Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/949 E. 2020/704 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/949 Esas
KARAR NO : 2020/704

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14/11/2016 tarihli dağıtım anlaşması yapıldığı ve müvekkili şirketin ……. adlı dergilerin bayiler aracılığı ile satış hakkını tek yetkili olarak davalı şirkete verdiğini, taraflar arasında açık hesap ilişkisi olup, 2019 yılı içinde ödenmeyen faturalardan iadelerin düşülmesi neticesinde 44.278,86 TL bakiye alacak bulunduğunu, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığını, davacının müvekkiline hiçbir hizmet vermediğini, buna rağmen fatura düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 46.161,44 TL asıl alacak, 49,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.210,77 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 07/08/2020 havale tarihli raporunda; davacının incelemeye esas defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davacının BS bildirimleri ile davalının BA bildirimlerinin 2017, 2018 ve 2019 yıllarında birbirini teyit ettiği, arada herhangi bir farkın bulunmadığı, davacının davalıdan 44.278,86 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Davalı şirket yetkilisine 14/11/2016 tarihli dağıtım anlaşmasında bulunan imza gereğince isticvab davetiyesi çıkartılmış olup, davalı usulüne uygun tebliğ edilen isticvaba icabet etmemiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, isticvab davetiyesi içeriğine göre; taraflar arasında dağıtım anlaşması yapıldığı ve anlaşmaya istinaden düzenlenen faturaların davacı tarafça BS formuyla ve davalı tarafça da BA formuyla bildirimlerinin yapıldığı ve BA – BS bildirimlerinin uyumlu olduğu görülmüştür.
BA formundaki fatura kayıtları ile ilgili araştırma ve inceleme yaptırılmış olup bu kayıtların bir bütün olarak davacı lehine ve davalı aleyhine sonuç doğurduğu kanaatine varılmıştır. (Yargıtay 19. HD. 2011/8941 E. – 2012/969 K sayılı kararından hareket edilmiştir. )
Esasen VUK nun 381 seri nolu genel tebliği ve Ba formu içeriği ile vergi uygulaması gözetildiğinde aksini düşünmek mümkün değildir. Yine genel ispat kuralları çerçevesinde hiç bir kimsenin kendi aleyhine delil oluşturmayacağı düşünüldüğünde davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanı kendisini bağlayacağından davalı tarafça uyuşmazlık konusu bakiye cari hesaba konu fatura bedelleriyle uyumlu olarak yapmış olduğu BA formu bildirimleri ve isticvab davetiyesine icabet edilmediği dikkate alındığında davacının takip konusu faturalardan dolayı davalıdan 44.278,86 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının temerrüde düşürülmüş olduğu, davacı tarafça ispatlanamadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine, davalı aleyhine girişilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 44.278,86 TL asıl alacak, 49,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.328,19 TL yönünden davalının Bakırköy…. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 8.865,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 3.024,68 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 558,45 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.466,23 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 558,45 TL peşin harç olmak üzere toplam 602,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 917,50TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 879,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 6.556,25 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 1.931,91 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2020

Katip …

Hakim …