Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/933 E. 2020/777 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/933
KARAR NO : 2020/777

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; …… Tahkim Merkezi nezdinde ……Havacılık A.Ş tarafından müvekkili … Aleyhine dava ikame ettiğini, …… Tahkim Mahkemesinin 11/04/2016 tarihli kararı ile müvekkili …… Ltd. Yönünden …… Tahkim Merkezi’nin yargı yetkisine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın müvekkili yönünden reddine karar verdiğini, …… Tahkim Mahkemesinin 11/04/2016 tarihli Yargı Alanı Kararı’nın 3 nolu bendinde ise ”Davacı, davalıların, davacının talebi ile ilgili masraf ve masraflarının karşılanması için, davalılara 290706.06 USD tutarında faiz ödemesi ve bu ödül tarihinden itibaren yılda %5 faiz ödemesi talimatı verilmektedir.” şeklinde hüküm kurulduğunu, ……Havacılık A.Ş ise …… Tahkim Kurulu kararına karşı İsviçre Federal Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunduğunu, İsviçre Federal Mahkemesi I.Hukuk Dairesinin …… dosya no ve 06/10/2016 tarihli kararı ile davalı ……’nin …… Tahkim Mahkemesi’nin …… dava nolu karara karşı itirazının reddine ve itiraz sahibinin, itiraz muhatabı müvekkili …’ye 80.000-FR tazminata mahkum ettiğini, …… Tahkim Mahkemesi kararına karşı itirazın red kararının Federal Mahkemesi Yasası madde 61 uyarınca kesinleştiğini, bu nedenlerle …… Tahkim Merkezi’nin …… dava nolu kararın tanınması ve tenfizine, …… Tahkim Merkezi’nin …… dava nolu kararına karşı itiraz başvurusunda bulunulan ve karara bağlanan İsviçre Federal Mahkemesi’nin ….. esas nolu kararın tanınması ve tenfizine, yargılama harç ve giderlerin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili özetle: davacının dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerini veya sadece örneklerin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar içinde bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderinin pul olarak verilmesinin zorunlu olduğunu, davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu belgeleri mahkemeye sunmaması ve davalıya tebliğ etmemesi sebebiyle süresinde sunulmayan delilleri kabul etmediklerini ve yeni delil sunulmasına muvafakat etmediklerini, …… Tahkim Merkezi’nin …….. nolu dosyası kapsamında verilen 11.04.2016 tarihli yargılama yetkisi hakkındaki kısmi kararın (partial award on jurisdiction) İsviçre’de mukim bir tahkim heyeti tarafından verilmiş olması, bu kararın tanıma ve tenfızi talebinin Türkiye’de yapılıyor olması ve hem İsviçre’nin hem de Türkiye’nin taraf olması nedeniyle, davacı tarafın tanıma ve tenfız talebine 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfızine ilişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (“New York Konvansiyonu”) uygulanacağını, New York Konvansiyonumun IV. maddesinin 1. fıkrası ve MÖHUK’un 61. maddesinin 1. fıkrasının a bendi gereğince tanıma ve tenfiz talebinde bulunan tarafın bu talebi içerir davayı açarken belgelerini de ibraz etmesi gerektiğini, eğer zikri geçen karar veya zikri gecen hakem anlaşması ileri sürüldüğü memleketin resmî bir dilinde yazılmamış bulunursa, hükmün tanınması ve icrasını isteyen tarafın, bu belgelerin zikri geçeri dile çevrilmiş bir tercümesini ibraz etmesi gerektiğini, tercümenin resmî veva yeminli bir tercüman yahut da diplomatik veva konsolosluk tarafından onanmasının şart olduğunu, sonuç olarak New York Konvansiyonu ile MÖHUK’un belirtilen maddeleri ışığında, davacının dava dilekçesinde adresini bildirmemesi bir dava şartı olduğundan huzurdaki davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, müvekkil şirket ……, iç ve dış hatlarda yolcu ve yük taşımacılığı faaliyetlerinde bulunmak üzere ruhsatlandırılan ve bu şekilde 15 yılı aşkın bir süredir havayolu ile ulusal ve uluslararası varış noktalarına yolcu ve yük taşımacılığı yapan, Türkiye’nin önde gelen havayolu şirketlerinden birisi olduğunu, müvekkil şirketin yönetim kuıulu başkanlığını Ocak 2006 tarihinden bu yana …… yürüttüğünü, davacı … ise 2005 yılında kurulmuş ve merkezi Erbil – Kuzey Irak’ta bulunan bir havayolu şirketi olduğunu, şirket ana sözleşmesinin tanzim edildiği tarihte şirketin tek başına hissedarı olarak görünen ……..’in şirketteki görevi; sahip olduğu hisseleri …….’in kumcularından olan ……’nin başkanı …… adına yediemin sıfatıyla elinde bulundurmak ve geçici olarak …….’in yönetimiyle sommlu olduğunu, bu bağlamda , ……’nın Irak Kürt Bölgesel Yönetimi eski Başkanı …… ‘nin yeğeni olması dolayısıyla esasında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni yöneten …….. nin bir yatırım projesi olduğunu, müvekkil şirketin düzenlediği uçuşların biletlerinin Kuzey Irak bölgesinde satılması amacıyla ……’nın sahibi olduğu ……. ile müvekkil şirket arasında 06.06.2008 yılında bir umumi acentelik sözleşmesi imzalandığını, 2010 yılında …… ile müvekkil şirketin Kuzey Irak bölgesinde mukim bir havayolu şirketi üzerinde ortaklık kurmak konusunda mutabık kalmışlar ve bu projenin …… kontrolünde olan davacı … temelinde gerçekleştirilmesine karar verildiğini, buna göre müvekkil şirket, havayolu işletmeciliği konusundaki tecrübesi ile …….’in operasyonel yönetimini üstlenecek ve ……… da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile Irak Sivil Havacılık İdaresindeki ilişkilerini ve nüfuzunu kullanarak ……. ‘in faal bir havayolu şirketi haline gelmesi için gerekli izin ve ruhsatların alınmasını sağlayacağını, bu doğrultuda 15.05.2013’te şirketin hissedarı olarak görünen ……. ile müvekkil şirket arasında bir ortaklık sözleşmesi (Ortaklık Sözleşmesi – Shareholders Agreement) imzalanmış ve …… ile havayolu ulaşımı ancak ……ile yapılan ortaklıkla mümkün olduğunu, bu sözleşme ile taraflar, sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların …… Merkezi nezdinde oluşturulacak Cenevre/İsviçre’de mukim bir tahkim heyeti tarafından halledilmesi konusunda anlaştıklarını, 28.07.2013 tarihinde ise …….’te bulunan hisseler ve kendisinin tüm hak ve yükümlülükleri, 03.11.2013 tarihli prptokol (Protokol) ile ……’ya geçtiğini, bu protokol ile ……. operasyonel yönetiminden müvekkil şirketin sorumlu olacağı ve ……’in sorumlu müdürü (genel müdür), bakım müdürü, uçuş işletme müdürü, eğitim müdürü ve uçuş güvenlik müdürünün müvekkil şirket tarafından tayin edileceği kararlaştırıldığını, buna göre taraflar, ……’in ve ……tarafından seçilmiş personelin her türlü operasyonel faaliyeti icra etmek için yetkili ve bu faaliyetlerden sorumlu olduğu konusunda anlaştıklarını, bu bağlamda …… ve …… personeli ise mali konulardan ve Irak resmi makamlarıyla olan işlemlerden sorumlu olduğunu, huzurunuzdaki dava tarihi itibariyle …… unvanlı şirketin hissedarları, %51 hisseyi elinde bulunduran …… ve %49 hisseye sahip …… ‘tir. …… şirketin başkanı, …… ise başkan yardımcısı olduğunu, müvekkil şirket ile arasındaki Ortaklık Sözleşmesi ile Protokol’e aykırı olarak davalı … yönetiminin tamamını ele geçirdiğini, …… tarafından atanmış sorumlu müdür görevini yapamamış ve …… ile …… bu görevi gasp ettiklerini, ……’in operasyonel idaresinin havacılık işletmeciliği alanında bir tecrübesi bulunmayan bu kişilerin eline geçmesi nedeniyle uçuş güvenliği anlamında ciddi riskler ortaya çıktığını, açıklanan nedenlerle müvekkil şirketin ortaklıktan kaynaklanan zararlarının tazmini için …… ve …… aleyhine 16.01.2015 tarihinde …… Tahkim Merkezi’ne tahkim başvurusunda bulunduğunu, …… Tahkim Merkezi nezdinde oluşturulan tahkim heyeti tarafından incelenen …… ile müvekkil şirket arasındaki …… nolu tahkim dosyası halen devam ettiğini, 19.12.2017 – 20.12.2017 tarihlerinde duruşmaları görüleceğini, Ortaklık Sözleşmesi, taraflarca bir şirket ana sözleşmesi olarak kabul edildiğini ve şirketin organizasyon yapısıyla ilişkili düzenlemelerin yanı sıra, şirket muhasebesinin düzenlenmesi, mali kontrol ve finansman planı hakkındaki düzenlemeleri de içerdiğini, davacı …’in tahkim davası kapsamında sunduğu 09.11.2015 tarihli dilekçesi ile kendi yönünden hakem heyetinin yargılama yetkisi bulunmadığını ileri sürmüş ve müvekkil şirket tarafından sunulan 18.12.2015 tarihli dilekçe ile davalının iddialarına cevap verildiğini, bu hususa ilişkin tahkim heyeti, huzurunuzdaki davaya konu 11.04.2016 tarihli kısmi kararı vermiş ve …… yönünden yargılama yetkisi bulunmadığına hükmettiğini, ……’nın imzasının şirket kaşesi üzerinde atılmış olduğu ve onun deneyimli bir iş adamı olarak bunun bağlayıcı etkisini bildiğini, buna karşın ……, tahkim davası kapsamında yargılama yetkisine ilişkin olarak yapılan Z8.01.Z016 tarihli duruşmada tanık olarak dinlendiğini ve beyanlarından dolayı İsviçre Ceza Kanunu’nun 306 ile 309. maddeleri uyarınca sorumlu olacağını kabul etmesine rağmen, Protokol üzerindeki imzasının yanına …… kaşesinin kim tarafından vurulduğunu bilmediğini ileri sürdüğünü ve duruşma öncesinde tahkim dosyasına sunulan 12.01.2016 tarihli yazılı tanık beyanında da bu ifadesini tekrarladığını, ……’nın Protokol’de bulunan imzası ve …… kaşesi üzerinde Adli Tıp Belge Kimyası Uzmanı Prof. Dr. …… in tarafından yapılan incelemede tespit edildiğini ve kendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarında da teyit edildiğini, ……’nın imzası açıkça …… kaşesi üzerinde bulunmakta olduğunu, bu husus çıplak gözle dahi görüldüğünü, imzanın akışı takip edildiğinde ve …… kaşesi ile olan kesişmelere bakıldığında bu durum açıkça ortaya çıktığını, bu durum tahkim heyeti tarafından davaya konu 11.04.2016 tarihli kısmi kararda dikkate alınmadığını, ……’in Ortaklık Sözleşmesi’ne ve Protokol’e taraf olduğu ve tarafların da asıl iradesinin bu yönde olduğu son derece açık olmasına karşın tahkim heyetinin ……’nın gerçeğe aykırı beyanlarından hareketle …… yönünden yargılama yetkisine sahip olmadığına karar verdiğini, müvekkil şirketin bu ortaklıktan kaynaklanan zararlarının boyutu dikkate alındığında, ……’in tahkim davasının tarafı olmaktan çıkarılmasına ilişkin Tahkim Heyeti’nin kamu düzenine aykırı kısmi kararının Sayın Mahkemeniz tarafından tanınması ve tenfızine karar verilmesi durunda, devam eden Tahkim yargılaması sonucunda müvekkil şirket lehine hükmedilebilecek tazminata ilişkin nihai kararın bir gerçek kişi olan ……’ya karşı icra edilebilmesi Erbil’deki mevcut konjonktür altında fiili olarak mümkün olmayacağını, …. Ltd (……) Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yöneijjufhin başkenti Erbil’de kurulan bir havayolu şirketi olduğunu, …….. i’nin yeğeni …… ……’in hisselerinin %51’ini elinde bulundurduğunu, iç ve dış basındaki haberlerde yer aldığı gibi Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKYB) Başkanı …… kabilde düzenlediği basın toplantılarında Kürtlerin bağımsızlığına ilişkin bağımsızlık referandumunu ilan ettiğini, İrak Merkezi Yönetimi ve dış politikadan gelen bütün karşı görüşlere rağmen referanduma ilişkin tutumunu sürdürdüğünü, IKYB’nin ısrarcı tutumunu sürdürmesi üzerine uzun süren siyasi tartışmalar yargıya taşındığım, Irak Anayasa Mahkemesi tarafından referandumun durdurulmasına karar verildiğini, Irak parlamentosu da Kürt milletvekillerinin boykot ettiği oylama sonucunda referandumu tanımama kararı alarak aynı oylamada…….’ye ülkenin toprak bütünlüğünün korunması için “gerekli tüm önlemleri” alma yetkisini verdiğini, Kürtlerin bağımsızlık referandumunu istemeyen ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke IKYB Başkanı ……’yi uyardığını, ve IKYB üzerinde sert yaptırımlarda bulunduğunu, Referanduma karşı çıkan ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini düşünen Türkiye de referandumun “ulusal güvenlik” meselesi olduğunu belirtildiğini, “Bu konuda her türlü adımı atmaya hazırız” ifadesinde bulunan Başbakan ……, aynı zamanda Türkiye’nin karşısındaki meşru otoritenin Bağdat’taki merkezi hükümet olduğunu, Türkmenlere yönelik şiddet olaylarının artması halinde buna duyarsız kalınmayacağını ve atılacak askeri adımların da Irak merkezi yönetimi ile koordinasyon içinde olacağını, bölge ülkelerinden ve dünyadan gelen uyarıları dikkate almayan …….’nin ısrarcı tutumları üzerine Başbakan ……, Kuzey Irak’a yapılan uçuşların durdurulduğunu ve ……. yönetimindeki Erbil ve Süleymaniye’ye uçuşların yapılmayacağını ifade ettiğini, basında yer alan haberlere göre de Türkiye tarafından IKYB’ye karşı kademeli ilerleyecek askeri ve ekonomik yaptırımların uygulanması da gündemde olduğunu, ………. yönetimindeki IKYB ile Türk Hükümeti arasındaki mevcut siyasi gerginlik göz önünde bulundurulduğunda, bu konjonktür altında tahkim yargılaması sonucunda müvekkil şirket lehine hükmedilebilecek tazminata ilişkin nihai kararın bir gerçek kişi olan ……’ya karşı icra edilebilmesi mümkün olamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 1IC Uluslararası Tahkim merkezi’nin ……. nolu dosyası kapsamında verilen 11/04/2016 tarihli kısmi kararının 207.paragrafında yer alan hüküm bölümünün 3.maddesinde müvekkil şirketin yargılama giderleri olarak tahkim davasının davalıları olan …… ile ……’e kısmi kararın verildiği tarihten itibaren işleyecek %5 faiz ile birlikte 290.706,06 USD ödemesine karar verildiğini, oysa ki hükmün bu maddesi incelendiğinde, müvekkil şirketin ödeyeceği ifade edilen yargılama giderlerinin davalıların her biri açısından ayrı hesaplanmadığı ve öngörülen 290.706,06 USD’lik yargılama giderinin her iki davalıya ödenecek yargılama gideri olduğunu, davacı …’in …… adına hareket ederek yargılama giderlerinin tamamının kendileri lehine hükmedilmişcesine …… ‘nın dahileyeti olmaksızın tek başına kısmi kararın tanıma ile tenfızi talep edildiğini, bu durumun MÖHUK’un 52.maddesinin 1.fıkrasını açıkça ihlal ettiğini, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfızine MÖHUK’un 54.maddesinde yer alan şartları taşıyor olması gerektiğini, MÖHUK’un 48.maddesi uyarınca Türkiye’de ikametgahı bulunmayan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin, tanıma ve tenfız talebiyle birlikte teminat da göstermesi gerektiğini, kamu düzeni kavramı yabancı mahkemem hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde tanıma ve tenfız engeli olarak MÖHUK’un 54.madesinin c bendinde düzenlendiğini açıklayarak İsviçre Federal Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin ……. esas ve 06/10/2016 tarihli kararının kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle tanıma ve tenfızi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …… Tahkim Mahkemesinin 11/04/2016 tarihli ……. dava nolu aslına uygun tasdikli örneği, …… Tahkim Mahkemesinin 11/04/2016 tarihli …… dava nolu kararın yeminli noter tasdikli tercümesi, 21/05/1991 tarih ve 20877 sayılı Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Metni ve Akit Devletleri gösterir liste, İsviçre Federal Mahkemesi I.Hukuk Dairesinin …….. esas ve 06/10/2016 tarihli kararın tasdikli aslına uygun tasdikli örneği, sviçre Federal Mahkemesi…….. Hukuk Dairesinin ……. esas ve 06/10/2016 tarihli kararın kesinleşme şerhi ve yeminli noter tasdikli tercümesi ile tüm dosya kapsamı.
…nin 28/02/2018 gün ve ….. esas ….. karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi Başkanlığının 24/10/2019 gün ve …. esas …… karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu uyarınca yabancı ülke mahkeme kararının tenfizi talebinden ibarettir.
Tenfiz; yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra olunabilmesini sağlayan mahkeme kararıdır. Tenfiz usul ve esasları 2675 sayılı MÖHUK’un 34 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Mahkemeleri’nin yabancı ülke mahkeme kararlarının tenfizi davasında yerindelik denetimi söz konusu değildir. Tenfizden amaç yabancı ülke mahkeme kararının aynen Türkiye’de herhangi bir mahkemenin verdiği bir kararmış gibi kabul görmesidir. Bu amaçla Türk Mahkemeleri’nin yabancı ülke mahkeme kararında tenfize konu hükmü değiştirme hak ve yetkisi dahi bulunmamaktadır. Yargılamada sadece tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmesi yapılır.
Türk hukuk sisteminde yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilebilmesi için gerekli koşullar sıralanmıştır. Buna göre, yabancı mahkeme kararının ülkesinde verildiği devlet yasalara göre şekli bakımından kesinleşmiş olması, türkiye cumhuriyeti ile o ülke arasında karşılıklı anlaşma veya o devlette Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir yasa hükmünün veya fiili uygulamının bulunması, yabancı mahkeme kararının Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda vermiş olması, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, karşı tarafın savunma hakkına uyulmuş olması gerekmektedir.
Mahkememizde açılan tanıma ve tenfızi istenen …… takim merkezinin ….. dava nolu kararının tanınması ve tenfizine yöneliktir. Bu yöndeki karara karşı itiraz başvurusunda bulunulan ve karara bağlanan İsviçre Federal mahkemesinin …… esas nolu kararının, verildiği ülke usul hukukuna göre verilmiş ve usulünce kesinleşterilmiş bir ilam olduğu, 5718 sayılı MÖHUK 54. maddesinde belirtilen tenfız şartlarını taşıdığı, uygulanmasının Türk kamu düzenine aykırı sonuçlar doğurmadığı anlaşıldığından …… takim merkezinin…… dava nolu kararının tanınması ve tenfizine, bu yöndeki karara karşı itiraz başvurusunda bulunulan ve karara bağlanan İsviçre Federal mahkemesinin …… esas nolu kararının tanınması ve tenfizine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
…… Tahkim Merkezi’nin …… dava nolu kararının TANINMASI VE TENFİZİNE, bu yöndeki karara karşı itiraz başvurusunda bulunulan ve karara bağlanan İsviçre Federal Mahkemesinin ….. esas nolu kararının TANINMASI VE TENFİZİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 20.547,65 TL harçtan peşin alınan 31,40 + 5.136,91 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik 15.379,64 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 31,40 + 5.136,91 TL olmak üzere toplam 5.168,31 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 94,50 + 76,00 TL olmak üzere toplam 170,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 29.506,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
(e-imzalıdır)
Üye …
(e-imzalıdır)
Üye …
(e-imzalıdır)
Katip …
(e-imzalıdır)