeceğini ve “yemin” delilini kapsamayacağından yemin delili hatırlatılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 6.063,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.982,30 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Temlik Alan Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 52.700,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır