Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/953 E. 2021/102 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/953
KARAR NO : 2021/102

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 15/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil ürünlerinin imalat pazarlama ve satışı alanında faaliyette bulunduğunu, müvekkili şirketin Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyasına konu alacağını Bakırköy …… Noterliğinin 23/10/2017 tarih ve …… yevmiye sayılı alacağın temliki sözleşmesi ile davalı şirkete temlik ettiğini, temlik işleminden dolayı tarafların ticari defterlerine alacak ve borç kaydı oluşturduklarını, alacağın temlikinden dolayı müvekkili şirketin davalı şirketten olan alacağının ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya dayanak edilen temlik sözleşmesi incelendiğinde alacağın temliki karşılığında temlik edene karşı herhangi bir bedel ödeneceği yönünde hüküm bulunmadığının görüleceğini, nitekim temlik sözleşmeleri borç doğuran bir işlem olmayıp tasarruf işlemi olduğunu, somut olayda temlikin ivaz karşılığı yapılmadığının temlik sözleşmesinden açıkça anlaşıldığını, müvekkili şirkete ait ticari defter kayıtlarında da temlik nedeniyle davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığının görüleceğini, kaldı ki davacının iddia ettiği gibi bir edim karşılığı temlikin yapıldığının kabul edilmesi halinde TBK’nın 191/1 maddesi hükmüne göre temlik eden davacının borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş sayılması gerektiğini, yapılan cebri icra işlemi sonunda dosya borçlusunun satılan menkul varlığının 145.000 TL olup icra masrafları düşüldükten sonra ancak 120.000 TL alacağın tahsil edilebildiğini, borçlu şirket iflas ettiğinden alacağın iflas masasından tahsilinin ise masa varlığı itibariyle mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; davacının, 23/10/2017 tarih, ……. yevmiye numaralı Bakırköy …… Noterliği tarafından düzenlenen alacağın devri sözleşmesine dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde 217.159,47 TL asıl alacak, 15.836,28 TL faiz olmak üzere toplam 232.995,75 TL alacağın işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için alacağın devri sözlemesine dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 30/12/2020 tarihli raporunda özetle; davacı ve davalı şirketin 2017-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinde bulunduğu, 2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davacı tarafın 2017, 2018, 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafa ait herhangi bir temlik alacağı kayıt işleminin veya başkaca bir cari hesap alacağı kayıt işleminin olmadığı, davalı tarafın 2017 yılında davacı taraf adına cari hesap açtığı, 10/12/2017 tarihli tutanak açıklamalı 282.000 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı tarafından alacaklı olduğu 31/12/2017 tarihinde davacı tarafın davalı tarafından 282.000 TL alacaklı olduğu, 2018 yılında davacı taraf adına cari hesap açıldığı, 01/01/2018 tarihli açılış fişi kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 282.000 TL alacaklı olduğu, kapanış fişi ile de davacı tarafın davalı taraftan 282.000 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı hesabın Bakırköy….. İcra Dairesi …… dosya no alt hesap adı ile cari hesap işlemlerinin devam ettiği, 01/01/2019 tarihli açılış fişi kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 282.000 TL alacaklı olduğu, 01/01/2019 tarihli 137.000 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 145.000 TL alacaklı olduğu, kapanış fişi kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 145.000 TL alacaklı olduğu, davalı taraf ticari defterlerine yaptığı kayıt işlemleriyle ilgili dayanak olarak tevsik edici belge sunmadığı verilen bilgiler çerçevesinde taraflar arasındaki alacağın devri amacının net bir şekilde anlaşılamamakla birlikte taraf ticari defterleri ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında alacağın devri ilişkisinin alacak hakkı kazanmaya yönelik bir devir olduğu kanaatine varılmakta olup, mahkemenin de bu kanaate varması halinde davacının icra takip tarihi itibariyle 217.159,47 TL alacaklı olduğu, aksi durumda ise bir alacağın bulunmadığı sonuç ve kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı ve davalı arasında 23/10/2017 tarih, …… yevmiye numaralı Bakırköy ……. Noterliği tarafından düzenlenen alacağın devri sözleşmesinin düzenlendiği, anlaşmaya göre davacının, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyasında ki 216.000 TL tutarındaki alacağın tamamını, 1.159,47 TL işlemiş faiz ve işleyecek faiz ve bütün ferilerini aralarındaki ticari ilişkilerinden kaynaklı olarak davalıya devrettiği, alacağın devrinin hangi amaçla yapıldığının yazılı sözleşmeden anlaşılamadığı, ticari ilişkiden kaynaklı olarak devredildiği belirtilmiş ise de tarafların incelenen ticari defterlerinde devir öncesi aralarında ticari ilişkinin olmadığının tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda temlikin alacak hakkı kazanmaya yönelik devir olduğu kanaati bildirilmiş ise de, davacı tarafça temlikin alacak hakkı kazanmaya, tahsile veya ivazlı olarak yapıldığına dair delil sunulmaması, davacının sözleşmeden dönerek verdiğini geri istemesini haklı kılar bir sebep/delil sunulmaması, davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.814,01 TL harcın mahsubuyla bakiye TL 2.754,71 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 24.759,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır