Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/973 E. 2020/740 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/973 Esas
KARAR NO : 2020/740

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında muhtelif ürünlerin alım satımı konusunda uzun süredir gelen şifahi bir anlaşma olduğunu, davalının e-posta ve ……. uygulaması yoluyla verdiği siparişlerin kendisine teslim edildiğini, ancak son dönemde teslim alınan ürünlere ilişkin fatura bedeli ödenmediğinden alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 8.465,64 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 07/08/2020 havale tarihli raporunda; davacının, ticari defterlerinin lehine delil olma özelliği bulunduğunu, davacı tarafça 7 adet belge karşılığının BS formu ile bildirildiği, bildirilmeyen 1 adet belgenin 09/08/2018 tarihine ilişkin 944,00 TL bedelli satış faturası olduğu, davalı tarafça da, davacı şirket tarafından düzenlenen 7 adet belge karşılığının BA formu ile bildirildiği, tarafların BA / BS bildirimlerinin birbiriyle uyumlu olup, birbirini teyit ettiklerini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında plastik bardak alım satımı konusunda süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, buna istinaden düzenlenen faturaların davacı ve davalı tarafça birbiriyle uyumlu olarak BA ve BS formlarıyla bildirimlerinin yapıldığı görülmüştür.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlayacağından davalı tarafça uyuşmazlık konusu bakiye cari hesaba konu fatura bedelleriyle uyumlu olarak yapmış olduğu BA formu bildirimleri dikkate alındığında davacının 7.521,64 TL yönünden davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Yasal bildirim tutarı altında kaldığı için BA/BS formu ile bildirimi yapılmayan 09/08/2018 tarihli, 944,00 TL bedelli fatura yönünden herhangi bir irsaliye faturası ibraz edilmemiş olup, bu fatura yönünden davacı, fatura konusu ürünleri teslim ettiğini ispat edememiş, davacı tarafça yemin deliline de başvurulmayacağı bildirildiğinden 944,00 TL’lik fatura yönünden davanın reddine, 7.521,64 TL’lik asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 7.521,64 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.504,32 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 513,80 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 102,25 TL harcın mahsubuyla bakiye 411,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 102,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 146,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 910,5TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 808,97 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …

Hakim …